Üþürken pervasýz gökyüzünde
Elleri olman bir ömrün
Ardýnda s’aklarým özümü.
Ah!
Göðe uzanan avuçlarýmýn çizgilerinden baþlasýn þimdi ö l ü m.
Gözümün perdesinde duran
Derme çatma hayalleri
Dudaðýmýn boþluðunda ýsýrarak
Avutuyorum kendimi.
Olmayacak duaya âmin demiyorum þimdi.
Bilirim ki
Koptuðunda kýyamet
Ve unuttuðumda seni
Adýný anýmsamayacaðým.
Ellerim, saç uçlarýma uzanarak
Giyotinle kýrýyorum boynumu
Ecel yoruyor kendini ruhumun dar halinde.
Ve çok önce
Ýsrafil’in þûrasýndan baþlamýþtým
Ömrü arþa yürümeye.
Bilinmez þimdi
Sabahlarý olmaz bu ülkenin.
Aklý ilime karýþmýþ insanlarýn
Duygularýndan istiyorum
Ki ben gölgesiz bir ruha ýþýk tutmaktan usandým.
A n t olsun
Sýrtýmýn kambur yanýnda biriktirdiðim ayrýlýklara.
Parmaklarým kýrýlsýn ki
Artýk ölmem seni.
Gitmelerinden bilirim
Üþüyen týrnaklarýmýn ceplerimde duran yorgun hallerini.
Rüyalarý eksik bir gece
Kan uykusunda seviþenler.
Aklýmýn taþ duvarlarýnda aðýt yakanlar
Sýrtýmýn kemik boþluðunda
Çatýrdýyor parmak uçlarým.
Zaman ve saniyeler arasý
Alnýmýn üzerine yýðýlmalarým.
Gitmek istiyorum
Þehrin ihanet kokan sokaklarýndan.
Kaldýrýmda bekleyen ayaklarýmýn
Topuklarýnda tükensin ö m ü r.
Gýrtlaðýmda duran hýçkýrýklarla beraber
Anka’nýn dudaðýndan ecel terini yudumluyorum.
Bir giyotin sesi týkar kulaklarýmý.
Þafak vakti susacak herkes –b/ölünerek!-
Musallada kemik sesleri
Ruhlarýn üþüdüðü vakitte
Ölülerin
Çatlar dudaklarý.
Ve sonra
Kulaklarýmýn dibinde
Bir çocuk aðlar, taþ b-eþikte
Üstünü örter bir anne.