Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
XİSOR AŞİRETİ Adıyaman'ın Kızıl Hızırları (Tarih, İnanç, Kimlik ve Direniş Yolları) Hüseyin TURHAL
Bir toplumun tarihi, yalnızca resmî belgelerden ve iktidarın kaleminden çıkan satırlardan ibaret değildir. Gerçek tarih; çoğu zaman görmezden gelinen, susturulmaya çalışılan ve hafızanın en derin köşe...
23. Bölüm

3. Bölüm: Göç Yolları ve Aşiretin Teşekkülü

10 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum

Bu bölüm, Xîsor Aşireti'nin Anadolu içindeki nihai yerleşim sürecini ve bu süreçte geçirdiği iç yapısal dönüşümleri ele almaktadır. Aşiret kimliği, göç ettiği güzergâhlar boyunca edindiği siyasi deneyimler ve kurduğu akrabalık bağları üzerinden şekillenmiştir.

Aşiretin Anadolu İçindeki Seyri
Xîsor Aşireti'nin Adıyaman ve Çelikhan çevresine yerleşmesi, uzun ve kademeli bir göç sürecinin sonucudur. Bu göçler, sadece coğrafi bir yer değiştirmeden ibaret olmayıp, aynı zamanda merkezi otoriteden kaçış ve inançsal kimliği koruma mücadelesini de içermiştir.

1. Kademeli Yerleşim Noktaları
Sözlü tarih anlatıları, Xîsorların Adıyaman'a gelmeden önce farklı Alevi havzalarında bir süre konakladığını veya bu havzalarla ilişki kurduğunu göstermektedir:
Doğu-Batı Hattı: Aşiretin, İran-Mezopotamya hattından gelerek önce Dersim (Tunceli) bölgesinde veya Sivas/Malatya havzasında bir geçiş dönemi yaşadığına dair güçlü rivayetler mevcuttur. Bu rivayetler, Xîsorların inançsal pratiklerindeki Dersim Aleviliği ile olan benzerlikleri (özellikle Zazaca/Kürtçe ritüel dili ve bazı ocak bağlantıları) ile desteklenmektedir.
Toroslara Sığınma: Nihai yerleşim yeri olan Adıyaman-Çelikhan hattı, merkezi Osmanlı denetiminin zayıf olduğu, hayvancılığa elverişli dağlık ve yayla arazileridir. Xîsorlar, bu bölgeyi hem geçim kaynaklarını sürdürmek hem de inançsal ve siyasi baskılardan izole olmak için ideal bir sığınak olarak görmüşlerdir.

2. Yarı Göçebe Yaşam ve Mekân Algısı
1950'li yıllara kadar belirgin olan yarı göçebe (yörük) yaşam biçimi, aşiretin coğrafi karakterini belirlemiştir.
Kışlak (Kışın Barınılan Yer): Daha alçak rakımlı, Adıyaman ovasına yakın bölgeler.
Yayla (Yazın Barınılan Yer): Yüksek rakımlı, Çelikhan'ın iç kısımlarındaki dağlık alanlar.
Bu döngüsel hareket, aşiretin iç dayanışmasını sağlamlaştırmış, dış etkilere karşı direncini artırmış ve mevsimsel ritüellerinin şekillenmesine yol açmıştır.

Aşiretin İç Yapısı: Tîreler ve Alt Kollar
Xîsor Aşireti, homojen bir yapıdan ziyade, ortak bir kimlik ve inanç çatısı altında birleşen, ancak farklı kökenlere ve soylara sahip alt kolların (Tîre) birleşimiyle oluşmuştur. Aşiretin sosyal ve siyasi yaşamını bu alt kolların dinamikleri belirler.

1. Tîre (Alt Kollar) Kavramı
Tîre, aşiret içindeki büyük kabile veya boy anlamına gelir. Her Tîre, kendi içinde belirli bir soya, bazen farklı bir köken hikayesine veya inanç silsilesine dayanabilir. Bu alt kollara ayrılma, aşiretin geniş bir coğrafyaya yayılması ve farklı dönemlerdeki katılım ve ayrılmalarla ilişkilidir.
İç Dinamikler: Tîreler arasındaki ilişkiler, genellikle akrabalık bağları (evlilikler) ve Cemevi etrafındaki inançsal birlik ile düzenlenir. Ancak bu alt kollar arasında bazen arazi anlaşmazlıkları veya siyasi liderlik rekabetleri de yaşanmıştır.

2. Kabileler Arası İlişkiler ve Dayanışma
Aşiretin toplumsal yapısının temel direği, sıkı akrabalık ve Musahiplik bağlarıdır.
Akrabalık (Xwîşk û Biratî): Evlilikler genellikle aşiret içinde, hatta Tîreler arasında gerçekleşir. Bu endogamik (içe dönük) evlilik sistemi, hem mal varlığının aşiret içinde kalmasını sağlar hem de kimlik sınırlarını dış dünyaya karşı keskinleştirir.
Musahiplik (Yol Kardeşliği): Alevi inancının en temel kurumlarından olan Musahiplik, kan bağı yerine inançsal bir yemini esas alır. Xîsorlar arasında Musahiplik, zor zamanlarda ekonomik ve manevi bir sigorta görevi görmüş, aşiretin farklı Tîreleri arasında dahi aşılamaz bir dayanışma mekanizması** oluşturmuştur.

Sonuç: Xîsor Aşireti, coğrafyanın sunduğu izolasyon imkanını kullanarak, yarı göçebe yaşam biçimiyle ayakta kalmış ve kendi içindeki alt kolları (Tîre) akrabalık ve Musahiplik yoluyla kenetleyerek, ileride karşılaşacağı baskılara karşı toplumsal bir direnç ağı kurmuştur.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL