Bir kimsenin beni yüzüme karşı methetmeye hakkı olursa, yüzüme karşı beni tenkit etmeye de hakkı olması lazımdır. bısmark
Gözyaşı ve Umut
Gözyaşı ve Umut Bu kitap, Gazze’nin dar sokaklarında, yıkık binaların gölgesinde ve bombaların karanlığında büyümeye çalışan yetim çocukların hikâyesini anlatıyor. Her sayfada bir çocuğun yüreğind...
28. Bölüm

28. Bölüm – “Kalabalığın Çığlığı”

57 Okuyucu
1 Beğeni
0 Yorum
28. Bölüm – “Kalabalığın Çığlığı”

Otobüsün içi sessizlikle boğulmuştu. Herkes derin nefeslerle hayatta kalmaya çalışıyordu. Yağmur, camlardan süzülüyor, patlamaların ardından gelen yankı göğüs kafeslerini sarsıyordu.

Birden dışarıdan insan sesleri yükseldi. Çığlıklar, ağlayan çocukların sesine karıştı. Yusuf dikkat kesildi, otobüsün kırık camından baktı.

Enkazın arasında bir kalabalık vardı. Yüzleri kararmış, giysileri yırtılmış, çaresizlikle ellerini havaya kaldırmış kadınlar ve erkekler… Bir kısmı yardım istiyor, bir kısmı öfke dolu sözlerle haykırıyordu:

“Yeter artık! Biz de insanız!”
“Dünya bizi neden görmüyor?”
“Bu gökyüzü bizim değil mi?”

Selma da yanına geldi, Yusuf’un kolunu tuttu.
“Baksana Yusuf… Bizim gibiler… Onlar da bizim kadar çaresiz.”

Kalabalığın içinde bir adam göğe doğru bağırıyordu.
“Ey koca dünya! Bizim bedenlerimiz bu topraklarda yanıyor. Ama sizin kulaklarınız neden bu kadar sağır?”

Yusuf’un kalbi sıkıştı. İçinden geçenleri artık tutamadı, otobüsün kırık kapısından çıkıp kalabalığa doğru yürüdü. Selma arkasından bağırdı:
“Yusuf! Gitme, çok tehlikeli!”

Ama Yusuf dönüp gözlerinin içine baktı.
“Selma… Biz sustukça bu savaş bizi yutuyor. Artık susmayacağım.”

Kalabalığın ortasına varınca, herkesin bakışları ona çevrildi. Yusuf titreyen ama kararlı bir sesle konuştu:

“Ben Yusuf. Ailem yok, evim yok… Sadece bu yaralı şehrim var. Hepimiz aynı acıyı yaşıyoruz. Bizi öldüren bombalar değil sadece… Bizi öldüren dünyanın sessizliği!”

Kalabalık bir an sustu. Sonra içlerinden bir kadın gözyaşlarıyla Yusuf’a seslendi:
“Haklısın oğlum… Çocuklarımız için konuşmalıyız. Yoksa sadece ölümlerimiz sayılır, hayatlarımız değil.”

Selma da yanına geldi. Yusuf’un elini tuttu, kalabalığa bakarak ekledi:
“Biz çocuklar haykırıyoruz: Savaş değil, ekmek istiyoruz! Silah değil, kalem istiyoruz! Bomba değil, bir çiçek istiyoruz!”

Sözleri kalabalığın yüreğini dağladı. İnsanlar ağlıyor, birbirine sarılıyordu. Patlamalar hâlâ sürüyordu ama o anda, enkazın ortasında, bir avuç insan dünyaya karşı tek bir ses olmuştu.

Ve o ses, savaşın gürültüsünden bile daha yüksekti.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL