GÖNLÜMÜN ALBAS GÜLÜ
Faslı Şahaneyi dinledim
Dün akşam üstü Sadabad da hava güzel Şöyle diyor orda Nedim “”Bir sen ü bir ben ü bir mutrib-i pakize-eda İznin olursa eğer bir de Nedim-i şeyda Gayrı yaranı bu günlük edip ey şuh feda Gidelim serv-i revanım yürü sa’d-abada “”” Ama sen diyorsun ki Lale bahçelerini çok severim Emirgan’a gidelim Gülhane’ye gidelim Bakışalım göz göze, biraz sohbet edelim Pür-ü nur gözlerinde, endamına hayranım İstiyorsan ey canan, Çamlıca’ya gidelim Çamlıca tepesinden, devam etsin seyranım Lale İstabul demek Hayranlığı arttıran Gül ve ay eşlik eder Kalamış’ta gezerken Mehtaba çıkarken sıra kayıklar “Mehtabiye” için tüm sazlar hazır Bir ses gelir “tatlı” geceyi yırtan Eftelya’nın sesi hemen tanıdım Şöyle diyor bak “””Kaçsam bırakıp Senden uzak yollara gitsem Kalbim yanıyor İsmini her kimden işitsem Derdinle ufuklarda sönen Gün gibi bitsem Kalbim yanıyor İsmini her kimden işitsem””” Ah ahhhh Bu şarkılar beni alır götürür Götür de, karlı dağlar aşırır Masal diyarında Bir nazlı peri Omzunda aşkın şalı Gönlümün “”albas gülü”” Bak bahar geldi çevrene bir bak Erikler çiçekte Badem çiçekte Bir tutam papatya Bir demet yasemen avuçlarında Kuşlar serenatta dal uçlarında Nihavent bir türkü dolanırken Dilime Müzeyyen Senar ablam şöle diyordu “””Sabah olmuş öter bahçede bülbül Durmayıp devşirir demet demet gül Takınmış göğsüne kokulu sünbül Gözleri sürmeli köylü güzeli””” Ah ahhhh Bu şarkılar, türküler Beni benden alan yanık türküler Gözleri ihlastır, kaşı bismillah Beli elif gibi, Elhamdülillah Dili de hiç durmaz, der Allah, Allah Henüz görmediğim Gülay’ım vardır Eyyyyy İstanbul gözlü güzel Bu şiir sana özel Sadık DAĞDEVİREN Aşık LÜZUMSUZ |