Çevreme baktýkça iz’aným þaþtý
Arsýzlýk cürmünü ar sanan gördüm...
Belli ki kýyâmet hayli yaklaþtý
Küfürü, günahý kâr sanan gördüm...
Ne hamd-u senâ var ne Hakk’ka þükür
Zül olmuþ beþere, beyne tefekkür
Seherler secdesiz, gönüller fakir
Dünyayý hevâya dar sanan gördüm...
Namert tuzak kurmuþ, aðýný germiþ
Zaman gâfil için sofrayý sermiþ.
Azrâil gelmeden haber göndermiþ
Saçýnda aklarý kar sanan gördüm...
Sevaplar çelimsiz, günahlar diri
Dillerden süzülen kalplerin kiri
Rabbine âsiyi, mücrim, münkiri
Çok cesur, gözü pek, er sanan gördüm...
Hakk’ký söyleyenin boynunda yafta
Kitâb-ý Mukaddes en tozlu rafta
Âlim korkusundan yanlýþ tarafta
Allah’a kulluðu þer sanan gördüm...
Nefis tam ölürken can bulmuþ "BEN"de
Kibir baþ kaldýrmýþ baþsýz bedende
Hakkýn nazargâhý kalp iken tende
Sol yanda ataný ur sanan gördüm...
Bir baþka iþliyor düzenin çarký
"Devlet malý deniz..." en güzel türkü
Mü’minin münkirden kalmamýþ farký
Cehennem nârýný nur sanan gördüm...
Ayarý tutmuyor, bozulmuþ tartý
Karýþmýþ kutuplar, eksiyle artý
Beþken bire düþmüþ islâmýn þartý
Hýrlýyý hýrsýzla bir sanan gördüm...
Belliyken klavuz, "El Emîn Elçi"
Deðiþmiþ güzergâh, bozulmuþ ölçü
Zâlimi dostundan, Âlimi çerçi
Câhili Velîden, pir sanan gördüm...
Sevgi sürgün yemiþ, gönüller talan
Dualar ihlassýz, tutmuyor plan
Her aðýz açýþta dökülen yalan
Doðruyu söylenmez sýr sanan gördüm...
Sanmayýn bu kadar, bunlarda ne ki
Dîvan’dan kovulan pek mâhir, zeki
Tuzaklar kahpece; yâni, öyle ki
Ýblisi sevgili yâr sanan gördüm...
Küfürü, günahý kâr sanan gördüm...
Mecit AKTÜRK