Sadaka
Hapsinin parmaklıklarını tırmalar,
Kulaklarda çırpınan fısıltılar, Hepsinin parmaklarında, Bolca tasa ile yenmiş tırnaklar, Dar sokakların merdivenlerinden, Salına salına, Ruhlar tırmanır. Kendini silip, yeniden yazar, şehir; Işıkları söndü sönecek, Acıklı bir şiir; Öperdi, ıslandıkça parıldayan güzelliklerin, Ellerinden, İster, gerçek diye kabul et, İster inanma, De büyü, De sihir. Yıllardır usanmadan konuşurdu; Kasabalar, mahalleler, sokaklar, O tüm eskilik, Yitip giden insanlara sadaka misali, Sadakat timsali, Martıların dillerinden. |