Tanıtım Yazısı
Batı akademizmi bıktırıcı, usandırıcı bir kilişe olarak Aristoteles`in `görgücü` bir düşünür olduğunu, ve böyle olarak tarihsel `Batı` ekininin büyük entellektüel temellerinden biri olduğunu yineler. Aristoteles böyle düşünmez. Gerçekte, böyle saçma yorumlar `Batı` ekinini onurlandırdıkları ölçüde, Aristoteles`i ve ait olduğu felsefi ekini küçük düşürürler: `Batı` sözcüğü, bu ilgisiz coğrafya terimi aslında dinsel bir sıfatı, `Hıristiyan` sıfatını gizler, ve Evrensel İnsanlık ve Hıristiyan insanlık aynı şey olmaktan tarihler boyu uzaktır. Aristoteles Evrensel Us Ekininin insanıdır, ve katkısıyla daha da eksiksiz kıldığı entellektüel birikim bütününde İnsanlığa aittir. Modern `Batı` bilincini Aristoteles`in ait olduğu o özgür düşünce ekinine bağlamak en hafifinden küçüklere masal anlatmaktır, üstelik `Batı`nın gerçekten de Aristoteles`i anlamak için çok çabalamış olmasına karşın. Apaçık ortada olan olgu `Batı` sıfatı altına düşen tüm o çarpık bilinç biçimlerinin Aristoteles`in de anlatım verdiği o düşünce özgürlüğüne ve nesnelliğine, o düşünce inceliğine ve uygarlığına hiçbir zaman ulaşamamış olduklarıdır. Ve eşit ölçüde açık olan olgu `Batı` olduğu sürece, `Hıristiyan` olduğu sürece, bu ekinin böyle birşeyi başarmasının saltık olarak olanaksız olduğudur. Aristoteles herhangi bir ekinselliğin üzerinde ve ötesinde, Platonik İdeal dünyanın insanıdır: Yaşamı, düşüncesi ve eylemi Bilimin ve Bilginin ve Erdemin saltık gerçekliğine aittir. `Hıristiyan Batı` orta çağda Aristoteles`i ancak bir mongoloidin başarabileceği denli `anlarken,` ve sonunda Katolik boşinançta ve irrasyonalizmde tükenirken, modern çağda ise `Batı` düşüncesi felsefe ile arasındaki kapanması olanaksız o aynı uzaklığı korur: Locke, Hume, Schopenhauer, Nietzsche, Heidegger, Moore, Russell, Wittgenstein—tüm bu kuşkucu bilinç yıkıntılarını, bu misologları ve misantropları felsefeye, özellikle Aristoteles`in uyguladığı biçimiyle felsefeye bağlamak Batının entellektüel sığlığının dolaysız bir tanıtını ve ölçütünü verir.
Aristoteles Usu eksiksiz uzamında açındıran evrensel bir düşünürdür, `Batı` düşüncesi ise özdekçi, duyumcu, görgücü Aydınlanması ile yalnızca yerel, geçici, tarihsel dar bir bakış açısına yükselebilir. Aristoteles bir Ussalcıdır. `Batı` akademizmi ise Usu ÖZNEL GÖZLEM VE DENEYİME altgüdümlü gören tümevarımcı bir dar kafalılıktır, ve böyle olarak Batı modernizminin temel direklerinden biridir. Aristoteles bir Platonist, bir İdealisttir. Ve böyle iken Usu tutkulara, duyulara, inanca altgüdümlü gören kuşkucu `Batı` ekinine saltık gözdağı, onun saltık reddedilişi, suçlanışı, çürütülüşüdür. Ve bu yüzden `Batı` entellektüalizmi felsefeyi yoketmek, onu usdışı düzenin zararsız bir bileşenine, kısır bir akademizme indirgemek zorundadır. Batı `felsefeciliği` doğal bilincin yüzeysel polemik tutkusundan öteye geçemezken, bilim, estetik ve törellik ise bu bakış açısından ya bütünüyle anlamsız şeyler (pozitivizm), ya da modern sofizme altgüdümlü pragmatik sorunlardır (akademizm).
* * *
Eğer Aristoteles`in etkilerini gerçekten görmek istiyorsak, herşeyden önce Farabi ve Hegel gibi felsefecilere, Ptolemi, Kopernik ve Galileo gibi bilimcilere dönmemiz, ve bir de dünyanın çok büyük bir bölümünü tarihte ilk kez uygarlık ve ekin ile buluşturan, insanlığı kendi kendisi ile tanıştıran Büyük İskender`e bakmamız gerekir. Aristoteles yalnızca tarihsel bir uygarlık evresinin özeti değildir: İnsan Düşüncesi onda ekinsel/tarihsel göreliliğin ötesine geçer, Saltık İdeaya ulaşır.
Aristoteles Usu eksiksiz uzamında açındıran evrensel bir düşünürdür, `Batı` düşüncesi ise özdekçi, duyumcu, görgücü Aydınlanması ile yalnızca yerel, geçici, tarihsel dar bir bakış açısına yükselebilir. Aristoteles bir Ussalcıdır. `Batı` akademizmi ise Usu ÖZNEL GÖZLEM VE DENEYİME altgüdümlü gören tümevarımcı bir dar kafalılıktır, ve böyle olarak Batı modernizminin temel direklerinden biridir. Aristoteles bir Platonist, bir İdealisttir. Ve böyle iken Usu tutkulara, duyulara, inanca altgüdümlü gören kuşkucu `Batı` ekinine saltık gözdağı, onun saltık reddedilişi, suçlanışı, çürütülüşüdür. Ve bu yüzden `Batı` entellektüalizmi felsefeyi yoketmek, onu usdışı düzenin zararsız bir bileşenine, kısır bir akademizme indirgemek zorundadır. Batı `felsefeciliği` doğal bilincin yüzeysel polemik tutkusundan öteye geçemezken, bilim, estetik ve törellik ise bu bakış açısından ya bütünüyle anlamsız şeyler (pozitivizm), ya da modern sofizme altgüdümlü pragmatik sorunlardır (akademizm).
* * *
Eğer Aristoteles`in etkilerini gerçekten görmek istiyorsak, herşeyden önce Farabi ve Hegel gibi felsefecilere, Ptolemi, Kopernik ve Galileo gibi bilimcilere dönmemiz, ve bir de dünyanın çok büyük bir bölümünü tarihte ilk kez uygarlık ve ekin ile buluşturan, insanlığı kendi kendisi ile tanıştıran Büyük İskender`e bakmamız gerekir. Aristoteles yalnızca tarihsel bir uygarlık evresinin özeti değildir: İnsan Düşüncesi onda ekinsel/tarihsel göreliliğin ötesine geçer, Saltık İdeaya ulaşır.
daha fazla
Yazar: Frederick Copleston
Yayınevi: İdea Yayınevi
ISBN: 9753970005
Sayfa: s.
Boyut:
Kapak:
Tarih: 2000
Kağıt Tipi: