Söz Uçar, Yazı Kalır
Elinizdeki bu derleme, yıllardır yerel ve ulusal basında yayınlanmış ve yayınlanmamış makale ve köşe yazılarımın bir araya getirilmesinden oluşmaktadır.
Kitap, tek bir konuya de...
Hırsın Karanlık Gölgesi: İnsana Her Şeyi Kaybettiren Doyumsuzluk
İnsan ruhunun en derin ve en çelişkili duygularından ikisi; hırs ve onun aşırıya kaçmış hali olan doyumsuzluk. Tarih boyunca büyük başarıların motoru olmuş bu itici güç, aynı zamanda sayısız felaketin de tetikleyicisi olmuştur. Kontrolsüz bir hırs, bireyin kendisini, ilişkilerini, hatta tüm birikimini tüketebilecek bir doyumsuzluğa dönüştüğünde, sonuç genellikle acı bir kayıp hikayesidir. Hırs ve Doyumsuzluk Arasındaki İncelik Başlangıçta hırs, olumlu bir özelliktir. Kişinin potansiyelini gerçekleştirmesi, hedeflerine ulaşması ve kendini geliştirmesi için gerekli olan enerji ve motivasyondur. Sağlıklı bir hırs, tanımı gereği bir amaca yöneliktir ve bu amaca ulaşıldığında yerini yeni, ölçülü hedeflere bırakır. Ancak, bu sınır aşıldığında hırs, doyumsuzluğa evrilir. Doyumsuzluk, bir amaçtan çok bir durumdur. Elde edilen ne olursa olsun, bir sonraki adımı, bir sonraki unvanı, daha büyük bir serveti saplantılı bir şekilde isteme halidir. Bu, tatmin edilmesi imkansız bir boşluktur ve kişi, bu boşluğu doldurma çabasıyla kendi hayatını kemirmeye başlar. Kayıpların Dört Boyutu Doyumsuz hırsın insana kaybettirdikleri, yalnızca maddi varlıklarla sınırlı kalmaz; çok daha derin ve manevi boyutlara yayılır. 1. Kişisel Kayıp: Huzurun ve Sağlığın Tüketilmesi Doyumsuz bir insan için ’yeterli’ diye bir kavram yoktur. Sürekli daha fazlasını kovalarken, anı yaşama yeteneğini kaybeder. Zihin sürekli gelecekteki bir ’olması gereken’ şeye odaklandığı için, kişi kronik bir stres, kaygı ve mutsuzluk döngüsüne girer. Uykusuzluk, tükenmişlik ve ciddi sağlık sorunları, bu amansız koşuşturmanın ilk bedelleridir. Doyumsuzluk, aslında insanın kendi iç huzurunu kaybetmesidir. 2. İlişkisel Kayıp: Yalnızlığa Mahkûmiyet Hırsın odak noktası ben olduğunda, etraftaki insanlar araçsallaşır. Eş, aile, dostlar; ya hedefe giden yolda birer basamak olarak görülür ya da bu yolda birer engel. Doyumsuz kişi, başkalarının ihtiyaçlarını görmezden gelir, empati kuramaz ve sürekli rekabet halindedir. Sonuç: Anlamlı ve derin bağların kopması. Başarı zirvesine tek başına tırmanan doyumsuz, en sonunda o zirvede yalnızlığı bulur. 3. Maddi Kayıp: Kumar Ruhu ve Kontrolsüz Risk Doyumsuzluğun körüklediği "hep daha büyük" arzusu, kişiyi mantıksız riskler almaya iter. Elde edilen başarılar, bir sonraki büyük bahsi oynamak için bir sermaye olarak görülür. İş hayatında kontrolsüz yatırımlar, mali spekülasyonlar ve etik sınırları zorlayan kararlar bu doyumsuzluğun ürünüdür. Makul olanı reddeden bu kumar ruhu, çoğu zaman başlangıçta kazanılan her şeyi bir anda kaybetmeyle sonuçlanır. 4. Manevi Kayıp: Değerlerin Yozlaşması Doyumsuzluk, genellikle etik değerleri ve dürüstlüğü aşındırır. Amaç her şeyi meşru kılar mantığıyla hareket eden kişi, başarı uğruna yalan söylemekten, manipülasyondan veya başkalarının haklarını gasp etmekten çekinmez. Bu, bireyin karakterini ve toplumsal saygınlığını yitirmesi demektir. Maddi kayıp telafi edilebilir, ancak itibarın ve onurun kaybı kalıcıdır. Çıkış Yolu: Sınırları ve Şükranı Keşfetmek Hırsın yıkıcı bir doyumsuzluğa dönüşmesini engellemek için iki temel kavram hayati önem taşır: Sınır ve Şükran. Sınır Koymak: Başarıyı bir sayıya, bir unvana veya bir mülke bağlamak yerine, yaşamın farklı alanlarında (iş, aile, kişisel gelişim) dengeyi hedeflemek. ’Ne zaman durmalıyım?’ sorusunu sormayı öğrenmek. Şükran Duymak: Sahip olunanları küçümsemek yerine, mevcut başarıların, ilişkilerin ve sağlığın değerini takdir etmek. Şükran, doyumsuzluğun panzehiridir, çünkü zihni eksik olandan, var olana yönlendirir. Sonuç olarak, sağlıklı hırs bizi ileriye taşır; ancak doyumsuzluk, bizi sadece kendi derin boşluğumuza sürükler. İnsana her şeyi kaybettiren bu karanlık gölgeden kurtulmanın yolu, daha fazlasını istemeyi bırakıp, sahip olduklarımızla mutlu olmayı öğrenmekten geçer. Zira gerçek zenginlik, biriktirilen şeylerin sayısında değil, iç huzurun kalitesinde gizlidir. ( 5 Aralık 2025 )
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.