Tanıtım Yazısı
"Biz şahsi hiçbir çıkar gözetmeden, halkımızın bağımsızlığı ve mutluluğu için savaştık!`
1968’ler. Yazılı tarihin en barbar asrının en umutlu, en ışıklı, en cesur günleriydi. Coşkun bir devrimci dalganın bütün dünyayı sarstığı, onlarca ülkede milyonlarca insanın ayağa kalkarak, “Gerçekçi ol, imkânsızı iste,” diye haykırdığı günlerdi...
Böyle bir dünyada, Denizler de özgürlük bayrağını Türkiye’de yükseklere taşıdılar. ABD’ye, NATO’ya, yurtlarını yerli ve yabancı sermayeye peşkeş çekmek isteyenlere en iyi cevabı eylemleriyle, yürüyüşleriyle, cesaretleriyle verdiler.
Ve egemenler, bu özgürlük kabarışının intikamını 12 Mart karanlığında üç gençten çıkarmak istediler. Somut hiçbir yasal dayanak olmadan Deniz’i, Yusuf’u, Hüseyin’i ve nice arkadaşlarını idamla yargılayıp, “Asalım, asalım!” çığlıklarıyla darağacına göndererek özgürlük ve bağımsızlık mücadelesini boğmaya çalıştılar...
Baskı altında geçen yirmi iki yılın ardından, bu yeni basımıyla Darağacında Üç Fidan’ı sunarken, bugün koyu bir karanlığın ve ahlâksızlığın içine itilmek istenen yurdumuzda, gözlerimizde hâlâ bir umut ışığı, darağaçlarında “solmayan” üç fidanın anısı önünde saygıyla eğiliyoruz...
İÇİNDEKİLER
SUNU
UĞRUNDA ÖLÜME GİDİLEN ŞEY KENDİNİ KARANLIKTA BİR IŞIK GİBİ HİSSETTİRİR...
TÜRKİYE`DE KARANLIK BİR DÖNEM VE DENİZ, YUSUF, HÜSEYİN`İN DIŞARDA SON GÜNLERİ
DENİZ GEZMİŞ -MAHKEME DİYE BÖYLE BİR YERDE BULUNMAKTAN UTANÇ DUYUYORUM- DEDİ
ORTAK SAVUNMALARINDA -EZENLERE KARŞI VERDİKLERİ MÜCADELELERDE ÖLEN TÜM EZİLENLERE SELAM OLSUN- DİYE BAŞLADILAR...
N. AĞIRNASLI İNÖNÜ`YE -KORKARIM BU KAN GÖLÜ ONU DÖKTÜRENLERLE BİRLİKTE, SUSANLARI DA BOĞAR- DEDİ
3 MAYIS 1972 ÇARŞAMBA...
6 MAYIS`IN İLK DAKİKALARINDA DENİZ, YUSUF VE HÜSEYİN`İN HÜCRELERİ AÇILDI... ZİNCİRE VURULDULAR...
ŞİMDİLİK HOSÇAKALIN. İNFAZLARDA BULUŞURUZ!
TELAŞLANMIŞLAR, DENİZ`IN AYAĞINDAKİ ZİNCİRİ AÇAMIYORLARDI... DENİZ GÜLÜMSÜYORDU.
YUSUF ODASINDAN ALINIRKEN -DENİZ`İN SESİNİ DUYDUM- DİYORDU...
YAN YANA YAŞAMIŞ, YAN YANA ÖLMÜŞLERDİ, AMA YAN YANA GÖMÜLMELERİ ENGELLENDİ
YUSUF ASLAN SON MEKTUBUNU SENATONUN İDAMLARI ONAYLADIĞI GÜN YAZMIŞTI...
SİNAN`LA HÜSEYİN`İN ARKADAŞLIĞI KAVGA İÇİNDE BAŞLADI, SON ANA KADAR AYNI DUYGUYU TAŞIDILAR.
KURTULUŞ HABERLERİNİN, ÖLÜM HABERLERİYLE BİRLİKTE GELDİĞİ GÜNLERDİ; ULAŞ DÜSTÜ İSTANBUL`DA...
MBG BAŞKANI FAHRİ ÖZDİLEK İNFAZLARA TARAFTAR DEĞİL, FAKAT UMUTSUZDU...
HÜSEYİN FİLİSTIN DÖNÜŞÜNDE AĞIR İŞKENCELERDEN GEÇMİŞ, FAKAT TEK SÖZCÜK KONUŞMAMIŞTI...
YUSUF`UN KARARLILIĞI VE CESARETİ POLİSİ ŞAŞKINA ÇEVİRMİŞTİ...
YUSUF`UN YARASINA VURULDUKTAN ON BİR SAAT SONRA BAKILDI...
ASMA-YI BİR EĞLENCE KONUSU YAPMIŞLARDI, HÜCREDE BİR İŞÇIYI GÜNLERCE SEHPAYA ÇIKARDILAR...
BİR ANDA DENİZLERİN, YUSUFLARIN, HÜSEYİNLERİN MEZARLARI İNSANLA KAYNAŞTI... SIRALAR HALİNDE, BİNLER, ON BİNLER -SAYGI DURUŞUNDA BULUNUYORDU
1`İNCİ THKO DAVASI VE SONUÇLARINA İLİŞKİN GÖRÜŞLER
FAŞİST UYGULAMALARI, TARİH KİMSENİN GÖZÜNÜN YAŞİNA BAKMADAN DEĞERLENDİRECEKTİR...
SİYASAL YARGILAMALARDA HÜKÜM VERENLER ÇOĞU KEZ HEM DAVACI HEM DE YARGIÇ DURUMUNDADIRLAR
1968’ler. Yazılı tarihin en barbar asrının en umutlu, en ışıklı, en cesur günleriydi. Coşkun bir devrimci dalganın bütün dünyayı sarstığı, onlarca ülkede milyonlarca insanın ayağa kalkarak, “Gerçekçi ol, imkânsızı iste,” diye haykırdığı günlerdi...
Böyle bir dünyada, Denizler de özgürlük bayrağını Türkiye’de yükseklere taşıdılar. ABD’ye, NATO’ya, yurtlarını yerli ve yabancı sermayeye peşkeş çekmek isteyenlere en iyi cevabı eylemleriyle, yürüyüşleriyle, cesaretleriyle verdiler.
Ve egemenler, bu özgürlük kabarışının intikamını 12 Mart karanlığında üç gençten çıkarmak istediler. Somut hiçbir yasal dayanak olmadan Deniz’i, Yusuf’u, Hüseyin’i ve nice arkadaşlarını idamla yargılayıp, “Asalım, asalım!” çığlıklarıyla darağacına göndererek özgürlük ve bağımsızlık mücadelesini boğmaya çalıştılar...
Baskı altında geçen yirmi iki yılın ardından, bu yeni basımıyla Darağacında Üç Fidan’ı sunarken, bugün koyu bir karanlığın ve ahlâksızlığın içine itilmek istenen yurdumuzda, gözlerimizde hâlâ bir umut ışığı, darağaçlarında “solmayan” üç fidanın anısı önünde saygıyla eğiliyoruz...
İÇİNDEKİLER
SUNU
UĞRUNDA ÖLÜME GİDİLEN ŞEY KENDİNİ KARANLIKTA BİR IŞIK GİBİ HİSSETTİRİR...
TÜRKİYE`DE KARANLIK BİR DÖNEM VE DENİZ, YUSUF, HÜSEYİN`İN DIŞARDA SON GÜNLERİ
DENİZ GEZMİŞ -MAHKEME DİYE BÖYLE BİR YERDE BULUNMAKTAN UTANÇ DUYUYORUM- DEDİ
ORTAK SAVUNMALARINDA -EZENLERE KARŞI VERDİKLERİ MÜCADELELERDE ÖLEN TÜM EZİLENLERE SELAM OLSUN- DİYE BAŞLADILAR...
N. AĞIRNASLI İNÖNÜ`YE -KORKARIM BU KAN GÖLÜ ONU DÖKTÜRENLERLE BİRLİKTE, SUSANLARI DA BOĞAR- DEDİ
3 MAYIS 1972 ÇARŞAMBA...
6 MAYIS`IN İLK DAKİKALARINDA DENİZ, YUSUF VE HÜSEYİN`İN HÜCRELERİ AÇILDI... ZİNCİRE VURULDULAR...
ŞİMDİLİK HOSÇAKALIN. İNFAZLARDA BULUŞURUZ!
TELAŞLANMIŞLAR, DENİZ`IN AYAĞINDAKİ ZİNCİRİ AÇAMIYORLARDI... DENİZ GÜLÜMSÜYORDU.
YUSUF ODASINDAN ALINIRKEN -DENİZ`İN SESİNİ DUYDUM- DİYORDU...
YAN YANA YAŞAMIŞ, YAN YANA ÖLMÜŞLERDİ, AMA YAN YANA GÖMÜLMELERİ ENGELLENDİ
YUSUF ASLAN SON MEKTUBUNU SENATONUN İDAMLARI ONAYLADIĞI GÜN YAZMIŞTI...
SİNAN`LA HÜSEYİN`İN ARKADAŞLIĞI KAVGA İÇİNDE BAŞLADI, SON ANA KADAR AYNI DUYGUYU TAŞIDILAR.
KURTULUŞ HABERLERİNİN, ÖLÜM HABERLERİYLE BİRLİKTE GELDİĞİ GÜNLERDİ; ULAŞ DÜSTÜ İSTANBUL`DA...
MBG BAŞKANI FAHRİ ÖZDİLEK İNFAZLARA TARAFTAR DEĞİL, FAKAT UMUTSUZDU...
HÜSEYİN FİLİSTIN DÖNÜŞÜNDE AĞIR İŞKENCELERDEN GEÇMİŞ, FAKAT TEK SÖZCÜK KONUŞMAMIŞTI...
YUSUF`UN KARARLILIĞI VE CESARETİ POLİSİ ŞAŞKINA ÇEVİRMİŞTİ...
YUSUF`UN YARASINA VURULDUKTAN ON BİR SAAT SONRA BAKILDI...
ASMA-YI BİR EĞLENCE KONUSU YAPMIŞLARDI, HÜCREDE BİR İŞÇIYI GÜNLERCE SEHPAYA ÇIKARDILAR...
BİR ANDA DENİZLERİN, YUSUFLARIN, HÜSEYİNLERİN MEZARLARI İNSANLA KAYNAŞTI... SIRALAR HALİNDE, BİNLER, ON BİNLER -SAYGI DURUŞUNDA BULUNUYORDU
1`İNCİ THKO DAVASI VE SONUÇLARINA İLİŞKİN GÖRÜŞLER
FAŞİST UYGULAMALARI, TARİH KİMSENİN GÖZÜNÜN YAŞİNA BAKMADAN DEĞERLENDİRECEKTİR...
SİYASAL YARGILAMALARDA HÜKÜM VERENLER ÇOĞU KEZ HEM DAVACI HEM DE YARGIÇ DURUMUNDADIRLAR
daha fazla
Yazar: Nihat Behram
Yayınevi: Everest Yayınları
ISBN: 9789753168175
Sayfa: 216s.
Boyut: 13,5x19,5 cm
Kapak:
Tarih: 2000
Kağıt Tipi:
Raf İstatistikleri
Okudum: 2 kişi
İncelemeler ve Yorumlar
13,5x19,5 cm kitabı hakkında sen ne düşünüyorsun?
İnceleme
"Darağacında Üç Fidan" ı okumadım, ancak yıllar önce Erdal Öz'ün "Gülünün Solduğu Akşam " adlı kitabını okumuştum. Duygu yüklü, ağlatan bir kitaptı. Herhalde, "Darağacında Üç Fidan" da aynı eksendedir ama yine de ilk fırsatta okuyacağım.
12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 arasındaki sağ-sol, alevi-sünni çatışmalarını, solcu-devrimci-ulusalcı gençlerin katledilmesi, bir plan çerçevesinde ve devletin kontrolünde toplumsal dönüşümleri (imam hatip okullarının , camilerin çoğaltılamsı, şulebaş türbanın dayatılması, tarikatların aktifleştirlmesi, sol sendika başkanlarının katledilmesi ve katillerinin ödüllendirlemesi ve en son günümüzdeki cahil -bayağı-hırsız kripto gürühun egemen yapılmasını günümüzde ortadoğu'nun neden kan gölüne döndürüldüğünü anlayabilmek için Soner Yalçın'ın Efendi 1, Efendi-2 , Bu İslamcılar o Müslümanlara Benzemiyor, Siz Kimi Kandıryorsunuz, Prof. Dr. Yalçın Küçük’ün Şebeke, Tekeliyet-1, Tekeliyet-2, İsyan-1, İsyan-2, Gizli Tarih, Sırlar, İsimlerin İbranileştirilmesi, Caligula, Türkiye Büyülü Hapishanem, Sol Müdahale ve diğer kitaplarını okumayı öneriyorum.
Denizlerin ve diğer iyi yürekli yiğit insanların yok edilmelerinin asıl amacının günümüzdeki BOP=BİP projesini gerçekleştirmek olduğu adını andığım yazarların kitaplarında çok açık yazılmıştır.
Laik Türkiye Cumhuriyeti'nin temeline dinamitin konulduğu gün Haziran 1967'dir.
1967 yılında yapılan Arap -İsrail savaşında, İsrail'in 6 gün gibi insanlık trarihinde an sayılacak bir sürede Arap ordularını ezip , topraklarını 20 kat büyüterek artık "geçici korsan bir devlet değil" , kalıcı büyük güçlü bir devlet olduğunu kanıtlamasıyla TC'nin yıkımı başlamıştır. Yani bugün kamu kurumlarının tabelalarındaki TC'nin sökülmesi anlık bir olay değildir, yaklaşık 50 yıllık bir sürecin son aşamasıdır.
Prof. Dr. Yalçın Küçük, " Türkiye'deki İsrail , Filistin'deki İsrail'den çok daha güçlü" diye yazmıştır .
12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 arasındaki sağ-sol, alevi-sünni çatışmalarını, solcu-devrimci-ulusalcı gençlerin katledilmesi, bir plan çerçevesinde ve devletin kontrolünde toplumsal dönüşümleri (imam hatip okullarının , camilerin çoğaltılamsı, şulebaş türbanın dayatılması, tarikatların aktifleştirlmesi, sol sendika başkanlarının katledilmesi ve katillerinin ödüllendirlemesi ve en son günümüzdeki cahil -bayağı-hırsız kripto gürühun egemen yapılmasını günümüzde ortadoğu'nun neden kan gölüne döndürüldüğünü anlayabilmek için Soner Yalçın'ın Efendi 1, Efendi-2 , Bu İslamcılar o Müslümanlara Benzemiyor, Siz Kimi Kandıryorsunuz, Prof. Dr. Yalçın Küçük’ün Şebeke, Tekeliyet-1, Tekeliyet-2, İsyan-1, İsyan-2, Gizli Tarih, Sırlar, İsimlerin İbranileştirilmesi, Caligula, Türkiye Büyülü Hapishanem, Sol Müdahale ve diğer kitaplarını okumayı öneriyorum.
Denizlerin ve diğer iyi yürekli yiğit insanların yok edilmelerinin asıl amacının günümüzdeki BOP=BİP projesini gerçekleştirmek olduğu adını andığım yazarların kitaplarında çok açık yazılmıştır.
Laik Türkiye Cumhuriyeti'nin temeline dinamitin konulduğu gün Haziran 1967'dir.
1967 yılında yapılan Arap -İsrail savaşında, İsrail'in 6 gün gibi insanlık trarihinde an sayılacak bir sürede Arap ordularını ezip , topraklarını 20 kat büyüterek artık "geçici korsan bir devlet değil" , kalıcı büyük güçlü bir devlet olduğunu kanıtlamasıyla TC'nin yıkımı başlamıştır. Yani bugün kamu kurumlarının tabelalarındaki TC'nin sökülmesi anlık bir olay değildir, yaklaşık 50 yıllık bir sürecin son aşamasıdır.
Prof. Dr. Yalçın Küçük, " Türkiye'deki İsrail , Filistin'deki İsrail'den çok daha güçlü" diye yazmıştır .
daha fazla
Everest Yayınları
- Puan vermedi
Darağacında Üç Fidan "Belgesel Anlatı" Poster Hediyeli
Nihat Behram
- Everest Yayınları
- 2000
İnceleme
O 3 fidan şimdilerde büyük büyük ağaçlar oldular köklerinden can suyu akıtmaktalar, okuyun, okutun.
Everest Yayınları
- Puan vermedi
Darağacında Üç Fidan "Belgesel Anlatı" Poster Hediyeli
Nihat Behram
- Everest Yayınları
- 2000
11 yıl
İnceleme
Onlar ki gençtiler
bu vatanı ölümüne sevdiler
o çocuklar o vakitler bir inat uğruna, pis bir ödeşme adına asıldılar evet herkesin okuması gereken bir kitap ONLAR BİZİM ÇOCUKLARIMIZDILAR ve yarınlarımız için seve seve öldüler
bu kitapta anılar var o yargılamanın devam ettiği sürece yaşananlar var, okunmalı ve unutulmamalı
ama anlamayanlar bari şunu anlasalar
ölenin ardından konuşulmaz...
bu vatanı ölümüne sevdiler
o çocuklar o vakitler bir inat uğruna, pis bir ödeşme adına asıldılar evet herkesin okuması gereken bir kitap ONLAR BİZİM ÇOCUKLARIMIZDILAR ve yarınlarımız için seve seve öldüler
bu kitapta anılar var o yargılamanın devam ettiği sürece yaşananlar var, okunmalı ve unutulmamalı
ama anlamayanlar bari şunu anlasalar
ölenin ardından konuşulmaz...
daha fazla
Everest Yayınları
- Puan vermedi
Darağacında Üç Fidan "Belgesel Anlatı" Poster Hediyeli
Nihat Behram
- Everest Yayınları
- 2000
11 yıl
İnceleme
okurken duygunlandığım Deniz Gezmişe birkez daha hayran kaldığım bir kitap...
Everest Yayınları
- Puan vermedi
Darağacında Üç Fidan "Belgesel Anlatı" Poster Hediyeli
Nihat Behram
- Everest Yayınları
- 2000
İnceleme
İncecikti o fidanlar ama güçlü. Öyle zalim bir eldi ki kıran onları, geride kalanlar zalimlerin zalimliğine mi ağlasın, o güçlü incecik fidanlara m?
Everest Yayınları
- Puan vermedi
Darağacında Üç Fidan "Belgesel Anlatı" Poster Hediyeli
Nihat Behram
- Everest Yayınları
- 2000
12 yıl
İnceleme
Bunu hep yapıyorlar işte. Sol kesimim Gezmiş ve ekibini kutsallaştırıp dururken, aynı dönem ve daha sonraki dönemlerde asılan sağcı gençlerin adları bile geçmiyor. Neden? Solcular çok mu vatanperverdi. Ülkücü gençler bu toprakları hiç sevmiyor olabilirler miydi? Bu kitaba bakarsanız öyle. Bırakın artık bu "berzah sakinleri" tiyatrosunu da herkes evindeki delikanlısına genç kızına azıcık milli değerleri öğretsin. Koca Adnan Menderes asıldı. Asanları hala alkışlıyorlar. Belki temiz duygular taşıyan ama kontrolsüz gençleri ise cürümlerinden büyük kahramanlar yaptı bu tür kitaplar. Bu arada yazarları da iyi prim yapmış oldu. Deniz Gezmiş, her zaman para eder bu memlekette.
Miilet Ay'ı delip güneşe gitti. Biz nelerle uğraşıyoruz. Yazık!
Miilet Ay'ı delip güneşe gitti. Biz nelerle uğraşıyoruz. Yazık!
daha fazla
Everest Yayınları
- Puan vermedi
Darağacında Üç Fidan "Belgesel Anlatı" Poster Hediyeli
Nihat Behram
- Everest Yayınları
- 2000