H'AN-I ŞİVÂNAğla Hayat Ağla da Aksın Dağılsın hûrî nûrî makyajın Çakal tellâlların çatal dillerinde Çarşı mezât dolansın Kaç metelik edecekse Birkaç metrelik bez üzerinde Ölüme metreslik eden Kahpe çirkef yüzün Oyy benim gizlimdeki yaram İyi belle yerini İyi belle sebebini Seni gayr-ı meşrû bir veled Bir piç gibi Şeceresinden kovup Kimliğinde istemeyeni İyi belle Sükûtu Edep erdem belleyip Senden bîhaber Senden s’aklı Senden g’izli Ne çok Sen biriktirmişim meğerse Kuzgunî izbelerimde İçimde Biribirini basa basa ezen Herc û merc mâşer Arasât Arasât mahşer Sanırsınsın ki Sırât’tan düşüşüme gün vermiş takvimler Söyle hadi Söyle şimdi Bendeki bunca Senle Nasıl başedecek Bîçare zavallı benliğim Bîkes bîses tekilliğim Başka diyârlara Duvak duvak kar yağardı Benim içime Çakım alâz Saîrî nâr Çökerdim dizüstü Avuçlarımı sürte dürte cehennemin en dibine Eteklerime doldururdum Senden Arta Kalanım’ı Parmaklarımın kesiklerini dolduran Kan bulaşığı Kıymık kıymık mısra kırığı Kelime artığı Başkalarının Nefeslerinde oğuşturduğu ellerinin arasında Kardan adamı olurdu Benim Nereye koyacağımı bilemediğim Kemikleri epriyen İlikleri eriyen ellerimde Hârdan Adam Adının üstü örtülmüş bir şivânın Kuduz şıvgınları Bata çıka Tırnak toynak gezinirken sinemde Kan susuşlarımı Şiir sanıyorlar ya bir de Yarıp gövdemin orta yerini Ve Kazıp k’atıp mukaddes toprağını Mâbedim bildiğim makberine Bir ölü daha gömüyorlar Yapmasınlar BİR SENDE ŞÂİRMİŞİM MEĞER |