Tanıtım Yazısı
Çağımızın en ünlü düşünür ve psikiyatristlerinden Carl Gustav Jung, bu kitabın oluşmasına razı geldiğinde seksen yaşını geçmişti. Razı gelmek deyimi yadırganmamalı, çünkü Jung özel yaşamını ortaya sermekten hiç hoşlanmayan biriydi.
Özgeçmişini yazması konusundaki bütün yaklaşımları geri çeviriyordu. Karar vermesi uzun sürdü, ama verince de kendini bu işe adadı. İki yılı aşkın bir süre Aniela Jaffe ile anıları üzerinde çalıştı. Yine de içi rahat değildi.
"Bu malzemeyi bir ömür boyunca korudum" diyordu. "Hiçbir zaman açıklamak istemedim. Buna da saldırırlarsa öbür kitaplarımdan çok daha fazla etkilenirim. Yalnızlıktan yeterince acı çektim. 'Eyüb'e Yanıt' bu denli gürültü kopardığına göre, anılarım daha da beter tepki alacak. Bu özgeçmiş, bilimden edindiğim bilgilerin ışığında yaşamımın öyküsü. İkisi bir bütün. Yaşamım bir anlamda yazdıklarımın özünü oluşturuyor, yazdıklarım yaşadıklarımın özünü değil. Tüm düşüncelerim ve çabalarım aynı zamanda 'ben'im. Bu nedenle özgeçmişim, 'ben'in yalnızca küçük bir parçası."
Carl Gustav Jung'un yaşamının ilk yıllarından başlayarak son yıllarına kadar, Anıları, Düşleri, Düşünceleri, yirminci yüzyılın bu son derece önemli düşünür ve psikiyatristinin ilginç ve bir o kadar da saklı kişiliğini olabildiğince ortaya koyması yanında, önce hayranı olduğu sonra görüş ve kavram ayrılığına düştüğü büyük usta Sigmund Freud'la ilişkilerine ve onun kuramlarına ilişkin düşüncelerine de ışık tutuyor.
daha fazla
Yazar: Carl Gustav Jung
Yayınevi: Can Yayınları
ISBN: 9789750700798
Sayfa: 296s.
Boyut: 20 X 13
Kapak:
Tarih: 2013
Kağıt Tipi:
5 yıl
Alıntı
"Ben o muyum, yoksa o mu ben?"
"Her ağacın, her dalganın, bulutların ve gelip geçen her hayvanın içindeyim. Mevsimlerin ve nesnelerin de."
"Yaralı nasıl kendini yaralarsa, iyileşen de kendini iyileştirir.”
"İç dünyasını irdeleyebilen her insan gibi ben de kişiliğimdeki bölünmenin yalnızca kendi sorunum ve sorumluluğum olduğunu düşünmüştüm. Faust; "Göğsümde iki ruh barınıyor!" diye itirafta bulunmuş ama ikilemin nedenlerine ışık tutmamıştır. Gene de bu sözleri söylemekle bana çok yardımcı olduğuna kuşku yok."
"Sen hep düşünmek istiyorsun. Oysa insan düşünmemeli inanmalı."
"Algılanabilen tüm ifadeleri ruh üretir."
"Sevgi her şeyi taşır ve her şeye dayanır."
"Sonuçta insan kendisini yargılayamayan bir olgudur ve başkalarının iyi ya da kötü yargılarına bırakılmıştır."
"Hiçbir şey beni yalnızca insanın ve Tanrı'nın sureti olduğuna inandıramazdı. Bana göre ulu dağlar, nehirler, göller, ağaçlar, çiçekler ve hayvanlar, gülünç giysileri, kötülükleri, bayağılıkları, vurdumduymazlıkları, yalanları ve her şeyden çok da iğrenç bencillikleri olan insanlardan çok daha fazla Tanrı'nın özünü gösteriyordu."
"Ruhumuz ve bedenimiz, atalarımızda da olan bireysel öğelerden oluşur. Bireyin ruhundaki "yenilik" çok eski öğelerin sonsuz değişimlerinden biridir. Bu nedenle ruhun ve bedenin yoğun bir biçimde tarihsel nitelikleri vardır ve bunlar bir varlık dünyaya geldiğinde, kendilerine bu yeni şeyin içinde doğru dürüst bir yer bulamazlar, yani atalarımızdan gelen nitelikler bu yeni şeyle tam uyum içinde değillerdir. Günümüz ruhu çağdaş olduğunu savunsa da, insanoğlunun ne Ortaçağ'la ne Antik Çağ' la ve ne de ilkellikle işi bitmiştir."
daha fazla
Can Yayınları
- Puan vermedi
Anılar, Düşler, Düşünceler
Carl Gustav Jung
- Can Yayınları
- 2013