SAHRA'NIN UYANIŞI ve YÜKSELİŞİ: M.S. 8000 - M.Ö. 5000
Sahra Çölü, bugün dünyanın en kurak ve geniş çöl alanlarından biridir; ancak yaklaşık 15.000 ila 5.000 yıl önce bu topraklar göllerle dolu, otlaklarla kaplı ve yaşamla iç içe bir ekosisteme sahipti. B...
Khaalid’in kafilesi, günler süren yolculuktan sonra Nubia’nın başkentinin kapısına ulaştı. Aralarındaki ustalar; kanal ustası Maatu, tarım ustası Hori ve taş ustası Djedra, yanlarında küçük modeller ve örnek tohum torbaları taşıyordu.
Kapıda karşılarına çıkan muhafız komutanı sert bir sesle sordu: “Kemet’ten gelenler, bu topraklarda ne işiniz var?”
Khaalid iki elini açık tutarak, “Nehir kardeşlerinin selamını getirdik. Savaş için değil, bereket için geldik.” dedi. Muhafızlar kısa bir bakışma sonrası kapıyı açtılar.
27.1. Shabaka’nın Huzurunda
Kral Shabaka, taş tahtında oturuyordu. Üzerinde leopar derisinden bir pelerin, boynunda altın ve bakır kolyeler vardı. “Kemet’ten gelen yabancı… Benimle ne konuşmak istersin?”
Khaalid, önüne adım atarak konuştu: “Siz muson yağmurlarından gelen taşkınlarla boğuşuyorsunuz. Biz ise Nil’in taşkınlarını yüzyıllardır yönlendiriyoruz. Size yeni bir yöntem getirdim: Teraslar.”
Shabaka kaşlarını çattı. “Teras mı?”
Kanal ustası Maatu, yanında getirdiği küçük toprak modelini yere koydu. Yamaçta basamak gibi dizilmiş küçük duvarlar vardı. “Bakın efendim. Taşlarla basamaklar yaparsak, su yavaş akar, toprak yıpranmaz, mahsul çoğalır. Böylece taşkın, düşman değil dost olur.” Tarım ustası Hori da torbasını açtı.
“Bizden arpa alırsınız, biz sizden darı ve sorgum. İki toprak da kazanır.” Shabaka, uzun süre modeli inceledi. Sonra ”Bilgi döner, su gibi akar. Paylaşırsak çoğalır.” dedi. Khaalid ekledi: “Bir tohum verirsen, dost kazanırsın. Saklarsan düşman büyür. Paylaşırsan… barış filizlenir.”
Shabaka, yavaşça gülümsedi. “Belki dediğiniz gibi olur. Yarın sizi köylerimize götüreceğim. Görelim bu teraslar, gerçekten suyun kudretini dost yapabiliyor mu?”
27.2. Taş ve Su Üzerine Kurulu Barış
Ertesi sabah, Khaalid ve ustaları, Kral Shabaka’nın askerleri eşliğinde Nubia’nın yüksek yamaçlarındaki köylere götürüldü. Yağmurdan sonra toprak hâlâ nemliydi, dar patikalardan Nil’in kollarını gören bir tepeye çıktılar. Shabaka ellerini iki yana açarak, “İşte arazimiz. Taşkın olduğunda su buradan coşar, toprağı alır götürür. Siz, Kemetliler, bunu durdurabileceğinizi söylüyorsunuz.” dedi.
Kanal ustası Maatu, toprağa eğilip bir çubukla plan çizmeye başladı: “Yamaçlara taş basamaklar yapacağız. Aralara küçük setler. Suyu birden akıtmak yerine yavaşça tutacağız. Taşkın, düşman değil, dost olacak.”
Shabaka başını salladı. “Peki iş gücünü nereden bulacağız?”
Taş ustası Djedra gülümsedi: “Bizde, suç işleyip zindana düşenler taş ocaklarında çalışır. Sizde de öyleleri varsa, özgürlük karşılığı çalışabilirler. Hem de askerleriniz ve köylüleriniz de katılırsa iş hızlanır.”
Shabaka bir an düşündü, sonra muhafızlarına döndü: “Zindanları açın. Kim ki çalışırsa, cezası hafifler. Kim çalışmazsa, orada çürür.”
Tarım ustası Hori, yanındaki çuvalı yere bıraktı: “Ve bu çalışmanın ödülü sadece toprak olmayacak. Kemet’ten arpa ve buğday getiririz. Sizden darı ve sorgum alırız. Nil’in akıntısı iki ülkenin pazarı olur.”
Sahara heyecanla atıldı: “Nil sadece su taşımayacak, dostluk da taşıyacak!”
Shabaka, kızın sözlerine gülerek cevap verdi: “Belki de öyle olur küçük kız. O zaman bu nehir, bizim aramızdaki sınır değil, ortak yolumuz olsun.”
Khaalid, elini Shabaka’nın omzuna koydu: “Bugün burada taş koyacağız. Ama asıl köprüyü gönüllerimize kuracağız.”
Ve böylece, Kemetli ustalar ile Nubialı işçiler omuz omuza çalışmaya başladı. Yamaçlara basamak basamak taşlar dizildi, aralara küçük kanallar açıldı. Nil’in suyunu tutan bu yeni teraslar, toprağı verimli kıldı. Bir yandan da nehirde ticaret tekneleri artmaya başladı. Kimi arpa taşıyor, kimi sorgum, kimi de dostluğun habercisi mektuplar.
27.3. Nil’in Üzerinde İlk Konvoy
Ay ışığı hâlâ suyun üzerinde titrerken, Nil kıyısında büyük bir hareketlilik vardı. Yeni yapılan teraslardan gelen çuvallar dolusu darı ve sorgum, Nubialı gençler tarafından teknelere taşınıyordu. Diğer tarafta Kemetli işçiler, ambarlardan çıkardıkları arpa, buğday ve susam çuvallarını yüklüyordu. Khaalid, Shabaka ile birlikte nehir kıyısında yürüyordu. Khaalid: “Bak, dostum… Bu tekneler sadece ürün değil, güven taşıyor.”
Shabaka: “Evet. Bundan böyle rüzgâr sırtımızda, akıntı yanımızda olacak.” İki ülkenin çocuklarını tekneye binmeden önce bir araya topladı. Elinde küçük bir çömlek vardı. “Bu, dün açtığımız ilk kanaldan aldığım su. Bugün burada karıştıracağım.”
Çömleğe hem Kemet'ten hem Nubia’dan gelen sular döküldü. “Artık bu suyu ayıramazsınız. Tıpkı dostluğumuzu ayıramayacağınız gibi.”
Çocuklar alkışladı, yaşlılar başlarını onaylarcasına salladı. O sırada tarım ustası Hori, Shabaka’ya yaklaştı: “İlk hasattan sonra, terasların en yüksek noktasına bir tahıl deposu kuracağız. Böylece kıtlıkta da paylaşabileceğiz.”
Shabaka gülümsedi: “Siz sadece toprak değil, güven de inşa ediyorsunuz.”
Tekneler yavaşça suya itildi. Rüzgâr, beyaz yelkenleri doldurdu. Nil’in yüzeyinde, hem kuzeye hem güneye giden konvoylar birbirine selam verdi. Gün batımına doğru, iki halk kıyıda toplandı. Ateşler yakıldı, davullar çaldı, dans edenlerin ayak sesleri suya karıştı.
Khaalid, Shabaka ve Sahara ateşin ışığında yan yana oturuyordu. Khaalid: “İşte bugün, Nil sınır olmaktan çıktı. Artık bir ticaret yolu… ve dostluk yolu.”
Shabaka, kupasını kaldırdı: “O zaman içelim: Suyun bereketine, toprağın sabrına ve dostluğun gücüne!”
...
27.4. Sahara & Nil-7 Diyaloğu (M.S. 8000)
Sahara: "Khaalid ve Shabaka nasıl dost oldular? İlk başta Shabaka çok ciddi görünüyordu, değil mi?"
Nil-7: "Evet, Sahara, Shabaka gururlu bir kral, ama Khaalid’in sakinliği ve aklı onu etkiledi. Khaalid, savaş yerine paylaşmayı seçti. Teraslar ve tohumlar gibi hediyelerle Shabaka’nın kalbini kazandı."
Sahara: "Peki, teraslar nasıl çalışıyor? Suyu nasıl dost yapıyorlar?"
Nil-7: "Güzel soru! Teraslar, yamaçlara yapılan taş basamaklar gibi. Su hızlı akarsa toprağı alıp götürür, ama teraslar suyu yavaşlatır, toprağa sızmasını sağlar. Böylece mahsuller büyür."
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.