Görünmez Mimarların Şehri

Hayal, zihnin asla erişim izni istemeden kurduğu, yerçekiminin işlemediği o gizli laboratuvardır. O, henüz var olmayan her şeyin ilk çizimidir. Oturduğun yerde, gözlerini bir anlığına kapatmanla başlayan, imkânsızlığın kapı dışarı edildiği sınırsız bir yolculuktur.
Bir kağıda düşen ilk damla mürekkep gibidir. Ne olacağı belli değildir, ama oradadır; bütün potansiyeliyle titreşir. En sıkışık anlarda, en boğucu gerçekliklerin ortasında, sana ait olan, kimsenin el koyamayacağı tek mülktür. Sen yorgun düştüğünde bile, o içeride, sessizce kendi yollarını açmaya devam eder.
Hayal kurmak, sadece bir kaçış değil, aynı zamanda bir direniş eylemidir. Var olanı kabul etmemek, daha iyisinin, daha güzelinin mümkün olduğunu iddia etmektir. Bizi uyandıran, bizi yatağımızdan kaldıran, sıradanlığın zincirlerini kırmaya zorlayan o tatlı itkidir.
En büyük gücü, henüz gerçekleşmemiş olmasındadır. Bu belirsizlik, ona sonsuz bir esneklik verir. O, her daim mükemmel, her daim kusursuzdur. Çünkü gerçekleştiği an, bir miktar tozlanır, bir miktar eksilir. Bu yüzden hayal, dokunulmamış bir zirve gibi, her zaman yukarıda, her zaman ulaşılabilir bir ihtimal olarak kalmalıdır.

Hüseyin TURHAL