4. Güneşi Boyayan Minik Ressam 🎨☀️
Küçük Can, elinde her zaman bir boya fırçası ve boyaları olan bir ressammış. Ama Can'ın boyaları sıradan değilmiş; onlar gökkuşağının yedi renginden yapılmış, sihirli boyalarmış ve asla bitmezlermiş.
Bir sabah, Can pencereden dışarı bakmış ve büyük bir tuhaflık görmüş: Güneş! Güneş, normalde en parlak sarı ve turuncuyla parlaması gerekirken, o gün çok solgun ve beyaz görünüyormuş. Sanki tüm rengi akıp gitmiş ve gökyüzü de bu yüzden biraz üzgün duruyormuş.
Can, en büyük beyaz ve pamuk gibi yumuşak bulut arkadaşı Pamuk'tan yardım istemiş. Pamuk onu sırtına almış ve güneşe doğru, bulutların arasından bir yolculuğa çıkmışlar. Güneş, renginin kaybolduğu için çok üzgünmüş ve yeterince ısı veremediği için dünyaya da mahcup hissediyormuş.
Can, sihirli boyalarını çıkarmış. Önce en parlak altın sarısını fırçasına almış ve Güneş’in tam ortasına, mutlulukla sürmüş. Sonra etrafına kırmızı ve turuncu renkleri eklemiş, tıpkı annesinin yaptığı portakal reçeli gibi parlasın diye.
Boyaları Güneşe değer değmez, Güneş tekrar gürlemeye ve eski parlaklığıyla ışıldamaya başlamış. Dünya hemen ısınmış ve herkes neşelenmiş. Güneş, Can’a teşekkür etmiş ve ona ömür boyu sürecek bir hediye vermiş: Güneş battığı her akşam, Can’ın boyadığı renklerin bir kısmını gökyüzüne yansıtarak harika bir gün batımı gösterisi yapmış. Can, o günden sonra her gün batımında, kendi sanat eserini izlemenin mutluluğunu yaşamış.