SAHRA'NIN UYANIŞI ve YÜKSELİŞİ: M.S. 8000 - M.Ö. 5000
Sahra Çölü, bugün dünyanın en kurak ve geniş çöl alanlarından biridir; ancak yaklaşık 15.000 ila 5.000 yıl önce bu topraklar göllerle dolu, otlaklarla kaplı ve yaşamla iç içe bir ekosisteme sahipti. B...
Sahara kendini sıcak rüzgârların estiği, altın kumların ufka kadar uzandığı bir bozkırda buldu. Karşısında, kocaman bir devenin üzerinde dimdik duran, güçlü yapılı yirmili yaşlarında bir adam vardı. Khaalid dizginleri sıkıca tutarken, aynı Sahara Bahara'nın üzerinde Ayla beline sarılmıştı; kum rüzgârında saçları dans ediyordu. Sahara kumun sıcaklığını hissederken, Khaalid biraz geride, duruyordu. Sahara, onun yanına yürüdü. Khaalid başını çevirip ona baktı,: “Sen kimsin? Burada hiç görmedim seni.”
Sahara şaşkınlıkla seslendi: “Bir dakika… Khaalid sen 9 yaşında değil miydin?”
Khaalid kaşlarını çattı. “Ne demek istiyorsun? Beni çocukken mi tanıyordun? Ama sen zaten çocuksun.”
Nil-7’nin sesi Sahara’nın zihninde çınladı: “Simülasyonda zaman atlaması yapıldı. Hikâye daha hızlı ilerlesin diye. Ama… küçük bir teknik sapma da olmuş olabilir.”
Sahara gülümsedi, omuz silkti. ”Peki, madem.”
Khaalid devesiyle yola çıkarken bir grup haydut kumun arasından fırladı. Taş baltalarını çekip saldırdılar. Khaalid hepsini tek tek yere serdi. Yalnızca biri, omzundan yaralı, yerde kıvranıyordu. Khaalid sırtını dönüp uzaklaşırken Sahara refleksle bağırdı: “Dikkat et, saldıracak!”
Tam o anda, uzakta pusuda bekleyen leopar ileri atılmak üzereydi… ama durdu. Gözleri Sahara’ya çevrildi. “Hikâyeye müdahale ettin. Olaylar şimdi değişecek.”
Leopar geri çekildi. Haydut, boğuk bir çığlık atarak Khaalid’in sırtına atıldı. Khaalid tam dönmeye fırsat bulamadan süngüsünün ucu sağ kaburgasının altına saplandı. Sıcak bir acı tüm bedenini sardı.
Dişlerini sıkan Khaalid, haydutu tek elle boğazından yakalayıp baltasını göğsüne sapladı. Haydut cansız yere yığılırken Khaalid bir dizi üzerine çöktü, elini yarasına bastı. Nefesi hızlanmıştı ama düşmemek için direniyordu. Ayla hızla yanına koştu, kolunu omzuna atarak onu kaldırdı ve dikkatle Sahara Bahara’nın sırtına yerleştirdi. Dizginleri Ayla elinde sıkıca tuttu. Ancak deve sanki köyün yolunu ezbere biliyormuş gibi, kendi isteğiyle kumların üzerinden köye doğru hızla ilerlemeye başladı.
13.1. Köye Dönüş ve Ayla’nın Dokunuşu
Köy yolunda dönerken bir başka sessizlik karşıladı onu. Ağıtlar... Kadınların sesi Nil’e kadar uzanıyordu. Yaşlı bir kadın Khaalid'e yaşlı gözlerle bakıp deden, öldü dedi. Khaalid köye vardığında Ayla koşarak yanına geldi. Onu atından indirdi, yarasını dikkatle açtı. “Çok kan kaybetmişsin… Burada kal, hareket etme.” dedi, sesi titrek ama kararlıydı. Temiz bezlerle kanı durdurdu, bitkisel bir merhem sürdü, bandajı sıkıca sardı. Ellerinin sıcaklığı Khaalid’in yarasından çok kalbine dokundu.
13.2. Cenaze Günü
Köy meydanında yas vardı. Köyün yaşlı dedesi, huzur içinde uykusunda ölmüştü. Khaalid, dedesini kendi elleriyle mezara koydu. Kum üzerine düşerken köyün töresine uygun ilahiler söylendi, kadınların ağıtları rüzgârla savruldu.
Ayla, Khaalid’in yanında durdu. Onun gözlerindeki acıyı görünce sessizce elini tuttu. “Artık biz varız. Yalnız değilsin.” dedi.
13.3. İntikam Günü
Ertesi sabah, haydutlar intikam için köye saldırdı. Bu sefer beş kişiydiler. “Kardeşimizi öldürdünüz!” diye bağırarak kumların üzerinde koştular. Khaalid, yarasına rağmen öne çıktı. Üzerinde zırh yoktu; elinde yalnızca eski bir taş balta. Ama gözleri, fırtınadan önceki gökyüzü gibi kararmıştı. Kumlar üzerinde çarpışma başladı. İlk iki haydutu vahşi darbelerle devirdi. Bir diğeri, elindeki taş uçlu mızrağı Khaalid’in sağ omzuna sapladı.
Tam o sırada, kum tepelerinin ardında sessizce pusuda bekleyen leopar, sıçramak için kaslarını gerdi.
Sahara’nın kalbi hızla çarptı. Bir an nefesi boğazına düğümlendi. Önceki günkü gibi bağırmak istedi, ama bu kez sustu.
Khaalid acıyla sendeledi, ama balta gibi ağır yumruğunu savurup rakibini yere serdi. Leopar, Sahara’nın sessizliğini fark etmiş gibi başını ona doğru çevirip altın sarısı gözleriyle baktı. Sonra bir gölge gibi sıçrayarak son iki haydudu da yere indirdi.
Savaş bittiğinde köy halkı etrafını sardı. Ayla, yaralı Khaalid’i kollarına aldı. Bu kez gözleri dolmuştu. Yarasını temizlerken fısıldadı: “Artık seni kaybetmek istemiyorum… Benimle evlen.”
Khaalid, yorgun ama gülümseyerek başını salladı. “Evet.” Birlikte çadırından dışarı çıktıklarında köylüler Khaalid'in etrafında toplandı. Genç yaşına rağmen hem cesareti hem liderliğiyle dikkat çekmişti. Kabile büyükleri onun omzuna elini koydu: “Bundan sonra bizim şefimiz sensin, Khaalid. Köyün koruyucusu da, yöneticisi de.”
Köy halkı, hem şeflerini hem de koruyucularını bulmuştu. Sahara, tüm bu anıların içinde hem tanık hem de gizli bir oyuncu olarak duruyordu. Nil-7’nin sesi zihninde hafifçe çınladı: “Gördün mü, küçük bir müdahale bile hikâyenin akışını nasıl değiştiriyor?”
Sahara, uzaklarda Ayla’nın Khaalid’e bakan gururlu bakışını yakaladı. Bir an durdu, düşündü. Acaba bundan sonraki olayları da değiştirmeli miydi? Yoksa hikâye kendi yolunda mı akmalıydı?
...
13.4. Sahara & Nil-7 Diyaloğu (M.S. 8000)
Sahara (merakla): “Nil-7… Ben bağırınca Khaalid yaralandı. Susunca ise haydutlar başka şekilde öldü. Benim tek bir sözüm, bir insanın kaderini değiştirdi mi yani?”
Nil-7 (dingin bir sesle): “Evet, küçük kız. Kader, yalnızca gökten inen bir yazı değildir. Bazen küçücük bir nefes, bir fısıltı, bir seçim bile koca bir hayatın yönünü değiştirebilir.”
Sahara (kaşlarını çatıp): “Peki ya doğru seçim hangisi? Bağırmam mı, susmam mı? İkisinde de acı vardı.”
Nil-7: “Doğruyu seçmek çoğu zaman acıdan kaçmak değildir. İnsan bazen acıyla büyür, bazen acıyla şef olur, bazen de acıyla sevdasını anlar. Sen yalnızca bir kapı açtın, geri kalanını onlar yürüdü.”
Sahara (iç geçirerek): “Yani ben aslında bir oyuncu değilim, sadece… bir kıvılcım mıyım?”
Nil-7 (altın gözlerini kısarak): “Kıvılcım küçüktür, ama karanlığı yarar. Unutma, Sahara… Khaalid’in şef olması senin suskunluğunun da, cesaretinin de sonucudur. Her seçim, başka bir geleceğe yol verir.”
Sahara (çocukça bir masumiyetle): “Peki Nil-7… Eğer ben bu hikâyeyi değiştirmeye devam edersem… sonunda Khaalid benim yüzümden ya hiç şef olamazsa? Ya da Ayla’yı kaybederse?”
Nil-7 (bilgece): “O zaman köy başka bir şef bulur. Dünya yine döner. Ama sen, kendi yüreğini dinlemeyi öğrenirsin. Çünkü bu yolculuk, onların değil senin sınavındır.”
Sahara sustu, gözleriyle uzaklarda Ayla’nın Khaalid’in yarasını sarışını izledi. Dudaklarından fısıltı gibi döküldü: “Benim yüzümden şef olduysa… belki ben de bir gün kendi köyümün şefi olurum.”
Nil-7’nin sesi bir tebessüm gibi yankılandı: “Belki de, Sahara. Belki de…”
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.