ROMAN ÖNSÖZÜ
Sevgili Okuyucu,
Bu satırları okurken, kalbinizin Ege'nin rüzgarıyla dalgalandığını, Kaz Dağları'nın eteklerinde yankılanan umut ve mücadele dolu fısıltıları duyduğunuzu hayal ediyoru...
SESSİZ TEHDİT, KARARLI YÜREKLER Düşman askerlerinin ayak sesleri henüz uzakta yankılansa da, Beyoba'nın üzerine çöken sessizlik bile bir tehdit gibiydi. Murat'ın kararlı sözleri köy meydanında kısa bir süreliğine yankılanmış, ardından yerini telaşlı ama organize bir hazırlığa bırakmıştı. Erkekler silahlarını temizliyor, kadınlar erzak topluyor, çocuklar ise büyüklerin endişeli fısıltılarını anlamaya çalışarak köşelerde sinmişlerdi. Ayşe, Ayşe Teyze ile birlikte okulun revir olarak kullanılacak odasını düzenliyordu. Teyzenin elleri titrek ama gözleri kararlıydı.
"Korkmuyorum," dedi yaşlı kadın, bir yandan temiz çarşafları katlarken. "Bu topraklar bizim. Kolay lokma olmayacağız." Ayşe, Teyze'nin bu metanetine hayran kaldı. Kendi içinde belirsiz bir korku hissediyordu ama dışarıya güçlü görünmeye çalışıyordu. Murat'ın yanına gitmek, ona destek olmak istiyordu.
Murat, köyün gençleriyle birlikte strateji planları yapıyordu. Ali de onlara katılmıştı. Yüzünde ilk defa kararlılık okunuyordu. Dağları avucunun içi gibi biliyor, geçitleri ve saklanma noktalarını Murat'la paylaşıyordu. Tam o sırada, uzaktan gelen bir at sesi duyuldu. Köylüler diken üstünde beklerken, toz bulutu içinde bir atlı belirdi. Atlı, yorgun ve telaşlı görünüyordu. Köyün meydanına ulaştığında atından atladı ve soluk soluğa muhtara seslendi:
"Muhtar! Kötü haberlerim var. Düşman sandığımızdan daha hızlı geliyor. Önümüzde sadece birkaç saatimiz var!" Bu haber, köydeki gerilimi doruğa çıkardı. Panik yeniden baş göstermeye başladı. Bazı kadınlar ağlamaya başlarken, bazı erkekler umutsuzluğa kapılıyordu. Ancak Murat, soğukkanlılığını korudu. "Telaşlanmayın!" diye gürledi. "Hazırlıklarımızı tamamlayacağız. Herkes görevine!" Murat'ın bu otoriter sesi, köylüleri silkeledi. Herkes yeniden toparlanmaya başladı. Ayşe de elinden gelen her şeyi yapmak için gönüllü oldu. Yaralılara bakacak, erzak taşıyacak, ne gerekiyorsa yapacaktı.
O karmaşanın içinde, Ayşe'nin gözü okulun köşesinde tek başına duran birine takıldı. Bu, ilk geldikleri gün onlara soğuk bir şekilde bakan, kimseyle konuşmayan, gizemli yabancıydı. Adamın yüzünde yine aynı ifadesizlik vardı. Ancak Ayşe, o donuk bakışların ardında sanki bir şeyler okur gibi oldu... Belki de korku? Ya da bambaşka bir şey? Tam o sırada, yabancı yavaşça kalabalığın arasından sıyrıldı ve köyün dışına doğru yürümeye başladı. Kimse onu fark etmemişti. Ayşe'nin içinde ise huzursuz bir his uyanmıştı. Bu adam kimdi? Nereye gidiyordu? Ve Beyoba için ne gibi bir tehlike oluşturuyordu? Devam edecek..
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.