HIRSIN BEDELİ TEK SEPETLİK İFLAS
( Borsada Erken zenginlik Tuzağı)
H. TURHAL
Tek Bir Sepete Konulan Hayallerin Acı Sonu
Hüseyin (28), sabrı ve eğitimi hiçe sayan, "hızlı ve çevik olmanın" para kazandırdığına inanan genç bir İstanbullu. Gözü kara bir kararla, bankadan çektiği ...
Beşinci Bölüm: Gerçek Başlangıç 1. Annemin Sığınağı ve Soğuk Duş Annesinin mütevazı evine taşındığında, Hüseyin'in üzerindeki o gösterişli, "erken zengin" maskesi tamamen düşmüştü. Eski parlak, deri cüzdanı şimdi boştu; sadece banka kartları yerine, bankalardan gelen ihtarname zarfları doluydu. Annesinin ona sunduğu şefkat, beklediği yargılayıcı bakışlardan çok daha ağırdı. Bu şefkat, onun pişmanlığını katlıyordu. "Oğlum, biz ekmeğimizi bölüşürüz," demişti annesi, sade bir sofra kurarken. O an, Hüseyin o lüks restoranlarda yediği hiçbir yemeğin bu kadar tok hissettirmediğini fark etti. O, hırsla kendini aç bırakmıştı. Gündüzleri eski, sıradan işine geri döndü. Ancak bu kez, mesai saatleri eskisi gibi değildi. Öğle molalarında telefonunu eline alıp borsa tablosuna bakmak yerine, yanındaki deftere borç listesini yazıyordu. İki kredi, biriken faizler ve yasal takip masrafları... Rakam, nefesini kesecek kadar büyüktü. Bu, bir yıllık değil, belki beş yıllık, disiplinli bir kölelik anlamına geliyordu. 2. Kitaplar ve Kül Kedisi Eğitimi Gece çöktüğünde, herkesin eğlenmeye veya dinlenmeye başladığı saatlerde, Hüseyin'in "Kül Kedisi Eğitimi" başlıyordu. Artık onu yöneten ne bir "guru" ne de bir fısıltıydı; sadece öğrenme arzusu ve borç korkusu vardı. Küçümsediği her şeye yöneldi. Birinci yılki ekonomi ders kitapları, mum grafiklerini anlatan temel teknik analiz kitapçıkları... Her bir sayfa, ona bir zamanlar yaptığı hatanın bedelini hatırlatıyordu. "Finansal Okuryazarlık," diye mırıldandı bir akşam, gözleri kırmızı mum grafiklerini anlatan bir sayfada gezinirken. "Benim en büyük eksiğim buydu. Silahı tanımadan savaşa girmişim." Artık borsaya bir kumar masası olarak değil, karmaşık bir ekosistem olarak bakıyordu. Anladı ki, o hızlı al-sat’lar, aslında büyük balıkların, kendisi gibi küçük balıkları yutma yönteminden başka bir şey değildi. 3. Yeni Strateji: Sabır ve Karıncalanma Hüseyin, yeni bir defter aldı. İlk sayfasına, altın kuralını yazdı: "Önce öde, sonra biriktir, en son yatırım yap." Yeni yatırım stratejisi ise eskisinin tam tersiydi: Çeşitlilik: Artık tüm parayı tek bir coine değil, sabit gelire, dövize ve hisse senetlerine çok küçük ve yavaş adımlarla dağıtıyordu. Kademeli Alım: Fiyat ne olursa olsun, bir hissenin tamamını tek seferde almak yoktu. Her ay maaşından artırdığı küçük bir miktar ile azar azar alım yapıyordu. Bekle ve Gör: Paniğe kapılmak yoktu. Kısa vadeli heyecanlar değil, uzun vadeli büyüme onun tek hedefiydi. İlk yatırım hamlesi, bir altın veya popüler bir teknoloji hissesi değildi. Maaşından ayırdığı ilk yüz lirayı, ulusal bir bankanın temettü veren istikrarlı hissesine yatırdı. Yüz lira... Eski Hüseyin bu rakama gülerdi. Ama yeni Hüseyin, bu yüz liranın, borç batağından kurtulmak için attığı en sağlam adım olduğunu biliyordu. Hala borç batağındaydı, ama en azından bataklıkta çırpınmayı bırakmıştı. Artık yüzeye çıkmak için kararlı ve bilinçli adımlar atıyordu. Bu yeni hayat, bir maratondu ve Hüseyin, ilk kez doğru tempoda koşmaya başlamıştı. 4. İlk Zafer: Bir Borcu Kapatmak Yaklaşık sekiz ay sonra, hayatında ilk kez küçük ama gerçek bir zafer kazandı. Gece gündüz çalışarak, fazla mesai yaparak ve en ufak harcamadan kaçınarak, en küçük kredinin son taksitini yatırdı. Bankadan gelen, "Borcunuz Kalmamıştır" yazılı o basit SMS mesajı, borsada kazandığı kağıt üzerindeki binlerce liradan daha gerçek, daha değerli ve daha tatmin ediciydi. Telefonu elinde tuttu. Gözleri doldu ama bu kez sevinçten ve gururdan. İlk kez, hayatının direksiyonunu Hırs'tan alıp, Disiplin'e vermişti. O gece, annesiyle sade bir çay içtiler. Hüseyin, sadece o küçük borcun kapandığını söyledi. Annesi, "Allah bereket versin oğlum," dedi. Hüseyin biliyordu: Bu sadece küçük bir borç değildi. Bu, eski, hırslı ve cahil Hüseyin'in tabutuna çakılan ilk çiviydi. Hayat mücadelesi devam ediyordu. Önünde daha büyük borçlar, daha uzun yıllar vardı. Ama artık biliyordu ki, gerçek zenginlik, paranın hızında değil, bilginin derinliğinde ve sabrın gücünde gizliydi.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.