İnceleme
Hayal kırıklığıyla bitirdiğim bir kitap oldu. Kitabı benden önce okuyan eşime daha otuzuncu sayfada ''Ahmet ile Mehmet aynı kişi sanıyorum'' demiştim. İlk olarak Livaneli gibi bir yazarın kardeş Mehmet'ten bahsettiği bir paragraftan sonra hemen altındaki yeni paragrafta aniden gazeteci kıza dönmesinin, konular-kişiler arasındaki geçişleri çat diye yapmasının, sıkıntılı bir akış oluşturduğunu fark ettim. Çünkü bir kaç salise abandone olup konun nereden nereye geldiğini anlıyordum.
Sonra Ludmilla ile Olga'nın eğreti hikâyesi! Oldukça havada kalan bir bölümdü. Mehmet’in tutuklanma nedeni hiç gerçekçi değildi. Üstelik gazeteci kızla kurduğu onca bağdan sonra, genç gazetecinin önünü açıp, yükselmesini-başarı elde etmesini sağlama fırsatı varken, katilin ismini gereksiz bir yöntemle ve çok gereksiz bir biçimde savcıya yazması da tartışılmalıdır.Ve romanın alel acele bitiriliş şekli! Yazarın acil bir işinin çıktığı izlenimini oluşturuyor okuyucu üzerinde. Buna tükenmişlik sendromu da diyebiliriz. Belki de yazar romanın kahramanından etkilenerek, çok daha iyi bir hikâye kurgulamakta kendisini yetersiz hissetti. Beni mutlu etmedi bu roman.
Sonra Ludmilla ile Olga'nın eğreti hikâyesi! Oldukça havada kalan bir bölümdü. Mehmet’in tutuklanma nedeni hiç gerçekçi değildi. Üstelik gazeteci kızla kurduğu onca bağdan sonra, genç gazetecinin önünü açıp, yükselmesini-başarı elde etmesini sağlama fırsatı varken, katilin ismini gereksiz bir yöntemle ve çok gereksiz bir biçimde savcıya yazması da tartışılmalıdır.Ve romanın alel acele bitiriliş şekli! Yazarın acil bir işinin çıktığı izlenimini oluşturuyor okuyucu üzerinde. Buna tükenmişlik sendromu da diyebiliriz. Belki de yazar romanın kahramanından etkilenerek, çok daha iyi bir hikâye kurgulamakta kendisini yetersiz hissetti. Beni mutlu etmedi bu roman.
daha fazla
Doğan Kitap
- Puan vermedi
Okudu
Kardeşimin Hikayesi
Zülfü Livaneli
- Doğan Kitap
- 1905
Henüz yorum yapılmadı.