Kötülük etmeden pişman olmanın en iyi şekli, iyilik etmektir. bretonne
Yedi Yaman'ın Güneşi Roman Hüseyin TURHAL
Yedi Yaman'ın Güneşi Adıyaman. Tütünün ve Nemrut Dağı'nın katı kurallarıyla yönetilen, gençlerin hayallerinin birer birer karardığı yer. Bu topraklarda iki tür insan vardır: Geleneksel düzeni koruyan...
8. Bölüm

BÖLÜM 6: KOÇERO'NUN HİKAYESİ

9 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
BÖLÜM 6: KOÇERO'NUN HİKAYESİ
Hasan'ın atölyesi artık sadece bir dağınıklık değil, bir fikir karargâhıydı. Ayşegül, elinde Fatma'nın ders programı ve yaklaşan nişan tarihini içeren bir çizelgeyle, tahta masaya vurdu.
"Sınav altı ay sonra. Nişan haftaya. Bize altı ay lazım," dedi Ayşegül. "Kooperatifi bir hafta içinde, ailelerin ciddiye alacağı bir işe dönüştürmeliyiz."
Hasan, parmaklarını birbirine kenetledi. "Haklısın. İşe başlamak için bir miktar sermaye bulmalıyız. Aklıma biri geliyor. Çocukluk arkadaşım, Koçero. Babasının tütün işini devraldı, çok para kazandı. Eskiden hayalleri vardı."
Ayşegül kaşlarını çattı. "Koçero? Adı bile güven vermiyor. Böylesine hızlı zengin olanlar, genellikle yavaş ve dürüst kazancı sevmezler."
"Denemek zorundayım," dedi Hasan. "Burası Adıyaman. Destek önce tanıdıktan gelir, ya da darbe."
Hasan, Koçero'yu şehrin lüks bir çay bahçesinde buldu. Koçero, pahalı bir takım elbise içinde, bölgenin tek hakimi pozundaydı.
"Hasan! İstanbul'u bırakıp mı geldin?" Koçero'nun sesi alaycıydı. "Ne istiyorsun?"
Hasan, kooperatif fikrini, gençlerin şehirde kalma arzusunu ve ortak kazanç modelini anlattı. "Bize başlangıç için küçük bir kredi ver. Birkaç ayda geri ödeyeceğiz."
Koçero güldü. "Sana mı yatırım yapacağım? Sen hayal satıyorsun Hasan. Ben gerçek satıyorum." Tartışmanın sonunda Koçero, Hasan'ı ikna edici bir yalanla tuzağa düşürdü. Güvenini kazanmak için, Koçero'nun "önemli bir iş ortaklığı" için kullanacağı bahanesiyle, Hasan'dan ailesinin birikimindeki son parayı aldı.
Ancak birkaç gün sonra, Koçero şehirden ayrılmıştı. Telefonları kapalıydı. Hasan, dolandırıldığını anladığında, atölyenin ortasında, yüzü bembeyaz duruyordu.
Abuzer, Hasan'ın yanına gitti ama Hasan o kadar yıkılmıştı ki konuşamıyordu. O gün atölyeye gelen Ayşegül, durumu hemen anladı.
"Sana dememiş miydim?" diye sordu Ayşegül, sertçe.
Hasan, başını salladı. "Ben... Ben onlara inandım. Çocukluk arkadaşıma inandım. Bütün umut, o paraydı."
Ayşegül, beklenenin aksine, ona kızmadı. Sakince yanına oturdu. "Koçero'nun hikayesi budur Hasan. Burada ya dürüstlükten ölürsün, ya da güvendiğin tarafından vurulursun. Ama bu bizi durdurmayacak."
Ayşegül, masadaki çizelgeyi işaret etti. "Bana Koçero'nun ticaret ağını anlat. Neyi nereden alıyor, neyi nereye satıyor. O bizi parayla vurduysa, biz de onu zekayla vuracağız. Fatma'nın nişanını erteletmek için bu sermayeyi bir şekilde bulacağız. Ve biz, onun tütün tarlalarına karşı kendi güneşimiz olacağız."
Hasan, Ayşegül'ün kararlılığından ilk kez bu kadar etkilenmişti. Ayşegül'ün dolaylı desteği, Koçero'nun darbesinden daha güçlüydü.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL