- mart içlemi -
yüzündeki acıyı katlayıp yüreğine koyduğunda bu tanıdık sokağın
seni yabancı bir lisan gibi anlamadığı gerçeği ile yüzleşeceksin ve sana sırtını dönmüş ufak çaplı yalanlar derin bir öfke ile alay edecekler; yüreğin ile ve ne zor seni kolay kaybetmek bir umut mesafesi kadar yoksun ya şimdi yüreğim ele avuca sığmaz seni derin bir anlamda aramaya kalkar öylece o en haylaz ümidi ile durmaz da bir gölge boyu sensizlik gecede koyu sessizlik ey lirik bahçemin alıngan papatyaları sürgün karanfilleri kırgın gülleri acıtan bir sevgiliden farkınız ne ayrılığın ko(r)kusu gibi ruhumu sararken her biriniz aa ne ayıp ulu orta bir yalnızlık ile öpüşür dudaklarım kalabalık düşlerin seyrinde delirmeye iki biletimiz var sevmeye de tek sebebimiz düş ve gerçeğin arasında tek (t)araflı bir aşkın iç çelişkisidir silik bir tınının ölgün ezgisi vav harfinin diz çöküşü gibi elifin nezdinde olmanın derin yüklü anlamı ve ve ve omzumda yağmur ustası* kuşların ıslığı yüreğinin sert kışlığı mart ve ayaz gönlümün uçuk suflesi ey geceme sufi bir hava katan ay buklesi gökten zembille mi düş’tü aşk daha yıldızlara açılmadın daha kürek çek yıldızlara daha sonsuzluğa geceyi düşürüp gündüzü tutamazsın yerçekimi denir bunun adına bildim mi sevgilim |
Küçük yaşta aşık oldum bir kere
Severek acıyı cektim yüz kere
İzini yitirdim yandım bin kere
Ne Acı Ayrılık, Ne Acı Gurbet...
---- 23.03.2016 – Tozkoparan/İstanbul
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ - İstanbul