Tanıtım Yazısı
"Albert Camus"nün ( 1913-1960) en tanınmış, en çok yabancı dile çevrilmiş, en çok incelenmiş ve hala en çok satan kitaplar arasında yer alan "Yabancı", aynı zamanda yazarın en gizemli yapıtı. Ölümün egemen olduğu bir "varlık"ın en anlamsız olgularını saçma bir düzensizlik içinde yaşayan bu romanın başkişisi "Meursault", bir simge kahraman değildir, "adı" olmayan bir "Yabancı"dır; bu eksik kimlik, gerçeklikten algıladığı şeyi yapılandıramayan, yeniden örgütleyemeyen, ama gerçekliğin yankılarını yakalamaya çalışan bir boş bilincin imgesidir. Onun kayıtsızlığı ve edilgenliği, işte bu boş bilincin ürünüdür. Yabancı, büyüleyici gücünü, içinde barındırdığı trajedi duygusuna borçlu: Bir türlü ele geçirilemeyen anlamın sürekli aranması, bilinç ile toplumsal dünya arasındaki çatışma... Camus'yle buluşanların hiçbiri, onunla karşılaşınca hayal kırıklığına uğramamıştır. "Mutluluk, bir yerde ve her yerde hiçbir şey beklemeden dünyayı, insanları sevmektir," der Camus. Giderek daha çok sevilen bir yazar olması, onun bu sevgisinin yansımasından başka bir şey değildir.
(Arka Kapak)
IDéEFIXE'in Notu:
Albert Camus, 1957 Nobel Edebiyat Ödülü sahibidir.
daha fazla
Yazar: Albert Camus
Yayınevi: Can Yayınları
ISBN: 789755105864
Sayfa: 119s.
Boyut:
Kapak:
Tarih: 1905
Kağıt Tipi:
Raf İstatistikleri
Okuyacağım: 2 kişi
Okudum: 8 kişi
İnceleme
Ne olursa olsun, her şeyin anlamsız olduğu, her şeyden umut kesmek gerektiği düşüncesiyle nasıl kalır insan?.. Her şeyin anlamsız olduğunu söylediğimiz anda bile anlamlı bir şey söylemiş oluruz. Dünyanın hiçbir anlamı yoktur demek, her çeşit değer yargısını ortadan kaldırmak olur. Ama, yaşamak ve örneğin, yiyip içmek kendiliğinden bir değer yargısıdır. Ölmeye yanaşmadığı sürece, insan yaşamayı seçiyor demektir. O zaman da, görece de olsa, yaşamaya bir değer veriyoruz demektir. Umutsuz bir edebiyat ne demek olabilir? Umutsuzluk susar. Kaldı ki susmak bile, eğer gözler konuşuyorsa bir bir anlam taşır. Gerçek umutsuzluk can çekişme, mezar ya da uçurumdur. Umutsuzluk konuştu mu, hele yazdı mı, hemen bir kardeş el uzanır sana, ağaç anlam kazanır, sevgi doğar. Umutsuz edebiyat sözü birbirini tutmayan iki sözdür. Çünkü edebiyat olan her yerde umut vardır
daha fazla
Can Yayınları
- Puan vermedi
Yabancı
Albert Camus
- Can Yayınları
- 1905
8 yıl
İnceleme
Fransız yazar Albert Camus'ya (1913-1960) ait "Yabancı" adlı romanı okuyup bitirdim.Bu roman için yazarın en önemli eseri deniyor.İçinde biraz filozofluk da bulunan Albert Camus romanda absürd (saçma) kavramını işlemiş.Kötü bir rastlantı sonucu bir anda hapse düşüp ölüm cezası alan birinin öyküsü...Roman kahramanı Mersault bu durumu fazla kafaya takmıyor, çünkü hayatın saçma ve anlamsız olduğunu düşünüyor.Roman kahramanı topluma ve kendisine yabancılaşma yaşamaktadır.Albert Camus'ya göre hayat saçma ve anlamsızdır, ama yine de karamsar olmamalı, o hayatı güzel bir şekilde yaşamalı ve mutlu olmaya bakmalı.
daha fazla
Can Yayınları
- Puan vermedi
Yabancı
Albert Camus
- Can Yayınları
- 1905
İnceleme
MEURSAULT, kendi iradesi dışında dayatılan ve bu nedenle de anlamsız bulduğu dünyayı anlamlandırmak için herhangi bir söylemde ya da etkinlikte bulunmaz. O, bu anlamsız dünyaya yeni anlamlar katacağını söyleyen bir reaksiyoner, bir aktivist veya yeni bir peygamber değildir. Aksine, annesinin ölümüne, kendisini gerçekten seven sevgilisine, hata kendi ölümüne bile duyarsız kalabilen bir “vurdumduymaz”, etrafına karşı “kayıtsız” bir kişidir. Ama , aslında, ne” vurdumduymaz” sözcüğü ne de “kayıtsız” kavramları onun iç dünyasını tanımlayabilir; çünkü, vurdumduymazlıkta biraz eblehlik, kayıtsız da ise az çok bir değer verme vardır. Oysa, MEURSAULT rakibini tesadüfen veya kazara ya da şans eseri değil, düşünerek ve silah kullanrak öldürecek kadar aklıyla hareket eden birisidir ve gözünde herşey ama herşey anlamsız/değersizdir.
O’nu en iyi onu yaratan yazar tanımlamıştır: “YABANCI”
Memak23’ün ,“Az bir sayfaya sahip olmasına rağmen kalın ansiklopedilerde bulunamayacak bazı bilgileri taşıyan değerli derin bir eser, ” sözleri benim de sözlerim olsun ama, insanı yaşama bağlayan ancak nedeni bilinmeyen “yaşama sevincidir”; yaşamın kendisi doğrudan bir heyecan ve başlıbaşına bir sevinç kaynağıdır; ümitlerimiz, beklentilerimiz, soyun devamlılığı, yaşam standartları, vb öğeler ikincildirler. Şimdi, dünyadaki tüm insanların herbirinin bir MEURSAULT olduğunu düşünürsek insan toplumlarının kendi içinde ve diğer toplumlarla ilişkileri nasıl olurdu? Örneğin, başkalarının okumlarından ve onların takdir ve tenkit etmelerini duyarak mutlu olmaktan daha çok, kendimizi ifade etmek için, yani kendimiz için yazdığımız ve adına” edebiyat” dediğimiz kültürel bir aktivite olur muydu?
“…Albert Camus’u okuyan hiç kimsenin pişman olmayacağını düşünüyorum.”
katılıyorum
O’nu en iyi onu yaratan yazar tanımlamıştır: “YABANCI”
Memak23’ün ,“Az bir sayfaya sahip olmasına rağmen kalın ansiklopedilerde bulunamayacak bazı bilgileri taşıyan değerli derin bir eser, ” sözleri benim de sözlerim olsun ama, insanı yaşama bağlayan ancak nedeni bilinmeyen “yaşama sevincidir”; yaşamın kendisi doğrudan bir heyecan ve başlıbaşına bir sevinç kaynağıdır; ümitlerimiz, beklentilerimiz, soyun devamlılığı, yaşam standartları, vb öğeler ikincildirler. Şimdi, dünyadaki tüm insanların herbirinin bir MEURSAULT olduğunu düşünürsek insan toplumlarının kendi içinde ve diğer toplumlarla ilişkileri nasıl olurdu? Örneğin, başkalarının okumlarından ve onların takdir ve tenkit etmelerini duyarak mutlu olmaktan daha çok, kendimizi ifade etmek için, yani kendimiz için yazdığımız ve adına” edebiyat” dediğimiz kültürel bir aktivite olur muydu?
“…Albert Camus’u okuyan hiç kimsenin pişman olmayacağını düşünüyorum.”
katılıyorum
daha fazla
Can Yayınları
- Puan vermedi
Yabancı
Albert Camus
- Can Yayınları
- 1905
10 yıl
İnceleme
Hem Nobel alıp, hem solcu solcu, humanist geçinmek nasıl bir şeydir ?
O tarihlerde bunu bu kadar aleni bilemiyorduk... İnsan kavramı yüksek tutulur, toplumsal olarak yarattığı değerler toplamı önemsenirdi.. şimdi katma değer kavramıyla önemseniyor..
Ben, Batı aydınlanmacılarını hep riyakar ve iki yüzlü bulurum. Durumu sadece tespit etmişler, tespit edilen sorunun giderilmesi için fazlaca bir gayret göstermemişlerdir.
Batı aydınlanmasını ve öncülü rönesans, reform ve devrimleri, hep oryantik süren sonuçluluğunu bu ikiyüzlülüğüne veririm.
Tespit edenin, bunu sadece kimi yerlere ve "bazı" ve kimilere şamil görmesi, yeni sınıf ve yeni eksantrizmin moda deyimle en son açılımı oluyor.
Albert Camus'un Cezayir doğumlu olması, ona sadece iyi gözlem yapma ve Nobel'i sağlamıştır. Onun dışında bunu iki de bir zırvalamaksa "hamamın namusu"nu temizlemektir.
Lümpen proleter, revziyonist ve ihanet etmiş aydın ve hep batılı olmanın verdiği kibir.
Örmek olay yine Cezayir'den olsun.. yaptıkları soykırım ve aydın karanlığı pardon, sessizliği !
O tarihlerde bunu bu kadar aleni bilemiyorduk... İnsan kavramı yüksek tutulur, toplumsal olarak yarattığı değerler toplamı önemsenirdi.. şimdi katma değer kavramıyla önemseniyor..
Ben, Batı aydınlanmacılarını hep riyakar ve iki yüzlü bulurum. Durumu sadece tespit etmişler, tespit edilen sorunun giderilmesi için fazlaca bir gayret göstermemişlerdir.
Batı aydınlanmasını ve öncülü rönesans, reform ve devrimleri, hep oryantik süren sonuçluluğunu bu ikiyüzlülüğüne veririm.
Tespit edenin, bunu sadece kimi yerlere ve "bazı" ve kimilere şamil görmesi, yeni sınıf ve yeni eksantrizmin moda deyimle en son açılımı oluyor.
Albert Camus'un Cezayir doğumlu olması, ona sadece iyi gözlem yapma ve Nobel'i sağlamıştır. Onun dışında bunu iki de bir zırvalamaksa "hamamın namusu"nu temizlemektir.
Lümpen proleter, revziyonist ve ihanet etmiş aydın ve hep batılı olmanın verdiği kibir.
Örmek olay yine Cezayir'den olsun.. yaptıkları soykırım ve aydın karanlığı pardon, sessizliği !
daha fazla
Can Yayınları
- Puan vermedi
Yabancı
Albert Camus
- Can Yayınları
- 1905
Alıntı
"Fakat iyi düşünüce söyleyecek bir şeyim olmadığını anlamaktayım. Zaten şunu da kabul etmeliyim ki, insanları meşgul etmeye duyulan ilgi uzun sürmez."
"Fakat bunu öyle bir bağırarak söyledi ve bana bakarken gözünde öyle muzaffer bir ifade vardı ki, yıllardan beri ilk defa olarak içimde aptalca bir ağlama arzusu uyandı, çünkü bütün insanların benden ne kadar nefret ettiklerini hissetmiştim."
"...Bu sıkıntılar dışında pek mutsuz değildim. Yine bütün mesele, vakit geçirebilmekteydi. Belleğimi işletmesini öğrendiğim andan itibaren artık hiç canım sıkılmaz oldu."
"Yatıp on iki saat uyuyacağımı düşündüğüm zaman duyduğum, sevinç..."
"Fakat bunu öyle bir bağırarak söyledi ve bana bakarken gözünde öyle muzaffer bir ifade vardı ki, yıllardan beri ilk defa olarak içimde aptalca bir ağlama arzusu uyandı, çünkü bütün insanların benden ne kadar nefret ettiklerini hissetmiştim."
"...Bu sıkıntılar dışında pek mutsuz değildim. Yine bütün mesele, vakit geçirebilmekteydi. Belleğimi işletmesini öğrendiğim andan itibaren artık hiç canım sıkılmaz oldu."
"Yatıp on iki saat uyuyacağımı düşündüğüm zaman duyduğum, sevinç..."
daha fazla
Can Yayınları
- Puan vermedi
Yabancı
Albert Camus
- Can Yayınları
- 1905
Alıntı
Kimi zaman odamı düşünmeye koyuluyor, düşümde, bir köşeden kalkıyor, yolum üzerindeki eşyaları bir bir aklımdan geçirip yine o noktaya dönüyorum.
Can Yayınları
- Puan vermedi
Yabancı
Albert Camus
- Can Yayınları
- 1905
İnceleme
Albert Camus’un “Yabancı” adlı bu eserindeki Meursault adındaki karakter gerçek duygularını dile getirdiğini ve Charles Bukowski’nin şu sözünde belirttiği gibi “Hep kalıplara uymayı reddettim. Geldiğim nokta şu; Diğerlerinden daha mutsuz, bir o kadar umutsuz ama kafam hepsinden daha güzel. “ sözü ile benzer şekilde yaşayan boş bilinçle hareket eden ilginç biri…Az bir sayfaya sahip olmasına rağmen kalın ansiklopedilerde bulunamayacak bazı bilgileri taşıyan değerli derin bir eser…Albert Camus’u okuyan hiç kimsenin pişman olmayacağını düşünüyorum.
daha fazla
Can Yayınları
- Puan vermedi
Yabancı
Albert Camus
- Can Yayınları
- 1905