Giyotin
Kýtalarý ayýran okyanus gibi yürek baðýmýzý ayýran derin cümleler kurdun.
Titreyerek parçalandýk, heybetli bir dað gibi sýrtsýrtaydý kelimelerimiz,
iki yana savrulduk.
Yollarýmýzý kapattýk, dilimizden dökülen aðýr kütlelerle, daðýldýkça...
Susarakta çizilebiliyormuþ giyotiniyle ete, kemiðe sýðmayan ruhumun kaderini...
Ýki derin yol ardýnda kýzýl þafaklar býrakarak hüznümü derinleþtiren yokluðun...
Sen kendini kolayca alýp gitmiþsin ki zaten ruhun göçebe, köksüz bir orman gibi kuru, cýlýz...
Her þeye raðmen beni yok eden bir alaycý sessizlikle yol alýyorsun umarsýz.
Gittiðinde;
Yüreðimi parçalayan bir mermi sonrasý derin bir sessizlikle, zamanýn siyah kadife perdeleri dokundu parmak uçlarýma, zaman eriyerek aktý siyah kan damlalarý doldu avuçlarýma.
Gittiðinde bulutlarýný, yaðmurunu alýp gittin ya karalayýp attýðýn beni de alabilseydin ya da hiç katmasaydýn ruhuna.
Benden kendini alýrken sýfýrlanacaðýmý bile bile
Yüreðimi ezip geçen cümleler kurdun.
Ne külü ne gülü kaldý alaycý kuþlarýn.
Var olmamýþlýktan çok daha derin, kederli bir yokluðu boþluðunda idam ederek.
Yaralý bir kahýr, piç bir sevda ve hiç bir adamsýzlýkla baþbaþa.
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.