Freni patlak bir otomobil çiðnedi ruhumu.
Acýlar içinde kývranýrken benim duygular;
Sürücüsü açtý sesini radyonun,
Çalýp çiftetelliyi, karþýmda fýkýr fýkýr oynadý.
-Sükût fakiri ya!-
Ne demeli?
Kara kuru, sýska günü kan tuttu,
Kör neþtere fýrlattý ruhumu obez bir gecede.
-Ne de iyi oldu-
Tenimin gözyaþlarý zifiri kahkahalarý boðdu.
-Acaba güneþ mi doðdu?-
Sol yanda, avuca sýðan minicik bir mekân,
Yolcularýn uðrak noktasý bir han…
Þiir mürekkep kokmalýymýþ þaire her sayfada ayrý ayrý.
Matbaanýn yolunu þaþýran yazarsa kitapsýzmýþ gayrý.
Böyle demiþse, -belki- doðru demiþtir üstad-ý azam.
-Sözüm ona- üstad sözü üstüne söz edilmez.
Ne haddime?
Yarýn gazeteler yine yabancý dille baþlýk atacak
Çeviri nice zahmetlere yol açacak.
Çok kötü!