İSTANBULŞiirin hikayesini görmek için tıklayın 17/07/1990 İstanbul sokaklarında dolaşırken gördüklerim.
İSTANBUL
Bir acaip şehirdir şu İstanbul Ne isterse var,peşinde koşarsa Olmazmı eri sağken karısı dul Yetmişiki cins beraber yaşarsa. Duyarsa ki taşı toprağı altın Aklını başından alır insanın Göçmez mi buralara akın akın Görmeyenin hayalinde olursa. Taşralım gelir,gidene sormadan Kandırır kendini,bıktım tarladan Kaçmaz mı hemen ardına bakmadan Gün olurda fırsatı yakalarsa. Sormuş,kardeş neden su kattın süte? Karışma hanım,sen git hele öte Gitmez mi kasaba elli gram ete Kira, maaşından fazla olursa. Değişmiş birer birer ananeler Bak,Allah aşkına,kaybolmuş neler Giymez mi çarşaf altına miniler Kabak çiçeği gibi açılırsa En meşhur karakoludur Cibali Mescidleride islamın timsali Batmaz mı bura Atlantis misali Bunca çirkef birarada olursa. Kimine vermiş parayı azdırmış kimini ise rakıyla tırlatmış Saymaz mı kendi mezarın kazdırmış Zavallı heveslenip aranırsa. Görmüşüz çok,emanete hiyanet Hatır gönül nerede insaniyet Kopmaz mı beklediğimiz kıyamet Komşusu ac kendisi tok yatarsa. Bilmezmisin burda ne varlar da var Bırakmış da gelmiş tarlayı gavar Gitmez mi Mazhar’a başında zagar* Keşmekeş bu trafikte sıkışırsa. Duayla değil bombayla yağmurlar Sen köyde gördünmü böyle çamurlar Çıkmaz mı caddeye necisli sular Alt yapıdan önce üst yapılırsa. Anlarmı sanki nasihat edince Kızar,benim bildiğim yeterince Kaçmaz mı yani fatihadan önce Girmezki camiye ezan duymazsa. KESLER sen sakın,ey ameli salih Tekbirle Sofya’yı çeviren Fatih Demez mi herhal yanlış geldim zatih Yine tebdili kıyafet yaparsa... 19/07/1990 Halit Kesler. *zagar:huni |