Bir kimsenin beni yüzüme karşı methetmeye hakkı olursa, yüzüme karşı beni tenkit etmeye de hakkı olması lazımdır. bısmark
Bir ölünün hatırası
Şiran ve Mahir in ölümsüz aşkından, aşık olduğu bir adamla bütün duygularını gömmesi ve bütün hayata karanlık bakan Şiran için geçen zor günler ...
22. Bölüm

ÇÖKÜŞ

152 Okuyucu
1 Beğeni
0 Yorum

Şiran " onu kurtarıcım olarak benimsemiştim, peki neydi katil kaçakçı, hırsız, yalancı hepsi olabilirdi. Kalbim babam terk edip gidince bile bu kadar kırılmamıştı. Varlığına kendimi o kadar kaptırmıştım ki öncesinde nasıl yaşamıştım yada yokluğunda nasıl yaşanacaktı bilmiyordum ağzım açılmıyordu tek kelime söylemek için kıpırdamıyordu bile kendimi suçladım tek suçlu bendim araştırmamıştım ama sevmenin araştırmasımı olurdu 'olurmuş meğer' eve vardım arkamdan gelen araç Mahir'e aitti . Eve girdim arkama bile bakmadım onu görmek yada konuşmak istemiyordum anlayacak yada sorgulayacak durumda değildim. Banyoya girdim suyun altına geçtim elbiselerimi çıkarmadım akan su kadar şiddetliydi göz yaşlarım ağladım. Ne kadar kalmıştım orda bilmiyordum gözlerim şişmiş önümü bile göremiyecektim artık pencereye yöneldim Batık kapının önünde durmuştu şimdilik onunla ilgili birşey yapmak istemiyordum herkes infazdan önce yargılanmalıydı. Herşeyi ondan dinlemek isterdim keşke olaylar bu şekilde yaşanmamış olsaydı gözlerimi sildim başını yukarı kaldırdı pencereden beni gördü masum ve pişman bir bakışı vardı perdeyi çektim yatağıma geçtim vücudum çok yorgundu yaşlar yastığımı ıslatırken uyuya kaldım. Sabahın ışıkları bile uyandıramamıştı beni saat baya geçmişti Batık evde hareket görmeyince merak etmiş kapıyı çalmıştı bedenim kadar ruhum da yorgundu duymuyordum bile kalktım yataktan istemsiz bir şekilde kapıya yönedim açtım Batık üstünde dünden kalan elbiseler ve yüzünde yarasında kuruyan kanlar vardı anlatmasını istiyordum herşeyi bilmek ama herşeye rağmen onu affetmek istiyordum. Salona geçtim oda arkamdan gelip kapıyı kapattı kanepeye geçti oturdu dolaba yöneldim ilk yardım çantasını aldım dolabın üstünden salona döndüm kanepeye yanına oturdum kaşında ve dudağında patlaklar vardı temizledim bantladım tek kelime etmedim bir ölü bile benden daha çok ses çıkarırdı. Göz yaşlarım akmaya başlamıştı yine dile getirmediğim duyguların patlamasıydı. Göz yaşlarımı iki parmağıyla sildi kafamı çevirdim "özür dilerim" dedi gerçekten çok üzgündü her halinden belliydi ama onun suçunu örtmezdi. Kalktım gidecekken elimden tuttu "Şiran özür dilerim" dedi elimi çektim ona baktım "ne fark edecek " dedim ağlayarak ve yüksek sesle göğsüne ellerimle vuruyordum "aptallık bende nasıl çok eğlenceli miydi" dedim kollarını bana sardı "anlatacam herşeyi " sakinleştirmeye çalıştı "sadece dinle git dersen gidecem bir daha yoluna çıkmam" dedi bu kelime 'gitmek' neden bu kadar ağırdı. Elimi yüzümü yıkadım geri döndüm "anlat" dedim kanepenin köşesine oturdum bana döndü " yetim öksüz büyüdüm ailemi hiç görmedim tanımıyorum, sokakta büyüdüm yani kimsesizlerden az çok bilirsin yaşamak için ne yapılması gerekiyorsa hepsini yaptım. Patronla tanıştım o bizi çalıştırırdı beni o kadar önemsemiyordu ama bir gün bir husimetlisi vardı sanırım bir konuda anlaşamadılar ve kavgaya başladılar patronu öldürecekti bende yerdeki silahı aldım adama sıktım daha 14 yaşında bir insanı öldürmüştüm, katil olmuştum ama yaşamak için şans yaratmıştım kendime, patron o günden sonra beni yanından ayırmadı sağ kolu olmuştum nerdeyse, seni kaçıran Adnan patronun kardeşidir beni hiç sevmedi japonyada okudum aslında patron zorlamıştı çok isteğimle gitmemiş olsamda en iyi şeydi. Bu işler biraz karmaşık işlerdir ölüler olur yaralı hastaneye gidilmez bunun için çok önemliydi zaten severdim ilgimi çekerdi sağlık, sana ilk tanıştığımızda vermiştim kart orası iş yerim bunda yalan yok ama eksik var otoparkın altında iki kat daha var " pür dikkat onu dinliyordum tanıdığımı sanıyordum bazen gözlerime bakıyor bazen parmaklarıyla oynuyor ve başını eğiyordu ben şaşkındım neden anlamamıştım anlamak istememiştimki devam etti " sabahları sakin geçen mekan akşamları onların istekleriyle doluyordu kanunsuz olan herşey vardı senin aksine hukuk dışında herşey mevcut bende." dedi artık konuşmadı sözü bana bıraktı sanırım ağzımdan çıkan söz yolu çizecekti. "Anlattıklarının itiraf olarak alsam ömür boyu hapis yatacağını biliyorsun değil mi?" dedim net bir dil kullanmıştım o ise hafif bir şekilde güldümsedi " adalet mi arıyorsun" dedi kazağını çıkardı bedeninde kesilmemiş dikiş atılmamış yer kalmamıştı "adalet.., bizde çok aradık ama ..." durdu hayat onlar için hiç iyi geçmemişti "ben yaşıyorum onlar öldüler, onların hakkınıda ara ... " dedi hüzün kaplamıştı içimi bu kadar yaraya nasıl dayanmıştı. Öldü dedikleri kimdi peki konuşmadan baktım ona, kazağını giydi kapıyı çekti gitti. Dur demedim zaten o da beklemedi bu yolun sonu nereye çıkacaktı bilmiyordum bekleyip görecektim. Bugün işe gitmedim mesaj çektim rahatsızdım ruhum ve bedenim hastaydı. Mutfağa geçtim çay alıp salona kanepeye geçtim bir yudum aldım ve uzandım.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL