Ellerim ham artýk
bir çiçeði bile koparamayacak kadar tedirgin,
ayaklarýmsa kötürüm,
fikrimi yürütemeyecek kadar beceriksiz, bitkin...
..
Söndü az önce vanilya kokulu mum
seviþtiði hüznün dumanýyla masada
içimdeki tarifsiz ruhsuzluk
ve tarihsiz umutsuzluk
nikotini eksik kaçak sigara gibi
kasarken midemi
-Þubat’tandýr diyor
üzülmüyordum artýk gecenin geliþine
acýmýyordu býçak kestiðinde elimi
kýrýlmýyor kâlbim daha çok
ve veda deðil duâ ediyordum
insanlar ayrýlýrken yanýmdan
zira sinsi bir veda
ömrün bitiþidir hayatta
"ben yoruldum hayat" diyordu Mümin Sarýkaya radyo da
"gelme üstüme!"
tüm yorgunluðumu þarkýya yükleyip
gözlerimi arýyordum kaybolduðum aynada cüssemle
kayýplarýmý ayýplarýma sayýp
þükrediyordum bir matemin gazelinde
hayat baþka b’akýyordu artýk
bambaþka sýzlýyor o kapanmayý unutan yaralar
þifa saydýklarým zehir
zehir saydýklarým derman oluyordu
sorgusu aðýr geçmiþ
yanýlgýdan bizâr
ilk duruþma sonrasýydý kâlb mahalim
suçluydu tüm iyi niyetim
kalýþarým hükmüm...
Annem duâydý sadece
bense bir bedduâyý temsil eder gibi
hüzün üstüne keder besteliyordum füsun çiçeklerince
yanmak þimdi hepimizin ortak sevinci
bir tek kýrýlmalarýmýzýn sesin de duyuyoruz birbirimizi..
Oysa derdimizi bin þiir öteden bile tanýyorduk
âh penceremin kapalý kalan yaný
güneþ de vardý
umudu unutmaydý - slogan
insanlar anlayýnca insan birbirini
ve yaralar paylaþtýkça iyileþtirirdi kendini...
N’esir acýlar diziyordum kurþuna yine
nefretimle çiziyordum tüm isyanlarýmýn üstünü
yine kliþe þiirler derliyor mürekkebime
sýzýp kalýyordum bir þiirin dibine
aþýrý duygu kaybýndan içi boþalmýþ bir kâlp
masum bir fon
ve öfkesi alýnmýþ keþkeler eþliðinde..
âh lügatýna eremediðim kâderim
kâlbimin en kýrýk köþesine astým
allý bir çiçek gibi
kederinden seni..