Tanıtım Yazısı
Türkiye'de derin bir eleştiri kıtlığının sancıları duyuluyor. Bununla beraber eleştiri kelimesine tahammülsüz ama bir o kadar da "üreten bir zekâ"nın etkili olduğunu görüyoruz. Elbet buna "eleştiren akıl"ın özgüven eksikliğini ve yaşanan kavram karmaşasından doğan kusurları da eklemek gerekiyor. İlkine kısa vadede bir tedavi bulmak pek mümkün görünmüyor, çünkü hem tahammülsüz hem de üretim içindeki bir zekâ söz konusu ve işin kötüsü üretim de zekâ da önyargılarla yüklü. Elbet eleştiren aklın tümünü böylesine net bir şekilde ifade etmek de kolay değil, zira işin bu yanında azda olsa hem tahammülsüzlükten beri durabilen hem de üretebilen bir zekâ ve çabanın varlığını da kabul etmek gerekiyor. Ekseni geniş, özgür ve tarafgir olmayan bir özgüvenle, kargaşa ve karmaşadan uzak bir sadeleşme, en başta elde edilmesi gereken kazanımlar olarak görülmeli, eğer bu yapılabilir bu özgüven ve bu sadelik sağlanabilirse son tahlilde, Türkiye'de üretilen edebiyatın niteliği artacaktır.
Eleştirinin olmadığı yerde, popüler olan her daim kazançlı çıkıyor. Hal böyle olunca yazılı veya görsel medyada, birbirini kollayan insanların oluşturduğu lobiler de edebiyatın çıtasını belirleyebiliyorlar. Örneğin bir dönem, Orhan Pamuk'un romanlarını överek, bir nevi ona arka çıkan Murat Belge'yi karalayanların, zamanla Pamuk'un romanı serpilip boy attığında, Belge'nin söylediklerini pek hatırlamadıkları gibi bir şey bu... Evet, hal böyle ve bazı orijinal tespitler hariç Orhan Pamuk hakkında adam akıllı bir kuramsal eleştirinin literatüre kazandırıldığı söyleyemiyoruz. Tıpkı buna benzer biçimde bir H. Ali Toptaş yazınının neye işaret ettiği hakkında ciddi kuramsal katkılar sağlayacak bir söylemin çok uzağındayız.
(Tanıtım Bülteninden)
daha fazla
Yazar: Kolektif : Dergi | idefi
Yayınevi: Ayraç Dergileri
ISBN: 24544575
Sayfa: 96s.
Boyut:
Kapak:
Tarih: 1905
Kağıt Tipi: