YOKLUĞUN HİKAYESİŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Yokluğun hikayesi...
Gök delinmişcesine yağıyor yağmur ne varsa döküyor sanki eteğinde ki taşlarını tutuldu yüreğim dinmiyor bu sağanak artık düşlerim bile ıpıslak hüzün oturmuş yüreğimin göz göz odolarına her odasın da baş köşeye kurulmuş hasretin oysa buram buram kokusu geliyor sevmelerin titrek bir kandil ışığında sevişiyor hayalin her odasında ayrı efkar her odası tarumar duvarlarında yosun tutmuş elâsı gözlerimin Sen süzülüyorsun yüreğimin kaynağından kirpiklerime yokluğunu kaldır aradan bir gülümse sar benide seninle birlikte şu halimi bir görseydin asardın içinde yokluk geçen tüm sözcükleri bir bir tavana sen olurdun celladı hepsinin korkma derdin kucaklardın içimdeki çocuğu bilirim sende deliler gibi özledin çık gel çık gel içinden gecenin bana yaşatma sevgi dolu sesinin yokluğunu gözlerimde nakış nakış Aşkı işledim 25Mart2016/ BALIKESİR-Erdek saat:09:15 Canan Eren |