Dostlarımızın bize gösterdiği sevgiyi abartmamız, duyduğumuz minnetten değil, takdire ve sevilmeye ne kadar layık olduğumuzu herkese göstermek içindir. la rochefaucauld
Cezaevi Müdürü'nün anıları
Hayatın insanı nerelere götüreceğini kestirmek kolay değil Kaderim çizdiği yönde gidiyor insan, Öyle bir zaman geliyor hiç alakan olmayacak insanlarla aynı kaderi paylaşıyorsun birbirinizden çok ...
17. Bölüm

Sıkıntılı günler

55 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
Yaklaşık iki aydır ailemden haber alamıyordum, kara kara düşünceler adeta beynimi işgal etmiş birini sonlandırıyorum diğeri başlıyor.
Bu düşünceler içerisinde saatler gündüz 11 i gösterirken kapı mazgalından gardiyanın bana seslendiğini duydum hemen koştum. gardiyan;
''Hazırlan eşyaların geldi'' demesi ile hemen çabucak ayakkabılarımı giydim koğuş dışına çıkarıldım. ilk defa ailemle ilgili bir haber alacaktım seslerini duymasam da kendilerini görmesem de göndermiş oldukları eşyalardan anlaya bilirdim nasıl bir durumda olduklarını.
Sağımızda ve solumuzda iki gardiyan bizim gibi beş altı mahkumla birlikte Mahkum kabul bölümüne götürdüler beklememizi söylediler. Sıra ile ismi okunana ailesi tarafından gönderilen kargo kolisi açılıyor gelen eşyalar mahkum kayıt defterine kayıt edilerek bilgisayara aktarılıyor araması yapıldıktan sonra sahibine veriliyor.
Benim ismim okunduğunda çok heyecanlanmıştım derhal burada olduğumu söyleyerek ön sıraya yaklaştım., sanıyorum dünyalar benim oldu o kadar özlemişim. oysa daha yolun başında olduğumu biliyorum. bu yolculuğun ne zaman biteceğini de kestiremiyorum.
Daha doğrusu hiç kimse akıbetinin ne olacağını bilmiyor. Bende tıpkı onlar gibi!
Gardiyan kargo torbasını açtı içerisinde bir beyaz zarf ve üç beş parça çamaşır. zarfı açtılar içerisinde telefon evraklar olduğunu duyunca daha çok sevindim. çamaşırlarımızı aramasını yaptıktan sonra teslime ettiler telefon evraklarını telefon birimine vereceklerini söyleyerek işi biten üç beş mahkumu gardiyan tekrar koğuşumuza götürüyor. o sırada kendisine durumu anlattım. ''yaklaşık iki aydır ailemden haber alamadığımı'' söyledim.
Beni dinleyen gardiyan benimle önceleri çalışan birisi beni hem iyi tanıyor hem de müşkülatımdan haberdar. kafası ile olur manasında işaret vererek bizi tekrar koğuşumuza götürdü.
Koğuşa girdiğimde Koğuş arkadaşlarım rahat halimden anlamışlar hemen etrafımı sardılar. ben ceza evinde gelen bir satır mektupta mahkumu nasıl sevindirdiğini o zaman daha çok anladım.
Görevim sırasında özellikle mektup ve telefon birimini çok kontrol eder gardiyanlardan mahkumların dışarı ile tek bağlantı kurdukları telefon ve mektuplarını geciktirmemelerini sık sık tembih ederdim işte şimdi aynı durumu kendim yaşıyorum, özgürlüğü elinden zorla alınan insanın psikolojisini yaşıyordum.
Koğuşta arkadaşlara sevinçle telefon evraklarımın geldiğini biraz sonra gardiyanın telefon görüşmesi için beni çağıracağını söylediğimde bütün arkadaşlar sevinçle bana göz aydınlığı dilemeleri beni daha da sevindirdi. İlk defa hasretliğin özlemin çaresizliğin ne demek olduğunu ve en küçük bir haberin kimler için ne kadar kıymetli olduğunu anlıyor ve yaşıyordum.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL