O sabah uyandığında, kafası karışıktı. Dışarıya çıkmak istedi. Eve şöyle bir baktı , gelince toparlarım diye düşündü. Öğle kalabalığını sevmiyordu. Sabah çıkıp yürümek sakinliğin tadını çıkarmak iyigeliyordu. çantasına gözlüklerini telefonunu birde okuduğu kitabı ekledi. Yazı yazarmıyım diye düşündü. Birçok kez başlamış lakin devamını getirememişti . Hep yarım kalmış , yazılarla doluydu defterleri. Yazarken hoşuna gitsede sonradan ya beğenmiyor ya da akışı devam ettiremiyordu. Yazmak ve kitap haline getirmek onu yaşama bağlayan bir ip gibiydi.Yapamayacağını düşünse de bir an bu hayal onun bir an için bile olsa başarılı olma olasılığına bağlıyordu. _ Neyi başardın ki sanki ... diye kendine kızmayla bitiyordu. Belki bir gün , bu umuda tutunmak ,ona sarılmak günlük sıkıntılara bir mola vermek gibiydi. Bir kısır döngü olmuştu yaşamında , bir şeyler başarmakla , yarım bırakmak arasında ki döngü. Bir gün belki kendine gerçekten güvenecek ve içinde ona yazmalısın yapmalısın diyen parçasına kavuşacak ve onunla el ele verip yola gülümseyerek devam edebilecekti. Her zaman gittiği yere gidip oturdu. Onu tanıyorlardı artık. Hiç bir şey söylemeden çayını getiriyorlardı. Her zamanki sabahları orada olan görevli beyefendi çayını getirdi. _ Günaydın nasılsınız ... dedi Adama _Günaydın siz nasılsınız.. _Sağolun iyiyim. Ellerinize sağlık gününüz güzel geçsin inşallah . gülümsedi . Çayına şeker attı gelirken fırından aldığı simiti çıkardı masaya koydu. Denize baktı ve derin bir iç çekti. Çayından bir yudum aldı. Çantasından kitabını ve gözlüğünü çıkardı. simitine ve çayına kaldığı yerden devam etti. Mevsim sonbardı, hava biraz serindi. simitle çayın ahenginin yanında deniz ve güneşin kaynaşmasının ona verdiği huşuyu izledi. Zorluklara böyle göğüs gererdi çoğu zaman.Yalnızlıktan korkmuyordu artık eskisi gibi. Hatta yalnız bir şeyler yapmak ona huzur veriyordu. Kalabalıklardan kaçar olmuştu. kaçtığı bir şeymiydi, kendince kendini koruma şeklimiydi . Buna bir cevabı yoktu. Pandemiyi ev de tek başına geçirmişti kaç ay tek başına bir yaşam. Sadece internet üzerinden katıldığı bir çalışmada evine konuk olanlar vardı. Küçük bahçesi ona yoldaşlık ediyordu. Aslında şanslıydı pandemide eve sıkışan insanlar için bahçe bir cennetti. Kışları öyle olmuyordu tabi . Arada çıkıp bir havada alsa küçük evde yalnızdı. Pencereden gökyüzünü görmek onun en büyük sevinç kaynağıydı. Şimdi rahatça çıkıp yürümek , deniz kenarına gitmek o zamanlara göre büyük bir lükstü. Yaşadığı yerde, zorlukta hep bir çıkış noktası arar ve ona sarılırdı. Tam kitabı açıp okumaya başladığında bir ses _ Günaydın iyi sabahlar dedi. Bu arada orada karşılaştığı yakındaki eczanenin sahibi hanımefendiydi. Selamlaşırlardı arada. _Günaydın nasılsınız. _İyiyim sağolun, sizde erkenden okumaya başlamışsınız. Ben de sabah buraya gelip bir çay ve kitabımla rahatlayıp güne öyle başlamayı seviyorum. _ Evet sabahın güzelliğiyle birleşince yaşamı güzelleştiriyor benim için de. İkisi de gülümsedi ve kitaplarına geri döndüler.O arada bir çay daha getirmişlerdi. Çayı yudumlayıp kitabını okurken , arada denize bakıyordu. O an onun için vaz geçilmez bir hal alıyordu. deniz kitap ve çay üçlüsü onun terapistleriydi. Kafasından geçen düşünceler onu hep bölüyordu. O anın tadını çıkarmasına pek izin vermiyordu. O ise kendinin bu yanına sakince direniyor ve etrafına odaklanıyordu. Sanki tutunacak bir şey arar gibiydi. Aslında yaşamı hep böyle geçmişti. Hep yaptığı şeyden çok yapamadıkları ya da bir sonra yapacaklarına giderdi aklı. Yaptıklarıyla yaşamın tadını çıkarmak yerine yapamadıkları ve yapmak istedikleriyle uğraşırdı zihni. Her zaman iki kişi gibiydi . Bir yapan ve bir de yapamadıklarına yönelen. Buda onun bir çok şeyi yarım bırakmasına , kendini suçlamasına yol açardı. Bunu hissediyordu da nasıl yapacağını bilemiyordu. Bir çok şey denemişti. Eski alışkanlıklar , bilinçaltı onu hep aynı noktaya getiriyordu.Ona bir çıkmazda olduğunu hissettiriyordu. Bu düşünceler onu yine sardı sarmaladı. Kitabı kapadı , denize derin derin baktı. Çantasından kalem çıkardı . Önceden koyduğu bir defteri buldu çıkardı. Yeni bir şeyler yazmaya başlayabilirdi. Ama yine aynı şeyler olacak ve öylece kalacaktı . Bir kaçgün önce bir kitapta okuduğu bir çalışma geldi aklına yazma çalışması. bırakmak istediklerine , veda edemediklerine mektupla yazmak ve bırakmak.Sonrada jungla ilgili izlediği videoda yine yazmakla ilgili bir şey vardı. Arkadaşıda ona buna benzer bir çalışmayı watsapta ki bir çalışma sayfasına atmıştı. Birkaç gün önce bu çalışmayı aile fertlerine yapmış ve çok rahatladığını hissetmişti. O zaman bunu şimdi yazan ve yarım bırakan kendi yanına , inancına, bilinçaltına yazmak istiyordu.Gülümsedi neden olmasın ki. Bel ki de işe yarar.
Sevgili kendine inanmayan, güvensiz ve tamamlayamayan benliğim, bilinçaltım inancım. Seni çok seviyorum artık benim benliğim haline geldin ve ben seni ben sanmaktayım. Kendimi bildim bileli buna inandım yada inandırıldım. Ben artık bu benden yoruldum. Bu kısır döngü içinde sıkıştım.Bazen belki işime geldi kaçmak bırakmak mücadele edememek.Kabuğuma çekilmek. Belki korktum kendi potansiyelimden ve gerçeklerimden. Ben sadığım senden mi? korktum ,yoksa o ortaya çıkamayan benliğimin yanımın ne getireceğini bilemediğim deneyimleyemediğimden mi? Onu daha anlamış değilim . Sadece artık senden özgürleşmek ve diğer yanımı tanımak istiyorum.O yüzden ben bugün burada , sana senin oluşturduğun benliğime veda etmek istiyorum. Seni oluşturmama sebep olan yer olay kişi ve düşüncelerime teşekkür ediyorum. Bana çok şey öğrettiniz .Şuandan itibaren senden ve beni sıkıştırdığın kısır döngüyü, yarım bırakmama , sezgi veyeteneklerimi kapanmasına sebep olanları özgür bırakıyorum . Hem kendimi hem onları affediyorum ,teşekkür ediyorum.
Daha yazarken bir rahatlama hissetmişti. Gülümsüyordu. Denizin derinliklerine bakarken teşekkür ederim sözcükleri dökülüyordu dilinden. Bir çay daha geldi. Yudumlarken çayın tadını . boğazından akışını,midesine kadar giden yolu hissetti.Nefesini ciğerlerine doluşunu ve tekrar geri dönüşünü hissetti. Kendini huzurlu hissediyordu. Şimdi buradaydı. Gözlerini kapadı ve sesleri dinledi . Dalda öten kuşun ritmini,etrafta gezen kedinin miyavlamasını . arka masa da oturanların şakalaşmaalrını ,Kalbinin atışını hissediyordu. Yazdıkları işe yarar mı? bunu zaman gösterecekti. Şuan yaşadığı bu huzur ve hissediş ona bir hediye gibiydi.Zihni konuşuyor ama ona etki edemiyordu.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.