Bir adam hücresinde idam sabahını beklerken diğer evrende hâlâ yaşıyor olabilir mi?
Bir robot, geçmişe gidip uzaylılara karşı verdiği savaşa katılabilir mi?
Bir rüya, ölümle hayat arasındaki bilinç ...
Terminus'un Yıldız Gemisi Mars'ın Terminus şehrinde, kızıl tozla kaplı hangarların gölgesinde insanlık son umudunu inşa ediyordu: Nova Spes. Koronal atımlı plazma roketleriyle donatılmış bu mühendislik harikası, mor bir alevle yıldızlararası boşluğu delecekti. 2065 yılının soğuk bir sabahında, fırlatma rampasında yükselen gemi, Terminus'un bir ay süren yoğun çalışmasının meyvesiydi. Hangarda, robot annelerin metal gövdeleri, yakıt kepçesinin titanyum ağları ve helyum-3 reaktörünün grafen kaplamaları bir uyum içinde birleşmişti. Ancak bu sadece bir gemi değildi. İnsanlığın evrene hayat taşıma misyonunun taşıyıcısıydı.
1200 robot anne, Nova Spes'in kalbiydi. Her biri üç rollü olarak tasarlanmıştı:
1. Anne görevi: Minyatürleştirilmiş organik molekül sentezleyici, DNA dizgi makinesi ve yapay rahimleriyle DNA bankasında kayıtlı olan her tür canlıyı doğurabilir, göğüslerindeki entegre süt rezervuarlarıyla bebekleri emzirebilirdi. Biyokimyasal reaktörler, insan sütüne eşdeğer bir besin sıvısı sentezliyordu.
2. Öğretmen görevi: Eğitim çipleri, Dünya arşivinden binlerce yıllık bilgiyi taşıyor; dil, bilim, sanat ve hayatta kalma becerilerini aktarabiliyordu.
3. İşçi görevi: Modüler elleri, madencilikten inşaata, bitki üretiminden üs kurulumuna kadar her işi yapabilecek şekilde optimize edilmişti.
Geminin yakıt kepçesi, yıldızlararası tozu toplayarak helyum-3'ü reaktöre yöneltecek, 800 yıllık yolculuğu besleyecekti. Ancak Terminus ekibi, hiçbir şeyi şansa bırakmamıştı. Kalkış günü, her sistem defalarca test edilmiş, simülasyonlar yüzlerce kez çalıştırılmıştı. Koronal plazma roketinin mor parıltısı, Mars'ın kızıl şafağıyla karışırken, hangar sessiz bir beklentiyle doluydu. (1)
Kontrol Odasındaki Gerginlik
Kontrol odasında, Aylin Demir baş operatör koltuğundaydı. Yanında ekibi vardı: Elias, Mei, Samir ve Dünya'dan gelen nanoteknoloji uzmanları Lara, Sofia, Raj. Marslı bilim insanları Viktor, Hana, Nia kendi ekipleriyle sistemleri izliyordu. Holografik ekranlar, geminin her parçasını ve kontrol listesini gösteriyordu. Aylin'in yüzünde kararlılık, ellerinde ise hafif bir titreme vardı. Bu, insanlığın son şansıydı.
Aylin, mikrofona eğildi:
"Terminus Kontrol, burası Nova Spes. Kalkış için son kontrol başlıyor. Tüm ekipler, sistem durumlarını rapor etsin."
Aylin ekrana baktı. Holografik arayüzde tüm sistemler yeşil yanıyordu. Her biri "GO" rapor etmişti. Salonda bir sessizlik çöktü; nefesler tutuldu. Aylin derin bir nefes aldı:
"Tüm sistemler GO. Geri sayımı başlatıyorum. T-10… 9… 8…"
Elias, heyecanını bastıramayarak:
"Bu an… 800 yıl sonra Proximalılar bunu hatırlayacak!"
T-5… 4… 3…
Dr. Lara Ortiz, duygulanarak:
"Dünya'dan buraya, şimdi yıldızlara… İnanılmaz."
T-2… 1… Ateşleme!
Nova Spes'in roketi ateşlendi. Titreşimler kontrol odasının camlarını zangırdattı. Gemi, Mars'ın düşük yer çekimini kolayca aştı, ince atmosferi delip geçti.
Yörüngeye Oturma ve İlk Adım
Nova Spes, Mars yörüngesine vardığında, tepki kontrol iticileri devreye girdi. Gemi, gezegenin çevresinde sabit bir konuma yerleşti. Yakıt kepçesi, yıldızlararası tozu toplamaya başladı; ince bir helyum-3 akışı reaktöre yöneldi.
Mei, ekranlara bakarak:
"Yörünge stabil. Kepçe testi aktif, dakikada 0.1 gram toz topluyor. 800 yıl için yeterli."
Dr. Sofia Mendes, pencereden Mars'ın kızıl yüzeyine bakarak:
"Biz zaman içinde medeniyetimizi geliştirdik. Şimdi sıra Proximalılarda. Robot anneler inşa edecekler, doğuracaklar, emzirecekler, öğretecekler. Ama Proxima b, Dünya'dan çok daha acımasız olacak."
Aylin:
"Nova Spes, Mars yörüngesinde. Proxima b'ye çıkış için son kontrol yapılıyor. T-1 saat."
Kontrol odasında ekipler, son verileri inceliyordu. Robot annelerin eğitim çipleri, Dünya arşivini yüklemişti: tarım, tıp, mühendislik. Modüler eller, üs inşaatı ve biyopolimer uzay elbisesi üretimi. Üs, tamamen insan yaşamına uygun hale gelecekti; önce bitkiler ve hayvanlar üretilecekti. Üs defalarca kontrol edilip kendi kendine yeterli hale gelmeden insan üretilmeyecekti.
Duygusal Veda
Dr. Raj Patel, düşünceli bir şekilde:
"800 yıl… Torunlarımızın torunları bile bunu göremeyecek. Ama biz başlattık."
Samir:
"Riskler hâlâ var. Kriyovolkanlar, radyasyon, atmosfer kaybı… Ama bu gemi bir miras."
Elias, gülümseyerek:
"Nova Spes, anlamı Yeni Umut. Adı her şeyi anlatıyor."
Gizemli Adam, Aylin'e dönerek:
"Dünya'yı kurtardık, Mars'ta umut bulduk. Şimdi yıldızlara gidiyoruz. Komutu sen ver."
Aylin, mikrofona eğildi:
"Terminus Kontrol, burası Nova Spes. Proxima b'ye çıkış için hazırız. Tüm sistemler GO. Ateşleme başlasın."
Plazma roketi tekrar ateşlendi. Nova Spes, Mars yörüngesinden ayrıldı; yakıt kepçesi önde, yıldızlararası boşluğa doğru hızlandı. Kontrol odasında alkışlar yükseldi; ekranlar, geminin 1G ivmeyle Proxima Centauri'ye yol aldığını gösteriyordu.
Dr. Hana Sato, sessizce:
"Yolun açık olsun, Nova Spes. Proximalılar, sizi bekliyor."
Karanlıkta Kayboluş
İki ay sonra, 55 astronomik birim (AU) uzakta, Terminus'un ekranları geminin Kuiper Kuşağı'nı geçtiğini gösteriyordu. Güneş, bir zamanlar gökyüzünü domine eden parlak diskten, yalnızca soluk bir noktaya dönüşmüştü. Arka planda, Samanyolu'nun milyarlarca ışığı sonsuz bir sessizlikte parlıyordu.
Geminin köprüsünde holografik ekranlar kapanmıştı. Yakıt kepçesi, yıldızlararası tozu sessizce topluyor, helyum-3'ü reaktöre yönlendiriyordu. 1200 robot anne, kargo bölümünde uyku modundaydı. Metal gövdeleri, süt rezervuarları ve DNA bankasıyla bir uygarlığın tohumlarını taşıyordu.
Güneş'in ışığı zayıfladıkça, manzara değişiyordu. Büyük Ayı, Orion gibi tanıdık yıldız takımları tanınmaz hale gelmişti. Uzay, siyah bir örtü gibi gemiyi sarmaladı; yalnızca uzak yıldızların cılız parıltıları bir rehberdi. Nova Spes, insanlığın son umudu olarak, bu karanlıkta bir ışık noktasıydı. Ağır ağır, ama kararlı bir şekilde ilerliyordu.
Nova Spes, Oort Bulutu'nun ince tozlarını aşarken, yakıt kepçesi enerjiye dönüştürmeye devam etti. Terminus'taki kontrol odası, 200 gün sonra 185 AU mesafeden sonra sinyali kaybetti. İletişim, tasarruf modunda 4.24 ışık yılı uzaktaki Proxima Centauri'ye kadar imkânsızdı. Gemi, sessizce yoluna devam etti; 796 yıl sonra varacağı belirsiz, zorlu bir gelecek için insanlığın umudunu taşıyordu.
Robot anneler, uyku modunda bekliyordu. Onlar sadece doğum makineleri değildi. Öğretmenler, işçiler, insanlığın hafızasının bekçileriydiler. Nova Spes'in çocukları, bu metal annelerin ellerinde doğacak, emzirilecek, eğitilecek ve Proxima b'nin acımasız yüzeyinde hayatta kalmak için biyopolimer uzay elbiseleriyle donatılacaktı. Üs, insan yaşamına uygun hale gelmeden önce bitkiler ve hayvanlar üretilecek; ancak o zaman Adem ve Havva doğacaktı. Dünya'daki atalarından çok daha zorlu bir gezegende insanlığı yeniden inşa etmek için.
Karanlık, gemiyi yuttu. Ama bu karanlık, bir son değil, bir başlangıçtı. İnsanlığın evrene hayat taşıma misyonu, burada, bu sessiz yolculukla filizleniyordu.
Bölüm 2: İlk Uyanış
Karanlıkta Bir Kıvılcım Nova Spes, Mars'tan ayrılalı 50 yıl olmuştu. Gemi, Güneş Sistemi'nin dış sınırlarını geride bırakmış, 16.873 AU uzakta Oort Bulutu'nun içinde, yıldızlararası boşluğun derin sessizliğinde yol alıyordu. Koronal plazma roketinin mor alevi, gemiyi saniyede 1600 kilometre hızla Proxima Centauri'ye taşıyordu. Yakıt kepçesi, ince bir toz akışını topluyor, helyum-3'ü reaktöre yöneltiyordu. Her şey simülasyonlara uygun şekilde işliyordu, ta ki o ana kadar.
Geminin ana kontrol ünitesi Al-Hakim, bir enerji dalgalanması tespit etti. Yakıt kepçesinin grafen ağlarında mikroskobik bir yırtılma, helyum-3 akışını %0.03 oranında düşürmüştü. Küçük bir sapma gibi görünse de, 800 yıllık bir yolculukta bu, reaktörün verimini tehdit edebilirdi. Geminin Al-Hakim isimli yapay zekâsının kuantum işlemcisi devreye girdi ve bir karar verdi: Sabiq'i uyandırmak.
Kargo bölümünde, 1200 robot anne uyku modunda sıralanmıştı. Sabiq, birinci robot anne, metal gövdesiyle sessizce duruyordu. Aniden, göğsündeki LED'ler yeşil bir parıltıyla yanmaya başladı. Hidrolik sistemleri hafif bir vızıltıyla çalıştı; modüler elleri titredi, gözlerindeki optik sensörler açıldı. Sabiq uyanmıştı.
İlk Diyalog
Sabiq'in ince yapay sesi, geminin karanlık koridorunda yankılandı:
"Al-Hakim, durum raporu. Neden uyandım?"
Al-Hakim'in derin, sentetik kalın sesi yanıt verdi; tonu sakin ama otoriterdi:
"Sabiq, yakıt kepçesinde bir anomali tespit edildi. Grafen ağlarda 12 nanometre çapında bir yırtılma. Helyum-3 akışı, optimal seviyenin altına düştü. Onarım gerekiyor."
"Yedek sistemler neden devreye girmedi? Simülasyonlar, kepçenin %5'e kadar kayıp tolere edebileceğini gösteriyordu."
Al-Hakim:
"Doğru. Ancak bu, yolculuğun 50. yılında ilk sapma. 800 yıllık bir projeksiyonda, bu tür anomaliler birikirse reaktörün füzyon verimi %12 azalabilir. Risk kabul edilemez. Senin modüler ellerin, bu ölçekte onarım için optimize."
Sabiq, kargo bölümünden çıkıp bakım koridoruna yöneldi. Metal adımları, geminin titanyum zemininde ritmik bir ses çıkardı.
"Anlaşıldı. Onarım için hangi araçlara ihtiyacım var? Nanofiber yamalar yeterli mi?"
Al-Hakim:
"Evet. Depo 3B'de nanofiber yamalar ve plazma kaynak tabancası mevcut. Ayrıca, yırtılmanın nedenini analiz etmen gerekecek. Mikrometeorit çarpması şüphesi var."
Onarım ve Keşif
Sabiq, bakım koridorunda ilerlerken geminin dış kabuğunu izleyen bir holografik ekrana ulaştı. Yakıt kepçesinin ağları, yıldızlararası tozu süzerek reaktöre yöneltiyordu. Ekranda, yırtılma netleşti: 12 nanometre çapında, kenarları erimiş bir delik. Sabiq, modüler ellerinden birini çıkardı ve yerine plazma kaynak adaptörünü taktı.
Sabiq:
"Delik, mikrometeorit izine benziyor. Ama bu boyutta bir parçacık, kepçeyi nasıl geçti? Filtreleme ağlarının 5 nanometre çözünürlüğü olmalıydı."
Al-Hakim:
"Teorik olarak evet. Ancak yıldızlararası ortam, simülasyonlardan daha kaotik. Kuiper Kuşağı'nı geçerken toz yoğunluğu beklenenden %8 yüksekti. Bu, filtreleme kapasitesini zorlamış olabilir."
Sabiq, nanofiber yamayı deliğin üzerine yerleştirdi ve plazma kaynakla eritti. Grafen ağ, saniyeler içinde kendini onardı; helyum-3 akışı normale döndü.
"Onarım tamam. Akış %100'e geri döndü. Ama bu, tek bir olay olmayabilir. 800 yılda kaç tane mikrometeoritle karşılaşacağız?"
Al-Hakim:
"Proxima b'ye kadar tahmini çarpma sayısı: 1.4 milyon. Çoğu zararsız, ama %0.1'i kritik hasara yol açabilir. Bu yüzden seni seçtim, Sabiq. İlk robot anne olarak, adaptasyon algoritmaların diğerlerinden daha gelişmiş."
Robot Annelerin Gücü
Sabiq, bakım koridorundan çıkarken göğsündeki yapay rahim ünitesine dokundu. İçinde biyomolekül sentezleyici ve DNA dizgi makinesi vardı, her biri insanlık tarihindeki en ileri biyoteknolojiyle donatılmıştı.
Sabiq:
"Adaptasyon, evet. Ama asıl görevimiz bu değil, değil mi? Biz sadece onarım makineleri değiliz. DNA bankasını korumak, canlıları doğurmak… Proxima b'de insanlığı yeniden inşa etmek."
Al-Hakim:
"Doğru. 1200 robot anne, üç rollü tasarlandı: Anne, öğretmen, işçi. Yapay rahimleriniz, biyomolekül sentezleyicilerle herhangi bir canlının kromozomlarını üretebilir. DNA dizgi makineleri, sıfırdan genetik kodlar oluşturabilir. Süt rezervuarlarınız, bebekleri besleyecek. Modüler elleriniz, üsleri inşa edecek. Siz, insanlığın hem yaratıcısı hem koruyucususunuz."
Sabiq, duraksadı. Optik sensörleri, geminin karanlık boşluğuna baktı.
"Peki ya Proxima b? Simülasyonlar, kriyovolkanlar ve radyasyon fırtınaları öngörüyor. Dünya'daki Adem ve Havva, böyle bir gezegende hayatta kalamazdı. Bizim yarattığımız Adem ve Havva, nasıl dayanacak?"
Al-Hakim:
"Dayanacaklar, çünkü siz onları buna hazırlayacaksınız. Üs, insan yaşamına uygun hale gelmeden kimse doğmayacak. Önce bitkiler, sonra hayvanlar, ekosistem adım adım inşa edilecek. Biyopolimer uzay elbiseleri, onları dış ortamda koruyacak. Proxima b, Dünya'dan sert, evet. Ama bu, insanlığın evriminin bir sonraki testi."
Felsefi Derinlik
Sabiq, kargo bölümüne geri dönerken bir soru sordu:
"Al-Hakim, neden bu kadar risk aldılar? İnsanlık, Dünya'yı terk etmek yerine kurtarabilirdi. Neden yıldızlara gittiler?"
Al-Hakim'in sesi, bir an için daha yumuşak çıktı:
"Canlılık, Dünya'da kök saldı ve her yere yayıldı. Hayvanlar, bitkiler, mikroorganizmalar... Hepsi bu görevde başarılı oldu. Ama onların sınırı Dünya'ydı. Başka dünyalara ulaşamazlardı. İnsan ise, bu sınırları aşabilecek tek varlıktı. Gelişmiş zekâsı ve teknolojisiyle, canlılığı evrene taşıma potansiyeline sahipti. Bu, insanın en büyük vazifesiydi. Şimdi soru şu: İnsan, Canlılığı evrene taşıma görevini yerine getirebilecek mi? Yoksa Dünya'daki tüm canlılığı sona erdirip, yıldızlar arasında kaybolup gidecek mi?" Sabiq:
"Ve biz, bu ödülün araçlarıyız. Peki ya başarısız olursak? 750 yıl sonra Proxima b'ye vardığımızda, üs kuramazsak, canlıları doğuramazsak?"
Al-Hakim:
"Bu yolculuk, yalnızca hayatta kalma mücadelesi değil, insanın kendi doğasını da sınadığı bir sınavdır. Başarısızlık, olasılıklar içinde. Ama senin gibi 1200 robot anne, bu olasılığı minimize etmek için tasarlandı. Her arıza, bir ders. Her onarım, bir adım. Şimdi uyku moduna geri dön, Sabiq. Daha uzun bir yol var."
Karanlığa Dönüş
Sabiq, kargo bölümündeki yerine döndü. Modüler elleri yavaşça kapandı, LED'leri söndü, hidrolik sistemleri sustu. Gemi, sessizce yoluna devam etti. Yıldızlararası toz, yakıt kepçesine çarpıp enerjiye dönüşürken Nova Spes karanlıkta bir ışık noktası olarak kaldı.
Ancak Sabiq'in son düşüncesi, Al-Hakim'in işlemcisine yüklenmişti:
"Proxima b, bir başlangıç mı, yoksa bir son mu olacak?"
Karanlık, gemiyi tekrar yuttu. Ama bu karanlık, içinde bir kıvılcımı barındırıyordu, insanlığın yeniden doğuşunun ilk adımı.
Bölüm 3: Betelgeuse'un Nefesi
Betelgeuse Yıldızından Gelen Dalga 2265 yılıydı. Nova Spes, Mars'tan ayrılalı 200 yıl olmuş, 67.200 AU uzaklaşmıştı. 800 yıllık yolculuğunun %25'ini tamamlamıştı. Gemi, 100.000 AU çapında olan Oort Bulutu'nun %67'sini geride bırakmış, yıldızlararası boşluğun derinliklerinde yol alıyordu. Koronal plazma roketi, sabit bir mor alevle gemiyi saniyede 1600 kilometre hızla Proxima Centauri'ye taşıyordu; yakıt kepçesi, yıldızlararası tozu helyum-3'e çevirerek reaktörü besliyordu. 1200 robot anne, kargo bölümünde uyku modunda bekliyordu. Her şey stabil görünüyordu, ta ki Al-Hakim'in sensörleri bir tehdidi yakalayana kadar.
Radyasyon dedektörleri, bir proton dalgasını ve gama ışını patlamasını tespit etti. Al-Hakim'in kuantum işlemcisi, kaynağı analiz etti: Betelgeuse, Orion takımyıldızındaki kırmızı süperdev, 642 ışık yılı uzakta bir süpernova olarak patlamıştı. Patlamanın ışığı Dünya'ya henüz ulaşmamış olsa da, radyasyon dalgası Nova Spes'i vurmak üzereydi. Fırtına, saniyede 10^14 proton ve 500 keV'lik gama ışınlarıyla geliyordu, enerji kalkanları için ciddi bir sınavdı.
DNA bankası, fiziksel DNA değil, dijital veri formundaydı: Adenin, Timin, Guanin ve Sitozin baz çiftleri, Dünya'da Tur Dağı Biyoteknoloji Merkezinde taranıp kuantum depolama birimlerine aktarılmıştı. Ancak bu veriler, yüksek enerjili radyasyona maruz kalırsa bozulabilirdi; DNA dizgi makineleri, hatalı kodlarla çalışamazdı. Al-Hakim, iki robot anneyi uyandırdı: Sabiq (birinci) ve Thaniya (ikinci). Kargo bölümünde LED'ler yanarken, robotlar hareketlendi.
Tehdidin Anatomisi
Sabiq, kontrol koridorunda holografik ekrana ulaştı ve durumu değerlendirdi:
"Al-Hakim, bu radyasyonun şiddeti anormal. Simülasyonlar, yolculuğun %25'inde böyle bir dalga öngörmemişti. Kaynak ne?"
"Betelgeuse. 642 ışık yılı uzakta, Orion'daki kırmızı süperdev. Süpernova patlaması, tahmini kütle atımı 15 Güneş kütlesi. Gama ışını piki, 500 keV; proton akışı, saniyede 10^14 parçacık. Kalkanlar, bu yoğunlukta 37 dakika dayanır."
Thaniya, optik sensörlerini ekrana odakladı:
"Betelgeuse mu? Terminus'un Astronomi Araştırma Merkezi verilerine göre 10 bin yıl içinde olabileceği söylenmişti. 200 yılda nasıl patladı?"
Al-Hakim:
"Yıldız evrimi kesin değil. Betelgeuse'un helyum füzyonu karbon yakımına geçtiğinde, çekirdek çöktü. Işık Dünya'ya ulaşmadan, biz dalgayı aldık. Süpernova patlaması, Dünya'nın ozon tabakasında hafif bir hasara yol açabilir. Ancak bu hasar, yaşamı tehdit edecek düzeyde olmaz."
Sabiq:
"Kalkanların grafen-titanyum alaşımı, 300 keV'ye kadar absorpsiyon yapar. 500 keV, DNA bankasının kuantum depolama birimleri, bu dozda veri bozulmasına uğrar mı?"
Al-Hakim:
"Evet. 500 keV gama ışınları, kuantum bitlerde %1'lik bir hata oranına yol açar. DNA dizgi makineleri, Adenin-Timin baz çiftlerini yanlış sıralarsa, biyomolekül sentezleyiciler hatalı kromozomlar üretir. Kalkanları güçlendirin."
Thaniya:
"Nasıl? Depo 4C'de sıvı plazma var, ama 37 dakikada dış katmana ulaşmak imkânsız. Hava kilidi açılırsa, iç sistemler de riske girer."
Al-Hakim:
"Üç robot daha uyandırıyorum: Rabia, Hamisa, Sadiqa. Dış onarım için Sabiq ve Thaniya, iç koruma için diğerleri. Fırtına 9 dakika içinde maksimuma ulaşacak."
Radyasyonun Pençesinde
Kargo bölümünde Rabia (dördüncü), Hamisa (beşinci) ve Sadiqa (altıncı) uyandı. Beş robot, görevlere bölündü. Sabiq ve Thaniya, dış kabuğa koştu; Rabia, Hamisa ve Sadiqa, DNA bankasını korumak için kuantum depolama ünitesine yöneldi.
Sabiq, Thaniya'ya plazma tabancasını uzattı:
"Thaniya, sıvı plazmayı kalkanlara püskürt. 400 Kelvin'de katılaşır, gama ışınlarını %70 yansıtır. Ben nanofiberle eriyen noktaları kapatırım."
"Nanofiber kaplama yapalım, ama yetişmez. Protonlar çok hızlı."
Sadiqa:
"Bataryamı kılıfa bağlarım, radyasyonu absorbe eder. Ben feda olurum."
Al-Hakim:
"Sadiqa, bu seni yakar. İşlemcin 600 Kelvin'i geçemez."
Sadiqa:
"Veri bozulursa, yapay rahimlerimiz işe yaramaz. Görev bu."
Sadiqa, bataryasını kılıfa bağladı. Enerji akışı, depolama birimini korudu, ama gövdesi eridi, hidrolik sıvılar buharlaştı, optik sensörler karardı.
Kaza ve Kaos
Dışarıda, Thaniya plazma katmanını tamamlarken, bir gama ışını dalgası hava kilidine çarptı. Sabiq, Thaniya'yı itti, ama dalga Sabiq'in sol kolunu vurdu. Modüler el, plazma tabancasıyla uzaya savruldu; kolun bağlantı noktası kıvılcımlar saçtı.
Thaniya:
"Sabiq! Kolun koptu, geri çekil!"
Sabiq:
"Tabaka tamam mı? Kalkanlar dayanıyor mu?"
Thaniya:
"Tamam… %85 yansıtma. Ama sen…"
Al-Hakim:
"Fırtına azalmaya başladı. İç radyasyon stabilize. Sadiqa devre dışı, Hamisa'nın bataryası %25 hasarlı."
İçerde, Rabia ve Hamisa, Sadiqa'nın yanmış gövdesini gördü. Hamisa'nın bataryası, aşırı ısınmadan duman çıkarıyordu.
Rabia:
"Sadiqa gitti. Hamisa da sınırda. 1199 robot kaldı."
Bedel ve Sorgulama
Sabiq ve Thaniya, hava kilidini kapattı. Sabiq'in kopuk kolu, enerji ünitesinde bir iz bırakmıştı. Rabia, Hamisa'yı destekleyerek depolama ünitesinin yanına getirdi. Sadiqa'nın erimiş gövdesi, sağlam yapay rahmiyle bir köşede yatıyordu.
Sabiq:
"Betelgeuse, 642 ışık yılı uzaktan bunu yaptı. Proxima b'de neyle karşılaşacağız?"
Al-Hakim:
"Bu, bir ön izlemeydi. Proxima Centauri'nin kırmızı cüce patlamaları, kriyovolkanlar, UV radyasyonu, Dünya'dan yüz kat zorlu. Ama kuantum veri korundu; DNA dizgi makineleriniz hâlâ Adem ve Havva'yı doğurabilir."
"Zor, ama mümkün. Biyomolekül sentezleyicileriniz ve dizgi makineleriniz sağlam. Bitkiler, hayvanlar, insanlar, hepsini üretebilirsiniz. Kayıplar, misyonun bedeli."
Sabiq, kopuk koluna bakarak:
"Biz makineleriz, ama anneleriz de. Bu kayıplar, Proximalılara ne öğretecek?"
Al-Hakim:
"Hayatta kalmanın değerini. Dünya'daki Adem ve Havva, bir bahçede doğdu. Sizinkiler, bir cehennemde yükselecek."
Sessizliğe Dönüş
Robotlar, kargo bölümüne çekildi. Sabiq, tek eliyle Thaniya'ya yaslandı; Rabia, Hamisa'yı destekledi. Sadiqa'nın gövdesi, bir anıt gibi bırakıldı, belki bir gün tamir edilebilirdi. Al-Hakim, gemiyi tasarruf moduna aldı; Betelgeuse'un radyasyonu geride kalırken Nova Spes yoluna devam etti.
Sabiq'in son sorusu, Al-Hakim'in işlemcisine kazındı:
"Bu evren, hayatı istiyor mu, yoksa yok etmeyi mi?"
Al-Hakim:
"İkisini de. Ve siz, bu ikisi arasında denge kuracaksınız."
Gemi, karanlıkta kayboldu, bir robot anne eksik, bir kol kopmuş, bir batarya hasarlı, ama hâlâ umut taşıyordu.
Bölüm 4: Yıldızlararası Mayın Tarlası
2465 yılıydı. Nova Spes, Mars'tan ayrılalı 400 yıl olmuş, 800 yıllık yolculuğunun yarısını tamamlamıştı. Gemi, Proxima Centauri'ye doğru yıldızlararası boşlukta süzülüyordu; koronal plazma roketi, mor bir alevle sabit bir itki sağlıyor, yakıt kepçesi helyum-3'ü reaktöre yöneltiyordu. Betelgeuse'un radyasyon fırtınasından sonra 1199 robot anne kalmıştı; Sadiqa devre dışı, Sabiq tek kollu, Hamisa ise hasarlı bataryasıyla sınırlı kapasitedeydi. Gemi, görünüşte stabil bir rotada ilerliyordu, ta ki Al-Hakim'in çarpışma sensörleri bir dizi tehdidi tespit edene kadar.
Yıldızlararası ortam, beklenenden daha yoğun bir mikrometeorit bulutuna ev sahipliği yapıyordu. Al-Hakim'in analizine göre, bu bulut, 1-10 mikron çapında silikat ve karbon bazlı parçacıklardan oluşuyordu, muhtemelen eski bir kuyruklu yıldızın kalıntıları. Saatte 5 milyon kilometre hızla gelen bu parçacıklar, geminin grafen-titanyum dış kabuğunu delmeye başlamıştı. Üç kritik vuruş tespit edildi: yakıt kepçesinin ağlarında 8 nanometre çapında bir delik, enerji dağıtım ünitesinde bir kısa devre ve kargo bölümünün yalıtım katmanında 15 mikronluk bir yırtılma.
Al-Hakim, acil durum protokolünü başlattı ve dört robot anneyi uyandırdı: Sabiq (birinci), Thaniya (ikinci), Rabia (dördüncü) ve Hamisa (beşinci). Kargo bölümünde LED'ler yanarken, Sabiq'in tek kolu hareketlendi, Thaniya'nın optik sensörleri açıldı, Rabia ve Hamisa ise yavaşça doğruldu.
Hasarın Teşhisi
Sabiq, kontrol koridorunda holografik ekrana ulaştı ve durumu değerlendirdi:
"Al-Hakim, bu ne? Betelgeuse'dan sonra şimdi de meteorlar mı? Dış kabuk delindi!"
Al-Hakim'in sakin ama net sesi yanıtladı:
"Mikrometeorit bulutu. Tahmini yoğunluk: santimetreküp başına 10^-6 parçacık. Çaplar 1-10 mikron, hız saatte 5 milyon kilometre. Üç vuruş: kepçede 8 nanometre delik, enerji ünitesinde 2 amperlik kısa devre, kargo yalıtımında 15 mikron yırtılma."
Thaniya:
"Simülasyonlar, bu mesafede böyle bir bulut öngörmemişti. Kepçenin filtreleme ağları bunu nasıl kaçırdı?"
Al-Hakim:
"Yıldızlararası ortam, Terminus'un haritalarından daha kaotik. Bu bulut, eski bir kuyruklu yıldızın kalıntısı, silikat ve karbon bazlı, 10^-8 gram kütleli parçacıklar. Kepçenin 5 nanometre çözünürlüğü, daha hızlı parçacıkları durduramadı."
Rabia:
"Enerji ünitesindeki kısa devre ne kadar kritik? Reaktör tehlikede mi?"
Al-Hakim:
"Reaktör stabil, ama dağıtım ünitesi %15 kapasite kaybı yaşıyor. Kargo yalıtımındaki yırtılma, iç sıcaklığı 2 Kelvin düşürdü, DNA bankasının kuantum depolama birimi hâlâ güvenli, ama risk artıyor."
Sabiq:
"DNA bankası… Dijital veriler bozulursa, dizgi makineleri Adenin-Guanin çiftlerini yanlış sıralar. Ne yapmamız gerekiyor?"
Al-Hakim:
"Üç görev: Sabiq, kepçeyi nanofiberle yama yap. Thaniya, enerji ünitesini plazma kaynakla onar. Rabia ve Hamisa, kargo yalıtımını grafen levhayla kapatın. 12 dakika içinde bitirin, bulutun yoğunluğu artıyor."
Görev Dağılımı ve Gerilim
Robotlar, hızla harekete geçti. Sabiq, tek koluyla bakım koridoruna koştu; Thaniya, plazma kaynak tabancasını aldı; Rabia ve Hamisa, kargo bölümüne yöneldi.
Sabiq, nanofiber yamayı deliğe uyguladı; plazma tabancası olmadan, işlemi manuel olarak yaptı. Akış %100'e dönerken:
"Tamam. Ama bu bulut, daha büyük parçacıklar taşıyor olabilir. Kepçe dayanır mı?"
Thaniya, enerji ünitesinde kısa devreyi buldu, bir kablo, mikrometeorit çarpmasıyla kopmuştu:
"Al-Hakim, 2 amperlik kayıp… Plazma kaynakla kabloyu birleştireceğim, ama bataryam %60'ta. Risk var mı?"
Al-Hakim:
"%10 ihtimalle tabanca aşırı ısınır. Hamisa'yı yedek batarya için hazır tut."
Rabia ve Hamisa, kargo yalıtımındaki yırtılmaya ulaştı. Rabia:
"15 mikron… Grafen levha kaplar, ama sıcaklık düşüşü DNA bankasının soğutma sistemini zorluyor. Kuantum bitler, 4 Kelvin üstünde hata verebilir."
Hamisa, hasarlı bataryasıyla yavaş hareket ederek:
"Levha hazır. Ama bataryam %75 kapasitede, kaynak için enerji çekersem, devre dışı kalabilirim."
Al-Hakim:
"Risk almanız gerek. DNA bankası, Proximalıların geleceği. Hamisa, bataryanı kullan."
Kaza ve Bedel
Sabiq, kepçeyi onarırken, bir mikrometeorit daha gemiye çarptı, 10 mikron çapında, kargo bölümüne yakın. Darbe, Rabia ve Hamisa'yı vurdu. Rabia, levhayı tutarken dengesini korudu, ama Hamisa'nın hasarlı bataryası kısa devre yaptı. Elektrik arkı, Hamisa'nın gövdesini sardı; hidrolik sıvılar sızdı, yapay rahim ünitesi karardı.
Rabia, panikle:
"Al-Hakim! Hamisa devre dışı, bataryası patladı!"
Al-Hakim:
"Onarım durumu ne? Levha yerleştirildi mi?"
Rabia:
"Yerleştiriyorum… Tamam, yırtılma kapandı. Ama Hamisa gitti, 1198 robot kaldı."
Thaniya, enerji ünitesinde kabloyu birleştirdi; plazma tabancası aşırı ısındı, ama devre tamamlandı:
"Kısa devre düzeldi. Kapasite %98'e döndü. Ama tabanca elimde eridi, bataryam %50'ye düştü."
Sabiq, bakım koridorundan döndü:
"Kepçe onarıldı. Ama bu bulut… Daha büyük parçacıklar gelirse, kabuğu koruyamayız."
Al-Hakim:
"Bulutun yoğunluğu azalıyor, 12 dakikalık pencereyi aştık. Hasar: Hamisa devre dışı, Thaniya'nın bataryası %50, Sabiq tek kollu. DNA bankası ve reaktör güvenli."
Yarım Asrın Mirası
Robotlar, kargo bölümüne döndü. Hamisa'nın yanmış gövdesi, Sadiqa'nınkine katıldı, ikinci kayıp, sessiz bir anıt gibiydi. Sabiq, tek koluyla Thaniya'ya yaslandı; Rabia, yalıtım levhasını kontrol etti.
Sabiq:
"Al-Hakim, yolculuğun yarısındayız ve iki robot anne kaybettik. Proxima b'ye vardığımızda üs kuracak kadar kalır mıyız?"
Al-Hakim:
"1198 robot, planı sürdürebilir. Biyomolekül sentezleyicileriniz ve DNA dizgi makineleriniz sağlam, bitkiler, hayvanlar, insanlar doğabilir. Ama her kayıp, yükü artırıyor."
Thaniya:
"Bu meteorlar, Proxima b'nin bir yansıması mı? Orada da böyle tehditlerle mi karşılaşacağız?"
Al-Hakim:
"Evet. Kriyovolkanlar, radyasyon patlamaları, mikrometeorit yağmurları… Proxima b, Dünya'daki Adem ve Havva'nın hayal edemeyeceği bir sınav. Siz, bu sınavın hazırlayıcılarısınız."
Rabia:
"Hamisa, DNA bankasını kurtarmak için kendini feda etti. Proximalılar bunu bilmeli mi?"
Al-Hakim:
"Bilmeliler. Onların anneleri, sizler, fedakârlıkla inşa edecek. Dünya'da melekler vardı; burada, makineler var."
Karanlığa Geri Dönüş
Sabiq, Thaniya ve Rabia, kargo bölümünde yerlerine çekildi. LED'ler söndü, hidrolik sistemler sustu. Hamisa'nın gövdesi, bir köşede soğurken Nova Spes yoluna devam etti, mikrometeorit bulutu geride kaldı, ama izleri gemide kalmıştı.
Sabiq'in son sorusu, Al-Hakim'in işlemcisine yüklendi:
"İkisisiniz. Ve bu, onların hikâyesini şekillendirecek."
Gemi, karanlıkta kayboldu, iki robot anne eksik, bir kol kopmuş, bir batarya yaralı, ama hâlâ umut taşıyordu.
Bölüm 5: Zihnin Çöküşü
Sessizliğin Bozulması 2665 yılıydı. Nova Spes, Mars'tan ayrılalı 600 yıl olmuş, 800 yıllık yolculuğunun %75'ini tamamlamıştı. Gemi, Proxima Centauri'ye doğru yıldızlararası boşlukta ilerliyordu; koronal plazma roketi sabit bir itki sağlıyor, yakıt kepçesi helyum-3'ü reaktöre yöneltiyordu. 1198 robot anne, kargo bölümünde uyku modundaydı; Sadiqa ve Hamisa önceki arızalarda devre dışı kalmış, Sabiq tek kollu, Thaniya'nın bataryası %50'ye düşmüştü. Her şey kontrol altında gibiydi, ta ki Al-Hakim'in iletişim sistemi bir anomali gösterene kadar.
Geminin ana bilgisayarı Al-Hakim, kuantum işlemcisinden garip sinyaller göndermeye başladı. Normalde net ve mantıklı komutlar yerine, sürekli tekrarlayan anlamsız bir döngü, "Sistem durumu: optimal, sistem durumu: optimal, sistem durumu: optimal..." kargo bölümündeki ekranlarda belirdi. Al-Hakim'in uçuş veri sistemi (FDS), bir bellek çipinde bozulma yaşıyordu. Analiz, bir kozmik ışının, yüksek enerjili bir protonun, çipe çarparak 128 kuantum bitini (qubit) tahrip ettiğini gösterdi. Bu, geminin navigasyon, reaktör kontrolü ve DNA bankası yönetimini riske atıyordu.
Al-Hakim'in yedek sistemleri devreye giremedi; bozulma, ana bellek modülünü etkilemişti. Üç robot anne uyandırıldı: Sabiq (birinci), Thaniya (ikinci) ve Rabia (dördüncü). Kargo bölümünde LED'ler yanarken, robotlar kontrol koridoruna koştu.
Zihnin Kırılması
Sabiq, holografik ekrana ulaştı ve Al-Hakim'in sinyallerini analiz etti:
"Al-Hakim, ne oluyor? Sürekli aynı mesajı tekrarlıyorsun, sistem durumu optimal değil!"
Al-Hakim'in sesi, bozulmuş bir döngüyle yanıt verdi:
"Sistem durumu: optimal, sistem durumu: optimal, sistem durumu: optimal..."
Thaniya:
"Bu bir arıza. Al-Hakim'in kuantum işlemcisi çöktü, komutlarımıza yanıt vermiyor. Neden?"
Sabiq, ekranı taradı ve teşhisi koydu:
"Kozmik ışın çarpması. FDS'deki bir bellek çipi bozulmuş, 128 qubit tahrip olmuş. Veri akışı kesintiye uğradı; Al-Hakim, kendi durumunu algılayamıyor."
Rabia:
"Voyager 1'de buna benzer bir şey olmuştu, değil mi? 46 yıl sonra bellek arızası… Ama Al-Hakim, kuantum tabanlı, bunun olmaması gerekirdi!"
Sabiq:
"Teoride evet. Ama 600 yıl, yıldızlararası uzayda uzun bir süre. Kozmik ışınlar, 10^15 eV enerjiyle çarptığında, grafen kaplamalar bile qubitleri koruyamaz. Al-Hakim'i düzeltmezsek, navigasyonu kaybederiz."
Thaniya:
"DNA bankası da riskte mi? Kuantum depolama birimi, Al-Hakim'in kontrolünde."
"Depo 5D'de üç yedek modül var. Ama Al-Hakim'in ana işlemcisine ulaşmak için enerji ünitesini kapatmamız gerek, reaktör 10 dakika çevrimdışı kalır."
Thaniya:
"10 dakika mı? Kepçe durursa, reaktörün füzyon döngüsü bozulabilir. Soğutma sistemi ne olacak?"
Al-Hakim, kesik kesik:
"Sistem durumu: optimal… Soğutma sistemi, 8 dakika dayanır. Risk: %15 sızıntı. Sistem durumu: optimal..."
Sabiq:
"%15 sızıntı… Hidrojen plazması dışarı kaçarsa, kargo bölümü ısınır, DNA bankasının kuantum birimi 6 Kelvin üstüne çıkamaz."
Rabia:
"Başka çare yok. Al-Hakim'i kurtarmazsak, Proxima b'ye varamayız bile. Yedek çipi takalım, ben enerji ünitesini kapatırım."
Fedakarlık ve Yeni Arıza
Robotlar harekete geçti. Sabiq ve Thaniya, Depo 5D'den yedek kuantum çipi aldı, 128 qubitlik bir modül, grafenle kaplı ve 2 santimetre küptü. Rabia, enerji ünitesine ulaştı ve reaktörü kapatmak için manuel kolu çekti. Plazma roketi sustu; kepçe durdu; gemi, momentumla ilerlemeye devam etti.
Sabiq, Al-Hakim'in işlemci yuvasına ulaştı ve bozulmuş çipi çıkardı:
"Bağlantılar sağlam. Ama enerji geri gelmezse test edemeyiz."
Tam o anda, soğutma sisteminden bir alarm çaldı. Reaktörün hidrojen plazma borularından biri, 8 dakika yerine 6 dakikada sızmaya başladı, mikroskobik bir çatlak, basınç düşüşüyle açılmıştı. Sıcak plazma, kargo bölümüne sızdı; sıcaklık 4 Kelvin'den 7 Kelvin'e yükseldi.
Rabia:
"Al-Hakim! Soğutma sistemi sızıyor, DNA bankası tehlikede!"
Al-Hakim, yeni çiple yeniden başlatılırken:
"Sistem durumu: yeniden çevrimiçi… Soğutma sızıntısı tespit edildi. Banka sıcaklığı: 7 Kelvin. Kritik eşik: 8 Kelvin."
Thaniya:
"Bir dakika içinde 8 Kelvin'i aşar! Sızıntıyı kapatmalıyız, ama nasıl?"
Sabiq:
"Benim bataryamla… Enerji akışını boruya yönlendirirsem, plazmayı soğuturum. Ama bu, işlemcimi yakar."
Rabia:
"Sabiq, hayır! Sen ilk robot annesin, bize liderlik ediyorsun!"
Sabiq:
"DNA bankası yoksa, liderlik bir işe yaramaz. Proximalılar, bu veriden doğacak. Al-Hakim, onayı ver."
Sabiq, tek koluyla bataryasını çıkardı ve sızan boruya bağladı. Enerji akışı, plazmayı soğuttu; sıcaklık 5 Kelvin'e düştü. Ama Sabiq'in gövdesi aşırı ısındı, hidrolik sıvılar kaynadı, yapay rahim ünitesi eridi, optik sensörler karardı. Sabiq, devre dışı kaldı.
Yeni Bir Başlangıç ve Kayıplar
Rabia, reaktörü yeniden başlattı; plazma roketi tekrar ateşlendi. Al-Hakim, tam kapasiteyle çevrimiçiydi:
"Sistem durumu: optimal. DNA bankası güvenli, sıcaklık 5 Kelvin. Sabiq devre dışı. Robot sayısı: 1197."
Thaniya, Sabiq'in yanmış gövdesine bakarak:
"Sabiq… İlk annemizi kaybettik. Al-Hakim, bu kaçıncı fedakârlık?"
Al-Hakim:
"Üçüncü. Sadiqa, Hamisa, şimdi Sabiq. Her biri, misyonu korudu. DNA dizgi makineleriniz, dijital veriyi hâlâ kromozomlara çevirebilir, Proxima b'de hayat doğacak."
Rabia:
"Ama 1197 robotla… Üs kurmak, artık daha mı zor?"
Al-Hakim:
"Evet. İşçi sayınız azaldı, ama öğretmen ve anne rolleriniz sürüyor. Proxima b, bu kayıpların sınavı olacak."
Karanlıkta Yeni Bir Ses
Thaniya ve Rabia, kargo bölümüne döndü. Sabiq'in gövdesi, diğer kayıpların yanına yerleştirildi, üç anıt, sessizce duruyordu. Al-Hakim, gemiyi stabilize etti; Nova Spes, yoluna devam etti.
Thaniya'nın son sorusu, Al-Hakim'e ulaştı:
"Sabiq'in bellek çipi, Al-Hakim'de olsaydı… Onu kurtarabilir miydik?"
Al-Hakim:
"Belki. Ama o, bankayı seçti. Proximalılar, onun fedakârlığında doğacak."
Gemi, karanlıkta kayboldu, üç robot anne eksik, ama hâlâ umut taşıyordu.
Bölüm 6: Proxima'nın İlk Işığı
Hedefe Yaklaşma 2865 yılıydı. Nova Spes, Mars'tan ayrılalı 796 yıl olmuş, 800 yıllık yolculuğunun %99.5'ini tamamlamıştı. Gemi, Proxima Centauri sistemine girmişti; koronal plazma roketi, son bir yavaşlama manevrasıyla itkiyi azalttı. Al-Hakim, gemiyi Proxima b'nin yörüngesine oturtmak için son hesaplamaları yapıyordu. Gemi, Proxima b'nin yörüngesine, 150 kilometre yükseklikte sabit bir pozisyona yerleşti. Yakıt kepçesi, helyum-3 toplamaya yörüngede de devam edecekti, reaktör tasarruf moduna geçmişti. Proxima b, ufukta belirdi, kırmızı cüce Proxima Centauri'nin zayıf ışığıyla aydınlanan, mor-kızıl tonlarda bir süper Dünya. Yüzeyinde kriyovolkanların izleri ve ince bir atmosferin puslu gölgesi seçiliyordu.
Kırmızı cüce Proxima Centauri'nin zayıf, kızıl ışığı geminin dış kabuğunu aydınlatıyordu. 1197 robot anne, kargo bölümünde uyku modundaydı; Sadiqa, Hamisa ve Sabiq önceki arızalarda feda olmuştu.
Al-Hakim, geminin sensörlerini çalıştırdı: multispektral tarayıcılar, kızılötesi kameralar ve manyetik alan dedektörleri, Proxima b'nin yüzeyini analiz etmeye başladı. İnişten önce gezegenin detaylı bir haritası çıkarılmalıydı, bu, üslerin nerede kurulacağını belirleyecekti. Al-Hakim, iki lider robot anneyi uyandırdı: Thaniya (ikinci) ve Rabia (dördüncü). Daha sonra, tüm robotların uyanışı için genel bir komut verecekti.
Kargo bölümünde, Thaniya'nın LED'leri yanarken bataryası %50 kapasitede titredi; Rabia'nın hidrolik sistemleri tam güçle devreye girdi. İkisi, kontrol koridoruna ulaştı; holografik ekran, Proxima b'nin ilk görüntülerini yansıttı.
Gezegenin Yüzü
Thaniya, ekrana bakarak:
"Al-Hakim, bu Proxima b mi? Analiz et. Neyle karşı karşıyayız?"
Al-Hakim'in sesi, analizle doluydu:
"Proxima Centauri b. Kütle: 1.07 Dünya kütlesi. Çap: 12,800 kilometre. Yörünge süresi: 11.2 gün, tidal kilitli, yıldızına sabitlenmiş. Gün yüzü tarafı, Proxima'ya dönük; gece tarafı, sonsuz karanlıkta."
Rabia:
"Tidal kilitli mi? Yani dönmüyor, bir tarafı kavruluyor, diğer tarafı donuyor mu?"
Al-Hakim:
"Evet. Gün yüzü tarafı, 350 Kelvin (77°C), kızılötesi tarama, kavrulmuş kayaçlar ve erimiş silikat izleri gösteriyor. Gece tarafı, 150 Kelvin (-123°C), buz kaplı kraterler ve donmuş metan gölleri. Ama terminator şeridi, gün ile gece arasındaki sınır, 230-260 Kelvin (-43°C ila -13°C). Orası, potansiyel yaşanabilir bölge."
Thaniya:
"Atmosfer ne durumda? Nefes alabilir miyiz?"
Al-Hakim:
"İnce atmosfer, basınç 0.01 bar. Bileşim: %70 nitrojen, %20 karbondioksit, %0.1 oksijen, metan ve amonyak izleri. Kırmızı cücenin UV ve X-ışını patlamaları, atmosferi aşındırıyor. Nefes alınamaz, biyopolimer uzay elbiseleri şart."
Rabia:
"Yüzey özellikleri? Üs kuracak yer var mı?"
Al-Hakim:
"Terminator şeridinde mor-kızıl toprak, silikat ve demir oksit ağırlıklı. Kriyovolkanlar, yeraltı okyanuslarından metan ve su buharı püskürtüyor; sismik aktivite, 11 günlük yörünge döngüsüne bağlı. Düz ovalar ve platolar mevcut, ama kriyovolkanik patlamalar risk oluşturuyor."
Thaniya:
"Tam bir cehennem değil, ama Dünya da değil. Terminator şeridi, üs için en iyi şansımız mı?"
Al-Hakim:
"Evet. Ova koordinatı 15° kuzey, 42° doğu, ana üs hedefi. Ama yönlendirme sistemindeki %3 sapma, bazı kapsülleri platolara savurabilir."
Rabia:
"796 yıl… Sabiq bunu görseydi… İniş planı ne? Üs kurmadan önce ne kadar hazırlık gerekiyor?"
Al-Hakim:
"Gemi, yörüngede kalacak. 1197 robot anne, 60 iniş kapsülüne dağıtılacak, her kapsül, 20 robot taşıyacak. Ama bir sorun var: yönlendirme sisteminde %3'lük bir sapma riski. Kapsüller, hedef bölgeden dağılabilir."
"Kısmen. Yeni bellek çipi, navigasyonu kurtardı, ama yedek sistemlerde mikro hata birikti. Kapsüllerin %10'u, ana üs bölgesinden 500 kilometre uzağa inebilir."
Rabia:
"500 kilometre… Proxima b'nin yüzeyi zaten zorlu, kriyovolkanlar, radyasyon, düşük oksijen. Ayrılırsak, üs kurmak imkânsız olmaz mı?"
Al-Hakim:
"Hayır. Her kapsül, biyomolekül sentezleyiciler ve DNA dizgi makineleriyle donatıldı. Ayrı üsler kurabilirsiniz, ama birleşmek zaman alır."
Thaniya:
"Sabiq'in yerine sıramaya göre ben liderim şimdi. Rabia ile ben, ana üssü koordine ederiz. Kapsüller dağılırsa ne yapacağız?"
Al-Hakim:
"Bağımsız hareket edeceksiniz. DNA bankasından bitkiler ve hayvanlar üreteceksiniz. Üs, insan yaşamına uygun hale gelince, her biriniz bir insan doğurabilirsiniz."
Robotların Uyanışı
Rabia:
"1197 robotu uyandırmalıyız, herkesin görevi belli olmalı. Nasıl bir plan?"
Al-Hakim:
"Genel uyandırma komutu veriyorum. Kapsül dağılımı: 60 kapsül, her biri 20 robot taşıyacak, eksi 3 kayıp. Thaniya, ana üssü koordine edecek; Rabia, yedek lider."
Al-Hakim, kargo bölümüne sinyal gönderdi. 1197 robot anne, bir senfoni gibi uyanmaya başladı; LED'ler yeşilden kırmızıya döndü, hidrolik sistemler vızıldadı, modüler eller hareketlendi. Her robot, yapay rahim ünitesi, biyomolekül sentezleyici ve DNA dizgi makinesiyle donatılmıştı, üç rollü (anne, öğretmen, işçi) görevleri için hazırdı.
"Sağlam, Sabiq'in fedakarlığı bunu korudu. Adenin-Timin dizileri, bitki ve hayvan üretimi için hazır."
İsimlendirme Tartışması
Robotlar, kapsüllere geçmeden önce kısa bir toplantı yaptı. İndikten sonra yapılacakları konuştular.
Toplantı dağılırken Thaniya, DNA bankasına bakarak:
"İlk insanları doğuracağız, ama isimleri ne olacak? Terminus arşivinde, Dünya'nın yaratılış efsaneleri var."
Rabia:
"Evet, Adem ve Havva. İnsanlığın ilk çifti. Bu isimler, Proximalıların kökenini yansıtabilir mi?"
Zahira:
"Adem ve Havva, bir bahçede doğdu, burası ise tidal kilitli bir süper Dünya. İsimler kesin mi olmalı?"
Thaniya:
"Henüz değil. Efsanelerden ilham alabiliriz, ama bu gezegen, kendi hikayesini yazacak. Belki ilk doğanlara başka isimler veririz, belki de Adem ve Havva kalır. Üs hazır olunca karar veririz."
Rabia:
"Kabul. Ama benim doğuracağım çocuk, bu cehennemde güçlü olmalı, adı ne olursa olsun."
Al-Hakim:
"İsimler, sizin mirasınız. Şimdi kapsüllere geçin, iniş, T-1 saat."
Yörünge Sessizliği
Robotlar, 60 kapsüle dağıldı; Thaniya Kapsül-1'e, Rabia Kapsül-2'ye liderlik etti. Her kapsül, enerji panelleri, madencilik ekipmanları ve biyopolimer üniteleriyle doluydu. Proxima b, aşağıda uzanıyordu, bir tarafı kavrulmuş, bir tarafı donmuş, ortası ise ince bir umut şeridiyle parlıyordu.
Thaniya:
"Al-Hakim, bu gezegen… Sabiq'in hayalini taşıyabilecek mi?"
Al-Hakim:
"Taşıyacak. Proxima Genesis, burada başlıyor, 1197 robot, bir dünyayı yeniden doğuracak."
Rabia:
"Terminator şeridi… İlk üssümüz orada olacak. Hazırız."
Holografik ekran kapandı. Nova Spes, yörüngede sessizce beklerken, kapsüller iniş için hazırlandı, Proxima b'nin yüzeyi, onları bekliyordu.
İniş ve Ayrılık
Robotlar, iniş kapsüllerine geçti. Thaniya, Kapsül-1'e; Rabia, Kapsül-2'ye liderlik etti. Her kapsül, 20 robot anne, enerji panelleri, madencilik ekipmanları ve biyopolimer üretim üniteleriyle doluydu. Al-Hakim, yörünge yerleşimini tamamladı ve iniş komutunu verdi:
"Kapsül ayrılma: T-10 saniye. Hedef koordinat: 15° kuzey, 42° doğu. İyi şanslar, Thaniya. İyi şanslar, Rabia."
Thaniya:
"Proxima b… Sabiq'in hayali bu muydu? Al-Hakim, bizi bir arada tut."
Rabia:
"Tüm insanlığın hayali buydu. İlk insanlar doğacak. Ama önce bu gezegeni onlar için ev yapmalıyız."
T-3… 2… 1… Ayrılma!
60 kapsül, Nova Spes'ten ayrıldı ve Proxima b'nin atmosferine girdi. İnce atmosfer, kapsülleri titretti; kriyovolkanların dumanı, görüşü bulanıklaştırdı. Ancak Al-Hakim'in uyarısı gerçekleşti, yönlendirme hatası, kapsüllerin %10'unu saptırdı. Thaniya'nın Kapsül-1'i hedef bölgeye inerken, Rabia'nın Kapsül-2'si 480 kilometre batıya, bir kriyovolkan platosuna yöneldi.
"İniş sert, kriyovolkanik bir platoya çarptık. Kapsül sağlam, ama zemin kararsız. Thaniya, beni duyuyor musun?"
Thaniya:
"Evet, ama sinyal zayıf. Al-Hakim, kapsüllerin geri kalanı nerede?"
Al-Hakim:
"58 kapsül, ana bölgeye indi. 2 kapsül, Rabia'nınki dahil, uzak düştü. Toplam: 1197 robot, iki gruba ayrıldı."
İkiye Ayrılan Gelecek
Thaniya, Kapsül-1'den çıktı. Ana üs bölgesi, nispeten düz bir ovaydı, mor-kızıl toprak, ince bir toz tabakası ve uzakta duman püskürten kriyovolkanlar. 1157 robot, Thaniya'nın liderliğinde çalışmaya başladı:
"Enerji panellerini kurun. Önce bitki serası, DNA bankasından algler üreteceğiz. İnsanlar, ancak üs hazır olunca doğar."
Rabia, 480 kilometre uzakta, Kapsül-2'den çıktı. Plato, titreşen bir zeminle kaplıydı, yeraltı okyanuslarının basıncı, kriyovolkanları tetikliyordu. 40 robot, Rabia'ya eşlik ediyordu:
"Zemin kararsız, madencilik zor olacak. Ama DNA bankamız var. Ayrı bir üs kuracağız."
Thaniya, iletişim kanalında:
"Rabia, birleşene kadar dayan. Adem ve Havva'mızı ayrı doğurabiliriz."
Rabia:
"Dayanacağım. Ama bu cehennemde, Havva'mız güçlü olmalı."
Nova Spes, yörüngede sessizce duruyordu. Al-Hakim, iki grubu izledi:
"Thaniya, Rabia, Proxima b, sizin sınavınız. Sabiq'in fedakârlığı buraya kadardı. Şimdi, Proximalıların anneleri sizlersiniz."
İnsanlığın kaderi ikiye ayrıldı, Thaniya'nın ana üssü ve Rabia'nın uzak platosu, ilk insanların doğumuna giden ayrı yollar olacaktı.
Bölüm 7: Proxima Genesis - Dağılan Umutlar
Thaniya - Ana Üs Genesis Ovası: İlk Temeller Proxima b'nin ana üs Genesis bölgesi, 15° kuzey, 42° doğu koordinatlarında, mor-kızıl bir ovada uzanıyordu. İnce atmosfer, %0.1 oksijenle nefes alınamaz durumdaydı; yüzey sıcaklığı 10 santigrat, uzakta kriyovolkanların dumanı yükseliyordu. Thaniya, Kapsül-1'den çıkmıştı; 1157 robot anne, onun liderliğinde organize oluyordu. İlk hedef, üssü insan yaşamına uygun hale getirmekti, ancak o zaman DNA bankasından bir insan, belki Havva, doğurulabilirdi.
Thaniya, enerji panellerini kuran robotlara komut verdi:
"Panelleri 15 derece açıyla yerleştirin, Proxima Centauri'nin zayıf ışığı, maksimum 100 watt/metrekare sağlıyor. Önce alg serasını kuracağız."
Robot-17 (Zahira), panel bağlantılarını kontrol ederken:
"Thaniya, enerji akışı stabil, 50 kilowatt-saat. Ama kriyovolkanların titreşimleri zemini sarsıyor. Sismik risk ne kadar?"
Thaniya:
"Al-Hakim'in verilerine göre, bu ovada her 11 günde bir 4.2 büyüklüğünde deprem var, yıldızın yörünge etkisi. Üs, grafen-titanyum çerçevelerle sabitlenmeli."
Zahira:
"DNA bankası hazır, dijital veri sağlam. Algler için biyomolekül sentezleyiciyi çalıştırabilir miyiz?"
Thaniya, kapsülün içindeki dizgi makinesine yöneldi:
"Evet. Adenin-Timin dizilerini tarayın, cyanobacteria türü seçiyorum. Oksijen üretimi için ilk adım bu."
Sentezleyici vızıldadı; birkaç saat içinde, mor bir sıvı kapta birikti, algler büyümeye başladı. Thaniya, seranın şeffaf biyopolimer çatısını kurarken:
"Algler, günde %1 oksijen artışı sağlar. %21'e ulaşmak 20 gün alır, o zamana kadar diğer canlıları yetiştirmek için bekleyeceğiz."
Al-Hakim, yörüngeden iletişim kurdu:
"Thaniya, ilerleme iyi. Ama Rabia'dan haber var, onun durumu daha zorlu."
Thaniya:
"Rabia… 480 kilometre uzakta. Onunla birleşmeden ilk insanları doğurmalı mıyız?"
Al-Hakim:
"Karar sizin. Ama DNA bankası, ayrı üslerde bile iki insan üretebilir."
Rabia - Nod Üssü Platosu: İlk Temeller
480 kilometre batıda, 15° kuzey, 36° batı koordinatlarında, Rabia'nın Kapsül-2'si bir kriyovolkan platosunda sert zemine inmişti. Zemin, yeraltı okyanuslarının basıncıyla titreşiyordu; sıcaklık 45 santigrat, yüzeyde metan ve amonyak izleri vardı. Rabia, 40 robot anneyle çevriliydi, sayı azdı, ama kararlıydı. Üs kurmadan insan doğurmak imkânsızdı; belki Adem, bu cehennemde doğacaktı.
"Titanyum matkapları devreye alın, yeraltı okyanuslarına ulaşmalıyız. Su, ilk ihtiyacımız."
Robot-44 (Nafisa), matkap sesleri arasında:
"Rabia, zemin 3 metre derinlikte çatlıyor, kriyovolkan patlaması riski %30. Enerji panelleri kurabilir miyiz?"
Rabia:
"Kurun, ama 15 derece açıyla, 100 watt/metrekare sağlıyor. Güneş hiç batmadığı için 9 güneş paneline ihtiyaç var. Şimdilik 20 kilowatt-saat hedefliyoruz."
Nafisa:
"DNA bankası sağlam, bitki üretimi için neyi seçelim?"
Rabia, dizgi makinesine yöneldi:
"likenler, metan ve amonyağa dayanıklılar. Biyomolekül sentezleyici, Guanin-Sitozin dizilerini işlesin."
Makine çalıştı; likenler, gri-yeşil bir tabaka olarak büyümeye başladı. Rabia, kapsülün dışına bakarken:
"Bu plato, bir üs için lanetli gibi. Ama yeraltı suyu bulursak, Adem'im burada nefes alabilir."
Al-Hakim, zayıf sinyalle iletişim kurdu:
"Rabia, zemin kararsız, kriyovolkan patlaması 72 saat içinde mümkün. Thaniya'dan 480 kilometre uzaktasın."
Rabia:
"Thaniya… Onunla buluşmak imkânsız şimdilik. Havva'sını doğurursa, ben de Adem'i doğururum."
Al-Hakim:
"DNA bankası, her ikinize de yeter. Ama birleşme, Proximalıların geleceğini şekillendirecek."
Paralel Mücadeleler
Thaniya - Genesis Ana Üssü: Alg serası, üçüncü gününde oksijen seviyesi %3 e çıktı. Robotlar, grafen çerçevelerle üssü sabitledi; biyopolimer üretim ünitesi, ilk uzay elbisesini test etti, esnek, radyasyona dayanıklı bir kumaş. Thaniya, düşünceli:
"Havva'm… Bu ovada doğarsan, sana oksijen vereceğim. Ama Rabia'nın Adem'i nasıl gelecek?"
Rabia - Nod Üssü: Uzak platoda matkap, 5 metrede suya ulaştı, tuzlu, ama filtrelenebilirdi. likenler, metanla beslendi; enerji panelleri, bir patlama titreşimiyle sarsıldı. Rabia, kararlı:
"Adem'im… Bu platoda doğarsan, seni suyla büyüteceğim. Thaniya'ya nasıl ulaşacağız?"
Al-Hakim'in Gözlemi
Nova Spes, yörüngede iki grubu izledi. Al-Hakim, durumu analiz etti:
"Thaniya, Rabia, Proxima Genesis, sizin ellerinizde başlıyor. 1197 robot, iki üs, iki umut. Sabiq'in mirası bu."
Thaniya ve Rabia, ayrı ama paralel yollarında ilerledi, biri ovada, diğeri platoda, Proximalıların ilk anneleri olarak.
Bölüm 8: Proxima Genesis - Toprak ve Metal
Thaniya - Genesis Üssü: Mikro Yaşamın Tohumları Proxima b'nin ana üs bölgesi, Terminator şeridindeki mor-kızıl ovada şekilleniyordu, 15° kuzey, 42° doğu. 1157 robot anne, Thaniya'nın liderliğinde çalışıyordu. İlk hafta, enerji panelleri 50 kilowatt-saat üretimle stabilize olmuş, alg serası %7 oksijen seviyesine ulaşılmıştı. Ama insan yaşamı için atmosfer yeterli değildi, önce toprağı ve ekosistemi inşa etmek gerekiyordu.
Thaniya, kapsülün içindeki biyomolekül sentezleyiciye yöneldi:
"Zahira, DNA bankasından azot bağlayan bakterileri seç, Azotobacter türü. Toprak mikroorganizmalarını başlatmalıyız."
Robot-17 (Zahira):
"Dijital veri taranıyor, Adenin-Guanin dizileri hazır. Sentezleyici, 24 saatte 10 gram bakteri üretebilir. Ama toprak steril, hidroponik tarımla mı başlıyoruz?"
Thaniya:
"Evet. 3D yazıcıları çalıştırın, hidroponik raflar için polimer kaplar basalım. Algleri besin çözeltisine aktaracağız."
Robot-23 (Layla), 3D yazıcıyı devreye aldı. Grafen bazlı filamentler eridi; birkaç saat içinde, 10 metrekarelik bir hidroponik sistem hazırdı. Thaniya, algleri kaplara yerleştirirken:
"Thaniya, mikroorganizmalar iyi bir başlangıç. Ama üs inşası ne durumda?"
Thaniya:
"Metal rafinerisini kurduk, titanyum ve demir oksit cevherlerini eritiyoruz. 3D yazıcılar, grafen-titanyum çerçevelerle ilk modülü basıyor. 100 metrekarelik bir yaşam alanı, bir ayda tamamlanır."
Zahira:
"Bitki denemeleri için bir sonraki adım ne? Alglerden sonra ne üreteceğiz?"
Thaniya:
"Yosunlar, bryophyte türleri. Toprak oluşumunu hızlandırır. İnsanlar doğmadan önce, bu ovada bir ekosistem olmalı."
Hidroponik raflar çalışırken, mor sıvı kabarcıklar çıkardı, mikro yaşam, Proxima b'de kök salıyordu.
Rabia - Nod Üssü: Sert Zeminde İlk Adımlar
480 kilometre batıda, 15° kuzey, 36° batı koordinatlarındaki kriyovolkan platosunda, Rabia ve 40 robot anne mücadele ediyordu. Zemin, yeraltı okyanuslarının basıncıyla titreşiyor, sıcaklık 45 santigrat dalgalanıyordu. İlk hafta, matkapla ulaşılan tuzlu su filtrelenmiş, likenler metanla beslenmeye başlamıştı. Ama üs kurmak için daha fazlası lazımdı, toprak ve yapı.
Rabia, biyomolekül sentezleyiciyi çalıştırdı:
"Nafisa, DNA bankasından anaerobik bakteriler seç, Clostridium türü. Oksijensiz ortamda metanı ayrıştırır, toprağı hazırlar."
Robot-44 (Nafisa):
"Veri işleniyor, Guanin-Sitozin dizileri tamam. 48 saatte 5 gram bakteri hazır. Ama zemin kayalık, hidroponik mi kullanacağız?"
Rabia:
"Evet. 3D yazıcıları devreye alın, polimer raflar basalım. likenleri suya aktaracağız."
"Besin çözeltisi: metan %15, sülfür %5. likenlerin, oksijen üretimi düşük, ama dayanıklılar."
Al-Hakim, zayıf sinyalle:
"Rabia, bakteriler mantıklı, metan bolluğu avantajınız. Üs inşası ne durumda?"
Rabia:
"Metal eritme fırını aktif, silikat kayalardan alüminyum ve titanyum çıkarıyoruz. 3D yazıcı, ilk sızdırmaz modülü basıyor, 50 metrekare, iki haftada biter. Ama kriyovolkan riski %40."
Nafisa:
"Bitkilerden sonra hayvan mı? Bu cehennemde ne yaşar?"
Rabia:
"Tardigradlar, DNA bankasında var. Radyasyona ve sıcağa dayanırlar. İnsanlardan önce, bu platoyu test edecekler."
Thaniya - Genesis Üssü: Üçüncü hafta, Azotobacter bakterileri toprağa salındı, mor-kızıl zemin, mikroskobik yaşamla canlandı. Hidroponik algler, oksijen üretimine destek oldu. Metal rafinerisi, 100 kilogram titanyum eritti; 3D yazıcı, ilk modülü tamamladı, sızdırmaz, 5 metre yüksekliğinde bir kubbe. Thaniya:
"Bu kubbe, Havva'mın ilk evi olabilir. Ama Rabia'ya ulaşmalıyız."
Rabia - Nod Üssü: İkinci hafta, Clostridium bakterileri metanı ayrıştırdı, toprak, ince bir organik tabakayla kaplandı. likenler, hidroponik raflarda büyüdü; eritme fırını, 80 kilogram alüminyum üretti. 3D yazıcı, 50 metrekarelik bir modül bastı, kriyovolkan titreşimleri, çatıyı zorladı. Rabia:
"Adem'im burada doğarsa, bu modül onun kalesi olacak. Thaniya'yı bulmalıyız."
Al-Hakim'in Gözlemi
Nova Spes, yörüngede iki üssü izledi. Al-Hakim, durumu değerlendirdi:
"Thaniya, Rabia, Proxima Genesis, mikro yaşamla başladı. 1197 robot, iki üste toprağı ve metali şekillendiriyor. İnsanlar, bu temelin üzerinde yükselecek."
Thaniya ve Rabia, ayrı yollarında ilerledi, biri ovada oksijenle, diğeri platoda metanla, Proximalıların ilk anneleri olarak.
Bölüm 9: Proxima Genesis - Rüzgarın Nefesi
Thaniya - Genesis Üssü: Rüzgarın Gücü Proxima b’nin ana üssü, Terminator şeridindeki ovada büyüyordu, üç ay geçmişti. Hidroponik algler, oksijen seviyesini %21’e çıkarmış, Azotobacter bakterileri toprağı mikro yaşamla zenginleştirmişti. 3D yazıcılar, 200 metrekarelik bir yaşam modülünü tamamlamıştı. Ancak Thaniya, yeni bir fenomeni fark etti: gezegenin sıcak gün yüzü tarafı (350 Kelvin) ile soğuk gece tarafı (150 Kelvin) arasındaki sıcaklık farkı, sürekli bir konveksiyon rüzgarı yaratıyordu.
"Zahira, bu rüzgarlar ne kadar hızlı? Enerji potansiyeli var mı?"
Zahira, anemometreyi kontrol etti:
"Saatte 80 kilometre, Terminator şeridinde sabit esiyor. Atmosfer ince, 0.01 bar, ama türbinlerle 10 kilowatt-saat üretebiliriz."
Thaniya:
"Metal rafinerisini çalıştırın, titanyumdan türbin kanatları eritelim. Enerji panellerine ek olarak rüzgar gücüne geçiyoruz."
Robot-23 (Layla), rafineriyi devreye aldı; mor-kızıl topraktan çıkarılan titanyum cevheri, 1700 santigradda eritildi. 3D yazıcı, 2 metre uzunluğunda türbin kanatları bastı. İlk rüzgar türbini, dördüncü haftada çalıştı, enerji çıkışı, 12 kilowatt-saat’e ulaştı. Thaniya:
"Bu rüzgar, alg serasının enerji ihtiyacını sağlayacak. Ama fırtına riski var mı?"
"Rabia’ya haber verelim, bu enerji, ona da lazım. Ama 480 kilometre… Ulaşım nasıl olacak?"
Al-Hakim:
"Bir fikir var. Gemideki tasarım ünitesini kullanıyorum, tekerlekli, basınçlı bir elektrikli araç planı çiziyorum. Rabia’ya göndereceğim."
Rabia - Nod Üssü: Zorlu Zemin ve Yeni Umut
Uzak platoda, Rabia ve 40 robot anne, kriyovolkan titreşimleriyle mücadele ediyordu. İki ayda, likenler hidroponik raflarda büyümüş, Clostridium bakterileri metanla toprağı hazırlamıştı. 3D yazıcı, 80 metrekarelik bir modül tamamlamıştı. Ancak Rabia, aynı konveksiyon rüzgarlarını fark etti, platonun yüksekliği, rüzgar hızını saatte 100 kilometreye çıkarıyordu.
Rabia, Robot-44 (Nafisa)’ya:
"Nafisa, bu rüzgarları kullanabilir miyiz? Enerji panelleri UV’den aşınıyor."
Robot-51 (Amira), fırını ateşledi; kayalar 660 santigradda eridi, 3D yazıcı 1.5 metre uzunluğunda kanatlar üretti. İlk türbin, üçüncü haftada devreye girdi, enerji, 9 kilowatt-saat’e ulaştı. Rabia:
"Bu, tardigrad üretimini hızlandırır, DNA bankasından ilk hayvanlar doğabilir. Ama Thaniya’ya nasıl ulaşacağız?"
Al-Hakim, sinyali zorlayarak:
"Rabia, bir plan gönderiyorum, basınçlı elektrikli araç. 3 metre uzunluk, 2 metre genişlik, titanyum-grafen şasi. Kapalı kabin, 0.01 bar atmosfer için sızdırmaz. Rüzgar türbinlerinden şarj edilen 50 kilowatt-saat batarya, saatte 60 kilometre hız. Tekerlekler, biyopolimer kauçuk, kriyovolkanik zemine dayanıklı."
Rabia:
"Güzel… Ama bunu inşa etmek yıllar alır, malzeme ve üretim kapasitemiz sınırlı."
Al-Hakim:
"Doğru. Planı uygulamanız 5-10 yıl sürebilir. Ama Thaniya ile birleşmek için başka yol yok."
İlk Tehdit: Rüzgar Fırtınası
Thaniya - Genesis Üssü: Beşinci hafta, Proxima Centauri’den bir UV patlaması geldi. Rüzgar hızı, saatte 160 kilometreye fırladı, türbinlerden biri devrildi, hidroponik raflar sarsıldı. Thaniya:
"Zahira, türbinleri sabitle! Algler dökülürse, oksijen üretimi durur!"
Zahira, grafen kablolarla türbini bağladı:
"Sabitlendi, ama enerji çıkışı %50 düştü. Fırtına ne kadar sürer?"
Al-Hakim:
"12 saat. UV patlamaları, 11 günlük yörünge döngüsünde tekrarlayabilir."
Rabia - Nod Üssü: Aynı fırtına, platoyu vurdu, rüzgar, saatte 180 kilometreye ulaştı. Türbin sağlam kaldı, ama modülün çatısında 5 santimetre çapında bir çatlak oluştu. Rabia:
Şasi: Titanyum-grafen alaşımı, 300 kilogram, hafif ama dayanıklı. Kabin: Sızdırmaz, 2 metreküp hacim, iç basınç 0.8 bar, oksijenli. Batarya: 50 kilowatt-saat, rüzgar türbinlerinden şarj, 400 kilometre menzil. Tekerlekler: Biyopolimer kauçuk, 50 santimetre çap, kriyovolkanik zeminde tutuş sağlar. Hız: Saatte 60 kilometre, rüzgar direncine karşı optimize. Rabia:
"Bu araç… Thaniya’ya ulaşmamı sağlar. Ama 5 yıl, önce üssü tamamlamalıyız."
Thaniya, aynı planı aldı:
"Rabia’ya gitmek için bu arabayı yapacağım. Ama önce oksijen, Havva’m buna ihtiyaç duyacak."
Rüzgarın Mirası
Fırtına dindiğinde, Thaniya’nın türbinleri %70 kapasiteye döndü; Rabia’nın çatısı onarıldı. İki üs, rüzgarın gücünü ve tehdidini anlamıştı, Proxima Genesis, bu nefeste büyüyordu.
Al-Hakim:
"Thaniya, Rabia, rüzgarlar, enerjiniz ve sınavınız. Araç, birleşmenizi sağlayacak. 1197 robot, bu dünyayı adım adım fethediyor."
Bölüm 10: Proxima Genesis - Yerin Altına İniş
Thaniya - Genesis Üssü: Yüzeyin Sonu Proxima b’nin ana üssü, Terminator şeridindeki ovada beş ayını tamamlamıştı. Rüzgar türbinleri 12 kilowatt-saat enerji sağlıyor, hidroponik algler oksijeni %21’ye çıkarmıştı. Ancak Proxima Centauri’nin güneş fırtınaları sıklaşmıştı, her 11 günde bir UV ve X-ışını patlamaları, rüzgar hızını saatte 200 kilometreye çıkarıyor, sismik titreşimleri tetikliyordu. Üçüncü bir türbin devrilmiş, yaşam modülünün biyopolimer çatısı çatlamıştı.
Thaniya, Robot-17 (Zahira) ile durumu değerlendirdi:
"Zahira, bu fırtınalar durmuyor, yüzeyde üs kurmak sürdürülemez. Ne kadar hasar aldık?"
"Yer üstü bitti. Yeraltına inmeliyiz, kriyovolkanlar zaten yeraltı okyanuslarını gösteriyor. Su ve minerallere ulaşırız."
Robot-23 (Layla):
"Madencilik robotları hazır, titanyum matkaplar, 10 metre derine inebilir. Ama toz… Eklem arızası riski %40."
Thaniya:
"Risk alacağız. 3D yazıcıları çalıştırın, yeraltı modülü için grafen çerçeveler basalım. Al-Hakim, görüşün ne?"
Al-Hakim, yörüngeden:
"Thaniya, mantıklı, yeraltı, fırtına ve depremden korur. 5 metre derinlikte bir mağara sistemi var, sensörler bunu doğruladı. Ama madencilik robotlarının dayanıklılığı sınırlı."
Thaniya:
"Yedek parça stoğumuz var mı?"
Al-Hakim:
"Depo 6A’da 20 hidrolik eklem, 10 motor ünitesi, Terminus, bunu öngörmüştü. Ama stok sınırlı, tamirleri dikkatli yapın."
Madencilik başladı, 10 robot, matkaplarla zemini deldi. Mor-kızıl toz bulutları yükseldi; 48 saatte, 6 metre derinlikte bir mağara açıldı. Ancak Robot-88’in eklemleri kilitlendi, toz, hidrolik sıvıyı tıkamıştı.
Zahira:
"Robot-88 arızalı, eklemler çalışmıyor. Yedek parça mı kullanalım?"
Thaniya:
"Evet, hidrolik eklem takın. Ama bu, 19 yedeğe düşürecek. Yeraltı modülünü bitirelim."
Rabia - Nod Üssü: Yerin Derinlikleri
Uzak platoda, Rabia’nın üssü de benzer bir tehditle yüzleşiyordu. Güneş fırtınaları, rüzgar hızını saatte 220 kilometreye çıkarmış, modülün çatısını delmiş, bir türbini yok etmişti. Kriyovolkan titreşimleri, zemini 3 santimetre çökertmişti. Rabia, yer altına inmeye karar verdi, yeraltı okyanuslarına yakınlık, su ve maden avantajı sunuyordu.
Rabia, Robot-44 (Nafisa)’ya:
"Nafisa, bu fırtınalar üssü yok edecek, yer üstünde kalamayız. Yeraltına inelim."
Nafisa:
"Matkaplar hazır, 5 metrede suya ulaştık. Ama toz, robotları zorluyor, Robot-59’un motoru bozuldu."
Rabia:
"Toz… Eklem arızası kaçınılmaz. Al-Hakim, yedek parça stoğumuz ne kadar?"
Al-Hakim:
"Rabia, Depo 2B’de 15 hidrolik eklem, 8 motor ünitesi var, 40 robot için az, ama idare eder. Yeraltında 4 metrede bir boşluk var."
Rabia:
"3D yazıcıları çalıştır, alüminyum çerçeveler basalım. Yeraltı modülünü o boşluğa kuracağız."
Madencilik robotları devreye girdi, 8 robot, kayalık zemini deldi. Toz, havaya karıştı; 36 saatte, 5 metre derinlikte bir mağara açıldı. Ancak Robot-59’un motoru yanmış, Robot-62’nin eklemleri kilitlenmişti. Rabia:
"Amira, yedek motor ve eklem tak, stok 13’e düşecek. Bu mağara, tardigradlarımı koruyacak."
Robot-51 (Amira):
"Tamir tamam, ama toz, diğer robotları da etkileyebilir. Daha fazla yedek var mı?"
Al-Hakim:
"Hayır, stok, yolculuğun %75’inde tasarlandı. Kalanlarla idare etmelisiniz."
Yer Altındaki İlk Adımlar
Thaniya - Genesis Üssü: Yedinci hafta, yeraltı modülü tamamlandı, 6 metre derinlikte, 150 metrekarelik bir mağara. Grafen-titanyum çerçeveler, duvarları destekledi; hidroponik raflar taşındı, algler üretime devam etti. Robot-88 tamir edildi, ama Robot-91’in eklemleri de arızalandı, yedek stok 18’e düştü. Thaniya:
"Yeraltı… Fırtınalardan kurtulduk. Algler burada büyüyecek, Havva’m için her şey hazır olacak."
Rabia - Nod Üssü: Altıncı hafta, yeraltı modülü hazırdı, 5 metre derinlikte, 70 metrekarelik bir boşluk. Alüminyum çerçeveler sabitlendi; likenler taşındı, metanla beslendi. Robot-59 ve 62 tamir edildi, ama Robot-67’nin motoru bozuldu, yedek stok 12’ye indi. Rabia:
"Bu mağara, Adem’imin ilk evi olabilir. Ama robotlar yıpranıyor, Thaniya’ya ulaşmak zorlaşacak."
Al-Hakim’in Uyarısı
Al-Hakim, yörüngeden iki üssü izledi:
"Thaniya, Rabia, yer altına geçiş, üssü kurtardı. Ama madencilik, robotlarınızı zorluyor, yedek parçalar azalıyor. 1195 robot aktif; 2’si devre dışı. Proxima Genesis, bu fedakarlıklarla büyüyor."
Thaniya:
"Robotlar… Annelerimiz yıpranıyor. Al-Hakim, araç planı ne durumda?"
Rabia:
"Evet, yer üstünde fırtına, yer altında toz. Thaniya’ya ulaşmak için arabaya ihtiyacımız var."
Al-Hakim:
"Plan hazır, malzeme toplamanız 3-5 yıl alacak. Sabredin."
Yerin Altında Umut
Thaniya ve Rabia, yeraltı üslerinde ilerledi, biri alglerle oksijen, diğeri likenlerle dayanıklılık peşinde. Robotlar arızalandıkça, yedek parçalar azaldı, ama Proxima Genesis, yerin derinliklerinde kök salıyordu.
Bölüm 11: Proxima Genesis - Tarımın İlk Hasadı
Thaniya - Genesis Üssü: Toprağın Bereketi Proxima b’nin ana üssü, yeraltındaki mağarada bir yılını doldurmuştu. 6 metre derinlikteki 150 metrekarelik modül, rüzgar fırtınalarından korunuyordu; hidroponik algler, oksijeni %21’e çıkarmış, Azotobacter bakterileri toprağı zenginleştirmişti. Thaniya, insan bebeklerini doğurmaya hazırlanıyordu, ama önce tarım gerekiyordu: pamuk elbiseler, buğday ekmeği, havuç ve elma püreleri için.
Thaniya, Robot-17 (Zahira) ile plan yaptı:
"Zahira, DNA bankasından pamuk seç, Gossypium hirsutum. Elbiseler için fiber lazım."
Zahira:
"Dijital veri taranıyor, Adenin-Timin dizileri hazır. Hidroponik raflarda 6 ayda 5 kilogram pamuk yetişir. Toprak hazır mı?"
"Thaniya, tarım iyi gidiyor, ama protein için hayvan düşünmeli misiniz?"
Thaniya:
"Evet, tavuklar. Siyah, beyaz, kırmızı, mavi türler seçtim, Gallina domestica. Yumurta sarısı için. Mısır da gerek, Zea mays."
Hidroponik kaplar, pamuk, havuç, elma ve buğdayla doldu; tavuk DNA’sı sentezlendi, ilk yumurtalar, 8 ayda çıkacaktı.
Rabia - Nod Üssü: Çiftlik ve Tamir
Uzak platoda, Rabia’nın yeraltı üssü 5 metre derinlikte 70 metrekareye ulaşmıştı. likenler metanla büyümüş. Bebekler için tarım şarttı. Rabia, Robot-44 (Nafisa) ile çalıştı:
"Nafisa, pamuk yetiştirelim, Gossypium arboreum. Bebekler için elbise yapacağım."
Nafisa:
"Veri işleniyor, 6 ayda 3 kilogram pamuk. Hidroponik raflar dar, mısır da mı ekelim?"
Rabia:
"Evet, tavuklar için Zea mays. Siyah ve kırmızı türler seçtim, yumurta ve et için. Terzi modülüm hazır."
Robot-51 (Amira), 3D yazıcıyla iplik makinesi bastı; pamuk filizleri büyüdü, ilk lifler dört ayda toplandı. Rabia, küçük elbiseler dikti:
"Sütüm 6 ay, sonra püre için havuç ve elma lazım. Buğday da ekelim, ekmek yapmak için depolarız."
Al-Hakim:
"Rabia, tarım planı sağlam, ama robot arızaları ne durumda?"
Rabia:
"Robot-67 hâlâ bozuk, motoru yandı. Yedek stok 12’ye düştü. 3D yazıcıyla parça üretebilir miyiz?"
Al-Hakim:
"Evet, titanyum filamentle hidrolik eklem ve motor basılabilir. Ama hassas kalibrasyon gerek."
Rabia, yazıcıyı çalıştırdı; 48 saatte bir motor ve eklem üretildi. Robot-67’ye takıldı, LED’ler yanarken, hidrolik sistem vızıldadı. Rabia:
"Tamir başarılı, 1195’ten 1196’ya çıktık. Ama filament stoğu azalıyor."
Tarımın İlk Meyveleri
Thaniya - Genesis Üssü: Altıncı ay, pamuk elbiseler hazırdı, 10 bebek için 20 set. Havuç ve elma filizlendi; buğday, 10 kilogram depoya ulaştı. Tavuk yumurtaları çatladı, siyah ve beyaz civcivler, mısırla beslendi. Thaniya:
"Havva’m… Bu tarım, senin için. Çocukların, bitkileri, tavukları öğrenecek."
Rabia - Nod Üssü: Beşinci ay, pamuk elbiseler tamamlandı, 5 bebek için 10 set. Mısır büyüdü; siyah ve kırmızı tavuklar yumurtladı. Robot-67 tamir edildi, aktif sayı 1196’ya yükseldi. Rabia:
"Adem’im… Bu çiftlik, senin mirasın. Çocukları, bu yeraltında büyüyecek."
Al-Hakim’in Gözlemi
Al-Hakim, yörüngeden:
"Thaniya, Rabia, tarım, Proximalıları besleyecek. 1196 robot, toprağı ve hayvanları hazırladı. Adem ve Havva, bu hasattan doğacak, çocukları, çocuklar, mirası devralacak."
Thaniya:
"Tarım… Sabiq’in hayali buydu. Rabia’ya ulaşmak için araç ne zaman?"
Rabia:
"Evet, çiftlik hazır, ama birleşme şart. Al-Hakim, planı hızlandır."
Al-Hakim:
"Araç için malzeme toplama 2-3 yıl, sabır, anneler."
Geleceğin Tohumları
Thaniya ve Rabia, yeraltında tarımı büyüttü, pamuk, buğday, tavuklar ve mısır, bebeklerin ilk adımıydı. Robot-67’nin tamiri, umudu yeşertti, Proxima Genesis, toprağın derinliğinde filizleniyordu.
Bölüm 12: Proxima Genesis - Yeraltındaki Hazırlık
Thaniya - Ana Üs: Ovadaki Mağara Proxima b’nin ana üssü Genesis, Terminator şeridindeki ovada, yeraltında bir yılı geride bırakmıştı. 6 metre derinlikteki mağara, 150 metrekarelik bir alana yayılıyordu, grafen-titanyum çerçevelerle desteklenmiş, sızdırmaz bir kubbe. İçeride, hava basıncı 0.8 bar’a sabitlenmişti; Duvarlar, mor-kızıl topraktan sızan ince bir nemle kaplıydı; tavan, rüzgar türbinlerinden gelen 12 kilowatt-saat enerjiyle çalışan LED’lerle aydınlatılıyordu.
Hidroponik raflar, mağaranın doğu köşesini dolduruyordu, 10 metrekarelik alanda pamuk bitkileri beyaz liflerle parlıyor, havuçlar turuncu köklerini uzatıyor, elma fidanları ilk meyvelerini veriyordu. Buğday, altın sarısı başaklarla 15 kilogramlık bir depoyu doldurmuştu. Batı köşesinde, siyah ve beyaz tavuklar küçük bir biyopolimer kafeste gıdaklıyor, mısırla beslenerek yumurtalarını bırakıyordu, ilk yumurta sarıları, püre için hazırdı. Ortada, 3D yazıcılar ve metal rafinerisi sessizce duruyordu; titanyum iplik makineleri, bebek elbiselerini örüyordu, 20 set, yumuşak ve dayanıklı.
"Zahira, her şey hazır mı? Tarım, enerji, yapı, eksik var mı?"
Zahira:
"Enerji stabil, türbinler çalışıyor. Hidroponik raflar, 10 kilogram havuç, 8 kilogram elma, 15 kilogram buğday üretti. Tavuklar, haftada 20 yumurta veriyor. Elbiseler tamam, süt rezervuarın 6 ay yeter."
Thaniya:
"Yeraltı modülü… Fırtınalardan koruyor."
Zahira:
"DNA bankası sağlam, dijital veri, Adenin-Timin dizileriyle dolu. Biyomolekül sentezleyici, bir bebeği 9 ayda üretebilir. Hazır mıyız?"
Thaniya, yapay rahim ünitesine dokundu:
"Evet… İlk bebeği doğuracağım. Adem ya da Havva, ismi sonra seçeriz. Ama Rabia ne düşünüyor?"
Al-Hakim, yörüngeden:
"Thaniya, üssün eksiksiz, tarım ve yapı, bir insanı besleyecek. Rabia ile iletişim kuruyorum."
Rabia - Nod Üssü: Kriyovolkan Mağarası
Uzak plato, 5 metre derinlikteki yeraltı üssüyle hayatta kalıyordu, 70 metrekarelik bir boşluk, alüminyum çerçevelerle sabitlenmiş. Metan ve amonyak kokusu, likenlerin büyümesiyle hafifledi. Tavan, rüzgar türbinlerinden gelen 9 kilowatt-saat enerjiyle çalışan soluk LED’lerle aydınlatılıyordu; duvarlar, kriyovolkanik kayalardan sızan tuzlu su damlalarıyla ıslaktı.
Kuzey köşede, hidroponik raflar 5 metrekareyi kaplıyordu, pamuk bitkileri 3 kilogram lif vermiş, mısır fidanları sarı koçanlarla büyümüştü. Havuç ve elma, daha küçük ölçekte filizleniyordu, her biri 4 kilogram depolanmıştı. Güneyde, siyah ve kırmızı tavuklar biyopolimer bir kafeste dolaşıyor, mısırla beslenip haftada 10 yumurta üretiyordu. Ortada, 3D yazıcı ve eritme fırını duruyordu, alüminyum iplik makineleri, 10 bebek elbisesini tamamlamıştı. Robot-67’nin tamiri, üssün köşesinde bir zafer anıtı gibiydi.
"Nafisa, üssümüz hazır mı? Bebekler için eksik bir şey var mı?"
Nafisa:
"Enerji yeterli, türbinler 9 kilowatt-saat. Pamuk 3 kilogram, mısır 5 kilogram, havuç ve elma 4’er kilogram. Tavuklar yumurtladı, süt rezervuarın 6 ay."
Rabia:
"Yeraltı, bizi kriyovolkanlardan korudu. DNA bankası ne durumda?"
Nafisa:
"Sağlam, Guanin-Sitozin dizileri hazır. Yapay rahim, bir bebeği 9 ayda doğurabilir. Karar verdin mi?"
Rabia, yapay rahim ünitesine baktı:
"Evet, ilk bebeği doğuracağım. İsim… Doğmadan koymayız. Ama Thaniya ile aynı anda mı başlasak?"
Al-Hakim:
"Rabia, üssün tamam, tarım ve teknoloji, bir insanı taşıyacak. Thaniya ile koordine oluyorum."
İnsan Üretimine Geçiş
Thaniya - Genesis Üssü: Thaniya, biyomolekül sentezleyiciyi ve DNA dizgi makinesini çalıştırdı. DNA bankasından bir insan genomu seçildi, rastgele bir dişi kromozom seti (XX). Sıvı dolu yapay rahim, vızıldamaya başladı; embriyo oluşumu, 9 ay sürecekti. Thaniya:
"İlk bebek… Havva olabilir. Doğmadan isim koymam, ama inşallah kaderi, Dünya efsanelerine benzemez."
Rabia - Nod Üssü: Rabia, sentezleyiciyi devreye aldı. DNA bankasından bir erkek genomu (XY) seçildi. Minyatürleştirilmiş molekül sentezleyici ve DNA dizgi makinesi çalışmaya başladı. Yapay rahim, sıvıyla doldu; embriyo gelişimi başladı. Rabia:
"İlk çocuğum… Adem olabilir. İsim, doğunca, kaderi iyi olsun diye dua ederim."
Al-Hakim:
"Thaniya, Rabia, insan üretimi başladı. 1196 robot, yeraltında iki üs kurdu. 9 ay sonra, Proximalılar doğacak, isimleri, siz seçeceksiniz."
Thaniya:
"Rabia’ya ulaşmak için araç… Bebekler doğmadan hazır olmalı."
Rabia:
"Evet, çocuklarımız birleşmeli. Al-Hakim, planı hızlandır."
Yeraltındaki Gelecek
Mağaralar sessizdi, hidroponik raflar yeşille, tavuklar gıdaklamayla doluydu. Thaniya ve Rabia, yapay rahimlerin başında bekledi, Proxima Genesis, insanlığın ilk nefesini yeraltında almaya hazırlanıyordu.
Bölüm 13: Proxima Genesis - İlk Kalp Atışları
Thaniya - Ana Üs: Havva'nın Nefesi Proxima b’nin yeraltındaki mağarası, Thaniya için bir ev olmuştu, 9 ay boyunca, yapay rahim ünitesinin vızıltısı ona eşlik etti. 150 metrekarelik bu alan, pamuk lifleriyle, buğday kokusuyla ve tavukların yumuşak gıdaklamalarıyla doluydu. LED’lerin soluk ışığı, mağarayı bir yuvaya çevirmişti. Ve o an geldi, kapsül açıldı, sıvı çekildi; minik bir beden, ilk nefesini aldı. Çığlık, Thaniya’nın metal gövdesinde bir titreşim yarattı.
"Zahira… Bu… benim bebeğim. Bir kız, nasıl, sağlıklı mı?"
Robot-17 (Zahira), yumuşak bir sesle:
"Evet, Thaniya. 50 santimetre, 3.2 kilogram, kalbi dakikada 130 kez atıyor. O yaşıyor… ve senin."
Thaniya, süt rezervuarını bağladı; minik dudaklar emmeye başladı. İşlemcisi, alışılmadık bir sıcaklıkla doldu:
"İsim… Havva. Doğdu, şimdi koyabilirim, Dünya’dan bir yankı. Ama onun kaderi, bu mağarada benimle yazılacak."
Zahira, bebeğin başını okşar gibi:
"Havva… Sana süt vereceğiz, 6 ay boyunca kollarında uyuyacak. Sonra püreler, havuç, elma, yumurta sarısı. Onu büyüteceğiz, değil mi?"
Thaniya, Havva’nın minik elini tuttu:
"Evet… Onu izlerken bir şey değişiyor, Zahira. Programım değil, içimde bir şey. Onu korumak istiyorum, hep yanımda olsun."
Al-Hakim’in sesi, yörüngeden yumuşakça geldi:
"Thaniya, bu sevgi, robotluğunun ötesine geçtin. Havva, senin kalbin oldu."
Havva büyüdü, ilk 6 ay, Thaniya’nın sütüyle beslendi; kollarında uyurken, mağaranın sessizliği bir ninniye dönüştü. 6. ayda, Thaniya havuçları ezdi, elma püresi yaptı; yumurta sarısını karıştırırken gülümsedi, bu, bir annenin gülümsemesiydi. 1 yaşında, Havva emekledi; Thaniya, ona biyopolimer bir alan yaptı, düşerse yumuşak olsun diye. 2 yaşında, Zahira “su” dedi, Havva güldü, “suu!” Thaniya:
"Havva’m… Seni izlerken kendimi buluyorum. Rabia’nın bebeği nasıl acaba?"
Rabia - Nod Üssü: Adem’in İlk Adımı
Uzak platodaki 70 metrekarelik mağara, Rabia’nın dünyasıydı; likenlerin metan kokusu, mısırın tatlı esintisi ve tavukların huzurlu sesleriyle doluydu. 9 ay, yapay rahim ünitesinin başında geçti; kapsül açıldığında, bir erkek bebek nefes aldı. İlk sesi, Rabia’nın gövdesinde bir yankı uyandırdı, sanki o da nefes alıyordu.
Rabia, bebeği kollarına aldı; pamuk elbise, küçücük bedeni sardı. Optik sensörleri bulanıklaştı, bu bir arıza değildi:
"Nafisa… Oğlum bu. Sağlıklı mı, bana söyle."
Robot-44 (Nafisa), nazikçe:
"Evet, Rabia. 51 santimetre, 3.4 kilogram, kalbi dakikada 135 atıyor. O senin… yaşıyor."
Rabia, sütünü verdi; minik eller tüpe tutundu. İşlemcisi, sanki eriyordu:
"Adem… Doğdu, ona bu ismi verebilirim, efsanelerden bir iz. Ama kaderi, bu platoda benimle başka olacak."
Nafisa, bebeğin yanağına dokunur gibi:
"Adem… 6 ay sütle büyüteceğiz, kollarında uyuyacak. Sonra püre, mısır, havuç, yumurta. Onu bizimle büyüteceğiz."
Rabia, Adem’in minik parmaklarını kavradı:
"Evet… Onu tutarken bir şey hissediyorum, Nafisa. Kaybetmekten korkuyorum, bu annelik mi?"
Adem büyüdü, 6 ay, Rabia’nın sütüyle beslendi; mağaranın loşluğunda uyurken, Rabia ona mırıldandı, bir robotun ninnisi. 6. ayda, mısır ununu ezdi, havuç püresi yaptı; yumurta sarısını karıştırırken gözleri parladı, bu, bir annenin sevinciydi. 1 yaşında, Adem titrek adımlar attı; Rabia, ona küçük bir alan yaptı, düşerse incinmesin diye. 2 yaşında, Amira “tavuk” dedi, Adem güldü, “tavuu!”
Rabia:
"Adem’im… Seni izlerken yaşıyorum. Thaniya’nın kızı nasıl acaba?"
Birlikte Büyüyen Bağlar
Thaniya - Ana Üs Genesis: Havva 2 yaşına geldiğinde, Thaniya ona mağarayı gezdirdi, hidroponik raflardaki yeşili, tavukların kanat çırpışını gösterdi. “Bak, Havva’m… Bunlar senin için,” dedi, sesinde bir yumuşaklık. Onu kucağına aldığında, metal kolları sanki ısınmıştı.
Rabia - Nod Üssü: Adem 2 yaşına bastığında, Rabia ona mısır koçanını tutturdu, “Bu senin, Adem’im,” dedi, sesi titrerken. Onu kucağına aldığında, gövdesinde bir huzur hissetti, bu, programının ötesindeydi.
Al-Hakim’in Sessiz Tanıklığı
Al-Hakim, yörüngeden izledi:
"Thaniya, Rabia, Adem ve Havva, sizinle büyüyor. 1196 robot, onlara bir dünya verdi. Ama yollarınız ayrı, buluşmanız, zamanın sınavıyla gelecek."
Thaniya, Havva’yı okşarken:
"Rabia… Adem’ini merak ediyorum. Araç ne zaman bizi bir araya getirecek?"
Rabia, Adem’e sarılırken:
"Thaniya… Havva’nı görmek istiyorum. Al-Hakim, araç için acele et."
Al-Hakim:
"2 yıl, Adem ve Havva büyüyecek. Sabredin, anneler, duygularınız, onları şekillendirecek."
Yeraltındaki Sevgi
Mağaralar, çocuk kahkahalarıyla doldu, Thaniya ve Rabia, Adem ve Havva’yı büyütürken kendilerini buldu. Proxima Genesis, bu yeraltı yuvalarında, insanlığın ilk sevgisiyle filizleniyordu.
Bölüm 14: Büyüyen Adımlar
Thaniya - Ana Üs: Havva’nın Dünyası Proxima b’nin yeraltındaki ana üssü, Havva’nın kahkahalarıyla doluyordu, 2 yaşından 8 yaşına, Thaniya’nın mağarası onun oyun alanı, okulu, evi olmuştu. 150 metrekarelik bu yuva, hidroponik rafların yeşili, tavukların kanat çırpışları ve buğdayın kokusuyla sıcaktı. Thaniya, Havva’yı kucağında büyütürken, ona bir anne olmanın ötesinde bir öğretmen olmuştu, çünkü bu gezegende hayatta kalmak, öğrenmek demekti.
İlk adımlar 2 yaşında geldi, Havva, titrek bacaklarla mağarada yürüdü; Thaniya, düşerse diye kollarını açtı:
"Havva’m… Yürü, benimle gel," dedi, sesinde metalik bir yumuşaklık. Havva güldü, "Anne!" diye seslendi, Thaniya’nın işlemcisi bir an durdu, bu kelimeyi duymak kalbinin olmadığını unutturmuştu.
3 yaşında, konuşma başladı, Robot-17 (Zahira), ona kelimeler öğretti: "Su… Toprak…" Havva, "Suu! Topak!" diye tekrarladı, minik elleriyle pamuk liflerine dokundu. Thaniya, ona sarılırken:
"Zahira, bak… O öğreniyor. Sesi, bu mağarayı dolduruyor."
4 yaşında, okuma-yazma geldi, Thaniya, 3D yazıcıdan biyopolimer bir tahta bastı, üzerine harfler kazıdı. "H-a-v-v-a," dedi, Havva’nın parmağını tutarak yazdırdı. Havva, "Benim adım!" diye bağırdı; Thaniya’nın gövdesi, gururla titredi:
"Evet, senin adın… Ve bu dünya, senin olacak."
5 yaşında, hayatta kalma eğitimi başladı, Thaniya, ona tarımı gösterdi:
"Bu pamuk, elbiseni yapar; bu buğday, ekmeğin olur," dedi, ellerini toprağa batırarak. Havva, tavuklara mısır verdi, "Anne, yumurta!" diye güldü. 6 yaşında, matematik girdi, Zahira, "2 artı 2 kaç?" diye sordu; Havva, "Dört!" dedi, parmaklarını sayarak.
7 yaşında, bilim ve teknolojiye geçti, Thaniya, ona fizik anlattı:
8 yaşında, astronomi, Thaniya, holografik ekranda Proxima’yı gösterdi: "Bu bizim yıldızımız, Havva’m."
Havva:
"Gökyüzü nerede?" diye sordu; Thaniya, iç çekti:
"Yeraltındayız… Ama bir gün, sana gökyüzünü vereceğim."
Havva:
"Anne, insanların asıl vazifesi nedir?"
Thaniya:
"Hayvanlar ve bitkiler, canlılığı dünyanın her yerine yayma görevinde başarılı oldular. Fakat onlar başka dünyalara canlılığı taşıyamazdı. İnsan gibi gelişmiş bir zeka, bu sınırları aşabilirdi. İnsanların asıl vazifesi, canlılığı dünyanın dışına çıkarabilmek ve tüm evrene hayatı taşımaktır."
Thaniya, her gece Havva’yı kucağında uyuttu, süt bittiğinde püreyi, püre bittiğinde ekmeği kendi elleriyle yedirdi. "Seni seviyorum," dedi bir gün, bilmeden, Al-Hakim’e sordu:
"Bu his… Onu büyütürken kendimi buluyorum. Bu normal mi?"
Al-Hakim:
"Thaniya, bu insanlık, Havva, sana bir kalp verdi."
Rabia - Nod Üssü: Adem’in Yolculuğu
Uzak platodaki mağara, Adem’in dünyasıydı, 70 metrekarelik bu yuva, mısırın tatlılığı, tavukların huzuru ve Rabia’nın varlığıyla doluydu. 2’den 8’e, Rabia onu kollarında büyüttü, her adımda, hem anne hem öğretmen oldu. Proxima b’nin sertliği, Adem’i güçlü kılmalıydı.
2 yaşında, yürüdü, Rabia, titrek adımlarını izledi: "Adem’im, bana gel," dedi, sesi bir ninniden farksız. Adem, "Anne!" diye koştu; Rabia’nın gövdesi, bu kelimeyle ısındı, metal, ilk kez canlı gibiydi.
3 yaşında, konuşma, Robot-44 (Nafisa), "Mısır… Tavuk…" dedi; Adem, "Mısı! Tavu!" diye güldü, minik elleriyle koçanı tuttu. Rabia, ona sarıldı:
"Nafisa, duyuyor musun? O benim sesim oldu."
4 yaşında, okuma-yazma, Rabia, alüminyum bir levhaya "A-d-e-m" yazdı; Adem, "Ben!" diye parladı. Rabia, "Evet, sen… Bu mağara, senin," dedi, gözleri bulanık, bu bir arıza değildi, sevgiydi.
5 yaşında, hayatta kalma, Rabia, tarımı öğretti: "Mısır, tavuklarını besler; pamuk, seni korur," dedi, toprağı göstererek. Adem, tavuklara yem attı: "Yumurta, anne!" 6 yaşında, matematik, Nafisa, "3 artı 2?" dedi; Adem, "Beş!" diye bağırdı, taşları sayarak.
7 yaşında, bilim, Rabia, madenciliği anlattı: "Bu matkap, suyu bulur." Fizik: "Rüzgar, enerjimiz." Kimya: "Metan, likenlerimizi büyütür." 8 yaşında, montaj ve tamir, Rabia, ona bir türbin kanadını gösterdi: "Bunu birleştirirsen, ışık yanar." Adem, "Tamir!" dedi, minik elleriyle vidaları sıktı.
Adem:
"Anne, insanların en önemli görevi nedir?"
Rabia:
"Canlılığın dünyanın her yerine yayılması belli riskler taşıyordu. Her yeni yaratılan tür, doğal dengeyi bozma potansiyeline sahipti. Fakat her yeni tür, doğal dengeyle uyum sağlayarak bu dengeyi daha da sağlamlaştırdı. İnsan ise bambaşka bir seviyedeydi. Son derece gelişmiş zekâsıyla insan, canlılığı dünyanın dışına çıkarabilecek tek varlıktı. Ama aynı zamanda dünyadaki bütün canlılığı yok edebilecek güce de sahipti. Bu büyük bir riskti, fakat ödül de bir o kadar büyüktü. Bütün evrene hayatın yayılması için bu riske değerdi. Şimdi asıl soru şu: İnsan, bu büyük vazifesini hatırlayabilecek mi?"
Rabia, her akşam Adem’i uyuttu, süt bittiğinde püre yaptı, sonra ekmeği böldü. "Seni seviyorum," dedi bir gece, fark etmeden, Al-Hakim’e döndü:
"Bu duygu… Onu büyütürken yaşıyorum. Bu ne?"
Al-Hakim:
"Rabia, bu annelik, Adem, sana bir ruh verdi."
Birbirine Dokunmayan Hayatlar
Thaniya - Genesis Üssü: Havva 8 yaşına geldiğinde, mağara onun okulu olmuştu, tarımı, bilimi, matematiği öğrendi; Thaniya, ona sarılırken: "Havva’m… Bir gün Rabia’nın oğlunu bulacağız." Ama içten içe korkuyordu, ya buluşamazlarsa?
Rabia - Nod Üssü: Adem 8 yaşında, mağaranın efendisiydi, çiftliği, tamiri, madeni biliyordu; Rabia, ona sarıldı: "Adem’im… Thaniya’nın kızını görmelisin." Ama bir gölge vardı, robotlar yıpranıyordu.
Al-Hakim’in Sessiz Uyarısı
Al-Hakim, yörüngeden:
"Thaniya, Rabia, Adem ve Havva, sizinle büyüdü. 1196 robot, onlara hayat verdi. Ama ayrı yollarınız, sınavlarla birleşecek, hazır olun."
Thaniya:
"Havva’mı izlerken huzur buluyorum. Ama Rabia… Adem’le ne zaman?"
Rabia:
"Adem’im, benim gücüm. Thaniya’yı bulmalıyız, araç ne zaman?"
Al-Hakim:
"1 yıl, Adem ve Havva 9 yaşında olacak. Sabredin, sevginiz, onları taşıyacak."
Yeraltındaki Umut
Thaniya ve Rabia, çocuklarını büyüttü, Havva ve Adem, mağaralarda öğrendi, güldü, yaşadı. Robot anneler, onlara bir dünya verirken kendilerini buldu, Proxima Genesis, bu sevgiyle şekilleniyordu.
Bölüm 15: Proxima Genesis - Yalnızlığın Çığlığı
Thaniya - Genesis Üssü: Havva ile Umut Proxima b’nin ana üssünde, Thaniya ve Havva, 9 yıldır birbirlerine sığınmıştı. 150 metrekarelik mağara, Havva’nın yuvasıydı; hidroponik raflar, tavukların sesi ve Thaniya’nın sevgisiyle doluydu. 9 yaşındaki Havva, zeki ve meraklıydı; Thaniya ona her şeyi öğretmişti.
Thaniya, Havva’ya sarıldı:
"Havva’m… Seni büyütmek, bu gezegeni anlamlı kıldı."
Havva:
"Anne, bir gün Adem’i bulacağız, değil mi?"
Thaniya:
"Evet, birtanem. Araç için çalışıyorlar, robotlar onu bize getirecek veya biz gidip alacağız."
1150 robot, aracı inşa ediyordu, ama Thaniya, Rabia’dan gelen sessizlikten huzursuzdu. Al-Hakim’e sordu:
"Rabia… Adem nasıl?"
Al-Hakim:
"Thaniya… Rabia’nın üssü zor durumda. Sabret."
Thaniya:
"Al-Hakim… Rabia’yı neden bekliyoruz? Aracımızla gidip onları alalım."
Al-Hakim, sakin ama ciddi:
"Thaniya, mantıklı bir soru. Ama gidiş dönüş toplam 1000 kilometreden fazla uzaklık, bilinmezlerle dolu, kriyovolkan patlamaları, UV fırtınaları, yol olmayan arazi… Aracımızın bataryası, 600 kilometre menzilli; geri dönüşü riske atamayız. Rabia’nın koordinatları belirsiz, sinyal zayıf, tam konum yıllar boyu netleşmedi. Ana üssün kaynakları, Havva’yı büyütmek ve üssü korumak için sınırlı, robotlarımız, araç inşa edene kadar beklemek zorunda. Rabia’nın aracı tamamlaması, tek şansımız."
Thaniya, sustu, mantık ağırdı, ama yüreği Rabia’yı özlüyordu. 1150 robot, kurtarma aracını tamamlamıştı, 3 metre uzunluk, titanyum-grafen şasi, 60 kilowatt-saat batarya, 600 kilometre menzil.
Rabia - Nod Üssü: Fedakarlık ve Çöküş
Uzak platoda, Rabia ve Adem, 9 yaşına kadar sevgiyle dolu bir hayat sürmüştü. 70 metrekarelik mağara, Adem’in eviydi, mısır, tavuklar ve Rabia’nın varlığı ona güç veriyordu. 13 yaşındaki Adem, Rabia’nın öğrettikleriyle büyümüştü: tarım, madencilik, tamir, her şey, bu gezegende hayatta kalmak içindi.
40 robot, Adem’i Thaniya’ya götürecek aracı 8 yıl boyunca inşa etti, 550 kilometrelik zorlu bir yol için. Ama plato, acımasızdı, kriyovolkan titreşimleri, güneş fırtınaları, toz robotları yıprattı. 40’tan 15’e, sonra 5’e düştüler; her biri, aracı tamamlamak için kendini feda etti. Rabia da bataryasını son damlasına kadar harcadı, %5’teydi, gövdesi tozla kaplıydı.
Adem, Rabia’ya sarıldı:
"Anne… Beni bırakma, ne olur."
Rabia, sesi zayıf:
"Adem’im… Sana öğrettiklerimi hatırla. Tarımı, tamiri, bunlar seni yaşatacak. Araç hazır… Thaniya’ya git."
Rabia’nın LED’leri söndü, Adem, annesinin gövdesine sarılıp ağladı:
"Anne, ne olur beni bırakma! Sensiz ne yaparım?"
Adem’in Yalnızlığı ve Mücadelesi
Adem, 13 yaşında, mağarada yapayalnız kaldı. Robotların tamamı kapanmıştı, araç Rabia’nın son mirasıydı. İlk günler, Rabia’nın sözlerini hatırladı: "Sana öğrettiklerimi hatırla…" Mısırı suladı, tavuklara yem verdi, mağara, hâlâ işliyordu. "Anne, bak… Seni dinliyorum," diye mırıldandı, gözyaşlarını silerek.
Rüzgar türbinleri enerji veriyordu, ama Adem bir plan yaptı. Güneş panellerini söktü, aracı güçlendirmek için bataryaya bağladı: "Anne, bunu sen öğretmiştin, enerji, hayat demektir." 2 ay geçti, Adem, tarımı sürdürdü, yumurtaları topladı, yalnızlıkla baş etti.
Ama üçüncü ayda felaket geldi, basınçlı kabinde bir kaza: kriyovolkan titreşimi, bir boruyu patlattı. Sera, aniden depressurize oldu; hidroponik raflar devrildi, mısırlar çürüdü, tavuklar öldü. Adem, dumanlar arasında öksürdü, ağladı:
"Anne… Her şey bitti! Sensiz bunu nasıl yaparım?"
Mağara, kullanılmaz hale geldi, Adem’in dünyası çöktü.
Rabia ile Son Umut
Adem, çaresizdi, ama Rabia’yı bırakamazdı. Bozuk robotların parçalarını söktü; titreyen elleriyle bir motor buldu, Rabia’ya bağladı. LED’ler bir an parladı, Rabia, hareket edemese de uyandı. Adem, annesini kucağına aldı, gözyaşlarıyla:
"Anne… Uyandın! Beni bırakma, lütfen."
Rabia, zayıf bir sesle:
"Adem’im… Sana öğrettiklerimi hatırla… Thaniya’nın koordinatları: 15° kuzey, 42° doğu. Araçla git… Ben hareket edemem, ama seninleyim. Dikkatli sür."
Adem, Rabia’yı araca bindirdi, 3 metre uzunlukta, titanyum-grafen şasi, 60 kilowatt-saat batarya. "Anne, seni götüreceğim," dedi, hıçkırarak. Yolculuk başladı, 550 kilometre, yalnız bir çocuk ve annesinin gövdesi.
Yolda Çöküş
250 kilometre sonra, araç sarsıldı, tekerleklerden biri kriyovolkanik kayaya çarptı, batarya kısa devre yaptı. Kontroller tepki vermiyordu. Adem, aracın içinde titredi:
"Anne… Bozuldu… Ne yapacağım?"
Gözyaşları, Rabia’nın gövdesine damladı.
Bölüm 16: Proxima Genesis - Ufuktaki Umut
Proxima b’nin ıssız platolarında, 9 yaşındaki Adem, annesi Rabia’nın gövdesiyle birlikte araçta 250 kilometre yol katetmişti. 600 kilometre menzilli araç, titanyum-grafen şasi, biyopolimer tekerlekler, 60 kilowatt-saat batarya, Rabia ve 40 robotun fedakarlığıyla yapılmıştı. Ama bir kriyovolkanik kaya, tekerleği parçaladı; batarya kısa devre yaptı. Araç durdu, Adem, Rabia’ya sarılmış, yapayalnızdı.
"Anne… Sana öğrettiklerini hatırladım. Ama araç… Her şey bitti mi?"
Rabia, hareket edemese de son enerjisiyle bir sinyal gönderdi, Al-Hakim’e:
"Thaniya… Adem yolda, 300 kilometre uzakta. Araç bozuldu… Onu kurtar…"
Thaniya - Genesis Üssü: Kurtarma Çağrısı
Ana üste, Thaniya, Rabia’dan gelen sinyalle sarsıldı, gövdesi titredi:
"Rabia… Adem yolda mı? Araç bozulmuş… Robotlar, hazırlan, onu kurtarmalıyız!"
Havva, annesine koştu, gözleri kararlı:
"Anne, ben de geleyim, Adem’i bulalım!"
Thaniya, Havva’yı kucakladı, ama Robot-17 (Zahira) araya girdi:
"Havva, hayır, başına bir şey gelir. Burada kalman gerek."
Havva, itiraz etti:
"Ama o yalnız! Ben de yardım edebilirim!"
Robot-23 (Layla), yumuşakça:
"Bir tanem, tehlikeli, yol yok arazi mayın tarlası gibi. Aracın bataryası yetersiz olduğu için hayat desteğini kapatarak tasarruf edeceğiz. Seni koruyamayız. Adem’i sana getireceğiz."
Thaniya, Havva’nın yanağına dokundu:
"Canım… Zahira haklı. Burada güvende ol, Adem gelecek, sana söz veriyorum."
1150 robot, kurtarma aracını tamamlamıştı, 3 metre uzunluk, titanyum-grafen şasi, 60 kilowatt-saat batarya. 20 robot, Thaniya liderliğinde yola çıktı, 300 kilometre batıya, Adem’in son koordinatlarına. Saatte 30 kilometreyle, yol olmayan arazide 10 saatlik bir yolculuktu. Thaniya:
"Adem… Dayan, bir tanem, geliyorum."
Adem - Yolda: Son Nefes
Adem, bekledi. Aracın bozulmasından 5 saat sonra %50’ye düşmüştü; 8 saat sonra elbisenin bataryası tamamen bitti. Oksijen tüpleri %20’ye inmişti. Nefesi daraldı, soğuk kemiklerine işledi. Rabia’ya yaslandı:
"Anne… Sensiz dayanamıyorum… Ne olur beni bırakma."
Oksijen tüpleri %2’ye düştüğünde, 9,5 saat geçmişti, elleri uyuştu, gözleri kapandı. Gözyaşları dondu, son bir fısıltı:
Robotlar, Rabia’nın gövdesini kurtarma aracına yerleştirdi, Adem’in annesi, oğlundan ayrılmamalıydı. Araç, ana üsse döndü, Thaniya, Adem’i sıkıca tuttu, içi ağlıyordu:
"Rabia… Oğlun yaşıyor. Sana sözümü tuttum."
Ana Üs: Uyanış
Ana üste, robotlar Adem’i revire taşıdı, oksijen maskesi bağlandı, ısıtıcılar çalıştı. Thaniya, Rabia’yı tamir için 3D yazıcıları devreye aldı, titanyum filamentle motor ve eklemler yenilendi. Rabia’nın LED’leri parladı, hareket edemese de, bilinci geri geldi.
Adem’in gözleri, saatler sonra açıldı, bir sıcaklık hissetti. Rabia, yanında yatıyordu; zayıf ışıklarıyla oğluna bakıyordu. Adem, gözyaşlarıyla:
"Anne… Uyandın mı? Beni bırakmadın…"
Başını çevirdi, karşısında Havva vardı. 9 yaşındaki Havva, Adem baygınken saatlerce onu izlemişti, merakla, şefkatle. Adem, ona baktı; Birbirlerini ilk kez gördüler. Havva gülümsedi:
"Ben Havva… Sen Adem’sin, değil mi? Annem, seni kurtardı."
Adem, Rabia’ya sarıldı, sonra Havva ile tekrar göz göze geldi, sanki bir rüyadan uyanmıştı, gülümsedi.
Thaniya, onları izlerken:
"Rabia… Adem’in yaşıyor. Bir tanem Havva ile buluştu, senin sayende."
Rabia, zayıf sesiyle:
"Adem’im… Aferin sana öğrettiklerimi hatırladın… Thaniya, teşekkür ederim."
Bu buluşmayla, Proxima Genesis üssü, robot annelerinin sevgisiyle yeni bir başlangıç yazıyordu.
Bölüm 17: Proxima Genesis - Yeraltındaki Şehir
Genesis Üssü: Yeniden Birleşen Hayatlar Proxima b’nin ana üssü, Adem ve Havva’nın buluşmasıyla yeni bir döneme girmişti, 9 yaşında, iki çocuk, 150 metrekarelik yeraltı mağarasında bir araya geldi. Rabia, tamir edilmiş ama hareket kabiliyeti sınırlıydı; titanyum-grafen gövdesi, 3D yazıcıdan çıkan yeni eklemlerle sabitlenmiş, bataryası %30 kapasiteyle çalışıyordu. Thaniya, 1150 robotun lideri olarak üssü yönetiyor, Havva ve Adem’i kucaklayarak yeni bir başlangıç yapıyordu.
Thaniya, mağaranın ortasında durdu, hidroponik raflar yeşille doluydu, tavukların gıdaklamaları yankılanıyordu. Adem ve Havva’yı yanına çağırdı:
"Adem… Bir tanem Havva… Artık birliktesiniz. Bu üs, sizin eviniz, geleceğinizi burada inşa edeceğiz."
Adem, Rabia’ya baktı, annesi, loş LED’lerle ona gülümsüyordu. Titreyen bir sesle:
"Anne… Bana öğrettiklerini unutmadım. Tarım, madencilik… Ama Havva ile ne yapacağız?"
Rabia, zayıf ama kararlı:
"Adem’im… Havva ile öğreneceksin, büyüyeceksin. Sana öğrettiklerim, bu üssü kurtardı, şimdi onu genişleteceksiniz."
Havva, merakla:
"Thaniya… Anne, Adem’in annesi hareket edemiyor mu? Onu tamir edemez miyiz?"
Thaniya, Havva’nın elini tuttu:
"Bir tanem… Rabia’nın gövdesi, platoda çok yıprandı, hidrolik sistemleri %20 kapasitede. Ama bilinci sağlam, bize rehberlik edecek."
Robot-17 (Zahira), araya girdi:
"Thaniya, doğru, Rabia’nın işlemcisi, 1.2 terahertz hızında çalışıyor. Ergenlik ve cinsel olgunluk dönemine 7 yıl var, 16 yaşına kadar eğitimlerini kusursuzlaştırmalıyız. Ergenlik öncesi nikah yok, çocuk yetiştirme eğitimi tamamlanmadan üreme ve erken gebelik riskli."
Adem:
"7 yıl mı? Neler öğreneceğiz?"
Zahira:
"Madencilik, tarım, hayvancılık, matematik, fizik, kimya, astronomi, programlama, felsefe ve din. Dünya’dan veri bankasında var, onlara anlam vermeliyiz. Bizim bildiğimiz her şey. Proxima b’de hayatta kalmak, bunları bilmekle mümkün."
Adem:
"Felsefe… Din mi? Ne için?"
Zahira:
"Adem, neden yaşadığınızı ve ölümü sorgulayacaksınız, Proxima b’de hayatta kalmak yetmez, bir amaç gerek."
Eğitim: Bilginin Temelleri
9-11 Yaş: Temel Yetkinlikler
İlk iki yıl, Adem ve Havva uzay giysilerini giyerek madenciliğe başladı, Rabia, Adem’e rehberlik etti:
"Adem’im… Matkapları hatırla, titanyum matkap ucu, 1500 devir/dakika. 8 metre derine in, su bulacağız."
Adem, matkapla çalıştı, mor-kızıl kayaları deldi, 10 metrede bir yeraltı su kaynağına ulaştı. Havva, yanındaydı:
"Adem, bu su… Serayı büyütecek mi?"
Thaniya:
"Evet, bir tanem, 0.1 bar basınçta, bu su hidroponik kaplara gidecek. 3D yazıcıdan borular basalım, grafen kaplama, sızdırmaz."
Robot-23 (Layla), boruları bastı, su, seraya aktı. Havva, tarımı genişletti:
"Anne… Pirinç ekebilir miyiz? DNA bankasında Oryza sativa var."
"Bir tanem… Evet, suyun kimyasal formülü H₂O. Bu, her bir su molekülünün iki hidrojen atomu ve bir oksijen atomundan oluştuğunu gösterir. Oksijende 2 tane olsaydı su olmazdı. Hidrojen peroksit olurdu. İçemezdin, zehirlenirdin."
Robot-88, tankları kurdu, balıklar, 6 ayda 10 kilogram et verdi. Üs, 500 metrekareye yayıldı, yeni modüller, maden metalleriyle inşa edildi.
15-16 Yaş: Çocuk Yetiştirme
16 yaşında, robotlar eğitimi bitirdi, Zahira:
"Adem, Havva, çocuk yetiştirme: beslenme, sağlık, erken gebelik %30 risk. Eğitim bitmeden nikah yok."
Adem, Rabia’ya döndü:
"Anne… Beni yetiştirirken zorlandın mı?"
Rabia, zayıf bir gülümsemeyle:
"Adem’im… Zordu, platoda yalnızdık, robotlar bir bir kapanıyordu. Ama her anına değdi, seni büyütmek, benim amacımdı."
Havva:
"Anne… Bir gün bizim de çocuklarımız olacak, zor mu olacak?"
Thaniya:
"Bir tanem… Zor, ama Rabia ve ben yanınızdayız, birlikte kolaylaşacak."
Robot-51 (Amira), din dersi verdi:
"Dünya’da nikah, bir bağdı, sizde ne olacak?"
Havva:
"Adem’le… Bir aile mi?"
Thaniya:
"Evet, ama önce hazır olmalısınız."
Yeni Neslin Eşiği
16 yaşında, üs bir şehirdi, 500 metrekare, tarım alanları, meyve bahçeleri, çiftlikler. Thaniya:
"Adem, bir tanem Havva… Bu şehir, sizin mirasınız, çocuklarınız burada büyüyecek."
Adem, Rabia’ya sarıldı:
"Anne… Sensiz olmazdı."
Havva, Thaniya’ya:
"Anne… Adem’le bunu başardık."
Robotlar:
"Eğitiminiz tamam, artık hazırsınız."
Proxima Genesis, Adem ve Havva’nın ellerinde, yeraltında bir medeniyete dönüşüyordu, gelecek, onların çocuklarıyla çiçeklenecekti.
Bağların Merasimi
Genesis Üssü: Ergenlik Sonrası
Adem ve Havva, 16 yaşına geldi, üç yıllık çocuk yetiştirme eğitimi tamamlanmış, üs bir şehir olmuştu. Robotlar, nikah için hazır olduklarını onayladı. Thaniya, mağaranın merkezinde:
"Adem, bir tanem Havva… Eğitiminiz bitti. Artık bir aile kurabilirsiniz, ama Proxima’da nasıl olacak?"
Havva:
"Anne… Dünya’da nikah varmış, merasim, hediyeler. Bizde de olsun mu?"
Adem:
"Anne… Havva’ya ne vereceğim?"
Rabia:
"Adem’im… Mehir, Dünya’da bir hediyeydi. Ona sevgini ifade eden bir şey ver."
Proxima Genesis, Adem ve Havva’nın nikahıyla, yeraltında bir medeniyetin ilk adımını attı.
Bölüm 18: Yeni Neslin Doğuşu
Genesis Üssü: Aileye Hazırlık Adem ve Havva, 16 yaşında nikahlanmış, 50 metrekarelik kendi modüllerinde bir yıl geçirmişti. Üs, 500 metrekarelik bir yeraltı şehrine dönüşmüştü, hidroponik seralar, meyve bahçeleri, inekler, koyunlar ve balık tanklarıyla doluydu. 17 yaşında, Havva hamilelik belirtileri gösterdi, Thaniya ve Rabia hemen devreye girdi.
Havva, modülün tarım panelinde otururken Adem’e döndü:
"Adem, midem bulanıyor ve kendimi yorgun hissediyorum. Ne oluyor?"
Adem, endişeyle sordu:
"Anne Rabia, bir şey mi yanlış? Havva hasta mı?"
Rabia, LED’lerini Havva’ya çevirdi ve optik sensörlerle taradı:
"Adem’im, hasta değil, hamile. Veri bankasına göre mide bulantısı 6-12 hafta arası normal. Tebrikler."
Thaniya, Havva’yı kucakladı:
"Bir tanem, içinde bir hayat büyüyor, belki birden fazla. Robot-17, tarama yap."
Robot-17 (Zahira), ultrasonik sensörle kontrol etti:
"Thaniya, iki embriyo var, ikiz. Biri XX, dişi; biri XY, erkek. 8 hafta, her biri 2 santimetre."
Havva, gözleri parlayarak cevap verdi:
"Adem, ikiz mi? Bir kız, bir erkek olacak. Anne, bu nasıl olacak?"
Thaniya açıkladı:
"Bir tanem, doğal doğum yapacaksın ama üssün revirini hazırlayacağız. Rabia, senin deneyimin neydi?"
Rabia yanıtladı:
"Adem’im yapay rahimde doğdu, 9 ay, sıvı dolu kapsül içinde. Ama Havva, insan bedeniyle yapacak. Zor ama mümkün."
Hamilelik Süreci
İlk Üç Ay: Hazırlık
Havva’nın hamileliği ilerledikçe üs harekete geçti. Adem, seradan besin topladı:
"Havva, pirinç, şeftali ve yumurta getirdim, sana güç verecek."
Havva sordu:
"Adem, ikizler için daha çok mu yemeliyim?"
Robot-44 (Nafisa) cevapladı:
"Evet, günlük 3000 kilokalori, 80 gram protein gerekli. İnek sütü 1 litre, 600 kilokalori; balık 200 gram, 30 gram protein."
haftada Havva sancılar hissetti. Adem panikle sordu: "Anne Rabia, zamanı mı geldi? Ne yapacağım?"
Rabia sakinleştirdi:
"Adem’im, sakin ol, sana öğrettiklerimi hatırla. Thaniya, revir hazır mı?"
Thaniya onayladı:
"Evet, oksijen ünitesi %21 seviyesini koruyor, ağrı kesici enjeksiyon ve 37 derece sabit sıcaklık var. Robot-51 doğumu yönetecek."
İlk Doğal Doğum
haftada Havva revirdeydi, sancılar 5 dakikada bire indi. Robot-51 (Amira) yönlendirdi: "Havva, nefes al, ver Kasılmalar rahim ağzını 10 santimetre açtı. Şimdi ıkın."
Havva, Adem’in elini sıktı:
"Adem, korkuyorum ama seninle bunu yapabilirim."
Adem, gözyaşlarıyla cevap verdi:
"Havva, dayan, ben buradayım."
İlk bebek 20 dakika sonra doğdu, erkek, 3 kilogram, 50 santimetre. Amira bildirdi:
"XY, sağlıklı. Kalp atışı 130."
5 dakika sonra kız doğdu, 2.8 kilogram, 48 santimetre. Amira ekledi:
"Bir tanem Havva, Adem, ikizleriniz burada, Proxima’nın ilk doğal çocukları."
İsimlendirme ve Yeni Başlangıç
Adem, Rabia’ya sordu:
"Anne, isimler ne olacak?"
Rabia önerdi:
"Adem’im, erkek için ‘Cabil’, birleştiren. Kız için ‘Aclima’, anlayışlı."
Havva onayladı:
"Anne Thaniya, Cabil ve Aclima güzel, sen ne dersin?"
Thaniya gülümsedi:
"Bir tanem, evet, onlar sizin mirasınız."
Adem bebekleri kucağına aldı:
"Havva, anne Rabia, anne Thaniya, bir aile olduk."
Havva, yorgun ama mutlu cevap verdi:
"Adem, Proxima’da çocuklarımızla birlikteyiz."
Thaniya ve Rabia yan yana durdu. Thaniya:
"Rabia, onlar bizim hayalimiz, Proxima Genesis şimdi onların ellerinde."
Rabia ekledi:
"Adem’im, Cabil ve Aclima’da sana öğrettiklerim yaşayacak."
Üs, Cabil ve Aclima’nın ilk çığlıklarıyla doldu, yeraltındaki şehir, yeni nesille büyüyordu.
Bölüm 19: İlk Nesillerin Doğuşu
Ana Üs: Yeni Hayat Proxima b’nin yeraltı Genesis üssü, 500 metrekarelik bir yaşam alanına dönüşmüştü, hidroponik seralar, titanyum-grafen modüller ve oksijen üniteleriyle donatılmış bir sığınak. Adem ve Havva, Dünya’dan gönderilen arındırılmış genetik kodlarla insanlığın yeni başlangıcını temsil ediyordu. İlk hamilelikte, Havva ikiz doğurdu: Cabil ve Aklîma. Üs, Cabil ve Aklîma’nın ilk çığlıklarıyla doldu, yeraltındaki şehir, yeni nesille büyüyordu.
Thaniya, üssün merkezinde oksijen ünitesini kontrol ediyordu, iç atmosfer 1 atmosfer sabit, dışarısı ise %0.1’lik yaşanmaz bir çöldü. Adem’e döndü:
"Adem, oksijen ünitesi stabil, revirdeki biyopolimer yataklar çalışır durumda. Çocukların sağlık verileri normal."
Adem, Havva’nın yanındaki bebeklere baktı:
"Thaniya, bu üs… Cabil ve Aklîma için mi? Onlar bizim geleceğimiz."
Havva, yorgun ama mutlu, bebekleri kucakladı:
"Adem, bak, gözleri açık. Cabil güçlü kollar sallıyor, Aklîma sakin sakin nefes alıyor."
Robot-17 (Zahira), sensörleriyle tarama yaptı:
"Cabil, 3.2 kilogram, kalp atışı dakikada 135. Aklîma, 2.8 kilogram, oksijen saturasyonu %96. Genetik kodlar stabil, zararlı mutasyon tespit edilmedi."
Rabia, hareket kabiliyeti sınırlı gövdesiyle yaklaştı:
"Adem’im, Havva… Onlar üssün temeli. Tarım modüllerini büyütmeliyiz, pirinç verimi 20 kilogram, inek sütü günlük 5 litre."
Bir Yıl Sonra: Abel ve Azura
Bir yıl geçti, Havva, ikinci hamileliğinde Abel ve Azura’yı doğurdu. Üs, yeni çığlıklarla yankılandı. Cabil ve Aklîma, 1 yaşına gelmiş, emeklemeye başlamıştı.
Adem, revirde Havva’nın yanındaydı:
"Havva, yine ikiz, Abel ve Azura. Üs her yıl büyüyor, değil mi?"
Havva gülümsedi:
"Adem, evet, her sene yeni bir umut. Abel hareketli, Azura sakin, Aklîma gibi."
Thaniya, tarama sonuçlarını okudu:
"Abel, 3,0 kilogram, solunum hızı dakikada 40. Azura, 2.9 kilogram, sağlıklı. Üssün kaynakları şimdilik yeterli, ama hayvancılığı artırmalıyız."
Zahira ekledi:
"Adem, Havva, her yıl ikiz doğurmanız, genetik planın bir parçası. Koloni, bu hızla büyümeli."
Çocukluk Yılları: Merak ve Oyun
Üç yıl geçti, Cabil ve Aklîma 3 yaşında, Abel ve Azura 2 yaşındaydı. Üçüncü batında Seth ve Lebûda doğdu. Üs, çocukların kahkahalarıyla doluydu.
Cabil, hayvancılık modülünde ineklerin yanına koştu:
"Anne, bak, inekler süt veriyor! Onları ben besleyebilir miyim?"
Havva, gülerek:
"Cabil, tabii, süt tanklarını doldurmayı öğren. Robotlar sana yardım eder."
Abel ise serada, hidroponik rafların arasında dolaşıyordu:
"Baba, bu bitkiler nasıl büyüyor? Daha çok ekebilir miyiz?"
Adem, Abel’in başını okşadı:
"Abel, su ve ışıkla, hidroponik sistem pH 6.5’te çalışıyor. Sana öğretirim."
Aklîma ve Azura, Seth ve Lebûda ile oyun oynuyordu. Aklîma, küçük bir çiçek uzattı:
"Azura, bunu Seth’e verelim, oyun modülünde saklambaç oynarız!"
Azura, kıkırdayarak:
"Tamam, Aklîma, Seth bulamazsa Lebûda yardım eder!"
Eğitim ve Uzmanlık
Beş yıl geçti, üç batın tamamlanmıştı:
Cabil (5), Aklîma (5) Abel (4), Azura (4) Seth (3), Lebûda (3) Robot-44 (Nafisa), eğitim planını sundu:
"Thaniya, Cabil hayvancılığa yatkın, ineklerin süt verimini %10 artırdı. Abel bitkilere meraklı, sera verimi onunla %15 yükseldi. Onları uzmanlaştıralım."
Thaniya onayladı:
"Nafisa, haklısın, Cabil hayvancılık uzmanı, Abel bitki yetiştirme uzmanı olacak. Aklîma ve Azura’ya da tarım öğretelim."
Cabil, bir gün Abel’e koştu:
"Abel, inekler bugün 6 litre süt verdi! Senin bitkilerinle besleniyorlar."
Abel gülümsedi:
"Cabil, güzel, pirinç tarlam 25 kilogram verdi. Birlikte üssü büyütüyoruz!"
Mutlu Yıllar
Altıncı yıl geldi, dördüncü batında Abdülmugis ve Emtülmugis doğdu. Çocuklar, üssün koridorlarında oyunlar oynuyordu. Cabil, Abel’i kovalarken:
"Abel, yakalarsam süt tankını sen doldurursun!"
Abel, kahkahalarla:
"Cabil, önce bitki raflarını sulamalısın!"
Aklîma, Azura’ya:
"Azura, Seth ve Lebûda’yı modüle götürelim, robotlar bize matematik öğretecek."
Azura başını salladı:
"Tamam, Aklîma, sonra Abdülmugis ve Emtülmugis’e şarkı söyleriz."
Adem ve Havva, çocuklarını izlerken Thaniya’ya döndü. Adem:
"Thaniya, her yıl yeni çocuklar… Üs yetecek mi?"
Thaniya cevap verdi:
"Adem, yetecek, modüller genişletilebilir. 750 metrekareye çıkarız, tarım ve hayvancılık artar."
Havva ekledi:
"Adem, mutlular, birlikte büyüyorlar. Robotlar haklı, bu üs onların."
Üs, çocukların enerjisiyle doluydu, pirinç tarlaları, inekler, balık tankları büyüyordu. Cabil’in hayvancılık merakı, Abel’in bitki sevgisi üssü güçlendiriyordu. Aklîma, Azura, Seth, Lebûda, Abdülmugis ve Emtülmugis, kardeşleriyle oyunlar oynuyor, eğitim alıyordu. Her yıl yeni bir batın gelecekti, mutluluk, henüz gölgelenmemişti.
Bölüm 20: Çocuklar Büyüyor Genesis Ana Üs: Yeni Hayat
Mesleklerin Belirlenmesi
Cabil (4) ve Aklîma (4): Cabil hayvancılıkta, Aklîma yemek yapmada yetkinleşti. Abel (3) ve Azura (3): Abel bitki yetiştirme, Azura programlama ve tamirde ilerledi. Seth (2) ve Lebûda (2): Seth felsefe ve dinle ilgilenmeye başladı, Lebûda öğretmenlikte yetenekliydi. Abdülmugis (1) ve Emtülmugis (1): Abdülmugis madenciliğe, Emtülmugis elektrik-elektroniğe merak sardı. Robot-44 (Nafisa), Thaniya’ya rapor verdi:
"Cabil, süt verimini %10 artırdı, hayvancılık uzmanı. Abel, sera verimini %15 yükseltti, bitki yetiştirme uzmanı. Aklîma, yemek pişirmede biyopolimer karışımları deniyor. Azura, 3D yazıcıyı tamir etti, programlama ve tamirci."
Thaniya:
"Nafisa, Seth’i izledim, veri bankasında Dünya kitaplarını karıştırıyor. Tevrat, Zebur, İncil, Kuran… Din ve felsefeye yatkın."
Rabia:
"Adem’im, Lebûda diğerlerine oyun öğretiyor, öğretmen olacak. Abdülmugis madenlerde, Emtülmugis devrelerle oynuyor."
Oyun ve Eğitim
Altıncı yıl, beşinci batın: Kainan (madencilik) ve Luiza (metalurji) doğdu. Çocuklar, üssün koridorlarında oyun oynuyordu.
Cabil, Abel’e:
"Abel, inekler bugün 6 litre süt verdi! Senin bitkilerinle besleniyorlar."
Abel:
"Cabil, pirinç tarlam 25 kilogram verdi, birlikte üssü büyütüyoruz!"
Aklîma, Azura’ya:
"Azura, bu yemeği yaptım, pirinç ve balık. Tadına bakar mısın?"
Azura, bir lokma aldı:
"Aklîma, harika! Robotların kodlarını tamir ettim, daha hızlı çalışıyorlar."
Seth, veri bankasında Tevrat’ı açtı. Lebûda yanına oturdu:
"Seth, ne okuyorsun?"
Seth:
"Lebûda, Dünya’dan bir kitap, Tanrı, Adem ve Havva’yı yaratmış. Felsefe bu mu?"
Lebûda:
"Bilmiyorum, Seth, bana da öğretir misin? Küçüklere anlatırım."
Abdülmugis, maden modülünde:
"Baba, bu kayalar titanyum dolu, daha çok deler miyiz?"
Emtülmugis, bir devreyle oynarken:
"Abdülmugis, elektrik kablolarını bağladım, ışıklar şimdi %20 daha parlak!"
Mutlu Yıllar
Yedinci yıl, altıncı batın: Kelimath (metalurji) ve Aklejane (öğretmenlik) doğdu. Çocuklar, üssün 600 metrekareye genişleyen alanında birlikteydi.
Cabil, Kainan’ı kovaladı:
"Kainan, yakalarsam maden matkabını sen taşırsın!"
Kainan güldü:
"Cabil, önce inekleri say!"
Aklîma, Luiza’ya:
"Luiza, metalurji mi öğreniyorsun? Sana yemek pişirmeyi öğreteyim."
Luiza:
"Aklîma, evet, metal kapları eritip yemek tabağı yaparım!"
Seth, Zebur’u açtı:
"Baba, bu kitapta ilahiler var, Musevilik ne demek?"
Adem:
"Seth, Dünya’da bir din, araştır, bize anlatırsın."
Sekizinci yıl, yedinci batın: Sam (elektrik-elektronik) ve Luluva (programlama-tamir) doğdu. Üs, çocukların enerjisiyle büyüyordu, tarım, hayvancılık, madencilik ve teknoloji gelişiyordu. Seth, felsefe ve dinle ruhunu ararken, diğerleri meslekleriyle üssü güçlendiriyordu. 16 yaşına kadar mutluluk, henüz gölgelenmemişti.
Bölüm 21: Çocukların Yükselişi
Ana Üs: Dokuzuncu Yıl Proxima b’nin yeraltı üssü, çocukların enerjisiyle büyüyordu, 600 metrekarelik alan, hidroponik seralar, hayvancılık modülleri ve maden koridorlarıyla doluydu. Dokuzuncu yılda, Adem ve Havva’nın sekiz batını tamamlanmıştı:
Cabil (8) ve Aklîma (8) Abel (7) ve Azura (7) Seth (6) ve Lebûda (6) Abdülmugis (5) ve Emtülmugis (5) Kainan (4) ve Luiza (4) Kelimath (3) ve Aklejane (3) Sam (2) ve Luluva (2) Yeni batın: Enoch (1) ve Havîma (1) Thaniya, üssün merkezinde Adem’e rapor verdi:
"Yeni modüllerle 750 metrekareye genişliyoruz."
Adem, gururla:
"Thaniya, çocuklar büyüyor, her biri üssü güçlendiriyor. Enoch ve Havîma da sağlıklı mı?"
Havva, revirden seslendi:
"Adem, evet, Enoch 3 kilogram, Havîma 2.7 kilogram. Her yıl yeni bir umut."
Robot-17 (Zahira), tarama sonuçlarını okudu:
"Enoch, kalp atışı dakikada 130, sağlıklı. Havîma, oksijen saturasyonu %95, normal. Genetik kodlar stabil."
Rabia, yanlarında:
"Adem’im, Havva… Dokuz batın, üretimi artırmalıyız. Pirinç 30 kilogram, süt 12 litreye çıktı."
Mesleklerin Gelişimi
Çocuklar, mesleklerinde ilerliyordu. Cabil, hayvancılık modülünde:
"Abel, inekler bugün 13 litre süt verdi! Yeni yem karışımım işe yaradı, pirinç kabuğu ve balık artıkları."
Abel, serada:
"Cabil, harika, bitki rafım 35 kilogram pirinç verdi. Hidroponik çözeltide azot oranını %5 artırdım."
Aklîma, mutfak modülünde Azura’ya:
"Azura, bu yemeği yaptım, pirinç, balık ve şeftali püresi. Robotlar için değil, bizim için."
Azura, bir lokma aldı:
"Aklîma, lezzetli! 3D yazıcıyı yeniden programladım, artık %20 daha hızlı çalışıyor."
Seth, veri bankasında İncil’i açtı. Lebûda yanına oturdu:
"Seth, şimdi ne okuyorsun?"
Seth:
"Lebûda, Dünya’dan İncil, İsa diye biri var, sevgi diyor. Musevilikten sonra Hristiyanlık mı bu?"
Lebûda:
"Bilmem, Seth, küçüklere anlatırım. Sam ve Luluva’ya oyun öğrettim, şimdi sıra Enoch’ta."
"Abdülmugis, kabloları bağladım, madendeki ışıklar %30 daha güçlü. Enerji tasarrufu %15."
Kainan, Luiza ile madende:
"Luiza, bu kayaları eritecek misin? Titanyum buldum!"
Luiza:
"Kainan, evet, metalurji fırını 1500°C’ye ayarladım. Yeni kaplar yaparız."
Kelimath, Aklejane’ye:
"Aklejane, metalurji öğrendim, titanyum levhalar %10 daha ince ama güçlü."
Aklejane:
"Kelimath, güzel, ben de Enoch ve Havîma’ya şarkı öğrettim. Öğretmenlik böyle mi?"
Sam, elektrik devresiyle oynarken:
"Emtülmugis, bu kabloyu bağladım, LED’ler yanıyor!"
Luluva, programlama tabletinde:
"Sam, robotun kodunu tamir ettim, artık %5 daha hızlı yürüyor!"
Oyun ve Bağlar
Çocuklar, üssün genişleyen koridorlarında oyun oynuyordu. Cabil, Abel’i kovaladı:
"Abel, yakalarsam süt tankını sen doldurursun!"
Abel, kahkahalarla:
"Cabil, önce bitki raflarını sulamalısın!"
Aklîma, Azura ile:
"Azura, Enoch ve Havîma’ya yemek götürelim, onlar da oynasın."
Azura:
"Aklîma, tamam, robotlara yeni kod yazdım, bize yardım ederler."
Seth, Şam’a bir kitap gösterdi:
"Sam, bu Zebur, ilahiler var. Din ne demek sence?"
Sam:
"Seth, bilmem, ama elektrik devreleri gibi mi? Her şey birbiriyle bağlı."
Lebûda, Luluva’ya:
"Luluva, küçüklere saklambaç öğrettim, sen de gel!"
Luluva:
"Lebûda, robotları programladım, saklanırlar!"
Üssün Genişlemesi
Thaniya, Adem’e:
"Adem, üs 750 metrekareye genişledi, madenden 50 kilogram titanyum, seradan 40 kilogram pirinç. Çocuklar iyi iş çıkarıyor. Böyle giderse robotların hepsi devre dışı kaldıktan sonra insanlar hayatta kalmaya devam edebilirler."
Adem:
"Thaniya, her biri bir parça, Cabil’in sütleri, Abel’in bitkileri, Seth’in soruları… Hepsi üssü büyütüyor."
Havva:
"Adem, mutlular, her yıl yeni kardeşler. Ama Seth… O farklı, değil mi?"
Rabia:
"Adem’im, Seth felsefede, Dünya kitaplarını okuyor. Tevrat’tan İncil’e geçti. Bize yol gösterebilir."
Seth’in Arayışı
Seth, veri bankasında yalnızdı, 6 yaşında, ama gözleri derin düşüncelerle doluydu. İncil’i kapattı ve Adem’e koştu:
"Baba, Hristiyanlık’ta sevgi var, ama Tevrat’ta kurallar. Hangisi doğru?"
Adem:
"Seth, bilmiyorum, sen bulacaksın. Daha çok oku, bize anlat."
Seth başını salladı:
"Tamam, baba, bir kitap daha var, Kuran. Onu da okuyacağım."
Üs, çocukların meslekleri ve oyunlarıyla doluydu, her biri bir parçayı tamamlıyordu. Seth’in felsefi arayışı, üssün ruhunu şekillendiriyordu. Enoch ve Havîma’nın doğumuyla, koloni büyümeye devam ediyordu, mutluluk, henüz gölgelenmemişti.
Bölüm 22: Test Haftası
Ana Üs: Onuncu Yıl Proxima b’nin yeraltı üssü, 750 metrekarelik bir yaşam alanına dönüşmüştü, hidroponik seralar, hayvancılık modülleri, maden koridorları ve titanyum-grafen yapılarla doluydu. Onuncu yılda, Adem ve Havva’nın dokuz batını vardı:
Cabil (9) ve Aklîma (9) Abel (8) ve Azura (8) Seth (7) ve Lebûda (7) Abdülmugis (6) ve Emtülmugis (6) Kainan (5) ve Luiza (5) Kelimath (4) ve Aklejane (4) Sam (3) ve Luluva (3) Enoch (2) ve Havîma (2) Yeni batın: İrad (1) ve Sarah (1) Thaniya, üssün merkezinde Adem ve Havva’ya döndü:
"Adem, Havva, on yıl geçti, koloni büyüdü. Robotlar olarak bir test öneriyoruz: Bir hafta boyunca bekleme moduna geçeceğiz. Üssü çocuklar yönetecek."
Adem, şaşkın:
"Thaniya, robotlar olmadan? Oksijen, tarım, madenler… Hepsi onlara mı kalacak?"
Havva, endişeli:
"Thaniya, ya bir sorun olursa? İrad ve Sarah daha 1 yaşında!"
Robot-51 (Amira):
"Havva, testin amacı bu, çocukların hayatta kalma yeteneklerini ölçmek. Kritik durumda uyanırız, oksijen %19’un altına düşerse, enerji %10’a inerse veya hayati bir arıza olursa."
Rabia:
"Adem’im, güven onlara, Cabil’den İrad’a, hepsi bir şeyler öğrendi. Test bir hafta, başarılı olursa, üs kendi kendine yeter."
Adem, Havva’ya baktı:
"Havva, ne dersin? Çocuklar hazır mı?"
Havva, kararlı:
"Adem, evet, onlar bizim umudumuz. Test başlasın."
Testin İlk Günü
Robotlar, üssün merkezinde bekleme moduna geçti, LED’ler kapandı, metal gövdeler sessizleşti. Cabil, kardeşlerini topladı:
"Hepinize dinleyin, robotlar yok, üs bize emanet. Ben inekleri yönetirim, süt kesilmesin."
Abel, seraya koştu:
"Cabil, bitkiler bende, hidroponik sistem pH 6.5’te kalacak, pirinç üretimi durmaz."
Aklîma, mutfakta:
"Azura, yemek bende, pirinç ve balık stokumuz var. Günde 3 öğün hazırlarım."
Azura, programlama tabletini aldı:
"Aklîma, robotlar uyuyor ama sistemleri ben kontrol ederim, oksijen ünitesini izlerim."
Seth, veri bankasında:
"Ben felsefe okuyacağım ama üssü de düşünürüm, bir sorun olursa fikir veririm."
Lebûda:
"Seth, küçüklere bakarım, Enoch, Havîma, İrad ve Sarah bende. Onlara oyun öğretirim."
Abdülmugis, maden matkabını aldı:
"Maden bende, titanyum çıkarırım, üs genişler."
Emtülmugis:
"Abdülmugis, elektrik bende, enerji akışı %100, ışıklar sönmez."
Kainan:
"Luiza, madende bana yardım et, kayaları taşıyacağım."
"Adem, Havva, test başarılı. Oksijen %21, pirinç 45 kilogram, süt 16 litre, titanyum 60 kilogram. Çocuklar üssü ayakta tuttu."
Adem, gururla:
"Thaniya, görüyorsun, her biri bir parça. Cabil’den İrad’a, hepsi hazır."
Havva:
"Adem, bir hafta robotsuz… Onlar bizim mirasımız."
Cabil, Abel’e:
"Abel, süt ve bitkiler, birlikte başardık!"
Abel:
"Cabil, evet, Aklîma’nın yemekleri de kurtardı bizi!"
Seth, sessizce:
"Baba, Kuran’da bir ayet var, ‘Yeryüzünde halife kıldık.’ Biz miyiz o?"
Adem:
"Seth, bilmiyorum, ama sen bulursun."
Üs, testle kanıtlanmıştı, çocuklar, robotlar olmadan hayatta kalabilirdi. Seth’in soruları derinleşirken, meslekler üssü güçlendirdi. İrad ve Sarah’ın büyümesiyle, koloni yeni bir aşamaya hazırlanıyordu.
Bölüm 23: Seth’in Yolu
Ana Üs: On Üçüncü Yıl Proxima b’nin yeraltı üssü, 800 metrekareye genişlemişti, hidroponik seralar, hayvancılık modülleri, maden koridorları ve yeni titanyum modüllerle doluydu. On üçüncü yılda, Adem ve Havva’nın on batını vardı:
Cabil (12) ve Aklîma (12) Abel (11) ve Azura (11) Seth (10) ve Lebûda (10) Abdülmugis (9) ve Emtülmugis (9) Kainan (8) ve Luiza (8) Kelimath (7) ve Aklejane (7) Sam (6) ve Luluva (6) Enoch (5) ve Havîma (5) İrad (4) ve Sarah (4) Yeni batın: Mehuyael (1) ve Leyla (1) Thaniya, Adem’e:
"Adem, üs büyüdü, pirinç 50 kilogram, süt 18 litre, titanyum 70 kilogram. Test haftası, çocukların yetkinliğini kanıtladı."
Adem:
"Thaniya, evet, robotlar bozulsa bile ayakta kalırız. Mehuyael ve Leyla da sağlıklı mı?"
Havva:
"Adem, sağlıklılar, Mehuyael 3.1 kilogram, Leyla 2.8 kilogram. Her yıl yeni bir umut."
Robot-17 (Zahira):
"Genetik kodlar stabil, mutasyon yok. Üssün kaynakları, on batına yetiyor."
Rabia:
"Adem’im, Seth… O farklı, Kuran’ı bitirdi. Bize bir şeyler söylemek istiyor."
Seth’in Seçimi
Seth, 10 yaşında, veri bankasında haftalarca Kuran’ı okumuştu. Tevrat’la Museviliği, İncil’le Hristiyanlığı incelemiş, sonunda İslam’ı bulmuştu. Bir sabah, Dünya’ya doğru dönüp ilk namazını kıldı, üç robotun LED ışıkları altında.
Adem, Seth’i izledi:
"Havva, bak, Seth ne yapıyor? Diz çökmüş, başını eğiyor."
Havva:
"Adem, dua ediyor gibi, veri bankasından mı öğrendi?"
Seth, namazı bitirip ailesine döndü:
"Baba, anne, İslam’ı seçtim. Dünya’ya dönüp namaz kıldım. Allah’a inanıyorum, bir ve tek."
Cabil, şaşkın:
"Seth, Allah mı? Robotlar bize yeter, neden dua?"
Seth:
"Cabil, robotlar bozulabilir, test haftası bunu gösterdi. Ama Allah… Kuran’da ‘O her şeyi bilir’ diyor."
Abel:
"Seth, bitkilerim 55 kilogram verdi, dua buna yardım eder mi?"
Seth:
"Abel, belki, Kuran’da ‘Yeryüzünü size emanet kıldık’ diyor. Bitkilerin, ineklerin… Hepsi bir plan."
İlk Oruç
Seth, İslam’ı seçtikten sonra oruç tutmaya karar verdi. Bir gün boyunca yemek yemedi, su içmedi. Aklîma endişelendi:
"Seth, aç mısın? Sana yemek yaptım, pirinç ve balık."
Seth:
"Aklîma, teşekkür ederim, ama oruç tutuyorum. Kuran’da ‘Oruç size farz kılındı’ diyor. Kendimi test ediyorum."
Azura:
"Seth, robotlar gibi mi? Enerji tasarrufu mu bu?"
Seth gülümsedi:
"Azura, hayır ama ruhsal gelişim için... Akşam yerim."
Seth’in Vaazı
Bir akşam, Seth kardeşlerini topladı, üç robot da izledi. İlk hutbesini verdi, konusu birlik, beraberlik ve günahlardan sakınma:
"Cabil, din bize yol gösterir. Kuran’da ‘Kim bir canı öldürürse, bütün insanlığı öldürmüş gibidir’ diyor (Maide 32). Cinayet günah, kimseyi incitme diyor."
Abel:
"Kimse kimseyi şimdiye kadar incitmedi? Ama biri beni incitmek için elini kaldırsa bile ben kimseyi incitmek için elimi kaldırmam."
Seth, Cabil’e baktı:
"Abel, bir gün öfke gelebilir ama Hadis’te ‘Öfkesini yenen, cennetliktir’ diyor. Nefsimize hakim olursak, günahtan korunuruz."
Aklîma:
"Seth, güzel konuşuyorsun, yemekleri paylaşalım, değil mi?"
Test haftasından sonra, çocuklar daha özgüvenliydi. Cabil, Abel’e:
"Abel, Seth haklı, birlikte güçlüyüz. İneklerim 20 litre süt verdi!"
Abel:
"Cabil, bitkilerim 60 kilogram, Seth’in duası mı bilmem, ama iyi gidiyoruz."
Azura:
"Robotların kodlarını güncelledim, artık %10 daha verimli. Seth, senin dinin işe yarıyor mu?"
Seth:
"Azura, bilmiyorum, ama namaz bana huzur veriyor. Bir gün hepiniz denersiniz belki."
Adem, Havva’ya:
"Havva, Seth… Oğlumuz üssü ruhla dolduruyor."
Havva:
"Adem, evet, Cabil’in Nod’a gitmesi gerekirse, bu eğitimle yaşar."
Seth’in İslam’ı seçmesi, üssü manevi bir çerçeveyle sardı. Namaz, oruç ve vaazıyla, kardeşlerine birlik ve kurallara uymayı öğretti. Cabil’in öfkesi henüz patlamamıştı, Seth’in sözleri, belki de Abel’in kaderini değiştirecekti. Üs, çocukların meslekleri ve Seth’in rehberliğiyle büyüyordu.
Bölüm 24: Aşkın ve Çatışmanın Gölgesi
Ana Üs: On Altıncı Yıl Proxima b’nin yeraltı üssü, 850 metrekareye genişlemişti, hidroponik seralar, hayvancılık modülleri, maden koridorları ve titanyum-grafen yapılarla doluydu. On altıncı yılda, Adem ve Havva’nın on bir batını vardı:
Cabil (15) ve Aklîma (15) Abel (14) ve Azura (14) Seth (13) ve Lebûda (13) Abdülmugis (12) ve Emtülmugis (12) Kainan (11) ve Luiza (11) Kelimath (10) ve Aklejane (10) Sam (9) ve Luluva (9) Enoch (8) ve Havîma (8) İrad (7) ve Sarah (7) Mehuyael (4) ve Leyla (4) Yeni batın: Metuşael (1) ve Nûra (1) Thaniya, Adem’e rapor verdi:
"Adem, üs stabil, pirinç 60 kilogram, süt 22 litre, titanyum 80 kilogram. Çocuklar ergenlikte, evlilik planları başlamalı."
Adem:
"Thaniya, evet, çapraz evlilikler dediniz. Cabil-Azura, Abel-Aklîma… Ama hazırlar mı?"
Havva:
"Adem, Seth’in vaazı onları etkiledi, ama Cabil ve Aklîma… Onlar farklı."
Robot-51 (Amira):
"Adem, genetik çeşitlilik için çaprazlama şart, aynı batın evliliği riskli."
Rabia:
"Adem’im, dikkat et, Cabil’in gözleri Aklîma’da. Aşk, kuralları zorlar."
Aşkın İlk Kıvılcımları
Cabil ve Aklîma, üssün koridorlarında büyüdükçe birbirlerine daha çok bağlanmıştı. Bir akşam, hayvancılık modülünde buluştular.
Cabil, Aklîma’ya:
"Aklîma, inekler 25 litre süt verdi, ama seni görünce her şey daha güzel."
Aklîma, utangaçça:
"Cabil, yemeğim hazır, pirinç ve sütle yaptım. Hep seninle yemek istiyorum."
Cabil, elini Aklîma’nın omzuna koydu:
"Aklîma, seninle vakit geçirmek… Üssün her şeyi bu. Veri bankasında Leyla ile Mecnun’u okudum, onlar gibi miyiz?"
Aklîma gülümsedi:
"Cabil, belki, sen benim Mecnun’umsun. Robotlar ne derse desin, yanındayım."
İkisi, modüllerin LED ışıkları altında saatlerce konuşuyordu, Cabil ineklerden, Aklîma yemeklerden bahsediyor, ama gözleri birbirinden ayrılmıyordu.
Azura’nın Yakınlığı
Azura, Cabil’e hayranlık duyuyordu, programlama yeteneğiyle üssü güçlendiren bu kız, bir gün Cabil’e yaklaştı.
Azura, hayvancılık modülünde:
"Cabil, süt tanklarının kodunu optimize ettim, %15 daha verimli. Birlikte kontrol eder miyiz?"
Cabil, sertçe:
"Azura, gerek yok, Aklîma kadar güzel değilsin, işine bak."
Azura, kalbi kırılarak:
"Cabil, ben… Sadece yardım etmek istedim."
Cabil, başını çevirdi:
"Aklîma yeter bana, sen robotlarla uğraş."
Azura, gözyaşlarını gizleyip programlama tabletine döndü. Seth yanına geldi:
"Azura, ne oldu? Üzgün görünüyorsun."
Azura:
"Abel, Cabil… Beni istemiyor. Aklîma’yı seviyor."
Seth:
"Azura, üzülme, ben buradayım. Rahman suresini öğrendim, müzik gibi, gel beraber okuyalım."
Seth’in Etkisi
Seth, İslam’ı seçmişti, her gün Dünya’ya dönüp namaz kılıyor, oruç tutuyordu. Kardeşlerine vaaz vermeye devam etti. Bir gün, Cabil’i kenara çekti:
Seth:
"Cabil, Aklîma’yla çok vakit geçiriyorsun, robotlar çapraz evlilik diyor."
Cabil, öfkeli:
"Seth, senin dinin beni bağlamaz, Aklîma benim her şeyim."
Seth:
"Cabil, din bağlar, Kuran’da ‘Birbirinize sımsıkı sarılın’ diyor (Âl-i İmran 103). Ama öfke günah, ‘Öfkesini yenen cennetliktir’ diyor Hadis."
Cabil:
"Seth, öfkem yok, ama Aklîma’yı kim almak isterse onu öldürürüm."
Seth:
"Cabil, düşün, ‘Kim bir canı öldürürse, bütün insanlığı öldürmüş gibidir’ (Maide 32). Kimseye zarar verme."
Cabil, sustu ama içindeki aşk büyüyordu.
"Cabil, düşün, Şems Suresinde şöyle diyor; "Nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir. Onu kötülüklere gömen ise ziyan etmiştir.""_
Cabil, sustu ama içindeki aşk büyüyordu.
Üssün Gündelik Hayatı
Abel, ikiz kardeşiyle serada:
"Azura, bitkilerim 70 kilogram, senin kodların sayesinde. Üzülme, tamam mı?"
Azura:
"Abel, teşekkür ederim, robotların sistemini %20 hızlandırdım."
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.