MARİFET
Gam olur mu aşığa, yaralanmak gönülden
Her yara, uçuruma bayır olmak marifet Vazgeçer mi hiç bülbül dikenliyse gülünden Her acıda, her şerde hayır bulmak marifet Kuyunun diplerinde yusuf olmak belki de O uğurda kaybolup kendini bulmak birde Öyle umutla işte mayalanıp da derde Terazinin gözünde helal kalmak marifet İbrahim’in düştüğü ateşte yanmak biraz Rüyalardan sıyrılıp düşte uyanmak niyaz Yandıkça kül yerine nur olup beyaz beyaz Menzilde saklı duran suya kanmak marifet Bir başına kalsan da koskoca bir şehirde Orda boğulmak pahasına aklanıp kirde Belki bir okyanusta belki molla nehirde Musa’nın açtığı yerde saklanmak marifet Gözden temiz olunmaz paklanmak önce serde Göz yaşıyla mesele yıkanmak perde perde Cümle ile sırata kalınmışken mahşerde Gülden yere düşen terde koklanmak marifet Ölmek meçhul bir zamanda muamma bir yerde Dünyalık son derde imanla gülmek marifet Tam dozunda vurulup haddi aşmadan hemde Gömülüp değerlenmek hiç umulmayan zerde Zehir dolu bardak taşmadan ölmek marifet Yusufhan Baycan / Şubat 2016 Trabzon |