***şehre yağmur yağıyordu ve sen gidiyordun***
seni izledim penceremin pervazına dayanıp,
ayak seslerin hala dolaşıyordu içimde gidiyordun, gitme diyemedim, anlatamadım içimdeki kırgınlıkları, anlatamadım o kırgınlığın içinde devasal olan sevdayı yağmur damlaları süzülüyor camdan, gidişlerini sonra, pencerenin dışından hayatla buluşmalarını seyrediyorum tıpkı senin arkanda bıraktığın ıslaklığın gibi... sustum biliyordu içimdeki çocuğun, kendine küstüğünü yeniden bulmuştum kendimi, baharın renklerini tanımıştım saçlarında gözlerindi dehlizimi aydınlatan, evet evet o ışıktı karanlıktan alıp aydınlığa çıkaran yüreğimi senle olunca izin vermiştim o çocuğun oynamasına izin vermiştim, her gelişinde saçını okşayışına ama sonra gidiyordun sıcacık yatağımdan çıkıp alal acale giyiniyordun geç kaldım diye oysa ne çok isterdi o çocuk senle uyumayı ve senle uyanmayı sabahları da... uyumak istemedin, kalmaya korktun hep bırakmayacağım diye oysa kal diyecek değildim sana, hem nasılsın diyebilirdim sen bir başka kadına sevdalıyken, onunla bir hayatı paylaşmak isterken, benimle kal! içimdeki çocuğu sen büyüt diye bağırabilir miydim içimde saklandığım dehlizde... seni şimdiden özledim, gelişini hatırlıyorum üstünde yıkık bir bina varmış gibiydi enkazları görüyordum gözlerinde suskundun, konuşmadın yüzüme baktın bir filmi seyreder gibi ellerini istedim dolaşsın saçlarımda, darmadağınık olsun yine dokunmadın, ceketini asmamıştın, dizinin üstündeydi içimdeki çocuğa oturma dercesine, oturmadım, bekledim bir sesi bir gülüşü yaramazlık yapayım diye girmek istemiyordum, kolumdan tutup çıkardığın dehlize içten içe bir kesik açılıvermiş gibiydi kanıyordum ayağa kalktın, tam önüme durdun bir şey söylemek ister gibiydi dudakların ama sustun! anlamıştım gidiyordun gitme dememi beklermiş gibiydi gözlerin diyemedim senin gidişini seyrediyorum, şehire yağmur yağıyordu sokaklar ıslaktı, senden kalanlarında ıslak oluşu gibi benim gibi sevgili!.. ilknur köknar-sokak kaçkını |