GİRİŞ
“Yaşadığım dönemin sosyo-politik, psiko-sosyal ve felsefi görünümü; şiirle nasıl yansıtılabilir,” sorusuyla başlayan masum bir tasarının çocuğudur Dilhan. ‘Uzan şöyle sere serpe dizimin dibine ...
Şiir, bilincin uzamı kadardır Dilhan Olmaz öyle dil yarmakla, söz gevelemekle Sözcükleri eğip büküp dans ettirmekle Ne söylediğin bir fersah öteye Nasıl bir resimdir anlaklara salınan Akarsuyudur bir ruhun akarsuyu Ne kadar duruysa o kadar coşkun akan. Kim ne derse desin, şiir zıpkın sanattır Bakma sen şiiri dil oyunu görenlere Takke fular taktırıp fır dönenlere Şiir dediğin ufkundan sağılır. Oturalım şöyle okyanusun sol köşesine Katran koyusu yükümüzle Yaslanalım deltaların humuslu rahmine Döndürelim evine şiiri Uykuya daldığı o, laleli sabahtan… Barbarizmi atalım bir yana bugün Gel biz sözü akıl kaşıyıcı elleriyle çizelim kor yüreklere Öyle bir çizelim ki anadan üryan.
******************* Kafakola alınmış bir beyinse Dilhan Erebileceği menzil sahibidir.
Çehresi pörsümüş bir bulutuz ne yağmur ne boran olur ne de kar yağar bizden Şiir yazarız ya da sokakları kalabalık süsleriz. Kimi kul olabilme azminde Kimi kıl-çuval özentisinde Kimi insan kalabilme derdinde Damarlarımıza sızmış zehirli bir solucan İçin için sürünüyor Bazen kadın bazen kız bazen fidan her an yürek yıkan yeni bir kurban. Atı alan Üsküdar’ı geçmiş Gülhane Parkı’ndaki ceviz ağacı yok artık … Eski bayramlar ne kadar da kabuk değiştirmiş Çağ post atıyor, eski post kime, neye kısmet Kapı önlerini süpüren evcimen teyzeler Hocahatun evlerinde gülsuyu kokulu sohbet… Kahkaha masaları, günah kapısı Şadırvanlar terbiye kamçısı Rivayetten soyulmuş kıssalar ahlâk rabıtası Ne diyeyim Dilhan, rayında tren Akla ne gerek…
******************* Yenilikçilerin mahkumiyetine gülenler Kendine gülüyordur Dilhan
Nereden nereye bilir misin Dilhan? Menekşe gibi açan kızların gülüşünden Şark ezilmişliği üstüne kurulan cennete Tahtırevan üstünde Güle oynaya gider gibiyiz. Çağdaş dünyanın gümüş hançeriyle İnsanlık avına pek yakın günlerdeyiz. Kalsak ayrı bir dert, gitsek bu kervan yolda bırakılmaz. Kurduğumuz rota tuttuğumuz yol Saçaklı bir coğrafyanın hışmına kurban Ah şu gömülü zaman ve insan denen varlık Aklını asmış da çöl yeline Merhamet dilenir ondan bundan Ne dersen de, kılı kırk yarar da olmaz böylesi körtapan.
******************* Arap saçı gürleşti yaylalarında Dilhan Bedevi bir manzara
Ucu açık bir denklem neresinde durursan dur Azıcık aşım kaygısız başım desen de olur Tanıksın da dilin varmaz söylemeye Aykırıysa sözüm bilirim ağrıyacak başım. Nasıl olsa tıkır tıkır emirlere gebe yasalarımız Hüküm kesin, suç peşinden uydurulur. Doğru, durduğun yere göre değer alır Dilhan Sinekten zeytinyağı çıkarılır oldu bugünlerde En iyi sen bilirsin ister yasa olsun ister tasa Gıdıklandığı yerden kokar. Hesaplaşmanın en ağrılısına tanık Daha dündü beşiğine yatırdığım ıpıslak ülkünün… Korkma Dilhan zaman ilaçtır; taş gediğini bulur Felsefe uygun, temel sağlam; çağ ışığını her türlü alır…
******************* Adil bakanlar çıkıyor her taşın altından Saklan Dilhan donumuzu çalabilirler…
Nasıl da yağlı döngü şu akıl yakan bağıntılar Yasalar dizginli, operasyon emre maruz Aymazlık enflasyonu zaptiye sokaklarda Saflığını yitirmiş dökme çark tutmaz ayar. Kime gidersen git Dilhan Eşraftan değilsen çaldığın her makam kapı-duvar. Görürüm pişkinliği kanıksadı bu devir Söz askıda ateş gibi Ne gelenek ne yasa ne örf adet Taraftara göre yakılan yıkılan kurulan bir bulvar Gel biz yüzleşelim korkularımızla, saplantılarımızla Yüzleşelim ölümlerdeki ellerimizle Yüzleşelim kirimizle, kinimizle Ve yüzleşelim karanlıktan doğma yüzlerimizle Sokalım kirli ilişkiler ocağına bir çomak Dağılsın ne varsa; sarı, kırmızı, mor…
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.