Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
DİLHAN (Belgesel Nehir Şiir)
GİRİŞ “Yaşadığım dönemin sosyo-politik, psiko-sosyal ve felsefi görünümü; şiirle nasıl yansıtılabilir,” sorusuyla başlayan masum bir tasarının çocuğudur Dilhan. ‘Uzan şöyle sere serpe dizimin dibine ...
1. Bölüm

GİRİŞ

14 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
“Yaşadığım dönemin sosyo-politik, psiko-sosyal ve felsefi görünümü; şiirle nasıl yansıtılabilir,” sorusuyla başlayan masum bir tasarının çocuğudur Dilhan. ‘Uzan şöyle sere serpe dizimin dibine Dilhan/Mavi sabahından özet geçeyim’ dizeleri, bitimsiz bir nehir şiirin doğumuna ön ayak olmuştur. Dilhan’ı, ortalama altı yıl gibi bir sürede yazdım; her okuduğumda birkaç dize, birkaç sözcük değişikliğe uğramış ya da yeni birimler eklenmiştir. Bu süreçte, güncelin özetinden kalburun üstünde kalanlar şiire can suyu olmuştur.
Dilhan, ne sözcüklere indirgermiş ne anlam aranmaz mantığına bürünmüş ne de çağın söz geveleme şiirlerinden el almış bir şiir biçemidir. Koşulların ve güncelin cömertliğinden soyulmuş, travmaların gerçekliğinden alınmış, tutumların ironik yapısından kazınmış, gerçekliğin insana bire bir yansımasından doğmuş belgesel bir nehir şiirdir. Gerçekliği, günceli ve anlamı öncelediğinden dolayı şiir sanatının gereği olan; sözün duygu değer önceliği, sözcük cimriliği ve ses uyum tekniklerini zaman zaman göz ardı etmişimdir. Yazdıktan sonra gördüm ki Dilhan, dönemin psiko-sosyal ve sosyo-politik ortamını boy aynasına koyan belgesel bir nehir şiir olmuştur. Bu özelliğinden dolayı, sahne sanatlarında da kullanılabilir düşüncesiyle; konu, içerik, süreç, bütünlük, bağlaşıklık, tutarlılık, ritim, ezgi ve şiirsel akışa özel önem verdim.
Benim anlayışıma göre şiir, sözü gevelemek değildir; iz bırakmış duygu, olay ve olguların alnının ortasından vurup sözün tokacıyla aklın kafasını gözünü yarmaktır. İnsanda doğuştan var olan estetik kaygı; ortam, uzam, coğrafya, teknik, zaman, eğitim, kültür ve bilgi birikimi gibi toplam değerlerle şekillenir. Yani durumsal estetik algı ve yargı, içinde bulunulan durumla doğru orantılı gelişir. Sözün gücü; duygu değeri yüksek bir biçimde ustaca bilincin ayrıntılarına dokunursa artar. Çünkü estetik algı, bu ayrıntıların kılcal damarlarından beslenir.
Şair insana seslenir. Bu yüzden şair, insanın yüksek ve araç değerlerinin içinde ve ötesinde bir görüye sahip olmalıdır ki görünmezleri, ayrıntıları ve duyarlı yanları bulup açığa çıkarsın; bunları şiir tekniğine uygun anlakta yer tutucu söze dönüştürebilsin… Ben, şiir manifestolarını, dünya şiir günü bildirilerini, şiire ölçüt giydirmeye çalışan şiir yazılarını, akademik kafaların yazdığı şiir yorumlarını dikkate değer bulmuyorum. Ne yazık ki bunların çoğu, şiiri bir sanat dalı olarak görmediği gibi onun felsefesinin önünden bile geçmeye cesaret edemiyor. Çünkü, şiir üzerinde düşünen varsa bile bu düşünürler, çoğunlukla geçmişin veya güncelin moda kalıplarına sıkışıp kalmış durumdadırlar.
‘NUN’lu uyaklar, Edebiyatımızın tarihinde uyak kusuru sayılır; ne var ki ben ‘n’ sesini seviyorum. Ayrıca ‘n’ sesinin, dilimizde ses benzeşim yelpazesinin bu kadar geniş olabileceğini Dilhan’ı yazarken fark ettim. Ses, sestir; uyum güzelse neden yoksun bırakalım ki sesleri onlar öyle demiş diye…
Bana göre şiirin sanat değeri; duygu değeri, anlam gücü ve söz sanatlarının görevdeşliğinden doğar. Olay ve olgulara bağlı anlam duygu değeri, söz sanatlarıyla bütünleşmeli ve bunların görevdeşliğinden daha nesnel bir yapı kurulmalıdır. Okur, dekor giydirilmemiş soyut sözü yeterince işleyemez; anlamlandıramaz. Okurun şiirle imgelem dünyasına girmesi, rastlantısal anlama ulaşması ve çağrışımsal imgelem kurması; anlamın duygu değerinin; olay, olgu ve dekorla pekiştirilmesine bağlıdır. Diğer bir söyleyişle, nesnel bağlılaşık kuramıyla iyi geçinmek gerekir.
Özgün şiir, kendini okunanlardan ayırt ettirir. Belleğe tutunur. Ayrıca şiir, öyle bir anlam ve anlatıma sahip olmalıdır ki okurun duyumsadığı ancak tanımlayamadığı; farkına vardığı ancak dile getiremediği; ayırdında olmadığı duygu durumu ve ayrıntıları; açığa çıkararak görüntülemeli ve okurun duygularını ezmelidir. Şiirin şiir olabilmesi için; biçimden anlama, anlamdan anlatıma, sesten çağrışıma, coşumdan estetiğe kadar tüm varlık katmanları dengeli ve etkin kurulmalıdır.
Dilhan, yaşamsal deneyim ile toplumsal olgu ve olayların gözleminden doğan uzun soluklu bir şiirdir. Tanık olduğum çağın şiirsel bir yorumudur. Bu benim olay ve olguları görme biçimimdir. Abartı, aktarma, ironi, değinmece, değişmece, mizah ve benzetme gibi şiir teknikleri ile anlam ve söz sanatları, sanatın gereğidir. Kişi ya da herhangi bir kurumu hedef almaz. Bir anlamda yaptığım şey, yaşamsal gerçekliğin insan üzerindeki yansımasıdır. Okur; okuduklarını hangi olay ve hangi durumla özdeşleştirir, nasıl bir imgelem kurar, bilemem. Tamamen okurun dünya algısıyla ilgilidir.
Dünyanın en güzel, güçlü ve yüce duygusu sevgidir. Sevgi ise güzellik karşısında büyüyen bir duyumsama eylemidir. Pek çok düşünürün söylediği gibi sanat, güzeli görünüşe taşımak, insanı güzel ve yetkin ruha ulaştırmaktır. Sonuç olarak insanda sevgiyi ve yaşam sevincini yaratmaktır. Sanat sevmektir; sevmekse şiirdir, şiirselliktir. Eylül 2025, Narlıdere/İZMİR


Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL