Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
KRALI UYANDIRMAK ROMAN Hüseyin TURHAL
Adıyaman, Nemrut Dağı. Binlerce yıldır Kommagene Krallığı'nın sırlarını uykuya yatıran mistik zirve. Arkeolog Nurten, Defineci Hüseyin ve bilge Dayı, Kral Nemrut’un kayıp mezarını ve hazinesini bulma...
25. Bölüm

Kralı Uyandırmak: Birinci Bölüm Karakuş’un Kartalı ve Kralın Kayıp Kızı

15 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
Kralı Uyandırmak: Birinci Bölüm
Karakuş’un Kartalı ve Kralın Kayıp Kızı

Adıyaman'ın Kahta Ovası'nda, Nemrut Dağı'nın eteklerinde, yalnız ve heybetli bir tepe yükseliyordu: Karakuş Tümülüsü. Kommagene Kralı II. Mithridates'in annesi İsias, kız kardeşi Antiokhis ve yeğeni Aka'nın ebedi uykusuna daldığı bu anıt mezar, güneydeki sütunun üzerindeki kartal heykeli sayesinde adını almıştı.
Bu kez macera, bilinen mezar odalarının çok ötesindeki bir efsaneyi hedefliyordu: Kralın Kızı Laodike’nin Altın Tacı.
Arkeolog Nurten, jeo-radar cihazından aldığı verileri incelerken alnındaki teri sildi. Nemrut ve Sofraz maceralarının ardından Nurten, artık sadece bir akademisyen değil, efsane ve bilim arasındaki o ince çizgide yürüyen bir kaşifti.
"Veriler ilginç," dedi Nurten, gözlüğünü düzelterek. "Tümülüsün ana mezar odasının altında, doğal kayaç yapısının dışında, insan eliyle oluşturulmuş derin bir boşluk var. Yaklaşık 40 metre derinlikte."
Defineci Hüseyin, Karakuş'un üzerindeki çakıl taşlarını dikkatle inceliyordu. Gözlerinde, Nemrut'un zirvesinde doğan aşkın ve yüzleştiği tehlikelerin getirdiği olgunluk vardı.
"Boşluk değil, Nurten Hanım," dedi Hüseyin. "O bir tünel. Efsane der ki, Kral II. Mithridates, kız kardeşi Kraliçe Laodike'yi gömdüğünde, mezar odasına bir tuzak tüneli yaptırdı. Bu tünel, mezarın altına değil, yanına, düz bir yatay hat üzerinde uzanıyor."
Hüseyin, elindeki parşömeni açtı. Parşömende, Karakuş'un dört ana sütununu (Kartal, Boğa, Aslan ve Laodike'nin tokalaşma steli) gösteren bir çizim vardı. "Bu, bir harita değil, bu bir tılsım çizimi. Tılsım, Laodike’nin anısına Kral tarafından annesinin mezarının yanına gizlenmişti. Laodike'nin hazinesi, taç ve altınlar, babası Kral Antiokhos tarafından değil, annesi tarafından gizlenmiş."
Defineci Şeref Dayı, güneydeki ünlü kartallı sütunun dibinde toprağı inceliyordu. Dayı, bu kez daha gergin görünüyordu.
"Bu hazine diğerlerine benzemez," diye uyardı Dayı, sesi rüzgarla taşınıyordu. "Laodike, diğer kadınlardan daha çok sevilirdi. Kralın kızı Laodike, tüm ailesinin altın taçlarını, sırf bu tümülüsten çalınmasın diye, altın bir tılsımla mühürledi. O tılsım, sadece kan bağı olan bir kadın tarafından dokunulursa açılır."
Nurten, bu kez itiraz etmek yerine, bilgiyi analiz etti. "Altın tılsım... Ve sadece bir kadın... Bu, efsaneyi mantıksal bir tuzağa dönüştürüyor. Eğer efsane doğruysa, tüneli bulsak bile, tılsımı etkisiz hale getirebilecek tek kişi benim."
Hüseyin, Nurten'in yanına geldi. Gözlerindeki endişe, macera heyecanından daha büyüktü. "Tılsım, ya sizi kutsar ya da lanetler, Nurten. Bu, bir define avından çıkıp, kaderin sınavına döndü."
Şeref Dayı, elindeki demir çubukla kartallı sütunun hemen doğu tarafındaki, otlarla kaplı zemini işaret etti.
"Tünelin ağzı bu sütunun hemen altında, Hüseyin. Karakuş’un kartalı gök gücünü temsil eder. Kral, kızı için gökler altında bir geçit açmıştır. Ama kazı, çok derine inmek zorunda."
Hüseyin, Nurten’in omzuna dokundu. "Tünel kazısı başlıyor, Nurten. Bu sefer, sadece tarihin sırlarını değil, bir kralın kızının lanetini de çözeceğiz. Ama yanımda sen varsan, hiçbir tılsım bize karşı gelemez."
Nurten gülümsedi. Korku ve aşk, Karakuş’un rüzgarında birbirine karışıyordu.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL