.
Bir baþka alevli, yakýcý bu har
Keder ile dolmuþ gönül küfesi
Pýlý-pýrtýsýný toplamýþ bahar
Vakit; vakt-i hazan; "son" arefesi...
Mutluluk yerine gözde yaþ mûkim
Huzur Evlerine! yalnýzlýk hakim.
Kýrýlmýþ bahara kurulu çarký
Cem olmuþ cemreler en namert kýþta
Kalmamýþ ölümle yaþamýn farký
Ecele çaðrý var her yakarýþta...
Böyle takdir etmiþ "kimsesize Kim"
Huzur Evlerine! yalnýzlýk hakim.
Sükûtun ardýna saklanmýþ sitem
Nesneler önemsiz, özneler "ben"siz
Lokmalar aðudan, katýklar matem
Ýnsan: Canlý ceset! Tek fark; kefensiz...
Kan dahi damarda donmuþ nitekim
Huzur Evlerine! yalnýzlýk hakim.
Soðuk duvarlarda hüzün lekesi
Hayaller harâbe, umutlar kýrýk
Dumura uðramýþ us melekesi
Elde kalan bir tek "sessiz hýçkýrýk"...
Nefes almak dahi, zor; aðýr-çekim
Huzur Evlerine! yalnýzlýk hakim.
Can bedene külfet, her adým dize
Fersiz kalmýþ serde yaslý didesi
Ýlaç kâr etmiyor yanan genize
Elem ile dolmuþ bahtýn badesi
Baðrýný açmýþ sin, neylesin hekim
Huzur Evlerine! yalnýzlýk hakim.
Muhatap ararken her "niçin?", "neden?"
Gözlerde "özlem"in son dilekçesi
Güneþi buz tutmuþ sayýsýz beden
Sanki "Aþiyan’ýn" arka bahçesi...
Kim bilir, belki de son Eylül, Ekim
Huzur Evlerine! yalnýzlýk hakim.
Mecit AKTÜRK
ANKARA - Yirmidörteylülikibinonbeþ