XİSOR AŞİRETİ
Adıyaman'ın Kızıl Hızırları
(Tarih, İnanç, Kimlik ve Direniş Yolları)
Hüseyin TURHAL
Bir toplumun tarihi, yalnızca resmî belgelerden ve iktidarın kaleminden çıkan satırlardan ibaret değildir. Gerçek tarih; çoğu zaman görmezden gelinen, susturulmaya çalışılan ve hafızanın en derin köşe...
Bu bölüm, Xîsor Aşireti'ni bölgesel diğer topluluklardan ayıran, onların kimliğini ve direnişini besleyen ana damarı, yani inançsal dünyalarını mercek altına almaktadır. Aşiretin inancı, genel Alevi-Kızılbaş felsefesinin temel sütunları üzerine inşa edilmiş olmakla birlikte, yaşadığı coğrafyanın ve yüz yüze kaldığı tarihsel baskıların etkisiyle kendine özgü, "Kızıl" bir ton kazanmıştır.
1. Xîsor İnancının Temelleri: Alevilik ve Kızılbaşlık Xîsor Aşireti'nin inanç sistemi, Anadolu ve Mezopotamya Aleviliği'nin çekirdek öğretilerini barındırır. Bu inanç, ritüel ve kurallarını Şeriat hukuku yerine Tarikat (Yol) ahlakından alır. A. Dört Kapı Kırk Makam Xîsor inancında, insan-ı kâmil (olgun insan) olma yolculuğunun şeması, diğer Alevi gruplarda olduğu gibi Dört Kapı Kırk Makam ilkesine dayanır. Bu, sadece bir teori değil, aynı zamanda aşiret içi toplumsal düzeni sağlayan etik ve hukuki bir çerçevedir. Bu kapılar şunlardır: Şeriat: Dışarıya dönük kurallar (Alevilerde daha çok gönül temizliği esas alınır). Tarikat: Yol'a girme, Pîr elinden nasip alma. Marifet: Hakikate erme yolunda bilgi ve irfan sahibi olma. Hakikat: Tanrı'ya ulaşma, Hakk ile Hak olma (Vahdet-i Vücut). B. Evrensel İnsan Sevgisi ve Doğaya Saygı Xîsor inancının temelinde, "Yaradılanı sev, Yaradan'dan ötürü" felsefesi yer alır. Cem'lerde sıkça vurgulanan bu ilke, tüm canlılara karşı sorumluluk yükler. Doğa, Güneş ve Ay gibi kadim unsurlara duyulan saygı, inancın seküler boyutuyla (dünyaya dönük yüzüyle) de ilişkilidir ve İslamiyet öncesi inançların izlerini taşır. 2. Kızıl Hızır Kültünün Özgün Yorumu Aşiretin adlandırılmasında (Adıyaman'ın Kızıl Hızırları) temel rol oynayan Kızıl Hızır kavramı, sadece genel bir Alevi inancı değil, Xîsor Aşireti'nin tarihsel bilinciyle harmanlanmış özel bir semboldür. A. Hızır: Kurtarıcı ve Gizli Güç Hızır, darda kalanın imdadına yetişen, doğanın ve bereketin koruyucusu olan ölümsüz bir velî (ermiş) olarak kabul edilir. Xîsor inancında Hızır: Zor Zamanların Mürşidi: Aşiretin sürekli baskı altında yaşadığı tarihsel süreçte, Hızır inancı, devletten veya dış güçlerden medet ummak yerine, gaipten gelen bir kurtuluş gücüne sığınma anlamına gelmiştir. Bu, direnişin mistik bir tezahürüdür. Gizlilik (Takiyye) ve İrfan: Hızır, görünmez ve hızlıdır. Bu özellik, aşiretin inancını gizleme (takiyye) zorunluluğu ile örtüşür. İnanan, Hızır gibi her yerde olup hiçbir yerde görünmemeyi öğrenmelidir. B. "Kızıl" Kelimesinin Felsefi ve Siyasi Anlamı "Kızıl" (Kızılbaş) kelimesi, Şii/Alevi inancındaki 12 İmam ve Hz. Ali bağlılığını ifade eden bir sembol olmasının ötesinde, Xîsor Aşireti için şu anlamları taşır: Siyasi Direniş ve Muhaliflik: Kızıl, tarihsel olarak muhalifliği, başkaldırıyı ve Horasan'dan gelen radikal Aleviliği temsil eder. Sünni merkezi otoriteye karşı duruşu simgeler. Hakikat ve Kan: Kızıl, hakikatin kanını (Kerbela, Hallac-ı Mansur), yani uğruna can verilen yol'u işaret eder. Bu, inançta tavizsizliği vurgular. Kızıl Ordu ve Kutsallık: Bazı anlatılarda "Kızıl Ordu" tabiri, Hz. Ali'nin ordusunun veya Mehdi'nin zuhur ettiğinde etrafında toplanacak yoldaşlarının rengini ifade eder; bu da adaletli bir düzen arayışını sembolize eder. 3. İnancın Ontolojik ve Etik Boyutları Xîsor inancının felsefesi, Tanrı'yı doğada, evrende ve insanın kendisinde arar (Vahdet-i Vücut – Varlığın Birliği). A. İnsan-ı Kâmil (Olgun İnsan) İdeali İnancın temel amacı, insanın "kendi nefsini bilmesi" ve kötülüklerden arınarak Hakk'ı kendi içinde bulmasıdır. Bu, "Eline, Diline, Beline sahip olma" etik üçlemesi ile pratikleştirilir. Bu üç ilke, toplumsal yaşamda dürüstlük, iffet ve emeğe saygının temelini oluşturur. B. Rızalık ve Görgü (Musahiplik Hukuku) Xîsor Aşireti'nin toplumsal yapısını ayakta tutan en önemli etik ilke, Rızalık (Toplumsal Mutabakat) kurumudur. Rızalık Şehri: Her Cem bir rızalık meclisidir. Hiç kimse kimseye rızalık göstermezse (bir şikâyeti varsa), o kişi Cem'e katılamaz. Bu, devletin hukuku yerine, topluluğun vicdanını esas alan özerk bir hukuk sistemi yaratmıştır. Görgü Cemi: Bu cemler, Pîr'in huzurunda bireylerin ve ailelerin yıllık muhasebesini yaptığı, hataların itiraf edildiği ve topluluğun rızasıyla affedildiği veya cezalandırıldığı toplumsal arınma ritüelleridir. Bu pratikler, Xîsor Aşireti'nin iç dayanışmasını ve dış baskıya karşı direncini artırmıştır.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.