Kötülük etmeden pişman olmanın en iyi şekli, iyilik etmektir. bretonne
Yedi Yaman'ın Güneşi Roman Hüseyin TURHAL
Yedi Yaman'ın Güneşi Adıyaman. Tütünün ve Nemrut Dağı'nın katı kurallarıyla yönetilen, gençlerin hayallerinin birer birer karardığı yer. Bu topraklarda iki tür insan vardır: Geleneksel düzeni koruyan...
14. Bölüm

BÖLÜM 12: DÖRT MEVSİM

9 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
BÖLÜM 12: DÖRT MEVSİM
Aradan yaklaşık bir yıl geçti.
Fatma, İstanbul Üniversitesi’nin tarihi kütüphanesinde, kocaman bir hukuk kitabının üzerinde uyuyakaldığı yerden irkildi. Adıyaman'ın sıcak güneşi yerine, İstanbul'un gri ve soğuk bir kasım sabahıydı.
İlk yıl, beklediği özgürlüğü getirmişti ama aynı zamanda büyük bir yalnızlık da getirmişti. Fatma'nın Hukuk'taki başarısı tartışılmazdı. Masanın üzerindeki defterin arasında, Abuzer'den gelen bir mektup vardı. Mektup, Fatma'ya notalarla yazılmıştı: "Yeni türküm hazır, sana armağan. Dinlediğinde atölyenin kokusunu duyacaksın."
Fatma gülümsedi. Okulun baskısı arttıkça, Abuzer’in müziği ve Ayşegül’ün başarı haberleri onun manevi destek hattı oluyordu. En büyük desteği diplomasını alarak verebilirdi.
Adıyaman'da ise durum tam tersiydi. Yedi Yaman Kooperatifi, Ayşegül’ün dinamik yönetimi ve Hasan'ın sağlam iş prensipleri sayesinde sadece ayakta kalmakla kalmamış, büyümüştü. Artık sadece zeytinyağı değil, yerel pamuktan dokunan el emeği ürünler de satıyorlardı.
Ayşegül ve Hasan, artık sadece iş arkadaşı değil, bir takım olmuşlardı. Her iş toplantısının sonunda, güncel sorunlar, Fatma’nın dersleri ve Abuzer’in yeni besteleri konuşuluyordu.
Bir akşam, Kooperatif’in logosu olan zeytin dalı motifi işlenmiş yeni bir ürün sergisinin açılışında, Ayşegül gururla kalabalığa hitap etti: "Bu kooperatif sadece ticaret değil, bu toprağın gençlerinin sesidir. Bizim başarı hikayemiz, Fatma’nın İstanbul'da kazandığı başarı kadar değerlidir."
O an, Hasan ile Ayşegül'ün gözleri kesişti. Bu mücadele, onları profesyonel sınırların ötesinde bir araya getirmişti. Ortak vizyonları, aralarındaki sessiz ve platonik çekimi besliyordu.
Abuzer, Kooperatif'ten kazandığı ilk paralarla, Adıyaman'daki küçük bir stüdyoda ilk profesyonel kaydını tamamlamak üzereydi. Albümün adı: "Yedi Yaman'ın Güneşi".
Son türküsü olan ve Fatma'ya gönderdiği mektup olan **"Umut Notaları"**nı kaydederken, Hasan ve Ayşegül onu dinliyordu. Müzik, Adıyaman'ın hem kederini hem de dirilişini anlatıyordu.
Hasan, omuzuna dokundu. "Bu albüm, Koçero'nun ticaretini bitirecek, Abuzer. Bu, Adıyaman'ın manifestosu olacak."
Abuzer, "Hayır abi. Bu, Fatma’nın zafer şarkısı olacak," diye yanıtladı.
Yıl sonunda, Fatma Adıyaman'a döndü. Ailesi, onu büyük bir gururla karşıladı. Ama Fatma'nın ilk durağı, evleri değil, Yedi Yaman Kooperatifi oldu.
Abuzer, Fatma, Hasan ve Ayşegül, ilk kez bir yıldır dörtlü olarak bir araya gelmişlerdi. Her şey, bir yıl önce kurdukları ortak hayalden çok daha büyük ve güçlüydü. Nemrut'un gölgesi hala oradaydı, ama artık güneş, dört gencin elleriyle doğuyordu.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL