- Evelin olmayınca bir adamı belli bir yaştan sonra Hz.Yusuf olsa sevemezsin....! - Dahası: Ben Yusuf da değilim ki...
Sen gideli kapılar kapalı, camlar örtük, Aramıyorum dersem ölümü gör, Dilim kopsun sana kem söz söylersem, Rayihasına kurban terinin, tuzunun, İliklerime kadar girer kokusu Yasemin kokan tenine yandım. Ellerin bir başka şekil, yüzün bir başka, Bilirim asi delişmen kız, boyun eğmezsin, İllaki sevdiğin bir başka degil mi ? Reddetme, İnkar etme çarpılırsın. Can dedim, Canım dedim, Cansın dedim... Ancak sevdim be kara kız..Çok sevdim. Nankör değilim, kör değilim; Bilirsin..
Muzaffer Boz 01.10.2024 Saat: 04 50
(50) EMEKLİ
Görevini tamamlamış; Lüzumsuz bir toplum kesimi değildir Emekli.
Dinleyin Ağalar..! Bir garip hali var, Para çekmiş yan yan sekiyor Emekli. Cebinde parası bitinceye kadar, Sanki bülbül gibi şakıyor Emekli. *** Parkta dolaşır manzaralı bank arar, Oturur; maaşa kalan günü sayar, Anlatırsan işine geleni duyar Başının ecrini çekiyor Emekli. *** Kahvede oturup da bir çay içemez, Eğriyi, doğruyu anlatsan seçemez, Sandıkta partisinden hiç vaz geçemez, Aval aval yüze bakıyor Emekli. *** Kirayı sorma : Maaştan epeyce çok, Cüzdan da desen: Aç bak metelik yok, Kim derse inanma: " Sırtı pek,karnı tok", Yoklukla imtihan oluyor Emekli. *** Harçlık yok diye torundan kaçar, Neyse ki hanımla küslük çabuk geçer, Ne edeceğini bilmez; Kalır naçar, Gençler boş iken iş arıyor Emekli. *** Siyasetçileri eder başına taç, Ahvaline bakarsan: Zekata muhtaç, Yine de aksatmaz vergi,fatura,harç, Ne gelirse gidip ödüyor Emekli. *** Ey..! Dostlar durumu harap Emeklinin, Yolunu gözlüyor kasap Emeklinin, Gece, gündüz işi hesap Emeklinin, Maaşa ne kaldı? Soruyor Emekli. *** Borçtan, taksitten kaldıramaz başını, Alıp bir yere götüremez eşini, Sıkıldıkça eliyle döver döşünü, Tesbihle " Ya...! sabır " çekiyor Emekli. *** Muzaffer emeklinin hali açıktır, Deliği kocaman, yaması küçüktür, Sakalı ağarsada gönlü çocuktur, Olanlara bakıp gülüyor Emekli.
Muzaffer Boz 06.09.2025 Saat: 05.30
(51)
"Aynı evrende yaşamamalı cellatlar ve çocuklar. Ya ölmeli cellatlar ya da hiç doğmamalı çocuklar..." ERNESTO CHE GUEVARA
NARİN....
Elif,ba'yla yaşmak koymuşsun kesene, Ecel pençesini nasıl taktı Narin? Zalim su üstünden nasıl aktı Narin ? Okul sensiz, sıran boş kaldı bu sene, Ecel pençesini nasıl taktı Narin? Zalim su üstünden nasıl aktı Narin ? *** Narin ne olur; Bir kere gülüver , Zil çalınca koşup sırana geliver, Yine saçlarını rüzgara salıver, Ecel pençesini neden taktı Narin? Zalim su üstünden nasıl aktı Narin ? *** Sekiz yaşında masum, sabı sübyandın, Bu acılara Kuzum; Nasıl dayandın, Akraba diye sen kimlere güvendin, Beyaz tenin, gül benzin soldumu Narin ? Soğuk sular koynuna doldu mu Narin? *** Kesesinde durur yazmanın dürüsü, Hala geliyor jandarmanın gerisi, Kıvrılmış yatıyor Narin'in ölüsü, Ecel pençesini nasıl taktı Narin? Zalim su üstünden nasıl aktı Narin? *** Seni alan Eğersiz dere kurusun, Ateş sarsın her yanı alev bürüsün, Yılan misali sürüm sürüm sürünsün, Ecel pençesini nasıl taktı Narin? Zalim su üstünden nasıl aktı Narin? *** Küçük bedenin dünyaya sığmadı mı ? Sen var diye sanki güneş doğmadı mı ? Senin yüzünden yağmurlar yağmadı mı ? Ecel pençesini neden taktı Narin? Zalim su üstünden nasıl aktı Narin? *** Bu gün artık memleketimin kızısın, Kalbimizde yanan ateşin közüsün, İflah olmaz içimizde bir sızısın, Beyaz tenin, gül benzin soldumu Narin ? Soğuk sular koynuna doldu mu Narin? *** Narin'in kabrini derin kazın derin, Altına gökten yıldız getirip serin, Üşümesin; Güneşi eline verin, Ecel pençesini neden taktı Narin? Zalim su üstünden nasıl aktı Narin? *** Bilirim dönülmez; Orda melekler var, Sana açılacaktır bütün makamlar, Lakin; Ne oldu sana ne bu morluklar, Ecel pençesini nasıl taktı Narin? Zalim su üstünden nasıl aktı Narin ? *** Seni andıkça Narin aklım iflasta, Gönlüm virane, kalbim dermansız hasta, Yastadır garip Muzaffer artık yasta, Beyaz tenin, gül benzin soldumu Narin ? Soğuk sular koynuna doldumu Narin?
Muzaffer Boz 10.092024 Saat: 06 00
(52) MEVLÜT BABA Sayın Komutanım Mevlüt Yeşilyurt'a Marifet iltifata tabi dir, İltifat marifet nihayetinde tabii dir.
Uzundu boyun, buğday rengi yüzün, İnsan güzeliydin sen Mevlüt Baba. Gidince gönlüme çöktü bir hüzün, İnsan güzeliydin sen Mevlüt Baba. *** Arada bir sakalım uzayınca, İnceden azarlardın kararınca, Ölçü kaçmazdı her şey ayarınca, İnsan güzeliydin sen Mevlüt Baba. *** Yalanım yok biz seni örnek aldık, Her sözünü bin bir hayra yorardık, Nerde ? diye her geçene sorardık, Insan güzeliydin sen Mevlüt Baba. *** Her olaya hoş bir kıssa söylerdin, Sonra usulca meramını derdin, Neden gittin be Baba ? Neydi derdin, İnsan güzeliydin sen Mevlüt Baba. *** İz bıraktın bizlerde, bu diyarda, Sensiz bir tat kalmadı buralarda, Bilmem gelirmisin ? Bazen arada, İnsan güzeliydin sen Mevlüt Baba. *** Fukara öğrencileri kayırdın, Her ay burs verilsin diye buyurdun, Böylece bunu herkese duyurdun, İnsan güzeliydin sen Mevlüt Baba *** Belagat sendedir, hitabet sende, Cesaret sendedir, dirayet sende, Liyakat sendedir, feraset sende, İnsan güzeliydin sen Mevlüt Baba. *** Bir gün şavkınla yüzümüze vurdun, Milletin Kemal'inden mi feyz aldın ? Yoksa sen Kemal Yeri'nden mi geldin ? İnsan güzeliydin sen Mevlüt Baba. *** Dilerim etrafına yar olursun, Dilerim etrafa bahar olursun, Dilerim orda bahtiyar olursun, İnsan güzeliydin sen Mevlüt Baba. *** Muzaffer'im dillerin lal oldu lal, Baba varsa hak; Helal olsun helal, Yanın da olsun daima Zülcelal, İnsan güzeliydin sen Mevlüt Baba.
Muzaffer Boz 13.09.2021
(53) KUVA-YI MİLLİYE
Başka ruha ne hacet..? Kuva-yı Milliye ruhu hepimize yeter...
Düşmanın barbarca mezalimine karşı, Milletçe bir duruştur Kuva-yı Milliye. Millet yolunda, hürriyet yolunda hakça, Ulusal bir görüştür Kuva-yı Milliye. *** Bini verip de dört nala giden atına, Hiç değer vermeden canına, hayatına, Kanlı kefen ile Rabb'in yüce katına, Erdemli bir varıştır Kuva-yı Milliye. *** Düşmanın toplarına bağrını açarak, Gazalarda siperden sipere koşarak, Hak nerde diye kendinden geçerek, Milletçe bir soruştur Kuva-yı Milliye. *** Hakk’ın cümle hakkına şahadet ederken, Al kanların içinde masumca gülerken, İstiklal uğrunda şehitliğe giderken, Ulusal bir yarıştır Kuva-yı Milliye. *** Yapışırken kılıcın kınına, sapına, Bakmadan düşmanın tüfeğine, topuna, Gözü yumuk savaşın kanlı girdabına, Milletçe bir giriştir Kuva-yı Milliye, *** Milletimizin bom boş kalan ufukları, Memleketin üstünde kara bulutları, Hürriyet diye, diye bütün umutları, Ulusal bir yoruştur Kuva-yı Milliye. *** Estirmek için istiklalin yellerini, Kırmak için düşmanın kanlı ellerini, Adalet bahçesinden hakkın güllerini, Ulusça bir deriştir Kuva-yı Milliye. *** Zeytin ağacının yaprağında, dalında, Ak güvercinin gagasında, kanadında, Türk Ulusunun toprağında, vatanında, Ulusal bir barıştır Kuva-yı Milliye. *** Hak yazmasın diye böyle günler bir daha, Yıllar boyu geceler dönmeden sabaha, Milletçe hep beraber aşk ile Allah’a, Milli bir yakarıştır Kuva-yı Milliye, Milli bir yalvarıştır Kuva-yı Milliye.
Muzaffer Boz
(54) Hz.ALİ' ye
Tüm Canlar Canımdır ...
Sanma gül yüzlü hünkarımı bir muamma, İlmi, islamı en iyi bilen Ali'dir. Dört halifenin en sonuncusudur amma, Ameliyle takdire şayan Ali'dir *** Nebi kayınpederi, Abdullah amcası, On iki imamın önderidir kendisi, İlmin kapısı, gönüllerin efendisi, Cehaleti çevresinden silen Ali'dir. *** İlim BE de saklı, BE nin altında nokta, Damla deniz olmuş, denizin gözü Hakk’ta, Marifet azdadır, beşerin meyli çokta, Kırk makamın sırrına ilk eren Ali'dir. *** Resul-ü Ekrem ile Uhud'ta, Hendek'te, Savaş meydanları alev, alev yanmakta, Kılıç yarası varken tende, gömlekte, Toprağı titreten, dağı delen Ali'dir. *** Her zaman hakim oldu dünyevi hırsına, Hakk'a sığındı uymamak için nefsine, Kan dökülmesin diye akil birisine, Halifelikten feragat eden Ali'dir. *** Bütün gönüllerdir onun sevgi bahçesi, Gözünde olmadı ki hiç dünya akçesi, Allah’ın aslanı, Beytullah’ın bekçisi, Yezid’in karşısına dikilen Ali'dir. *** Kudretin ilahi izi var kaderinde, Zülfikar asılı kınıyla kemerinde, Gerek Bedir, gerekse Uhud seferinde, Şahbazlar içinde önde giden Ali'dir. *** Esedullah sıfatı, orduların başı, Cehaletin düşmanı, alimin kardeşi, Fatma’nın başının tacı, sevgili eşi, Nur yüzüyle etrafına gülen Ali'dir. *** Muzaffer anlatmaya kalemin acizdir, Ali’nin her kelamı ilimdir, vecizdir, Artık Ali için feryat figan ucuzdur, Dünyadan Rabb'ine göçüp giden Ali'dir.
Muzaffer Boz
(55)
BACIM Sevgili Ablam Fatma Boz'a
Ey..! Benim canımın yarısı, Gönlümün yarası, Anlımın akı, Alın yazımın karası, Kız kardeşimiz, kızımız bacımız, Anam gibi kokan, Anam gibi bakan, Hiç şüphesiz, Dünyada anamın yerini tek tutan. Ağladığımda göz yaşımı silenim Beni herkesten çok sevenim. Anam gibi saçını süpürge edenim. Biliyormusun ? Yine sana gelip naz etmek istiyorum, Sarılmak, anam kokunu, Anam sıcaklığını Duymak istiyorum yine sende, Kara gözlerinde. Meliklerinde anamı örmek istiyorum. Uzun saçlarını, Alabildiğine karıştırıp Saatlerce uğraştığını, Doya doya seyretmek istiyorum. Bacım diye diye, Dizlerinde yatmak istiyorum Anam yerine. Bakışlarında, Anamı görmek istiyorum. Sımsıcak...! Anam gibi bahtı karalım, Anam gibi elleri kınalım. Gelinlik beyazı gibi tertemiz, Bacımız, kızımız, kız kardeşimiz. Anamız, anamız, Annemiz...
Muzaffer Boz
(56)
Seni çok özledik Anacığım...Ve de sensiz çok yalnızız... Rabb'im in rahmeti üzerine olsun. Mekanın cennet makamın cennetten bir köşk olsun. Kabrin nurla dolsun İnşallah... Zira: " Ana gibi yar, Bağdat gibi diyar olmaz. "
ANACIĞIM Sevgili Annem Zeynep Boz'a
Anam,…. Dertli kasavetli, maharetli anam. Anacığım biliyor musun ? Hiç kimse, ama hiç kimse sevmedi.. Beni senin sevdiğin kadar. Gerçekti, hem de alabildiğine gerçekti sevgin, Yürektendi, delice idi biliyorum. Biliyorum da bunu anlamam zaman aldı. Ve de sevgin öyle böyle değil, Nasıl anlatayım bilmem ki? Belki de yıldızlar kadardı.
Küçüktü omuzların , Ama yüklenirdi hayatın bütün yükünü, Bir dağ gibi. Dönüp bakmazdın ardına, Gözlerin içine bakardı daima uzakların, ‘’ -Yarın ..’’ derdin hep ‘’—Yarın..’’ Yarınlarda evlatların vardı, Hep evlatların.
Kırılırdın kırmazdın , üzülürdün üzmezdin, Meraktan çatlardın gecikirlerse biraz, ’’—Yavrum!….’’ derdin, ‘’—Hiç böyle yapmazdı, ne ola ki !.....’’ Oysa hep yapardık ,Hep meraklandırırdık seni.. Dedim ya: Bilmedik kıymetini. Anacığım… Yemedin yedirdin, İçmedin içirdin, Gerekseydi eğer hiç düşünmeden, Yolar çıkarır , Yüreğini verirdin !.... Yüreğini verirdin !.... Yüreğini verirdin !.....
Muzaffer Boz 20.03.2005
SON SÖZ
Bu kitap burda bitmiştir; Bu ömür de bitecektir.... Lâkin: - Bu hasret bitmeyecektir, - Bu sevda bitmeyecektir....
BİYOGRAFİ
Anam: " - 1964 yılında yaza karşı doğdun sen..." derdi. Bizde pek doğum günü kutlanmaz; Ve hatta bilinmez, takip de edilmezdi. Balıkesir'in Dursunbey ilçesinin eski adı Konarı; Yeni adı Karapınar köyünde doğmuşum. İlkokula köyde başladım. Daha sonra Balıkesir'in Cumhuriyet İlkokulunda devam ettim. İlkokulu bu okulda, ortaokulu Balıkesir Ortaokulu'nda, Liseyi Balıkesir Endüstri Meslek Lisesi'nde bitirdim. Daha sonra askerliğimi Denizli, Tekirdağ Malkara da yaptım. Askerlik dönüşü yine Balıkesir de Orduya ait bir iş yerinde çeşitli görevlerde sivil personel olarak çalıştım. 2013 yılında emekli olup Balıkesir'in Ayvalık ilçesine yerleştim. Şiir yazmam lise yıllarına dayanır. Bu dönemden sonra yazılı basında şiirlerim çıktı. Daha sonra internet sitelerinde şiirlerimi yayımlamaya başladım. Halen bu siteler de günün şiiri haftanın şiiri seçilen şiirlerim yayımlanmaktadır.Bu arada bazı sanatçılarımız tarafindan seslendirilen ve klip yapılan şiirlerim de yayımlanmıştır.
Muzaffer Boz 25.10.2024
İÇİNDEKİLER 1. ARASAN BENİ 3 2. BEN BIRAKTIĞIN GİBİ DEĞİLİM ARTIK 4 3. KARA KIZ'IN TÜRKÜSÜ 5 4. SABRİYE 5. SEVMEZSEN SEVME 6. KİLİTLENMİŞ KAPILAR 7. KARA FERACE-2 8. BAŞTAN BAŞA 9. YÜREĞİNDEN YÜREĞİME MEKTUP 10. ECEL UYKULARI 11. O GÖZLERİN 12. MANADIR YOLUMUZ 13. DELİDİR DELİ 14. ANACIGIM GEL DE GÖR OĞLUNU-2 15. AĞLA DA GEL SEVDİĞİM 16. KONARI'DAN BİR ÇİFTÇİNİN OĞLU 17. VEBALİN BOYNUMA 18. GİTMEYECEKTİN 19. HOŞÇA KAL DİYORSUN YA 20. İŞTE BOYNUM İŞTE URGAN 21. NAAŞIM ÜSTÜNE-2 22. KOPARMA NE OLUR 23. ASİ PERİ 24. CELLAT’IM OL DA 25. SALLANA SALLANA 26. BİZ AYRIYDIK HEP 27. GİTTİN BİLMEZSİN 28. TENDEN ÖTE 29. SENDEN BAŞKA KİMİM VAR Kİ 30. KARAGÖZLÜM 31. SEVGİLİYE 32. KABRİSTAN 33. BAŞKA BAŞKA 34. ÇİFTE ÇİFTE 35. BİR CAN 36. TADIM YOK 37. HABERİN OLSUN 38. GİZLİ SIRLARIMI SÖYLEME 39. ZEYCAN'MIŞ ADI 40. ARADA BİR 41. MELAL 42. İKİ KAPI ARASI 43. DERT HEYBESİ 44. SEVDANIN YANGINI 45. BEN OLURUM 46. ALIR BAŞIMI GİDERİM 47. UNUTTUM 48. KORKUTTULAR MI SENİ 49. ADI İÇİNDE SAKLI 50. EMEKLİ 51. NARİN 52. MEVLÜT BABA 53. KUVA-YI MİLLİYE 54. HZ.ALİ'YE 55. BACIM 56. ANACIĞIM
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.