Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
Rızalık Yolu İnsan-ı Kâmil’e Seyrü Sülûk Ve Mârifettulaha Erme
İnsanın içsel dönüşümünü bir köpek metaforu üzerinden anlatan tasavvufî bir seyrü sülûk risalesidir. Kümese girip tavukları yiyen köpeğin hikâyesi, bilinçsizlikten farkındalığa, suçtan telafiye uzanan...
88. Bölüm

Zeyd bin Ali isyanı (740) Alevi-Bektaşi Öğretisinde Rızalık Etigi: Disiplinlerarası Bir Çözümleme

21 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
Öz: Bu çalışma, Alevi-Bektaşi geleneğinin temel taşlarından olan ve "eline, beline, diline sahip ol" ilkesiyle başlayan etik metni, disiplinlerarası bir yaklaşımla analiz etmeyi amaçlamaktadır. Metnin merkezinde yer alan "rızalık" (karşılıklı razı olma) kavramı, yalnızca dini bir öğreti olarak değil, aynı zamanda:

Marksist bir perspektiften sınıfsal adalet ve emek-sömürü eleştirisi,

Psikolojik bir perspektiften benlik sorgulaması ve sorumluluk mekanizması,

Sosyolojik bir perspektiften dayanışma toplumu inşası,

Felsefi bir perspektiften etik ve özgür irade problemi,

Tarihî bir perspektiften Zeyd bin Ali isyanı (740) gibi mezhepsel ve siyasi direniş geleneğinin bir tezahürü olarak ele alınacaktır.
Çalışma, bu metnin, baskıcı tarihsel koşullar altında geliştirilmiş, ezilene sahip çıkan, pratik ahlakı merkeze alan ve "Allah'ı insan yarattı bakışı" ile dogmayı reddeden devrimci bir hümanizm manifestosu olduğu tezini savunmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Alevilik, Bektaşilik, Rızalık, Marksizm, Psikoloji, Sosyoloji, Tarih, Zeyd bin Ali, Disiplinlerarası Analiz.

Giriş

Alevi-Bektaşi metinleri, çoğu zaman şiirsel ve sembolik bir dille yazılmış olmalarına rağmen, derin bir sosyal ve felsefi protestoyu barındırır. İncelenen metin, bireysel ahlaktan toplumsal adalete uzanan, hatanın telafisini dini bir mertebenin ön şartı sayan radikal bir etik sistem önerir. Bu çalışma, metni tek boyutlu bir dini metin olarak okumak yerine, onun çok katmanlı yapısını disiplinlerarası araçlarla çözümlemeyi hedeflemektedir.

1. Bölüm: Etik ve Felsefi Temeller: Özgür İrade ve Sorumluluk

"Ayağına taş dolansa suç taşta mı sende mi?": Bu retorik soru, determinizm (gerekircilik) ve özgür irade tartışmasının özüdür. Felsefi olarak, Jean-Paul Sartre'ın "insan kendi seçimlerinden sorumludur" varoluşçu teziyle birebir örtüşür. Suçu dışsal faktörlere (taşa, sisteme, kadere) atmak, "cahiller kendini aklar" eyleminin ta kendisidir.

"Arif olan özünü yoklar": Bu, Sokrates'in "Kendini bil" düsturunun İslami mistisizmdeki karşılığıdır. Benlik (ego) sorgulaması, olgunlaşmanın ilk adımıdır. Psikolojik olarak, bu, bilişsel çarpıtmaları (kendini haklı çıkarma mekanizmalarını) fark edip kırmak anlamına gelir.

2. Bölüm: Psikolojik ve Sosyolojik Boyut: Nefis ve Toplum

"Eline, beline, diline sahip ol": Bu, Freudyen psikanalizdeki "id"in (ilkel benlik) içgüdüsel dürtülerine (hırs, cinsellik, saldırganlık) karşı "süperego"nun (toplumsal/ahlaki benlik) kurduğu bir disiplindir. Bireyi, içgüdülerinin kölesi olmaktan kurtarıp toplum içinde yaşanabilir bir varlık haline getiren bir "içselleştirilmiş ahlak" kodudur.

Sosyolojik Yorum: Dayanışma Toplumu: "Döktüğünü doldur, ağlattığını güldür" ilkeleri, bireyciliği değil, kolektif sorumluluğu ve dayanışmayı öne çıkarır. Bu, Emile Durkheim'ın "mekanik dayanışma"dan "organik dayanışma"ya geçişte vurguladığı, iş bölümü ve karşılıklı bağımlılık ilkesinin ahlaki bir karşılığıdır. Toplum, bireylerin birbirinin hatasını telafi etmesiyle ayakta kalır.

3. Bölüm: Marksist ve Tarihî Bir Okuma: Emek, Adalet ve Direniş

"Alınteri dökerek helal kazanç elde edene İNSAN denilir": Bu ifade, son derece güçlü bir sınıfsal vurgu taşır. Marksist teoriye göre, emek, insanın doğayı dönüştürdüğü ve kendi özünü gerçekleştirdiği temel faaliyettir. Kapitalist sistemde emeğin metalaşması ve sömürüsü, bu "helal kazanç" ve "emek-değer" ilkesiyle doğrudan çelişir. Metin, sömürüyü değil, üretimi ve emeğin hakkını yüceltir.

"Elini yanlış cebe atma": Bu, hırsızlığın yanı sıra, rüşvet, gasp ve emek sömürüsü gibi tüm gayri meşru edinim biçimlerini reddeden anti-kapitalist bir duruştur.

Tarihî Bağlam: Zeyd bin Ali İsyanı (740) ve Sürekli Muhalefet: Metnin "dar gel doğru söyle" ve "baş kaldır" ifadeleri, Emevi zulmüne karşı Zeyd bin Ali'nin başlattığı ve onun şehadetiyle sonuçlanan ancak fikren yaşayan direniş geleneğini hatırlatır. Zeydîlik, adalet için zulme başkaldırıyı (kıyam) meşru görür. Alevi-Bektaşi geleneği de, tarih boyunca merkezi otoritenin (Osmanlı) zulmüne maruz kalmış, bu nedenle "rızalık" ve "adalet" kavramlarını inançlarının merkezine yerleştirmiş bir topluluktur. Bu metin, bu tarihsel muhalefet geleneğinin ahlaki kodlara dökülmüş halidir.

4. Bölüm: Teolojik Devrim: "Allah'ı İnsan Yarattı Bakışıyla Bak"

Bu ifade, metnin en sarsıcı ve en modern yönüdür.

Ludwig Feuerbach ve Yabancılaşma Teorisi: Alman filozof Feuerbach'ın Hıristiyanlığın Özü eserindeki temel tezini hatırlatır: İnsan, kendi özünün en yüce niteliklerini (sevgi, adalet, bilgelik) soyutlayarak, onları kendisinden ayrı ve üstün bir varlık (Tanrı) olarak tasavvur eder. Dolayısıyla tanrı, insanın yabancılaşmış özüdür. Metnin söylediği gibi, "Allah'ı insan yarattı". Bu radikal eleştiri, dini, insanüstü bir alandan insani ve etik bir alana indirger.

Sonuç: Tanrı'ya değil, insana ve onun yarattığı etik değerlere (sevgi, merhamet, adalet, rıza) odaklanmak gerekir. Din, bir tapınma aracı değil, insanı kâmilleştirme aracıdır.

Sonuç

İncelenen Alevi-Bektaşi metni, basit bir ahlak listesi olmanın çok ötesinde, derinlikli bir sosyal, felsefi ve psikolojik manifestodur. Bu çalışma, metni disiplinlerarası bir lensle inceleyerek, onun aşağıdaki temel tezlerini ortaya koymuştur:

Bireysel Sorumluluk: İnsan, kendi kaderinin ve eylemlerinin aktif öznesidir.

Toplumsal Dayanışma: Birey, topluma karşı sorumludur; hata telafisi (tazmin) esastır.

Sınıfsal Adalet: Helal emek ve hakkaniyetli kazanç, insan olmanın temel şartıdır.

Eleştirel Akıl: Dogmalar ve yanlış tanrı tasavvurları eleştirilmeli, din akıl ve etik ile yeniden yorumlanmalıdır.

Tarihsel Direniş: Bu etik kodlar, Zeyd bin Ali'den bugüne, merkezi zulme karşı bir direniş kültürünün ürünüdür.

Bu nedenle, bu metin, evrensel bir hümanist etiğin Anadolu'daki yankısı olarak okunmayı hak etmektedir.

Kaynakça

Alevi-Bektaşi Çalışmaları:

Ocak, Ahmet Yaşar. Osmanlı Toplumunda Zındıklar ve Mülhidler. Tarih Vakfı Yurt Yayınları.

Melikoff, Irene. Uyur İdik Uyardılar: Alevilik-Bektaşilik Araştırmaları. Demos Yayınları.

Felsefe & Psikoloji:

Sartre, Jean-Paul. Varoluşçuluk Bir Hümanizmdir. (Çeviri). Say Yayınları.

Freud, Sigmund. Uygarlığın Huzursuzluğu. (Çeviri). Metis Yayınları.

Feuerbach, Ludwig. Hıristiyanlığın Özü. (Çeviri). İdea Yayınevi.

Sosyoloji & Marksizm:

Marx, Karl. 1844 El Yazmaları. (Çeviri). Sol Yayınları.

Durkheim, Emile. İntihar. (Çeviri). Cem Yayınevi.

Tarih (Zeydîlik ve Erken Dönem):

Zeyd b. Ali: Hayatı, Fikirleri, Etkisi (Editör: Ahmet Önkal). Fecr Yayınları. (Türkçe kaynak arayışı için).

Haider, Najam. The Origins of the Shī'a: Identity, Ritual, and Sacred Space in Eighth-Century Kūfa. Cambridge University Press. (İngilizce ana kaynak).
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL