aylardan eylüldüşleri yok mazimizin gelecek ise sadece bir muamma gözlerimizde ............................................................ ellerim de hasretinden kalma eylül kesiği sancılarım ve şimdi bütün hayallerimiz sarhoş gecenin ağrılı sinesinde uyuyor sessizce ve ben kederlerimi avutuyorum yine dizlerimin üstünde yağmura yenik izlerin düştükçe gözlerimin menziline ki.... küf kokulu koridorlarından yankılanıp durur sesin düşerken gölgen hüsran dolu yüreğimin dehlizlerine şimdi söyle bana su da yanar mı ? yitip giden her aşkın ertesine ve yüreğim bir daha derinden derine kanar sessizce ilk önce izbe şehirlerimiz yıkılır birbirinin üzerine ve üşürken tenim titrek ellerinin o soğuk sillesinde gün yeniden yeni bir umuda uyanır penceremin önünde şimdi sürtük yaralarımı sarmanın da faydası yok bilirim içim kanarken böyle derinden derine işte tek bu nedenle hükümsüzdür benim bütün acılarım her yangın sonrasında bir avuç kül döner bende ki özgürlükler ve soluğum kesilir yine apansız aşk tüketir kendini gözlerim gözlerine değdikçe ve sen şimdi kaldırımları mı pastel renklere boyayıp durma boşuna tenha sokaklarımda anılarım ağlarken cığlık ciğlığa ve ömrüm tenim de firara yeltenmiş kaçak bir suçlu iken bu kadar çakırkeyif sözlerinden sana olmaz bir fayda ve sus artık bak mevsimlerden kış ve aylardan eylül sancılı bir gece de bırak zemheri ayazları hüküm sürsün gönlümde ay/su |
aylardan eylül
düşleri yok mazimizin
gelecek ise sadece bir muamma gözlerimizde
............................................................
ellerim de
hasretinden kalma eylül kesiği sancılarım
ve şimdi bütün hayallerimiz sarhoş
gecenin ağrılı sinesinde
uyuyor sessizce
ve ben
kederlerimi avutuyorum yine dizlerimin üstünde
yağmura yenik izlerin düştükçe gözlerimin menziline
ki.... küf kokulu koridorlarından yankılanıp durur sesin
düşerken gölgen hüsran dolu yüreğimin dehlizlerine
şimdi söyle bana
su da yanar mı ? yitip giden her aşkın ertesine
ve yüreğim bir daha derinden derine kanar sessizce
ilk önce izbe şehirlerimiz yıkılır birbirinin üzerine
ve üşürken tenim titrek ellerinin o soğuk sillesinde
gün yeniden yeni bir umuda uyanır penceremin önünde
şimdi sürtük yaralarımı sarmanın da faydası yok bilirim
içim kanarken böyle derinden derine
işte tek bu nedenle hükümsüzdür benim bütün acılarım
her yangın sonrasında
bir avuç kül döner bende ki özgürlükler
ve soluğum kesilir yine apansız
aşk tüketir kendini gözlerim gözlerine değdikçe
ve sen şimdi
kaldırımları mı pastel renklere boyayıp durma boşuna
tenha sokaklarımda anılarım ağlarken cığlık ciğlığa
ve ömrüm
tenim de firara yeltenmiş kaçak bir suçlu iken bu kadar
çakırkeyif sözlerinden sana olmaz bir fayda
ve sus artık
bak mevsimlerden kış ve aylardan eylül
sancılı bir gece de
bırak zemheri ayazları hüküm sürsün gönlümde
ay/su
aysu aynur kapukaya (ay/su)
.................................. Saygı ve Selamlarımla...