Kürk Mantolu Madonna

Defalarca okuyup yarım bıraktığım bu kitabı ilk kez tek solukta okudum ve neden sürekli unutulmaya mahkummuş gibi onu yarım bıraktığımı anlamış değilim. Yalnızlığın esiri olmuş Raif Efendiye nasıl da haksızlık etmişim meğer. Hâlbuki benden bi parçaymış gibi hissetmeme neden oldu bi nevi Raif efendi de Maria da kendimi görmüş gibi oldum. Kitabı bitireli bir kaç saat olmasına rağmen hâlâ onun için ağlıyor acısını kalbimde hissediyorum. Hayatta tek sevdiği insan olan Mariadan geriye kalan kızını keşke bırakmamış olsaydı ve onun için hayata yeniden tutunsaydı. Hayatın her yerinde Raif gibi insanlar olduğunu düşündükçe üzülüyorum. Belki bende onlardan biriyim acımasız kendini beğenmiş insanlar arasında sadece kurduğum dünyamda yaşıyor olmam beni Raif Efendiye bu kadar bağladı etkisi hiç bitmeyecekmiş gibi. Duygularımı yazıyor gibiyim ve biraz daraldığımı hissediyorum.
Kitaptan alınabilecek çok şey var anlamasını bilene.
Merak ettiğim bi nokta var neden insanlar Raife bi hiçmiş gibi davranıyor onun duygularını önemsemiyor neyse cevabını bildiğim bir soruyu sormak mantıksız olur.
Üzerine saatlerce durup düşünülmesi gereken bu kitabın insanlar tarafından neden bu kadar sevildiğini şimdi anlıyorum.

Yaşadığımız evrende herkesin hayatında kendine sakladığı sırları vardır ve insanlara dışarıdan baktığımız zaman onları tam anlamıyla göremeyiz. Gördüğümüz tek şey bize gösterdikleri kişilikleridir. Ya bizim görmediğimiz benlikleri... Kürk Mantolu Madonna da bize insanların dışarıdan göründükleri gibi olmayabileceğine, her yaşamın kendine göre derin bir anlamının olduğunu bizi kitabın içinde sürükleyerek anlatmıştır. Rasim'in Raif Efendiyi yakından tanıma arzusu, onda hayatının derinliklerinde bir şeyler olduğunu hissetmesi üzerine, ölüm döşeğinde olan Raif Efendi'nin günlüğünü okumaya başlamasıyla her şey su yüzüne çıkmıştı. Maria Puder ve Raif Efendi'nin günlüğe saklanmış, unutulmaya yüz tutmuş olan aşk hikayesi..
Seneler sonra Raif Bey'in öğrendiği gerçekler, onun o anda hiçbir şey yapmayıp yoluna devam etmesi, kendisinin ne kadar aciz biri olduğundan başka bir sonuca varamadım. Hayatımızda önem verdiğimiz kişileri kaybettikten sonra yaşamanın, nefes almanın, yoluna devam etmenin ne kadar değersiz, önemsiz olduğunu hissettirmişti Raif Bey. Kitap hayal kırıklıkları ve önyargı nedeniyle insanın yaşamak zorunda kaldığı ağır bedeli, hayatının son zamanlarını yalnızlık içinde geçirerek bitiyor..

''İnsanlar birbirinin maddi yardımlarına ve paralarına değil, sevgilerine ve alakalarına muhtaçtırlar. Bu olmadıktan sonra aile sahibi olmanın hakiki ismi, "birtakım yabancılar beslemek"ti.''

"Ah Maria, niçin seninle bir pencere kenarında oturup konuşamıyoruz ? Niçin rüzgarlı sonbahar akşamlarında, sessizce yan yana yürüyerek ruhlarimizin konuştuğunu dinleyemiyoruz? Niçin yanımda değilsin?...
Kürk Mantolu Madonna hüzünlü derin bir aşkın hikayesi. Özellikle sonlarına doğru çok etkilendim.

"Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat herşeyden habersiz, yaşayıp gidecektim. Sen bana, dünyada başka türlü bir hayatın da mevcut olduğunu, benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin."

İnternette bir haberde Türkiye'de en çok yarım bırakılan ilk on kitap arasında gördüğüm zaman kitabın yarısını geçmiş bulunmaktaydım.Sıkıcı olmamasına ve sonuna merak uyandırmasına karşılık neden yarım bırakıldığını bugün bitirmiş olmama rağmen anlamış değilim.Akıcı,çok fazla bilmediğiniz kelimelerin bulunmadığı bir romandı.İnsanın aşık olduğu zaman hayatına başka anlamlar yüklendiği,yaşamanın farklı bir boyuta geçtiği,ama her zaman kavuşmaların olmadığı tipik bir aşk hikayesi olsa da gerçek sevgilerin ancak ölümle son bulacağını dile getirmiş.İnsan bir kere sevdiği zaman hangi boyutta yaşarsa yaşasın gerçek aşkı hiç bir zaman unutamadığının,çoluk çocuğa kavuşmanın bile unutturamadığını anlatan güzel bir roman...

Sabahattin Ali’nin eşsiz ve en çok tanınan eserlerinden biri olan Kürk Mantolu Madonna, oldukça etkileyici bir aşk hikâyesi. Akıcı, anlaşılır bir dile sahip bu kitaptaki serüven, Raif’in tabloda gördüğü bir kadına aşık olmasıyla başlıyor. Tablodaki yüze hayran olmaktadır ve daha sonra bu yüzün sahibiyle karşılaşacaktır. Maria Puder’le arasında çok kuvvetli, büyük bir aşk başlayacaktır. Tasvirler oldukça başarılı ve sürükleyici bir aşk hikâyesi. Kitapta geçen şu cümleye değinmeden bitiremeyeceğim. “ Bir insan diğer bir insana bazen hayata bağlandığından çok daha kuvvetli bağlarla sarılabilirmiş. ”

Her okumamda farklı düşünceler içinde duygu değişiminde oluyorum. İlk sayfalar sıkıcı düz gelebilir Sonra Eserin içine girdikçe içine çekiliyorsunuz.. Raif efendi büyük bir aşkı ve bu sevginin emanetini kaybettiği için ölene dek kendini yaşayarak cezalandırıyor. Yaşadığı evde çalıştığı yerde bir gölge gibi fark edilmemek umrunda değil çünkü dünyada görünmek istetiği tek kişiyi kaybetmişti.
Okumayanlara şiddetle tavsiye ederim. Türk Edebiyatının okunması gereken eserlerinden biridir.

İnsanların hayatı görünenden çok daha fazlası ve bazen hiçbir şey sandığımız gibi olmayabiliyor. Güzel bir anlatımla yazılmış, akıcı,keyifli,çok güzel bir kitap. Herkese tavsiye ediyorum.

"Bir imkân, mevcudiyetine ihtimal vermeye bile cesaret edemediğim bir imkân, boş ve manasız akıp giden ömrümün yanına kadar sokulmuş ve sonra, birdenbire, geldiği kadar ani ve sebepsiz, çekilip gitmişti. Bunu ancak şimdi anlıyordum. Kendimi bildim bileli, bütün günlerimi, haberim olmadan ve nefsime itiraf etmeden, bir insanı aramakla geçirmiş ve bu yüzden bütün diğer insanlardan kaçmıştım."

Tekrar yazıyorum.s.alinin kürk mantolu madonna kitabı.bir Türk ile yahudi asıllı bir bayan arasında geçen aşk ve dramı anlatıyor.erkek biraz pısırık biri.

kitabı 2 kez okudum bir kez daha okumuyum? belki yıllar sonra olabilir. Sebahattin Ali çok sevdiğim bir yazar sırf onun için sinop cezaevine gittim kaldığı söylenen koğuşu uzun uzun dinledim. kitaba gelince abartıldığı gibi olmadığına inanıyorum .yıllar çok yıllar sonra ticari amaçla populer yapıldığı kanaatindeyim. herkesin düşüncesine saygımla elbette.

Toplum ve birey analizleri harika. Sorgulamalar bir bireyin hayatındaki önemli noktalara dokunuyor. Türk Edebiyatında olmazsa olmazlarımdan. Sabahattin Ali'nin eserleri, tarzı, kalemi düşünsel anlamda da edebi olarak da çok şey katmakta.

hiç anlamadığım bir anda bir solukta bitiverdi ve tekrar okurken buldum kendimi. Gariptir ki bir yerlerde gördüğümde ilk günkü heyecanı veriyor bana. kesinlikle okunmalı

Basit bir aşk romanı sandım, birkaç sayfa sonra ise çok pis yanıldığımı anladım. Duygu ve insan tasvirinin mükemmel işlendiği bir solukta okunacak, ince 'Sabahattin Ali romanı'.

Geç tanıştığım bir kalem. Merak uyandıran bir anlatım ve kişilik analizi ile okuyucuyu avucuna alan. Ölümünden sonra gelen popülarite ayrıca düşünmeye sevk ediyor.

Bugün bitirdim ve son sayfalarda yüreğimde büyük bir acı hissettim, bir insan ancak bu kadar güzel sevgiyi, özlemi, hasreti, kavuşma arzusunu anlatır. Arka arkaya okusam bıkmadan yine okuyacağım büyük bir şaheser kitap. Kitap severlerin mutlaka okuması gerekn bir kitap...

bir kaç kez okuduğum bir kitap, en son izmir yolculuğunda korsanını almıştım otagarın önünde kitap satanlardan da gidiş yönünde okuyuvermiştim bir çırpıda. artık yazarından mıdır yoksa başka bir şeyden mi hala bir solukta okunan bir kitap işte. raif efendi gibiler sanıyorum var hala bir yerlerde,yoksa bu kadar az okuyup bu kadar çok şiir yazan şairler olmazdı memleketimde.

"Bu eksik sana değil, bana ait. Bende inanmak noksanmış. Beni bu kadar çok sevdiğine bir türlü inanamadığım için, sana aşık olmadığımı zannediyormuşum. Bunu şimdi anlıyorum. Demek ki, insanlar benden inanmak kabiliyetini almışlar. Ama şimdi inanıyorum. Sen beni inandırdın. Seni seviyorum. Deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum."


Okurken kaçinci sayfadayim diye bakmadigim, sıkılmadigim kitaplar listemde ilk sıralarda diyebilirim...

bir kadın, tren penceresinden dışarı bakabilir, bu sırada gözüne bir kömür parçası kaçar, o ehemmiyet vermeden bunu ovuşturur ve bu minimini hadise dünyanın en güzel gözlerinden birini kör edebilirdi. göz mü mühim, kömür parçası mı? asıl hayat teferruattan ibarettir. bizim mantığımızla hayatın mantığı asla birbirine uymuyor.

Bu eser Türk edebiyatının en iyilerinden bence. Anlatımındaki içtenlik, yalınlık beni etkiledi. Türk edebiyatında iyi şeyler var dedirten eserlerden. Ve bence bu eser bir kez daha bana şunu göstermiştir. Önemli olan konu değildir. Önemli olan anlatımdır. Yazar için kötü konu yoktur. Bundan konusu iyi değildir, diye bir şey çıkarmayın. Çok güçlü kurgu olmadan da eserler iyi olabiliyor.

Yazılmasının üzerinden yıllar geçse bile bir kitap nasıl en çok satanlar listesine böylesine en üstlerde durabilir ve sabırla çizgisini sürdürebilir diye soracaklara; yazarımız Sabahattin Ali gününün toplum düzenini en iyi ve sade şekliyle hissettiriyor. En zevk aldığım kitaplardan biridir.İki bölümden oluşan, uzun hikâye olarak nitelendirilen Kürk Mantolu Madonna her kesimden insana hitap eder ve herkes zevk ile okur diye düşünüyorum.

Kitaba adını veren Kürk Mantolu Madonna, Andrea Del Sarto tarafından yapılmış “Madonna della arpie” isimli tablodur ve şu anda Floransa’daki Uffizi Galeri’de bulunmaktadır.

Ünlü yazar ve düşünce adamı Sabahattin Ali,bu eserinde bireyin ruh dünyasının derinliklerine inerek,aşkın çelişkili girbanda uç noktalara değiniyor..Eserin kahramanı Raif beyin geçmişte yaşadığı yıkıntılarla dolu hüzünlü aşkı kendisinin zamanla topluma ve kendisine yabancılaşmasına neden oluyor..Ve bir resim aşkı yaratmaya ve yaşatmaya yetermi?? Bu sorunun cevabını eserinde çok iyi bir şekilde anlatıyot,,Yüreğine ve emeğine sağlık üstad..

Hani sevdiklerimle şöyle bir oturupta sohbet edemediğimde aklıma direkt bu kitap gelir. Sonra gerçekten hayatımda gerçek kaç insanın olduğu sorusuna muhatap eyler bu kitap beni. En sevdiğim kitaplar listesinde yer alan bu kitabı hiç düşünmeden herkese tavsiye etmeyi borç bilirim.

"kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. kollarıyla bizi sarar. sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz."

Enfes bir Türk romanı. Elime alıp da bırakamadıklarımdan.

1943’te yayınlanmasına ragmen günümüzde hala etkisini hissedebildiğiniz sadece bir aşkı değil dünyaya kapılarına kapamış olan bir insanın psikolojisini incelikleriyle gözler önüne serer.

Mutlaka okunmalı.

içimde bir yerlerde kırıklar oluştu
bir film oynamaya başladı duvarlarında zihnimin oyuncuları olmayan gri bir yol ve uzakşalan gölgeler inceden bir sızı
bir kitap sözümona hiç de değil başlı başına bir hayat...

Okuduktan sonra bir daha okuyamam bu yoğun duygu yükünü hayat tecrübelerim artarken kaldıramam dedim 16 yaşındayken

evet kitabı pek hatırlamıyorum ama verdiği hissi ömür boyu unutamam

fazla söze hiç gerek yok sevginin tarifi var bu kitapta belki okuyana garip gelecek ama son derece güzel bir eser... okunmalı sonuna kadar sonrada etkisini gözler önüne sermeli...

Ne kadınlar sevdim
Zaten yoktular
Yağmur giyerlerdi sonbaharla bir...

....

Böyle bir sevmek görülmemiştir.

Sevmeye dair farkındalık... Bu kitap sevmeye aç, sevilmeye hasret herkesin okuması gereken bir kitap. İçindeki cümleler yüreğimizi kadife avuçların arasına alıp okşuyor sevmeyi sevilmeyi öğretiyor şefkatle samimiyetle...

Raif bey'in içinde esen fırtınalara kendinizi nasıl kaptırdığınızı izleyeceksiniz. Saf aşk'ı okumak insan dimağında mübağlasız iz bırakıyor. Sessiz çığlıkları olan, edebi yanı harika olan bir kitap.

Sabahattin Alinin okuduğum pek çok romanı gibi bu da çarpıcıydı. Ama illa ki bir ayırım yapmam gerekirse

İçimizdeki Şeytan'ı hiç birşeye değişmem :))

Uzun bir süre oldu okuyalı.Ama cümlelerin o vuruculuğu kelimelerin ise an be an yaşattığı o duygu akımını adım gibi hatırlıyorum...Nasıl bir büyüydü...Bütün kitapseverlere severek ve inanarak tavsiye ediyorum...Okuyun!

Elimde olsa tüm sevdiklerime hediye ederdim bu kitabı. Ah Raif Efendi... Sevgisi öyle büyüktü ki bu sevgiye harcamanın diyetini ancak kendini ömür boyu yalnızlığa hapsederek ödeyebilirdi. Yine de içim sızlamıyor değil.

Olanaksız değil, olanaksız kalması tercih edilmiş bir aşk hikayesi..
Acılara karşı tahammül etme becerisini, mücadele etme kavramından daha kahramanca bulmanın hikayesi..

muhakkak okunması gereken bir Sabahattin Ali hikayesi..

Benim için edebiyatın başyapıtlarından biridir Kürk Mantolu Madonna. Kesinlikle etkileyici ve güzel bir aşk hikayesi. Şiddetle tavsiye ediyorum herkese.