kaðnýnýn el emeðine deðerdi mavi
iki öküz baþýnýn mitolojiye inat yorulduðu tarlalarýn arasýnda
birkaç metrekarelik kerpiçten ev ayaktaydý
sonra mahzun bakýþlarýyla öküzlerin baðlandýðý halat
genç bir kýzýn bekaret kemeriydi
dolunayda uzun hareler þimdi varsa
porselen bir tabaðýn çaresiz kývrandýðý yalnýz yemekler tedbirlidir
sofra üzerinde cinayet ve iktidar
bir gün daha yaþabildiðine þükreden kadýnlar
alýngan bir örgüt olur duygusallýðý
buz üzerinde yaþar buhardan arayýþlar
aldýrýþ etmedim, vahiy beklemek gibi soðuk sularý çýrparken avuçlarým
fýrladým sokaklara boynumdan kurtulamadýðým þehirlerin akþamý
kardeþim, yaðmurun gene kýrgýn kaldýðý taþlardan yaþamak doðar
nedense sen sözü asýlý kalan bir büyü gibi doðarsýn, yaþýný bilmezler
sonuçta ben de sözü edilesi biri deðilimdir, meþruluðumuz sorgulanýr
bana bir çaðýrýþtan kalan ne var, ölüm diyoruz
herkesin öleceðini biliyorken, bilmek de ne demek
bir kere kuþun dilinde büyürse aft
doðrulamayan gençlikten hatýrlartýrým ilgiyi
minnettarým adýnýn aydýn sayýlmadýðý þehirlerden adamlar çýkmaya
kaçýncý düðümün ayaklarýmýzý incittiðini
facialardan çýkan çoksesli tövbelere dökeriz
anladýðým gibi olsaydý
korkunun basit hareketlere ihtiyacýndan, ört adýnýn k’sýný
bencil arzularýmýzla muzaffer irtica
çýkarýmýz yok artýk
bu gidiþler dostum, çok sevdiðimiz bir þarkýnýn notalarýyla çalýnýr