///BU KİTAPTA YER ALAN TÜM MASALLARIN YAZARI DURMUŞ ALİ ÖZBEK'E AİT OLUP, YAZILI VE GÖRSEL, MEDYA ORGANLARINDA, TÜM DİJİTAL YAYINLARDA TELİF HAKLARI YASASINA UYGUN YAZARDAN YASAL İZİN ALINMADAN KULLAN...
Bir zamanlar, küçük bir köyde mermer ustası olarak çalışan bir adam yaşarmış. Bu adam, köyün mezar taşlarını yapar, ölenlerin anısını taşlara işlermiş. Onun ellerinden çıkan her taş, sanki bir sanat eseriymiş. İnsanlar onun işine hayranlık duyar, mezar taşlarına baktıkça kaybettikleri sevdiklerini hatırlarlarmış.
Mermer ustasının adı Ahmet'miş. Ahmet, sessiz ve içine kapanık bir insanmış. Gençliğinde ağabeyini bir kaza sonrasında kaybetmiş, bu yüzden de üzgün yapılıymış. Bu acı, onu mezar taşları yapmaya yöneltmiş. Her taşta kendi hüznünü işler, insanların acısını paylaşırmış. Bir gün köye, yaşlı bir kadın gelmiş. Kadın, Ahmet Ustanın yanına giderek ona eski bir taş vermiş. Bu taş, diğer mermerlerden farklıymış; üzerinde garip desenler ve yazılar varmış. Kadın, "Bu taşı benim için işle. Ama dikkatli ol, bu taş sıradan bir taş değil," demiş.
Ahmet Usta, taşı eline aldığında içinde tuhaf bir his uyanmış. Taş, sanki canlı gibiymiş. Fakat işine olan sevgisi ve merakı, onu bu zorlu görevi üstlenmeye itmiş. Kadının isteğini kabul etmiş ve taşı işlemeye başlamış. Taş üzerinde çalıştıkça, Ahmet Usta rüyalar görmeye başlamış. Rüyalarında kendini farklı zamanlarda ve yerlerde buluyormuş. Bazen bir savaş alanında, bazen eski bir sarayda... Her rüyada taşın sırlarını çözmeye bir adım daha yaklaştığını hissediyormuş.
Sonunda taşı tamamladığında, kadın tekrar gelmiş. Taşa bakınca gülümsemiş ve "Teşekkür ederim, Ahmet Usta." demiş. Ancak kadın tam ayrılacakken Ahmet Usta dayanamayıp sormuş: "Bu taşın sırrı nedir?" Kadın derin bir nefes almış ve konuşmaya başlamış: "Bu taş, geçmişle geleceği birbirine bağlayan bir köprü. Onunla çalıştığın sürece gördüğün rüyalar, taşın sana anlattıklarıydı. Senin gibi birinin ellerinde olması gerekiyordu." demiş.
Kadın gittikten sonra Ahmet Usta, taşı uzun süre düşünmüş. Hayatı boyunca yaptığı işlerin sadece insanlara değil, belki de zamana dokunduğunu anlamış. O günden sonra, yaptığı her mezar taşına daha da büyük bir özenle yaklaşmış ve her birine kendi hikâyesini katmış. Köydeki insanlar ise Ahmet Ustanın mermer mezar taşlarına bakarken artık sadece sevdiklerini değil, zamanın derinliklerini de hisseder olmuşlar. Ahmet Ustanın adı yıllar boyunca unutulmamış ve onun hikâyesi çevresindeki tüm kasaba ve köylere masal gibi anlatılmaya devam etmiş.
30.12.2024 Ankara Durmuş Ali ÖZBEK Eğitimci Yazar Kültür Bakanlığı Halk Şairi
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.