SÖNMÜŞ MUMLAR SOKAĞI
BORSA VE KRİPTO", "KREDİ, HIRS, BORÇ" ve "BİR ELEKTRİKÇİNİN YÜKSEK VOLTAJLI YAN
Ama bir gün, hayatın yavaş akımına kapılan Hüseyin Usta, hızla yükselen voltajın cazibesine kapıldı. Komşusundan duyduğu "kolay para" hayali, birikimi, onuru ve ailesinin huzuru üzerine çektiği devasa...
Sönmüş Mumlar Sokağı 10. Bölüm: Son Anahtar X Hissesi, beklenen bilanço açıklamasından sonra ertesi sabah açılışta %15 değer kaybetti. Hüseyin Usta’nın toplam yatırımının neredeyse %85’i buharlaşmıştı. Artık elinde kalan, sadece toplam borcunun onda birini bile karşılamayan, birkaç bin liralık değersiz bir hisse senedi bakiyesiydi. Dükkânın tezgâhına oturdu. Gözleri, ne ağlayabiliyor ne de uyuyabiliyordu. Sadece bomboş bir ifadeyle, önündeki lehim teli yığınına bakıyordu. Bankadan gelen ilk kredi ödemesi için Dayı’dan aldığı borcun bir aylık vadesi dolmak üzereydi. Ve o 80.000 TL’nin üzerine binecek olan 12.000 TL’lik faiz kapıdaydı. Hüseyin Usta, artık dürüst çalışmanın, onurun, hatta ailesinin sevgisinin bile bu borcu ödemeye yetmeyeceğini anladı. Dükkânı satsa bile, üst üste binen borçları kapatmaya yetmezdi. O an, zihnine korkunç bir fikir düştü. Artık rasyonel düşünme yeteneğini kaybetmişti. Geriye kalan son hamlesi, her şeyi kurtaracak tek bir kilit hamle olmalıydı. Son Anahtar. Mobil uygulamasını açtı. X Hissesi, dip fiyattan küçük bir sıçrama yapmaya çalışıyordu. Bir forumda, hissenin bilerek düşürüldüğü ve büyük bir alımla manipülasyon yapılacağı yönünde bir dedikodu okudu. Normalde asla inanmayacağı bir yalan, şimdi ona bir umut ışığı gibi görünüyordu. Hüseyin Usta, kalan son parayla, tüm pozisyonunu kapatıp borç faizini ödemek yerine, tümünü X Hissesi’ne yatırdı. Bir arabanın freni tutmazken, gaza sonuna kadar basması gibiydi bu. “Ya hep, ya hiç,” diye fısıldadı. “Kayıp zaten yaşandı. Her şeyi geri almalıyım!” Hisseler 10 dakika boyunca 1 TL yükseldi. Hüseyin Usta'nın parası 3.000 TL değer kazandı. Kalbi göğsünden fırlayacaktı. “İşte bu! Dönecek! Zengin olacağız!” Tam o sırada, büyük bir satış geldi. Muhtemelen forumdaki o büyük oyuncu, son kez küçük yatırımcıları içeri çekip paralarını alıyordu. Grafikte, büyük bir kırmızı mum, saniyeler içinde aşağı doğru çakıldı. Hissenin değeri, tarihi dibine indi. Hüseyin Usta, beyninde bir kısa devre yaşandığını hissetti. Eli, tuşa basamadı. Gözleri ekrandan ayrılmadı. Sadece bakıyordu. Ekranın sağ alt köşesinde, toplam bakiye yazan yerde, yirmi beş yıllık emeğin, kredilerin, ipoteklerin ve tefeci faizinin sonucunu gösteren o rakam belirdi: 412.55 TL. Sıfırın hemen üzerinde bir rakam. Yüz binlerce liralık borca karşılık, cebindeki son bozukluktan farksız bir meblağ. Hüseyin Usta’nın yüzünde, ne öfke ne de ağlama ifadesi vardı. Sadece bomboş bir kabulleniş. Kazanmak için oynadığı son kumarı da kaybetmişti. Devre tamamen kapanmıştı. Omuzları çöktü, tezgâhın üzerine yığıldı. Tam o sırada, dükkânın kapısı hışımla açıldı. İçeri, Dayı’nın iki iri adamı girdi. Yüzleri sert, gözleri tehditkârdı. “Hüseyin Usta, Dayı’nın selamı var,” dedi uzun olanı, sesi soğuk ve alaycıydı. “Borcun vadesi doldu. 80.000 anapara, 12.000 faiz. Toplam 92.000.” Hüseyin Usta, başını bile kaldırmadı. Sadece elini uzatıp, telefonunun ekranını adamlara çevirdi. Ekranda, 412.55 TL yazıyordu. “Buyurun,” dedi, sesi yorgun ama sakindi. “Bütün param bu. Geriye kalan, sadece borç.” Adamlar, ekrandaki rakama baktı ve birbirlerine baktılar. Hüseyin Usta’nın tamamen battığını anlamışlardı. Gözlerinde ne acıma, ne de öfke vardı. Sadece bir işin sonuçlanmasının soğukluğu. Uzun olan adam, tezgâhın üzerindeki Hüseyin Usta’nın en sevdiği, en güvendiği aleti, yirmi yıllık tornavidasını aldı ve yere fırlattı. Tornavida, parlak ucundan kırılarak ikiye ayrıldı. “Bu borç biter Hüseyin Usta,” dedi. “Ama faiz işlemeye devam eder. Ya dükkânını satar bize ödersin, ya da Ayşe ve kızının huzurunu bozarız. Seni buluruz.” Adamlar, tornavida kırığı ve Dayı’nın tehdidiyle dolu sessizliği geride bırakarak dükkândan ayrıldılar. Hüseyin Usta, kırık tornavidasına baktı. O an, sadece parayı değil, aynı zamanda mesleğine duyduğu saygıyı, onurunu ve ailesinin huzurunu kaybettiğini acı bir şekilde anladı. Elindeki anahtar, sadece kendi hayatının kapısını kilitlemişti.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.