Kalbe Düşen İkindi – Manevî Deneme / Tasavvuf Sohbetleri / Aşk
Dünya, kimi zaman sevdiklerimizle, kimi zaman korktuklarımızla sınandığımız bir imtihan yeridir. Bu eser; kıssalar, menkıbeler ve sohb...
Günler, haftalar, aylar birbirini kovaladı; kalplerindeki sevda her geçen an daha da büyüdü, kök saldı, dallandı…
Mehlika'nın mektebi bitmek üzereydi. Artık yaz tatili yaklaşırken düğün hazırlıkları da başlamıştı. Evde bohçalar açılıyor, çeyiz sandıkları özenle düzenleniyor, annesi ve kadınlar her detayı titizlikle kontrol ediyordu. Mehlika, hem mezuniyetin heyecanını hem de düğün günlerinin yaklaşmasının tatlı telaşını bir arada yaşıyordu. Gelinlikçileri gezip, en güzel modelleri seçiyorlardı arkadaşlarıyla. Neşeyle denemeler yaparken, Zeynep'in düğününün de yakın zamanda olması işlerini kolaylaştırıyordu.Çünkü her şeyi beraber yapıyorlardı,iki yakın arkadaş.Birlikte gülüyor, birbirlerine fikir veriyor, küçük şakalaşmalarla alışverişin tadını çıkarıyorlardı. O anlar, sadece gelinlik seçiminden ibaret değil; arkadaşlıklarının, paylaşılan mutlulukların ve birbirlerine verdikleri desteğin de bir kutlaması gibiydi.
Mehmet ve ailesi de düğün hazırlıklarına başlamıştı. Evde bir heyecan dalgası yükseliyor, her köşe telaşla doluyordu. Mehmet'in annesi çeyizleri gözden geçiriyor, her detayın eksiksiz olmasına özen gösteriyordu; babası ise davetliler ve mekan işleriyle ilgileniyordu. Mehmet, ara sıra işleri kontrol ediyor, Mehlika'yı düşünerek ufak notlar alıyor, birlikte yaşayacakları günü hayal ediyordu. Her adımda sevgi ve heyecan, evin içine sızıyor, geleceğe dair umutları güçlendiriyordu.
Bir gün Mehmet ailesiyle otururken kapı çaldı; kapıyı Mehmet'in babası açtı. Karşılarında Gülistan'ın annesi ve babası vardı. İçeri girdiklerinde yüzlerinde belli belirsiz bir hüzün, gözlerinde ise yakarış vardı. Sesleri yumuşak ama titrekti; her adımlarında gönüllerindeki endişe ve kırgınlık adeta yansıyordu. Mehmet ve ailesi, gelen misafirlerin bu hâlini görünce sessizce onları karşılayıp oturmalarını teklif ettiler, ortamda hafif bir gerginlik ve merak havası oluştu. Gülistan'ın anne ve babası, mahcup bir ifadeyle durumu anlatmaya başladılar. Anlatırken sesleri titriyordu; kelimeler zaman zaman boğazlarında düğümleniyor, gözleri Mehmet'in yüzüne odaklanamıyordu. Babası, terlemiş alnını arada bir silerken, "Oğlum… bilmiyoruz ne yapacağımızı… Sadece… sadece sana durumu bildirmek istedik…" dedi, kelimeleri çekingen ve kırılgan bir tınıyla çıkıyordu. Annesi ise sessizce gözlerini kaçırıyor, ellerini dizlerinde sıkıca kenetlemişti.
Mehmet, bu duruma içerlemiş bir şekilde ayağa kalktı. Yüzünde kararlı bir ifade, gözlerinde ise hem şaşkınlık hem de sert bir sitem vardı. Ellerini masanın kenarına dayayarak sessizliği bozdu: "Bunu benden nasıl istersiniz" dedi.. Durumu kesinlikle kabul etmeyecek gibi bir duruş sergiledi.
Gülistan'ın babası hafifçe öne eğildi, ellerini birleştirip sürekli terleyen alnını silerken, "Oğlum, amacımız seni üzmek değil… Sadece… bunu bilmeni istedik…" diye mırıldandı. Mehmet, bir an için derin bir nefes aldı, sakinleşmeye çalıştı ama gözlerinde hâlâ kararlı bir ışıltı vardı. Ardından yumuşayarak; "Lütfen evinize gidin " dedi
O an odadaki hava gergindi. Herkes nefesini tuttu; kelimelerin ötesinde, bir çözümün ve bir anlayışın doğmasını bekler gibi sessizce birbirine baktılar. Mehmet'in annesi ortamı yumuşatmaya çalıştı. "Oğlum Mehmet,sakin ol bakalım bi.." diyerek Gülistan'ın ailesine ,sizi anne yüreğiyle anlıyorum havası veriyordu..
Gülistan'ın ailesi mahçup ve yardım ister edasıyla evlerine gittiler. Mehmet, "Bu kabul edilir bir şey değil! Nasıl isterler benden böyle bir şeyi?" diyerek sinirle bir oturup bir kalkıyordu.
Annesi ve babası sakinleştirmeye çalışsalar da başarısız oldular.Kapıyı sertçe çarpıp öfkeyle dışarı fırladı.
Ertesi gün Gülistan'ın ailesi tekrar geldi. Ardından bir sonraki gün, ve sonrasında günler boyunca hep geldiler… Ta ki Mehlika'nın kapısı çalana dek.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.