Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
Rızalık Yolu İnsan-ı Kâmil’e Seyrü Sülûk Ve Mârifettulaha Erme
İnsanın içsel dönüşümünü bir köpek metaforu üzerinden anlatan tasavvufî bir seyrü sülûk risalesidir. Kümese girip tavukları yiyen köpeğin hikâyesi, bilinçsizlikten farkındalığa, suçtan telafiye uzanan...
47. Bölüm

Alevi-Bektaşi Etik Anlayışı ile Sibirya Şamanizminin Karşılaştırmalı Analizi ve “İnsan-Merkezli” Din Yorumu

21 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
Öz: Bu çalışma, Alevi-Bektaşi geleneğinin merkezindeki “rızalık” (karşılıklı razı olma, gönül birliği) kavramını, Sibirya Şamanizmi’nin doğa-toplum-ruhlar alemi arasında kurduğu denge arayışı bağlamında ele almaktadır. Temel argüman, her iki geleneğin de –kökenleri ve teolojik çerçeveleri farklı olsa da– benzer bir etik ve ontolojik endişeden mustarip olduğudur: Evrende bozulan dengenin, ancak insanın aktif sorumluluk alması ve telafi edici eylemleriyle onarılabileceği. Çalışma, Alevi-Bektaşi metinlerinde geçen “Allah’ı insan yarattı bakışıyla bak” ifadesini, Şamanizmin antropopratik (insan-eylem merkezli) doğasıyla ilişkilendirerek, dinlerin insan zihninde ve toplumsal pratiklerde nasıl şekillendiğine dair karşılaştırmalı bir analiz sunmayı amaçlar.

Anahtar Kelimeler: Rızalık, Alevilik-Bektaşilik, Sibirya Şamanizmi, Karşılaştırmalı Din, Antropopraksi, Denge, Tazmin.

Giriş

Dinler tarihi, insanın kutsal ile kurduğu ilişkinin iki temel eksende şekillendiğini gösterir: Teosentrik (Tanrı-merkezli) ve Antroposantrik (İnsan-merkezli) yaklaşımlar. Bu çalışma, Alevi-Bektaşi öğretisini ve Sibirya Şamanizmini, ikinci eksende, özellikle de “antroproprik” (insanın doğru eylemi merkezli) bir perspektiften okumayı önermektedir. İncelenecek olan Alevi metni, felsefesini “rızalık” üzerine inşa eder ve nihai hedefi, insan-ı kâmil (olgun insan) mertebesine ulaşmaktır. Sibirya Şamanizmi ise, avcı-toplayıcı toplulukların hayatta kalma stratejisi olarak, doğa ruhlarıyla uzlaşı ve dengenin yeniden tesisi üzerine kuruludur. Her ikisi de “denge bozulduysa, telafi insandan gelir” ilkesine işaret eder.

1. Bölüm: Temel Kavramların Karşılaştırmalı Çerçevesi

1.1. Alevi-Bektaşi Geleneğinde Rızalık: Rızalık, yalnızca bir “hoşgörü” veya “affetme” değil, aktif bir süreçtir. “Döktüğünü doldur, ağlattığını güldür, yıktığını yap!” emri, bu sürecin pratik karşılığıdır. Burada birey, hatasının farkına varır (özünü yoklar), maddi-manevi zararı tazmin eder ve ancak ondan sonra mağdurdan “rızasını” alarak toplumsal ve içsel dengesini yeniden kurabilir. “Suç taşta mı sende mi?” sorusu, sorumluluğun dışsallaştırılamayacağının altını çizer.

1.2. Sibirya Şamanizminde Denge ve Uzlaşı: Şamanist inanışa göre, hastalık, kıtlık, av verimsizliği gibi olumsuzluklar, doğa ruhları (animizm) ve ataların ruhlarıyla kurulan dengenin bozulmasından kaynaklanır. Şaman (kam), bu dengeyi yeniden sağlamak için ruhlar alemine seyahat eden bir arabulucudur. Amacı, ruhları yatıştırmak, onlarla uzlaşı (bir tür rızalık) sağlamak ve topluluğun hayatını sürdürmesini mümkün kılmaktır. Burada “tazmin”, genellikle adaklar, kurbanlar ve belirli ritüellerle gerçekleştirilir.

2. Bölüm: Aktörlerin Rolü: Dede ve Şaman

2.1. Dede’nin Rolü (Alevi-Bektaşilik): Dede, yol göstericidir (mürşid). Talibi, “eline, beline, diline sahip olmaya” ve öz eleştiri yapmaya davet eder. Onun rolü, bireyin kendi içsel yolculuğunda ve toplumsal uzlaşısında bir rehberlik etmektir. Sürecin merkezinde, hatanın faili olan bireyin kendisi ve onun eylemleri vardır.

2.2. Şaman’ın Rolü (Sibirya Şamanizmi): Şaman, bir arabulucu ve şifacıdır. Topluluğun adına hareket eder. Dengeyi bozan, topluluğun bilinçsizce yaptığı bir ihlal (bir tabuya uymama, bir ruhu kızdırma) olabilir. Şaman, trans halinde diğer aleme yolculuk yaparak, ruhlarla pazarlık eder, onları yatıştırır ve dengeyi (rızalığı) topluluk adına sağlar. Burada aktif eylemi gerçekleştiren, bireyden ziyade şamandır.

3. Bölüm: “Allah’ı İnsan Yarattı Bakışı” ve Şamanistik Dünya Görüşü

Alevi metnindeki bu radikal ifade, dinin insan zihninin ve toplumsal ihtiyaçlarının bir ürünü olduğuna işaret eder. Bu, tanrıtanımazlık değil, dinin antropolojik bir okumasıdır. İnsan, kutsalı kendi sınırları, korkuları ve umutlarıyla yorumlar.

Şamanistik Bağlantı: Sibirya Şamanizmi, bu bakış açısını doğrulayan en somut örneklerden biridir. İnanış tamamen insanın pratik endişeleri (avlanmak, hastalıktan kurtulmak, yağmur yağdırmak) etrafında şekillenmiştir. “Tanrı” veya “ruhlar” soyut metafizik varlıklar değil, doğanın somut, etkileşime geçilebilir ve insan eylemlerinden etkilenen parçalarıdır. Ruhlar alemi, insan toplumunun bir yansıması gibidir; onlarla pazarlık yapılır, kızılır, gönülleri alınır. Bu, “Allah’ı insan yarattı” bakışının pratikteki tezahürüdür: İnsan, ihtiyaçları doğrultusunda kutsalı şekillendirir ve onunla ilişki kurma yöntemlerini (ritüelleri) pratik faydaya göre oluşturur.

4. Bölüm: Karakter Analizi: İnsan-ı Kâmil ve Şaman

Her iki gelenekte de merkezdeki “karakterler” benzer özellikler taşır:

Özellik 1: Sorumluluk Alma: İnsan-ı kâmil, hatasının sorumluluğunu üstlenir. Şaman, tüm topluluğun dengesizliğinin sorumluluğunu üstlenerek riskli bir ruh yolculuğuna çıkar.

Özellik 2: Arabuluculuk: İnsan-ı kâmil, mağdur ile fail (kendisi) arasında arabuluculuk yapar. Şaman, insanlar alemi ile ruhlar alemi arasında arabuluculuk yapar.

Özellik 3: Telafi ve Tedavi: İnsan-ı kâmil, telafi (tazmin) ile toplumsal yarayı iyileştirir. Şaman, ritüeller ve uzlaşı ile topluluğun metaphizik yarasını iyileştirir.

Sonuç ve Değerlendirme

Alevi-Bektaşi “rızalık” kavramı ile Sibirya Şamanizminin “denge arayışı”, insanın evrendeki konumuna dair derin bir benzerlik taşır. Her iki sistem de:

Düzenin kırılgan olduğunu,

Bu düzeni bozmanın insan eyleminin bir sonucu olduğunu,

Düzeni yeniden tesis etme görevinin ve gücünün yine insanda (veya onun seçilmiş temsilcisinde) olduğunu varsayar.

Temel fark, odak noktasındadır: Alevi-Bektaşilik içsel ahlaki bir dönüşümü ve bireyin toplum içindeki etik davranışını merkeze alırken; Şamanizm, topluluğun fiziksel ve metaphizik varlığını sürdürmesini merkeze alır. “Allah’ı insan yarattı bakışı”, her iki geleneği de anlamak için bir anahtar işlevi görür: Din, nihayetinde insanın dünyayı anlama, anlamlandırma ve onunla –hem toplumsal hem de doğal çevresiyle– uyum (rızalık) içinde yaşama çabasının bir ifadesidir. Bu çaba, ister Anadolu’nun dervişlerinde, ister Sibirya’nın kamlarında olsun, insanlık durumunun ortak ve evrensel bir temasıdır.

Kaynakça

Alevi-Bektaşi Kaynakları:

Buyruk (Şeyh Safi Buyruğu).

Ocak, Ahmet Yaşar. Alevî ve Bektaşî İnançlarının İslâm Öncesi Temelleri. İletişim Yayınları.

Melikoff, Irene. Uyur İdik Uyardılar: Alevilik-Bektaşilik Araştırmaları. Demos Yayınları.

Şamanizm ve Karşılaştırmalı Din Çalışmaları:

Eliade, Mircea. Şamanizm: İlkel Esrime Teknikleri. (Çev. İsmet Birkan). İmge Kitabevi. (Temel referans eser)

Sibirya Şamanizmi Özelinde:

Balzer, Marjorie Mandelstam. Shamanic Worlds: Rituals and Lore of Siberia and Central Asia. North castle Books.

Znamenski, Andrei A. Shamanism in Siberia: Russian Records of Indigenous Spirituality. Springer.

Antropolojik Teori:

Frazer, James George. Altın Dal: Dinin ve Folklorün Kökleri. (Çev. Mehmet H. Doğan). Payel Yayınevi. (Büyü ve din ilişkisi bağlamında)

“Antropopraksi” Kavramı için: The International Encyclopedia of Anthropology. Wiley. (İlgili maddeler).
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL