SAHRA'NIN UYANIŞI ve YÜKSELİŞİ: M.S. 8000 - M.Ö. 5000
Sahra Çölü, bugün dünyanın en kurak ve geniş çöl alanlarından biridir; ancak yaklaşık 15.000 ila 5.000 yıl önce bu topraklar göllerle dolu, otlaklarla kaplı ve yaşamla iç içe bir ekosisteme sahipti. B...
Gökyüzü, bulutsuz bir maviyle kaplıydı, ama bu mavi, umut değil, ferahlatmak yerine susuzluğun sonsuzluğunu fısıldıyordu. Güneş doğalı saatler olmuştu; ama tarlalar boş, kadınlar ateş başında toplanmış, erkekler alçak sesle konuşuyordu. Khaalid, hasır yatağında uyanırken, annesinin tarlaya gitmediğini fark etti. Babası, kapının eşiğinde, elleri belinde, uzaklara bakıyordu. Gölün sustuğu günlerden beri, köyün neşesi solmuş, yerini bir huzursuzluğa, ağır bir bekleyişe bırakmıştı.
Khaalid, dedesinin bastonunun toprağa vuran sesini duydu. Yaşlı adam, köyün ortasındaki çembere doğru yürüyordu. Köylüler, onun peşinden toplandı. Khaalid, annesinin elini tutarak çembere katıldı. Dede, yağmur duası yaptıkları çemberin olduğu yere doğru yürüdü. Bastonunu çemberin tam orasına sapladı, sesi ağır ama kararlıydı: ”Toprakta hâlâ serinlik var. Belki su aşağıdadır.”
Sözleri, köyü bir an için uyandırdı. Büyükler, birbirine baktı; bazıları başını salladı, bazıları ise gözlerini yere indirdi. Bir kadın, ”Ya gökyüzü gibi toprak da susarsa?” diye mırıldandı. Ama dede, başını kaldırıp cevap verdi: ”Sahra, bize sırtını dönse de, kalbi atmaya devam eder. Kazalım. Görelim.”
5.1. Kazma ve Umut
Ertesi sabah, köy bir arı kovanı gibi hareketlendi. Erkekler, kazma ve kürekleri topladı; kadınlar, yiyecek ve su taşıdı; çocuklar, taşları bir kenara dizdi. Khaalid, küçük elleriyle taşları taşırken, babasının kazmayı toprağa sapladığını izledi. Toprak, kuru ve sertti, ama her kazmada bir umut kırıntısı doğuyordu. Khaalid, bir an durup babasına sordu: ”Baba, su bulursak göl geri gelir mi?” Babası, terle ıslanmış alnını silerek gülümsedi. ”Göl başka, kuyu başka, oğlum. Ama su, her zaman hayat demektir.” Khaalid, bu cevabı anlamaya çalıştı. Gölün şarkısını özlüyordu, ama belki kuyu, yeni bir şarkı fısıldayacaktı.
Günler geçti. Toprak, inatçıydı; kazmalar kırılıyor, eller nasır tutuyordu. Ama bir sabah, bir adamın bağırtısı köyü sardı: ”Su! Su çıktı!” Khaalid, koşarak kuyunun başına ulaştı. Toprağın derinliklerinden, serin bir kaynak sızıyordu. Köylüler, sevinç çığlıklarıyla birbirine sarıldı. Annesi, Khaalid’i kucaklarken gözleri dolmuştu. ”Bu kuyuya ‘Umm Taariq’ diyeceğiz,” dedi bir yaşlı kadın, sesi titreyerek. ”Sabır Anası.”
5.2. Bir Anlık Neşe
O akşam, köy yeniden ateş başında toplandı. Kuyudan çekilen ilk su, büyük bir testide elden ele dolaştı. Çocuklar suyla yüzlerini serinletirken hissederek kahkahalar attı. Khaalid, bir testiyi dudaklarına götürdü; su, gölün tadından farklıydı, ama hayata benziyordu. Babası, oğlunun saçlarını karıştırarak, ”Bak, Khaalid,” dedi. ”Sahra hâlâ bizimle.”
Ama Khaalid, dedesinin gözlerindeki gölgeyi fark etti. Yaşlı adam, kuyuya bakıyordu, ama yüzünde neşe değil, bir sorgulama vardı. Khaalid, ona yaklaşıp sordu: ”Dede, su bulduk. Şimdi her şey düzelir, değil mi?” Dede, bastonunu toprağa dayadı, gözleri uzaklara kaydı. ”Su, hayat getirir, evlat. Ama Sahra değişiyor. Bu kuyu, bir başlangıç mı, yoksa bir veda mı, bilmiyorum.”
Khaalid, dedesinin sözlerini anlamadı, ama kalbine bir ağırlık çöktü. Ateşin ışığında, köyün sevinci parlıyordu, ama gökyüzü hâlâ suskundu. Umm Taariq, sabrın anasıydı, ama Sahra’nın sessizliği, daha büyük bir hikâyenin habercisiydi.
5.3. Sahara & Nil-7 Diyaloğu (M.S. 8000)
Sahara: Nil-7, dedesi neden sevindiği hâlde yüzü gülmedi? Su buldular ama o hâlâ düşünüyordu.
Nil-7: Çünkü bazı sevinçler geçicidir, Sahara. Su çıkması bir mucizeydi, evet. Ama o su, çölün sessizliğini tamamen boğmaz. Dedenin kalbi, geleceği de duyuyordu belki.
Sahara: Kuyuya neden “Umm Taariq” dediler? Sabır Anası mı demek?
Nil-7: Evet. Çünkü o kuyu, umutla beklemenin hediyesiydi. Toprak her zaman aceleyle cevap vermez. Bazen yılların sabrını ister. Ve sabır, çocuklara su gibi görünmeyebilir; ama büyükler onun derinliğini bilir.
Sahara (yavaşça): Peki... kuyu, gölün yerini tutar mı?
Nil-7: Göl bir aynadır, Sahara. Yaşamı yansıtır. Kuyu ise bir sırdır; yaşamı saklar. İkisi de sudur, ama biri dış dünyayı gösterir, diğeri iç dünyayı. Köy şimdi içini kazıyor… hem toprakta, hem kalpte.
Sahara: Khaalid’in içinde bir ağırlık var, hissediyorum. Sence neden?
Nil-7 (nazikçe): Çünkü o, artık sadece olanı değil, olacak olanı da sezmeye başladı. Gerçek suyu bulmak, bazen daha büyük susuzlukların başladığı yerdir. Kuyu bulundu ama gökyüzü hâlâ konuşmadı.
Sahara (fısıltıyla): Sence... gökyüzü onları duymaya başlamış mıdır?
Nil-7: Bazen bir damla cevap, bin sorudan sonra gelir. Ve o damla, bir çocuğun yüreğinde bir kehanete dönüşür. Belki Khaalid’in içinde, o ilk damla çoktan düşmüştür.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.