Kötülük etmeden pişman olmanın en iyi şekli, iyilik etmektir. bretonne
Aşk Raylarda Bekler ROMAN Hüseyin TURHAL
Leyla Demir, 28 yaşında, hayatını eski kitapların huzurlu kokusu ve katı bir rutin üzerine kurmuş bir kütüphanecidir. Onun dünyası, her sabah bindiği T1 tramvayının arka vagonundaki sessiz, pencere ke...
16. Bölüm

On Üçüncü Bölüm: Hattın En Romantik Anonsu

18 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
On Üçüncü Bölüm: Hattın En Romantik Anonsu
Can ve Leyla, kulübeden gece yarısına doğru ayrıldılar. Ellerinde ne bir bilet, ne bir acil çağrı, ne de bir korku vardı. Sadece, birbirlerinin hayat hızına saygı duyacaklarına dair sessiz bir söz.
O gece Leyla, kütüphanecilerin sessizliğine, tramvay makinistlerinin ise gürültüsüne duyduğu saygıyla uyudu. Sabah uyandığında, rutini bozmakla kalmayacak, Can'ın dünyasını da sonsuza dek değiştirecek bir planı vardı.
Leyla, ertesi sabah kütüphaneye gitmedi. Can'ın vardiya saatlerini ve tramvay hattının merkezi haberleşme sistemini Can'ın anlattıklarından yola çıkarak zihninde canlandırdı. Can'ın vardiyasının en yoğun olduğu saatte, tramvayın tam da Leyla'nın durağının önünden geçeceği anı hedefliyordu.
Saat 09:15. Leyla, Fındıkzade'deki ana hat yönetim binasına ulaştı. Can'ın arkadaşı olan, Leyla'nın notlarını görmüş ve bu garip ilişkiye gizlice destek vermiş bir diğer makinistin yardımıyla, kendini Anons Merkezi odasında buldu.
Oda, yüzlerce tramvay hattının sesini, gürültüsünü ve anonsunu kontrol eden dijital bir mabetti. Leyla, elindeki mikrofonun ağırlığını hissetti. Bu, kütüphanesindeki bir kitabı kaldırmaktan çok daha zordu.
"Hazır mısın?" diye fısıldadı makinist arkadaşı. "Can'ın tramvayı, 305 numaralı araç, tam şimdi senin durağının önünden geçiyor."
Leyla, derin bir nefes aldı. Bütün hat, bütün yolcular ve en önemlisi Can, onu dinleyecekti.
Makinist Kabininde
Can, T1 hattında, her zamanki gibi işine odaklanmıştı. Dün Leyla'nın korkularını ve travmasını anladığını bilmek, ona büyük bir huzur vermişti. Önündeki raylar, ilk kez bir yük değil, bir yol gibi görünüyordu.
Tam Leyla'nın her sabah bindiği durağın önünden geçerken, kabinin içindeki hoparlörden, normalde merkezi anonslar için kullanılan o tok, resmi sesin yerine, yumuşak, ama kararlı bir kadın sesi yükseldi.
Can, şaşkınlıkla irkildi. Sesi tanımıştı.
"Dikkat! Dikkat! T1 hattı yolcularının ve 305 numaralı aracın makinistinin dikkatine," dedi Leyla'nın sesi, tüm vagonlarda ve kabinlerde yankılanarak.
Can’ın eli, anons sistemini kapatmak için uzandı, ama Leyla'nın sesindeki gerginliğe rağmen duyulan o kararlılık, onu durdurdu.
"Ben Leyla Demir. Bazılarınız beni arka vagonda, hep aynı koltukta, bir kitapla görür. Ve Can Yılmaz..."
Can, yutkundu. Yüzündeki ifade, Beyazıt'taki acil durum anından bile daha şaşkındı.
"Can Yılmaz," diye devam etti Leyla'nın sesi, "benim için aşkı hep yanlış duraktan beklemiş bir adamdı. Ben de aşkı, rutinin dışına çıkmaya korkan bir vagonun arkasında bekledim."
Duraklarda bekleyen yolcular, tramvayların içindeki kalabalıklar ve diğer makinistler, bu beklenmedik, kişisel anonsu şaşkınlıkla dinliyordu.
"Can. Sen bana, benim hayatımın kontrol edilemeyen, gürültülü ve riskli yanını gösterdin. Ve ben anladım ki, senin ellerin o rayları kontrol ettiği kadar, benim kalbimi de kontrol edebilir. Dün Beyazıt'ta, korkularını yendin. Bugün, ben kendi korkumu yeniyorum."
Leyla'nın sesi, duygusal bir titremeyle yükseldi:
"Hayatın bir ray, bir tramvay gibi sürekli hareket etmesi gerekiyorsa, ben senin yolcunun değil, seninle birlikte bu kabinde, her anonsu, her arızayı paylaşacak ekip arkadaşın olmak istiyorum. Benim sığınağım artık senin kabinin, senin Bağcılar'daki kulüben."
Sonra, Leyla'nın sesi, o günkü en önemli ve en resmi anonsu yaptı:
"Sevgili Makinist Can Yılmaz. T1 hattı boyunca, hayat boyu sürecek yolculuk için 'Evet' diyorum. Lütfen dikkatli ilerleyiniz. Çünkü artık benim için hız limitleri değil, sadece sen önemlisin."
Anons, tiz bir kesilme sesiyle sona erdi.
Can, kabininde tek başınaydı. Ama Leyla'nın sesi tüm hat boyunca yankılanıyordu. Gözleri dolmuştu. Yüzünde, panolardaki tüm notlardan daha parlak, daha samimi bir gülümseme açtı.
Önündeki kontrol panelini işaret etti. Orada, elinin hemen altındaki kırmızı acil durum düğmesi değil, hayatının yeni yeşil ışığı vardı.
Can, mikrofonu eline aldı. Sesi tüm hat boyunca yayıldı.
"Tüm yolcuların dikkatine. Bu anons için Anons Merkezi'ne teşekkür ederim. Ben, Can Yılmaz. Ve evet, bir kütüphanecinin hayatı, bir makinistin raylarına sığabilir. Şimdi, hattımıza, yepyeni bir hızla devam ediyoruz."
Can, tramvayın kolunu yavaşça ileri itti. Tramvay, her zamankinden daha kararlı, daha hızlı ama daha huzurlu bir şekilde ilerlemeye başladı. Leyla'nın sesiyle mühürlenmiş bir aşk, artık rayların üzerinde, tüm şehrin gürültüsüne rağmen fısıldanıyordu.
SON.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL